Müjde, Eğitimde Demokratik Açılım Geliyor! / Mahiye MORGÜL

Eğitimci Yazar

Müjde, Eğitimde Demokratik Açılım Geliyor! / Mahiye MORGÜL

İletigönderen Türk-Kan » Cum Oca 28, 2011 1:59

Müjde, Eğitimde Demokratik Açılım Geliyor!

Güncel Meydan:
Hem de en demokratik şekilde ABD’nin tekelci eğitim piyasasına açılıyoruz.

Demokrasi demek çok parçalı demek ya… Biz de “eğitimde birlik” yerine çok parçalı demokratik(!) eğitime açılıyoruz…

Demokratik Eğitim Sendikası adında bir sendikadan “eğitimde açılım isterük” basın açıklaması yapıldığına göre, açılımın düğmesine basıldı. Ne menem şeydir eğitimde açılım, halkımız bilmiyor, iş bana düştü, size çevireyim.

Hani herkese eşit ve parasız eğitimde “tek tip insanlar” oluyormuşuz ya… Fen liseleri böyle okullarmış, öyle demişti eğitimin 2006’daki başı İ.Erdoğan. Zorunlu derslerle eğitimde birlik oluyormuş, demokratik değilmiş bu, arz talep olmalı, eğitim piyasası herkese açık olmalı, kim kimden bilgi satın almak isterse almalı imiş. İsterse buradaki öğrenci gidip İstanbul’daki veya Londra’daki bir hocadan ders alabilmeliymiş…

Peki ama, ordan burdan toplanmış bilgilere kim diploma verecek?

Hayır, diploma yok artık, topladığı sertifikalar çantasında, gidip Mesleki Yeterlik Kurumuna, kısa adıyla MYK’ya bağlı bir sınav şirketinde sınava girecek, sertifikalarını ölçtürecek, verecek ölçüm parasını. Olmadı bir daha girecek sınava, paran kadar sınava girme özgürlüğü geliyor, yani Demokratik Sınav hakkı…

MYK’ya bağlı yeni ÖSYM, Ölçme YeSeMe kurduk ya, işte oraya bağlı yerli ve yabancı sınav şirketlerimiz olacak… Topla sertifikaları gel, yeterlik belgesi al.

Çok demokratik şekilde Amerikan sınav şirketlerinin bayileri açılıyor, onlar sizi en demokratik şekilde sınav yapar. Olmadı baştan, git bir daha gel sınava gir, sınavı mı beğenmediniz, soruları mı bozuktu, başka şirkette sınav olursunuz.

Dilediğiniz sınav şirketine kendinizi yoldurma özgürlüğünüz olacak. Onun için eğitim demokratikleşmeli, en demokratik eğitim bizim eğitim olmalı.

Devlet okullarında bilgi verilmemeli, matematik fen öğretilmemeli, kitaplar, laboratuarlar, dersler boş olmalı ki piyasa kazansın, bedava eğitim olur mu, demokratik eğitim dediğin piyasaya para kazandırmalı… Efendim, piyasaya para kazandıran eğitime demokratik eğitim denir. Demokrasinin de kuralları var değil mi?

Artık herkes istediği dersi istediği kurstan alabilmeli, sertifika toplamalı… Sizin oğlunuzun kaç sertifikası var? Kaç diploması değil, kaç sertifikası var?

Sonra, demokratik eğitim için “yaşam boyu öğrenme” kuralı var. Yani sen bir şey üretmeyeceksin, hep satın alacaksın…

Yaş sınırlaması yok artık, istediği yaşta kursa gidersin, keyif senin…

Eğitimi en demokratik şekilde açıyoruz, okullara ne hacet, “bilgiye erişim” kolaylıkları var, internetten indir istersen, ister video kameralı tuvalette oturarak uzaktan eğitim e-okul projesine gir, evde-okul hakkın var. Okula devam mecburiyetin de olmaz, kırlara pikniğe açılırsın keyfince…

Ama onca para verdiğin kurslarda ne öğrendiğine birinin bakması seni ölçmesi lazım, en önemlisi budur. Sınav Piyasası açılmalı! İster yerli ister yabancı…

Demokratik eğitimin olmazsa olmazı yabancı sınav piyasasını daha güvenli saymaktır! Yabancı egemenliği olmazsa demokratik olunmaz…

Dilediğin kadar sertifika topla, dilediğin kadar sınava gir, parayı sen vereceksin, keyfinin kâhyası sensin. Devlet okulunda okuyup da, öğrenerek sınıfını geçmek zorunda değilsin artık, despot devletin yok artık, piyasanın şefkatli kollarına bırak kendini…

Artık diplomayı hak etmek gibi bir mecburiyetten kurtuluyorsun… En güzel demokrasi bizim demokrasi, ABD sertifikaları havada en özgürce bizde uçuşur…

Yasasını da geçirdik, her şey tamam; 2006 yılında yaptık koyduk dolaba, dolap numarası 5544. Şimdi dolabın kapağını açıyoruz, Amerikan eğitim tekellerinin gelip özgürce sınav şirketleri kurmalarını bekliyoruz.

Bir şey eksik kaldı, çevirdiğimiz dolabın sonuçlarını almak için “demokratik anayasa” lazım, ona “evet” demeden demokratik eğitim dolabını tam açamıyoruz.

Meslek okullarımızın kapılarını yabancı sermayeye açıyoruz; en kârlı atölyeleri onlara verip sertifikalı çıraklık kurslarına çeviriyoruz.

Kılık kıyafette de açılıyoruz; tek tip elbise piyasaya yaramaz, her tarikat ve her aşiret kendi kıyafetiyle kurslara girer… Kıyafet mecburiyeti okulda olur, sertifikalı kurslar okul değildir, herkese her yaşta insana açıktır...

Başbakan Erzurum’da kendi istediği öğrencileri topluyor… Orada demokratik eğitim açılımı başlattığını, 2006’dan beri dolapta sakladıklarını açıklayabilir. Örneğin, 2006’da fakülte diplomalarını kaldırdı, ama öğrencilere söylemedi.

Bu açılımı nasıl söyleyecek çok merak ediyorum. Her halde gençlere “YÖK’ü kaldırayım mı?” diye soracak, onlar da “evet” diye bağıracak… Bu heyecanlı bağırışlar sırasında gençler arka ceplerinden diplomaları çaldırdıklarını anlamayacak…

İşin başka bir boyutu daha var; Amerikan eğitim tekelleri borsada kaybettiler, orda öğrencisiz kalan okulları burada açacaklar! Orada artık müşteri bulamayan sınav şirketleri burada sınav şirketi açacaklar, 5544 numaralı dolaptaki MYK yasası bunun için çıkartıldı, açın okuyun. MYK, içerisinde 10 tane çok müşfik yabancının olduğu bir üst kuruldur, sizi ulus devletinizin haşin ellerinden kurtarmak için taa Amerika’dan gelecekler…

Gerçek şu ki; Amerikan mali krizi eğitim ve sağlık piyasasını vurdu, eğitim ve sağlık tekellerinin gözü Türkiye’dedir. (Sayın Prof.Haberal’ın tutuklanmasına bir de bu gözle bakınız)
ABD’de müfredatı hafifletme işine ve parçalı sertifikalı ders sistemine 1983 de geçildi ve 1995’de çöküş sinyalleri geliyordu, şimdi sistem tümden çöktü, toplayamıyorlar. Çünkü devletin koruyucu elini çocukların üzerinden çektikleri için, piyasanın acımasızlığı çocukları yedi bitirdi; az bilgi, bozuk bilgi, paralı dersler, sanat dersleri hiç yok...

Çünkü ne kadar uzun süre çocukları eğitim piyasasının içinde tutarlarsa o kadar çok kazanacaklardı, onun için hiçbir çocuğa sağlıklı bilgi ve diploma vermeyi düşünmediler, eğitimin süresi oyalamalarla 35 yaşına kadar uzatıldı. Giderek eğitime talep azaldı. İç piyasa daralınca Türkiye gibi Asya ülkelerinden yüksek lisans ve doktora bahanesiyle öğrenci çekmeye başladılar. Ama biliyorduk ki orada bir tek cümle yeni bilgi almadan dönüyorlardı, ailelerin harcadığı para bilgi olarak geri dönmüyordu, çünkü bizim burada verdiğimiz lise bilgisi orada neredeyse doktora için yeterliydi.

Derken, ABD’de şimdi, yeni krizle eğitimsiz çocuk sayısı dibe vurdu. Obama, krizin çocuklar üzerindeki sonuçlarını şöyle itiraf etti, “Çocuklarımız Matematik ve Bilim bilmiyorlar, Hindistan ve Pakistan bizden şanslıdır.”

Bizde içi boş Amerikan müfredatına 2005 de başlandı. Şu anda altı yıllık bir kayıp kuşağımız vardır. Eğer, bu müfredattan vazgeçecek olursak bizim toparlanma şansımız olabilir. Ama Dünya Bankasının ısrarla istediği piyasacı anayasa yaparsak, eğitim kurumlarını bir merkezden yönetmeyi önlersek, ki YÖK ve Talim ve Terbiye Kurulu en kötü haliyle bu işe yarıyordu ve bu kurumların iyileştirilmeleri için sadece Dünya Bankasından bağımsız hale getirmek yeterdi, eğitime bir merkezden kumanda etmek ortadan kalkarsa olacağı aynısıdır.

Meslek Liselerine ve Anadolu Güzel Sanatlar Liselerine başarı puanı aranmaksızın öğrenci alınmasının hazin sonuçları ortadadır. Çöküşü öğretmenler de görüyor, veliler de.

Eğer 5544 sayılı yasayı kaldırtmazsak, MYK’nın kuruluşunu durdurmazsak çocuklarımız Amerikan eğitim tekellerine yem olacak.

Şaka değil, Amerikan krizinin faturası bize, çocuklarımıza kesiliyor!

Hükümetimiz eğitimi piyasaya açarken, okul kapılarını uçuruma açıyor… Uçurumun dibini gördünüzse ne yapacağınızı biliyorsunuz.



Eğitimci Yazar Mahiye MORGÜL, 27 Ocak 2011
mahiye@gmail.com



TEKZİP

Haber sitenizde 27.01.2011 tarihinde yayımlanan, Mahiye Morgül’ün “Müjde Eğitimde Demokratik Açılım Geliyor!” başlıklı yazısında Mesleki Yeterlilik Kurumuna (MYK) yöneltilen iddialar tamamen gerçek dışı olup, bu bilgilerin MYK ile hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Hiçbir dayanağı olmayan bu yazıyı tekzip eder, kamuoyuna saygı ile duyururuz.


T.C. Mesleki Yeterlilik Kurumu
http://www.myk.gov.tr
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Şu dizine dön: Mahiye MORGÜL

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

cron

x