N’OLACAK ŞU ‘AVRUPA’NIN HALİ ?

N’OLACAK ŞU ‘AVRUPA’NIN HALİ ?

İletigönderen Habip Hamza Erdem » Pzt Tem 11, 2016 14:12

N’OLACAK ŞU ‘AVRUPA’NIN HALİ ?
Wolfgang Streeck, Köln Üniversitesi’nde bir ‘ekonomi sosyoloğu’.
Avrupa Birliği değil ama doğrudan « Avrupa’nın kurtulması için, diyor, uluslar üzerindeki tabunun kalkması gerekir » (*).
Yazara göre, 1990’larda, Jacques Delors’un bayraktarlığını yaptığı ‘Sosyal Avrupa Birliği’ projesi tıkanmıştır. Yani Avrupa çapında ‘sosyal devlet’ (Etat-providence) kurmak başarısızlığa uğramıştır. Ancak ‘ulusal’ boyutta ‘sosyal devlet’ hâlâ Avrupa ülkeleri için geçerliliğini korumaktadır.
Wolfgang Streeck’in bu saptamaları yaptığı zaman, ‘Yunanistan krizi’ yaşanmış ama henüz ‘İngiltere krizi’ olmamıştı.
Kanımca, ‘İngiltere krizi’ Streeck’in savının ‘doğrulanması’dır.
İngiltere’nin üzerinde de bir ‘ulusallık tabusu’ dolanmaktaymış.
Kaldı ki, Avrupa’da aklı başında bir dizi adam aynı görüştedir.
Ne var ki, ‘zavallı Türkiye’nin ‘zavallı aydınları’nın İngiltere yorumlarını dinler ya da okurken, onların ne denli ‘dünyadan uzak’ yaşadıklarını da görüyor insan.
Bir yanıyla, Reagan-Thatcher ‘vizyonu’, o arada Turgut Özal ‘kafası’nın, yani ‘kapitalizmin küreselleştiği’ ve ‘piyasa’nın ekonomiyi olduğu gibi ‘toplumu’ da düzenleyeceği savının geçersizliği açığa çıkmış bulunmaktadır.
Öte yanıyla, ‘ulusal ekonomi’nin kendine özgü bir ‘yapısı’nın olduğu ve çok daha önemlisi bu ‘ulusal ekonomi’nin ‘ne’ olduğunun bilinmediği ortaya çıkmıştır.
Bugünkü gazetelerde Ali Babacan’ın ‘batıyoruz’ diye feryat ettiği haberleri de vardı. Yıllarca ‘Türkiye ekonomisi’nin yönetimi kendisine bırakılan bu ‘parlak çocuk’a, ilk kez ‘bakan’ olduğu günden itibaren ‘Manifaturacı Ali’ demiş, ‘ekonomi’den anlasa da ‘ekonomi politik’ten anlamadığını ileri sürmüştüm.
‘Ulusal ekonomi’nin yönetimi, ‘şirket’ yönetimi gibi olmazdı da ondan.
Bunların ‘Pîr’i Turgut Özal dahil, topunun ‘toplum’u hiçbir zaman anlamadıkları söylenebilir. ‘Sosyal’i de ‘fak-fuk fon’dan ibaret sanırlar. Tüccar kafalıdırlar...
Wolfgang Streeck diyor ki; İngiltere’yi ‘AB’den ayrılmaya zorlamak, AB’yi kurtarmaya yetmez.
İngiltere’nin AB içinde ‘ABD’nin truva atı’ söylemleri de ‘nesnel değil’, ‘öznel’ değerlendirmelerdir.
AB içinde Fransa-Almanya gibi bir ‘sert çekirdek’ olsa da, önemli bir Almanya-Fransa çekişmesi de var. O nedenle, Thomas Piketty, Yunanistan, İtalya, İspanya gibi ‘Güney Avrupa’ ülkeleriyle Fransa’nın ‘güçbirliği’ oluşturarak Almanya’ya karşı ‘direnme’lerini önermekte.
Peki ama, Avrupa Birliği şu dört ‘serbesti’ye, yani emeğin, malların, hizmetlerin ve sermayenin ‘serbest dolaşı’mına dayanmakta değil midir? Bunların ‘Alman’ı Fransız’ı mı varmış?
Kaldı ki, Brüksel bürokratları ve Avrupa Parlamentosu üyeleri ‘en iyi’sini bilen insanlardan oluşmamakta mıymış?
Demek ki, değilmiş.
Ve ülke halkları kendi ‘parlemento’larından çok daha fazlasını beklemketeymişler.
Ve demek ki, ‘Ekonomik Avrupa’ bir ‘Sosyal Avrupa’ olamıyormuş.
‘Ulusallık’, ‘ulusal sınırlar’ ve ‘ulusal çıkarlar’ hâlâ birer ‘tabu’ olarak varlıklarını sürdürüyorlarmış.
Her şey bir yana, ‘Avrupa Kupası’nda bile atılan bir gole milyonlar seviniyor ya da karşı-milyonlar ağlayabiliyorlarmış.
Vatan-Matan
Fransızca’da ‘patrie’ vatan demekse ‘matrie’ de anavatan demek olabilir.
Güzel Türkçemizde, Vatan/matan denildiğinde, matan’la ‘vatan’ın bir karikatürü anlatılmak istenir.
Fransızca’daki ‘Matrie’ de, Streeck’e göre, ‘heterojen Büyük Devlet’e karşılık geliyor olabilir.
Ne var ki, yine Streeck’e göre, ‘heterojen Büyük Devlet’lerin geleceği yok.. O nedenle, Almanya, Fransa, İtalya, İspanya ve İngiltere gibi ‘Büyük Devlet’lerin AB gibi bir “Süper-Devlet’e hayır ama işbirliğine evet” demeleri, özde AB’ye karşı olmak demektir.
Oysa, AB’nin yeni bir bakış açısıyla ‘kendisini yenilemesi’ (rebranding) gerekmekte; bu kendisini yenileme ise Jürgen Habermas’ın ‘Alman Felsefesi’ ile (Goldman Sachs’ın İrlandalı başkanı) Peter Sutherland’ın kozmopolitik sermayesi birleşmesinden geçmektedir.
Bu da ancak ‘doğru politik bakış’la (politiquement correct) olanaklıdır.
‘Politiquement correct’in ne demek olduğunu, ‘Devlet, Ulus, Küreselleşme’ yazı dizimizde açmaya çalışmıştık. Ve ‘ABD ‘neo-kon’larının ‘vizyon’larının temelini oluşturduğunu belirtmiştik.
Çok derin çözümlemelere girmeden, Turgut Özal’ın ‘Ana-Vatan’ının ‘vizyon’unun temelleri de böylece aydınlanmış olabilir mi diye sorulabilir.
O’nun ‘AB’ye girme hevesinin altında yatan, falan..
‘Böyyük Devlet’ diyenlerin özde ‘Büyük Millet’e karşı oldukları dahil..
Bu söylenenler karşısında, Türkiye’de çoğu kişinin ‘hoplayacağı’nı da öngörebiliriz.
Olabilir.
Ancak, biraz soğukkannlı davranıp, öğrenmeye çalışmalarını öneririz.
Çünkü, bu ülke için ‘ne yapmışlarsa’, bilmeden yapmışlardır.
Aymazca demek daha doğrudur.
Şimdi kalkıp n’olacak şu AB’nin hali diye ahkâm kesmek yerine; bizi buraya kimler nasıl getirdi diye sormak daha yararlı olabilir.
Habip Hamza Erdem
(*) Wolfgang Streeck , « Pour que l’Europe soit sauvée, il faut lever le tabou sur les nations », Le Monde, 2 Mart 2016
Kullanıcı küçük betizi
Habip Hamza Erdem
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 1535
Kayıt: Cum Haz 26, 2009 20:01

Şu dizine dön: Habip Hamza ERDEM

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x