http://haber.gazetevatan.com/Ne_Mutlu_T ... 7/1/Gundem

“Ne Mutlu Türk’üm” etnik ayrımcılık

Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Thomas Hammerberg, Türkiye’deki “azınlıklar” ile ilgili raporunda okullarda öğrencilerin söylediği “Ne Mutlu Türk’üm Diyene” sözünü eleştirdi.

Raporda, bununla “etnik ayrımcılık” yapıldığı öne sürüldü. Türk Hükümeti ise verdiği yanıtta “Türk kelimesi bir etnik, dil veya dini kökene dayanmıyor, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını ifade ediyor” dedi.

Hürriyet gazetesinin haberine göre, AVRUPA Konseyi İnsan Hakları Komiseri Thomas Hammarberg, Türkiye’de “azınlıklar” ile ilgili yayınladığı raporunda okullarda öğrencilerin söylediği “Ne Mutlu Türk’üm diyene” sözünü eleştirdi ve bununla “etnik ayrımcılık” yapıldığını öne sürdü. Hammerberg’in, 28 Haziran-3 Temmuz arası Türkiye’de yaptığı görüşmeler sonrası yazılan rapordaki bu eleştiri, hükümetin tepkisine yol açtı.

BİR ETNİK KÖKEN YÜCELTİLİYOR

Bugün yayınlanan raporunda Hammerberg, Türkiye’deki okullarda “Türk’ün ve Türk olmaktan gurur duyuyorum” gibi çeşitli antların her gün öğrencilere söyletildiğini ve bu sözlerin “Ne Mutlu Türk’ün diyene” sözüyle tamamlandığını belirterek bunun bir etnik kökeni yücelttiğini öne sürdü. Türkiye’de 12-15 milyon arasında Kürt kökenlinin bulunduğunu, 3 milyona yakın Roman, 3 milyon Kafkas, 1 milyona yakın Laz bulunduğunu belirterek, bunun Türkiye tarafından bir “zenginlik” olarak kabul edilmesi gerektiğini kaydetti.

AZINLIĞIN TANIMI GENİŞLESİN

Türkiye’de azınlık tanımının, Lozan Anlaşması’na dayanarak sadece Rum, Ermeni ve Yahudiler için yapıldığını belirten İnsan Hakları Komiseri Hammerberg, “Azınlık tanımının Avrupa’daki tanımına uyarlanması, ancak Anayasa değişikliği ile mümkün. Bu değişiklik mutlaka yapılmalı” dedi.

Hammerberg, üniversitelerde Kürtçe eğitmen yetiştirilmesi için özel bölümler açılmasını, Alevilerin haklarının verilmesini, Heybeliada Ruhban okulunun açılmasını ve Vakıflar Yasası’nın gayrimüslümlerin mülklerinin iadesine uygun hale getirilmesini talep etti.

Hükümetin yanıtı: Etnik ayrımcılık değil

Türk Hükümeti’nin verdiği verdiği 11 sayfalık cevabi raporda ise Hammerberg’in “Ne Mutlu Türk’ün diyene” sözünün “etnik ayrımcılık” olarak ifade edilmesine eleştiri getirildi. Hükümet cevabında, özdeyişin bir etnik grubu yüceltmek için değil, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olanların ülke toprağına bağlılığını ifade ettiği belirtildi. “Türk” kelimesinin bir etnik, dil veya din kökene dayanmadığı, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını ifade ettiği kaydedildi. Hükümet ayrıca “azınlık” tanımının Lozan Antlaşması ile belirlendiği de vurgulandı.

Cumhurun basi da "ilkellik" demisti esasen abdullah-gul-un-9-aralik-1992-tarihli-konusmasinin-tam-metni-t18224.html

Alayina gitsin

meclis derhal toplanmali ve bir karar almali. ben amerikali, alman veya fransiz olmaktan gurur duyuyorum gibi sözlerin etnik ayrimcilik ve irkçilik oldugu tespit edilmeli. sonra da derhal amerika fransa ve almanyaya bu konuda irkçilik yapmayin ilkel haydutlar sizi gidi sizi diye birer ültimatom verilmeli.

AB İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Hammerberg'e Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş'tan destek.

---

Söz Sende programına konuk olan Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş "Demokratik Açılım"ın içinin doldurulması için önce etnik ayrımcılığın ortadan kaldırılması gerektiğini, bunun ilk adımı olarak da okullarda okutulan "Andımız"ın bir an evvel kaldırılması gerektiğini söyledi. "Peki bunu kaldırmak başka türlü bir ayrımcılığa yol açmaz mı?" sorusunu da şöyle yanıtladı: "Bu, Ankara, İstanbul, İzmir gibi illerde sorun yaratmayabilir. Ama ‘Ne Mutlu Türküm Diyene' Güneydoğu illerinde çok incitici olabiliyor. İnsanların etnik kimliklerinden dolayı farklı hissetmelerine son vermeye okullardan başlanması gerekir. Büyük insanlardan farklı olarak küçük çocukların bu tür durumlardan etkilenmeleri daha derin olabiliyor."

Bugün gazetelerde yer alan Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Hammerberg'in yayınladığı azınlık raporunda da aynı ifadeyi kullandığı haberlerini değerlendiren Prof. Kurtulmuş "Bunu Amerika, Avrupa istedi diye değil gerekli olduğu için yapacağız. Kimse merak etmesin. Türkiye kendi sorunlarının üstesinden gelebilecek kadar güçlü ve dirayetli bir ülkedir. Ne yapacağımızı onlardan öğrenecek değiliz" dedi.


Etikhaber

Aslinda bir bakima bu acilim muhabbeti hayirli oldu memleket icin, kuzu postuna burunmus kurtlarin kimligi; suslenmis, allanip pullanmis, anli sanli "milli" gorusculerin ne mal olduklari, bazi sanatcilarin kalplerinin aslinda memleketin dusmanlari icin carptigi ve benzeri gercekler su yuzune cikti.

Acilin, acilin, merakla ve ilgiyle izliyoruz!

ve not ediyoruz!

Güney dogu insani ne mutlu türküm diyene lafindan rahatsiz oluyorsa bunun nedeni Atatürk milliyetçiligindeki Türklük kavraminin oradaki insanlara iyi anlatilmamis olmasidir. Türk demek Türkiye cumhuriyeti vatandasi demektir bu kadar basit. irka dine dile etnisiteye falan dayanmaz. ayni alman fransiz veya amerikali gibi. sen Türklügü iptal edecegine git bunu insanlara dogru dürüst anlat. feodaliteyle toprak agalariyla seyhlerle sihlarla cehaletle mücadele et. yok olmaz çünkü senin nyetin baska. sen Arabistan usülü geri kafali ümmetçi bir toplum yaratma pesindesin Atatürke ve Türk lafina garezin oradan geliyor. yetistigin tarikatlerde biat edip el etek öptügün cemaatlerde beynine bu kini ve nefreti iyice islemisler.