Ne özürü ulan!

Aydıncıkların özürlü kampanyasına karşı bir kampanya ve verdiğimiz tepkiler!

Ne özürü ulan!

İletigönderen kgursu » Sal Ara 23, 2008 23:23

Ne özürü ulan!

mabirand@e-kolay.net


Ülkemiz Demokrasiyle yönetiliyor olabilir. Ancak, bireysel olarak bu toplumun bir bölümünün demokrat olmadığı, işine geldiğince, aynı görüşleri paylaştığınız sürece demokrasi oyunu oynadığı, kendine ters düşen görüşlerle karşılaştığında ise gerçek haline dönüştüğü, yani tahammülsüz ve “benim dediğim doğrudur” diyen, uzlaşmasız bir toplum olduğu, son tartışmalarda bir defa daha ortaya çıktı.
Ermenilerden Özür Dileyelim kampanyası, yeni bir Pandora kutusunun kapağını açtı ve içindeki cinler etrafa dağıldı.
İbretle izlenecek gelişmeler yaşanıyor.
Yine kan gövdeyi götürüyor.
Böylesine bir kavganın çıkmasına da, şu cümle neden oldu.
“...1915’te OSMANLI ERMENİLERİNİN MARUZ KALDIĞI BÜYÜK FELAKET’e DUYARSIZ KALINMASINI, BUNUN İNKAR EDİLMESİNİ VİCDANIM KABUL ETMİYOR. BU ADALETSİZLİĞİ REDDEDİYOR, KENDİ PAYIMA ERMENİ KARDEŞLERİMİN DUYGU VE ACILARINI PAYLAŞIYOR, ONLARDAN ÖZÜR DİLİYORUM.”
Küçük bir gurubun hazırlayıp imzaya açtığı bu metne şimdiye kadar yaklaşık 20 bin kişi imza attı. Yani bu görüşü paylaştı.
Bu bir ilk’dir.
Türkiye’de olaylardan 93 yıl sonra, ilk defa bir sivil toplum hareketi başlatılmış ve resmi ideolojinin dışına çıkılmıştır. İmza sahipleri, bu toplumun önemli isimleri oldukları için, kısa zamanda tartışma tırmanıverdi. Toplumun bir bölümünün kimyası bozuldu. Ne vatan hainlikleri, ne de Ermeni piçlikleri kaldı.
Tepkileri en güzel “...Ne özürü ulan...”cümlesi özetleyebilir.

Demokrasi dersinden sınıfta kalan kalana
Tartışma aynı zamanda, demokrasi-hoşgörü- fikir özgürlüğüne saygılı olduklarını iddia eden çok kurumun notunu kırdı.
- AKP’nin demokratlığının ne kadar yapmacık ve yalancıktan olduğu anlaşıldı. Başbakan Özürcüleri suçlayanların başına geçiverdi.
- CHP’nin, üyesi Arıtman’ın faşistlikle suçlanan ve birbirinden korkunç konuşmalarına cılız bir yanıt vererek, bu konuda Sosyal Demokratlık gömleğini yine dolapta unuttuğu ortaya çıktı.
- MHP zaten bilinen yaklaşımıyla insanları en az şaşırtan parti olurken, en büyük hayal kırıklığını Dışişleri Bakanlığının emekli eski ve ünlü B.Elçileri yarattı. Resmi ideolojiye tapındıklarını gösterdiler.
- Dışişleri Bakanlığı da , önce son derece uygar bir tutum sergiledikten sonra, bakanları Babacan’ın çark etmesiyle, bilinen resmi çizginin devam edeceğini gösterdi.
- Genelkurmay’ın açıklaması da çok talihsizdi. Tamamen bir sivil hareketine karşı böyle bir açıklama yapması, TSK’nın sivil kesimde tartışılan bir konuya hiç gereği yokken sert tepki göstermesi, siyasetten elini çekmek istemediğinin işaretiydi.
Devlet kurumlarının resmi ideolojiye sahip çıkmaları normaldir. Zira Ermeni konusu politik bir sorundur ve resmi ideoloji bugün budur, yarın değişebilir. Kurumlar da değiştiği zaman tutumlarını ona göre ayarlarlar.
Buradaki sorun başka.
Burada ortaya çıkan fay hattı veya bölünme noktası, bu ülkede insanların resmi ideolojiye ters düşse, devletin işlerini bir oranda zorlaştırsa dahi, özel görüşlerini açıklayıp açıklayamayacaklarıdır.
Avrupa Birliğine tam üyeliğe giden Türkiye’de bunun hala imkan dahilinde olmadığı açıkça anlaşılmıştır. Daha doğrusu, toplumun farklı görüşleri dinleme terbiyesi,olgunluğu, uygarlığı ve hoş görüsünün AB düzeyine gelemediği, daha gidilecek çok uzun bir yolun olduğu ortaya çıkmıştır.
Ne olursa olsun, isteyen istediği kadar tepki koysun, bu sivil hareket yine de amacına ulaşmıştır. Zaten önemli olan da budur.


Ne yaptık ki özür dileyeceğiz kardeşim...
Özür dilemeye karşı çıkan kesimin görüşleri ve onlara Özür dilemekten yana olanların yanıtlarını şöyle özetleyebiliriz.
- Açıklama metnindeki Büyük Felaket ve İnkar kelimeleri, Ermeniler tarafından kullanılır. İlki Soykırım ile eş anlamda tutulur. Bu kelimeler, imzacıların soykırım iddialarını kabul etmeleri ve bundan dolayı özür dilemeleri anlamına gelmektedir.
- Söz konusu değil. Eğer öyle olsa açıkça soykırım kelimesi kullanılırdı. Ayrıca, tarihimiz boyunca Ermeni olaylarını kendi halkımızdan saklamadık mı , tartışılmasını engellemedik mi ? İşte bizler soykırımı kabul etmediğimiz için Büyük Felaket deyimini kullandık. İnkar kelimesini de, tarih kitaplarımızdaki eksiği belirtmek için koyduk.
- Ermeni propagandasının dilini kullanınca, Türkiye’nin Ermenilerle yürüttüğü resmi müzakerelerde eli zayıflar. Uluslararası kamu oyunda da, Türk kamu oyunun eğilimi değiştiği izlenimi doğar ve bu ortam ülkemizin bu mücadeleyi kaybetmesine yol açar.
- Bizim açıklamamız Türk devletini hiçbir şekilde bağlamaz. Bizler kişisel görüşlerimizi ortaya koyuyoruz. Kişisel tutumları seslendiriyoruz. Devlet bütün bunları bir yana bırakıp müzakeresini yürütür. Dünyanın her yerinde kamu oyu farklı, devletler ise farklı düşünüyor.Buna rağmen devletler politikalarını istedikleri gibi uyguluyorlar.
- Önce 19 uncu yüzyılın 2 inci yarısından itibaren, sonra 1 inci dünya savaşı ve Kurtuluş savaşımız sırasında Ermenilerin Anadolu’daki halkımıza karşı işledikleri cinayetler, yetmiyormuş gibi 74-86 arasında, Asala terörüne kurban verdiğimiz 70 ölü (9’u diplomat) ve şehitlerimiz ne olacak? Onlar özür dilemeden biz neden tek taraflı bir şekilde özür dileyelim?
- Hiç birimiz ne Ermeni katliamlarını ne de Asala terör örgütünün cinayetlerini görmezden geliyoruz. Ermeniler de gayet tabii özür dilemelidir. Bu da karşı tarafa düşen bir sorumluluktur. Bizler burada iyi niyetimizi göstererek ilk adımı atıyoruz, bundan sonrası onlardan gelmelidir.
Bunların yanısıra, bir de “Orta Yolcular” var.
Emekli Büyükelçiler, gazeteci ve sivil şahsiyetler, yukarıdaki her iki görüşü de reddediyorlar ve Özürcülerin bildirisinin içine Ermenileri de özür dilemeye çağıran ve şehitlerimize atıfta bulunan birkaç cümle eklenmesi durumunda imzalarını koyabileceklerini söylüyorlar. Bazıları ise, toplumu ikiye bölüp inatlaşma yaratacağından dolayı, bu tip bildirilere karşı olduklarını belirtiyorlar.


Resim

Not: Kime nasıl karşı çıkılması gerektiği görülsün diye konulmuştur...
Kullanıcı küçük betizi
kgursu
Üye
Üye
 
İletiler: 495
Kayıt: Çrş May 21, 2008 4:47

Evet, "Ne özürü ulan!"

İletigönderen Türk-Kan » Cum Ara 26, 2008 0:10

Evet, "Ne özürü ulan!"

Rahmetli Alparslan Türkeş, “Türkiye bir mozaiktir” sözüne çok kızardı. Nihayet bir gün, ben yanında iken , “Ne mozaiği ulan!” diye patlamıştı. Patlamasının sebebi bugün daha iyi anlaşılıyor: “Mozaik” kolay parçalanır! Türkiye, aslında bir ebru, bir kilim, muhtelif damarları olan bir mermerdir; ama şimdi yekpareliğimizi, içeriden ve dışarıdan parçalamaya çalışıyorlar, bu adamlar! Ermenilerden özür dilenmesi için bir yerlerini yırtan “ihanet cephesi” kadın ve erkeklerine başka ne denir?

Bakan körler

Çünkü bu konuda anlatılanları, bire bir anıları görmüyorlar, son yıllardaki ASALA cinayetlerine “palavra” diyorlar, Azerbaycan-Hocalı’da Türklerin katliamını görmezden geliyorlar! Öldürülen Türkler onlar için önemsiz; varsa yoksa “Ermenilerin Büyük Felaketi”!

Ya Ermeniler tarafından katledilenler? Ya Türklere, Türkçeye yapılan büyük “İhanet?”.

Bu vatan, millet hainleri, 1915’te, Osmanlı Ermenilerinin maruz kaldığı “büyük felaket” e duyarsızlığı ve inkâr edilmesini “vicdanları” kabul etmiyor, bu adaletsizliği reddediyorlarmış!

Vay vay vay: “Türk” olmalarından vazgeçtik; entelektüel ahlaktan biraz olsun nasiplerini almışlarsa ve eğer biraz vicdanları varsa, aydın bilim adamları, kadınları olarak, en azından “acaba” ve “belki” diye o tarihi olayları objektif olarak araştırmaları gerekir ve ancak bundan sonradır ki Türk milletini ve tarihini böyle tek taraflı olarak suçlayabilirler!

Milliyetçi, vatansever olmadıkları çoktan mâlum. Bu yüksek değerler onların sözlüğünde, ilkellik, çağdışılık!

Bu adamlar, kadınlar, peşin kararlarını, hükümlerini vermişler ve şimdi de vicdanları sızlıyormuş. Böylesine bir savaş “mukatelesinde” - karşılıklı çatışmada, Ermenilerin kayıplarına karşılık Türklerden de kayıplar olduğunu hiç kale almıyorlar ve bırakın Türk olmayı, insan olarak hiç vicdanları sızlamıyor?

Atatürk’ün sözleri“palavra” mı!

Atatürk’ün bu konuda büyük Nutuk’unda söyledikleri de mi “palavra”? Ya, Babam ve Hüsrev Gerede, Mustafa Kemal ABD generali Harbord’u bu konuda aydınlattıktan sonra, Doğu’ya götürürken, Ermeni komitacılar tarafından yakılan Türk ve Ermeni evlerini göstermeleri ve generalin, Kazım Karabekir Paşa’dan da bilgi aldıktan sonra, Amerikan Kongresi’ne “İddialar abartılmış, ikna oldum” diye rapor vermesi? Bizim eve misafir gelen Erzurumlu hanımın, gece yarısı uyanıp “Ermeniler geliyor” diye kaçmaya kalkması! Yalan mı? Rus yarbayı Tverlebov’un 1917-18’de “gördükleri- yaşadıkları”, “ısmarlama” mı?

Bu satırları neden yazmaya mecbur oldum? “Mâlum güruhtan Mehmet Ali (Kemal) Birand, ” Ne özrü ulan “ denmesine kızmış ve böylece yandaşlarıyla kanalizasyonda buluşmuş... Hem de taze taze...

Ona göre tepkimiz demokratik değilmiş... Bu hitap Türk milletinin bağrından yükseliyor. Ve ben de, işte bu güruhun yalanlarına, vicdansızlıklarına karşı topuna ”Ne özür dilemesi ulan“ diyorum. Çünkü laftan anlamıyorlar! Bu konu demokratik tartışma konusu fılan değil: Bir milletin onuru söz konusu, onursuz ” ulanlara “ karşılık milletin bağrından kopan haklı candan bir tepki!

Hem şu sıralar eski karşılıklı yaralar acaba neden kaşınıyor. Ermeni vatandaşlarımız niçin huzursuz ediliyor. Yoksa yeni bir mukatele mi isteniyor!

Bizim Ermenilerden, Ermenistan’dan istediğimiz yok! Dostluk ve barıştan başka! Ama, onlar hudutta açılacak kapıdan Türk malı ithal etmekten başka, özür dilememizden sonra arazi, tazminat taleplerini sokuşturacaklar! Anlıyor musunuz ulan!

Bu konuya devam edeceğim. Türklerin ne kadar zayiat verdikleri konusunu ele alacağım...




Altemur KILIÇ, 25 Aralık 2008
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Re: Evet, "Ne özürü ulan!"

İletigönderen kgursu » Cum Ara 26, 2008 0:37

Türk-Kan yazdı:“Mâlum güruhtan Mehmet Ali (Kemal) Birand, ” Ne özrü ulan “ denmesine kızmış ve böylece yandaşlarıyla kanalizasyonda buluşmuş... Hem de taze taze...


Teşekkürler Türk-Kan!!! :)
Gerçekten anlı şanlı bir cevap...
Kullanıcı küçük betizi
kgursu
Üye
Üye
 
İletiler: 495
Kayıt: Çrş May 21, 2008 4:47

İletigönderen Gurcan » Sal Şub 10, 2009 1:27

Bu forum, örümceklere yasaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Gurcan
Üye
Üye
 
İletiler: 7
Kayıt: Sal Şub 03, 2009 17:34

İletigönderen hirbo06 » Sal Şub 10, 2009 3:37

Gurcan yazdı:Türkeş ne mozaigi ulan demiş kafası almadıgı için öyle demiştir zavallının.


Turkes'in mi yoksa senin mi kafa almiyor orasi tartisilir... Turkiye mozaiktir safsatasinin ortaya atilmasinin amacinin boluculuge ve Avrupa Birliginin azinliklar uzerinden yuruttugu bolucu politikalara kaynak teskil ettigini anlamamak icin ise baskasinin algi duzeyinden bahsetmeden once kendi algi duzeyini irdelemesi gerekir kisinin... Buna elbette benim gibi sende dahilsin Gurcan... Dusunelim soyle bir daha mozaiktir diyenler ve cizgileri nedir, "ne mozaigi ulan" diyenler kimlerdir... Altemur beyin yazisini tekrar okumak yararli olur hepimize umarim...

Bu arada efendim icimizden tescilli vatan hainleri ve onlarin arkasina aptalca dusmus 20000 kisi imza atti diye tarihsel gerceklikten uzak birilerinin emellerine hizmet eden bir bildiriye hak verme geregimiz nerden dogmakta sormak lazim M. Ali Birand'a. Resmi tarih diye yerdikleri yazili tarih'e alternatif uydurma bir tarih mi yazacagiz onlarin keyfi yerine gelsin diye... Imza atanlar icerisinde var ise tarih bilimi acisindan olayin gerceklere aykiri sekilde sergilendigini iddia edenler cikar tarihcilerle tartisirlar... Ama yok onlarda o cesaret onlarda... Onca tarihcinin katildigi bir programa katilamadilar... Katilan Dogu Ergil gibi uyaniklar ise ben tarihci degilim aklim ermez "gerceklere", ben olaya insani bakimdan bakiyorum salatasi altinda aciklama getirdiler akillarinca... Anladikta bu nasil insanlik anlayisi hem tek tarafli, hem de tarihsel gerceklikten uzak... Sizlerin insanligi sadece Turkiye ve Turk alehtarligi soz konusu olunca depresiyor anlasilan... Imza atanlara ulan denilmismis... Onlar atamizi kesen, anamiza atamiza milletce sovenlerle bir olsunlar, sonrada "ulan" lafina alindik demislermis... Az bile olmus yoksa onlar cok fazlasini hak eden aydin kisveli tarihinden bir haber hainler...
ONCE AHLAK,TERBIYE VE NEZAKET SONRA FIKIR ALISVERISI! Terbiyesiz (insan), yalnız kendine kötülük etmez, bütün utanç ve erdem ufuklarını ateşler (Mevlana). Ahlak mukaddestir; çünkü aynı kıymette eşi yoktur... Bir millet, zenginliğiyle değil, ahlak değeriyle ölçülür…Biz cahil dediğimiz zaman, mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz. Kastettiğimiz ilim, hakikati bilmektir. Yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okumak bilmeyenlerden de hakikati gören gerçek alimler çıkabilir(K.Ataturk)
Kullanıcı küçük betizi
hirbo06
Üye
Üye
 
İletiler: 156
Kayıt: Cmt Kas 10, 2007 18:48
Konum: ONCE AHLAK,TERBIYE VE NEZAKET SONRA FIKIR ALISVERISI! SAYGIMIZ; BILGI,DUSUNCE VE EMEGE, REP'E DEGIL!

İletigönderen Panzehir » Sal Şub 10, 2009 9:59

Sen git de Can Dündar'ın filmi ile yetin. :) Zaten hemen övmüşsün filmCİĞİ. Ancak o ve onun gibi yalamalıklardan, antel dantel'liklerden anlarsınız. :) Kapasite o çünkü, siz ve sizin gibilerinde. :)

http://www.guncelmeydan.com/forum/musta ... ht=#108372 :kelebek:

Gün gelir devran döner
Adımıza türküler söylenir bu şehirde!..
...
Kullanıcı küçük betizi
Panzehir
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi
 
İletiler: 3483
Kayıt: Pzr Şub 18, 2007 20:02

İletigönderen MansurSah » Sal Şub 10, 2009 10:07

Gurcan yazdı:Türkeş ne mozaigi ulan demiş kafası almadıgı için öyle demiştir zavallının.


Bir ülkenin mozaik olma tanımı ve koşulu şudur: %50 civarı bir etnik kökenden, kalanı da %10'ardan farklı etnik kökenlerden oluşur.

Oysa ülkemizde %90 bir etnik köken, kalan %10 ise bir çok etnik kökenden oluşmaktadır.

Mesele bu kadar basit ve aşikarken, ülkemiz için mozaik tanımını yapmak bence art niyetten, bölücülükten başka birşey değildir. Türkeş, sanırım "Ne mozaiği" derken, bu bilimsel gerçeğe; "ulan" derken de bu bölücü art niyete sesleniyordu. Bu konuda kendisine tamamen katılıyorum.
Fatih "Mansur Şah" Özaydın

Hem Cemaat hem Cumhuriyet olunmaz,
Ters mıknatıslanma yapar!!!
Kullanıcı küçük betizi
MansurSah
Bilim Adamı
Bilim Adamı
 
İletiler: 611
Kayıt: Cum Ara 07, 2007 18:04
Konum: Osaka, JP


Şu dizine dön: Özürlü Kampanya ve Tepkiler!

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x