Kumandan atın başını okşadıktan sonra sol ayağını üzengiye atıp, çevik bir hareketle bindi. Süvarilere selâm verdikten sonra atını Bab Faraj meydanına sürdü. Günlerdir, kargaşa içinde bunalan halk ve tüccarlar çarşının dar yollarından yavaş yavaş geçen kumandanı ve arkasındaki süvarileri alkışlıyordu.
Antakya kapısından geçip, çarşının nemli havasından kurtuldular. Bu kapıdan ne zaman geçseler, memleketlerine dönecekleri o günün düşleriyle duygulanan zabitler, ikişerli sıraları bozmadan Kuvayk ırmağını sollarına alarak Kumandan’ı izlediler. (…)
Aziziye mahallesine giden şoseye vardılar. Bir ...