SİMİTÇİ ÇOCUK
1970 yılının mayıs ayının bir öğleye doğru vaktinde herkes kendi alemindedir. Büyük soğukların hüküm sürdüğü, kar yağışının manzarayı beyaza boyadığı, tipinin, fırtınanın bol olduğu bir kış mevsimi etkisini kaybetmiştir. Yaz gelmiştir. Ağaçlar dallanmış, kovanlar ballanmıştır. Yemyeşil çimenler bitmiştir. Tomurcuklar ilk nefeslerini derin derin içlerine çekmektedirler. Kırlar, parklar, bahçeler, insanla dolmuştur. Kışın sokaklarında hayaletlerin, cinlerin kartopu oynadıkları, kardan adam yaptıkları bu şehir yazın gelmesiyle birden bire heyecanlanmıştır. Dam altlarını, kapı eşiklerini, insan nefesini bir ...