O Cami Yıkılmalıdır / Zahide UÇAR

O Cami Yıkılmalıdır / Zahide UÇAR

İletigönderen Güncel Meydan » Cum Ağu 03, 2012 11:57

O Cami Yıkılmalıdır

Ataşehir’de bir VİP cami yapıldı. Başvekil açılış yaptı.

Papazın şatafatlı kıyafetine özendiği aşikar olan, papazlaşmış kılığıyla siyasallaşan Diyanet İşleri Başkanının gıkı çıkmadı.

Birçok din adamı Peygamberimiz ve Allah’ın yanında yer almak yerine Erdoğan’ın yanında yer aldı.


Erdoğan’ın hatırı Allah’ın hatırından üstün tutulduğuna göre, Erdoğan’da putları oldu. Yani Erdoğan dinine tabi oldular.

AKP iktidarı ülkeyi 1919 şartlarına nasıl geri götürdüyse, dini yaşayışlarını da İslam dini gelmeden önceki cahiliye dönemine benzettiler.

O cami neden yıkılmalı? Samimi Müslümanlar o camide namaz kılabilir mi?

Sizlere Peygamberimiz döneminde yaşanmış bir vakayı anlatayım. Ondan sonra siz karar verin.

“Mekke zenginleri Peygamberimize Peygamberlik gelince; “biz Mekke ileri gelenleri varken, Peygamberlik Haşimiler’in yetimine mi kaldı” diyerek Hz. Muhammed’i küçümsemişlerdi. En sonunda biraz da mecburen İslam’ı kabul ettiklerinde Mekkeli fakir Müslümanlarla aynı camide namaz kılmak istemediler ve peygamberimize gelerek kendileri için ayrı bir cami yapmak istediklerini söylediler. Peygamberimiz “olur” dedi ve Mekke zenginleri ayrı bir cami, yani VİP cami yaptılar. Cami yapıldıktan sonra Haktan Peygamberimize bir tebliğ geldi.

“Tebliğde Mekke zenginlerinin yaptırdığı caminin yıkılması emrediliyordu.”

Ve o VİP cami yıkıldı.


İbadethanelerde ayrım yapılamazdı.

Hac zamanı bütün hacı adayları ihrama giriyor. Neden?

İhrama giren makam-mevki gibi dünyayla ilgili değerleri dışarıda bırakır.

İbadethaneler insanın acziyetini kabul ederek bütün evrenin sahibi olan Allah’a boyun eğme, kul olduğunu idrak etme yerleridir. İbadethanelere makamı-parası ve benliği ile giren “varlık” davasındadır. Benlik davası gütmek de “şeytanın” özelliğidir.

Şeytan “BEN” dediği için kovuldu.

VİP Cami yapanlar kendinde ayrıcalıklı bir üstünlük vehmederek şeytanın gittiği yola girmiş, şeytanın yoldaşlığına soyunmuştur.

Allah’ın yıktırdığı camileri yapanlar, orada imamlık yapanlar Allah’ın emrini çiğnemiştir.

O cami yıkılmalıdır.

İddia ediyorum: AKP siyaseti sadece Türklüğe değil, aynı zamanda İslam dinine de savaş açmıştır.

Dünyayı yönetme iddiasında olan şeytanlar bütün dinleri yıkıp kendi istedikleri karma, suni bir din yaratmayı hedefliyor. Sömürüye, köleleştirmeye uygun, ahlaki değerleri dışlamış, kapitalizmle uyumlu bir din. İşte AKP siyaseti bu amaca hizmet ediyor.


AKP siyaseti ile din başörtüsü ve namaza indirgendi.

Başını hörgüç şeklinde kapatanların çoğu yüzlerinde bir kilo makyaj, tayta benzeyen pantalonlar ile geziyor. Eskilerin dediği gibi; “Üstü kaval, altı şişhane.”
Bunlar diyalog Müslümanları.

AKP siyaseti;

“Arsız, utanma duygusunu kaybetmiş, çalan, yalan söyleyen, zulmeden, iftira eden, kumpas kuran, bu ahlaksızlıkları başörtüsü ve namazın içine monte eden bir din olgusu yarattı.”

Oysa Peygamberimiz; “ben güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildim” buyurmuştur.


AKP siyaseti ve yoldaşları “Mekke Müşriklerinin” yolunu izliyor.

Albay Piyer Loti ne demişti hatırlayalım:

"Bir daha Türklerle savaşmadan önce, Türklerdeki din, dil, namus, aile, vatan, millet ve birlik duygularının yok olup-olmadığını iyi kontrol edin. Yoksa Türkleri savaşarak yenemezsiniz. "

AKP siyaseti 10 yıldır Türklerle savaşmak isteyen güçler için Türkiye’yi hazır lokma haline getirecek politikalar izledi.

Din; “hırsızlık, yolsuzluk, yalan, ihale ve rüşvetle” beraber anılır oldu.

Dil malum. Türkçeye saldırı AKP siyasetinden çok önce başlamıştı.

AKP siyaseti vatansever olmayı çete suçu saydı.

Erdoğan 10 yıldır söze; Kürt-Türk-Çerkes-Gürcü diye başlayarak birlik duygularını yok etmek için elinden gelen her türlü gayreti göstermiştir.

Türk Türküm, Kürt Kürdüm, Laz Lazım, Çerkez Çerkez’im diyebilecek. (Tayyip Erdoğan)

Aynı Erdoğan bir başka zaman;

Türk-Kürt diye ayıranlar, işte iblisin yolunda, şeytanın izinde yürüyenlerdir. (Tayyip Erdoğan)


Ne komik, sanki kıyamet gününde konuşur gibi, kendi diliyle kimin yolundan gittiğini ifşa ediyor.

Gene Robert Toombs;
"Türklerdeki olguyu gördünüz mü? Türk anaları, evlatlarının siperde ölmesi için, evlatlarının saçına kına yakıyor. Öyle günler getirmeliyiz ki o evlatlar analarına isyan etmelidir. Türklerdeki aile birliği yok olmalıdır." Demiştir.
Paralı askerlik ve vicdan-ı ret uygulaması Robert Toombs’un tavsiyesine iyi hizmet ediyor(!)..

AKP siyaseti Türkiye’de Türklere savaş açtı. Irak’ta Türkmenleri yok sayıp Barzani’yi mamur etti. Azerbaycan Bayraklarını çöpe attırıp, Ermenistan ile gizli anlaşmalar imzaladı.

Davutoğlu konuşmasında Suriye’de yaşayan Türkleri yok saymıştır.

Türklük ve Müslümanlık tek dünya devleti kurmak isteyen şeytanların hedefindedir. AKP siyaseti bu şeytanların projelerini ülkemizde uygulamakla görevlidir. Görevlerini sadakatle yerine getiriyorlar.

2003 Yılında Türkiye Tanıtım Konseyi sivil toplum örgütleriyle Türkiye’nin tanıtımı için ön protokol imzalamıştı. İstanbul’un tanıtım bölümünde “İstanbul, Müslümanlık ve Türklük gibi negatif çağrışımları olan kavramlardan soyutlanarak ele alınabilecek bir değerdir” denilmekteydi.

İşte bu AKP siyaseti şimdi Haçlı ile bir olmuş Türklüğe ve Müslümanlara saldırıyor. Müslüman katline ortak oluyor. Tıpkı Hüsnidiyanislerin Müslüman Türk Kadınlarına tecavüz eden Yunan askerleri ile iş birliği yaptığı gibi, Iraklı Müslüman kadınlara tecavüz eden Amerikan piçlerinin destekçisi oldular. Hatta Başbakan onlara bir şey olmasın, ülkelerine sağ-salim dönsünler diye dua bile etti.

Müslüman dünyanın zalimler tarafından parçalanması için taşeronluğa soyundular.

Ve yıllarca Siyonistler diye önüne geleni damgalayan AKP’liler, “Vaat Edilen Topraklar, Nil’den Fırat’a” kehanetinin gerçekleşmesi için her şeyi yapıyor.

Ve Kayseri’de Müftülük binasına Erdoğan’ın resmi asılıyor.

O Müftü’ye sadece şunu sormak istiyorum:

Sen bu milletin Müftüsü müsün yoksa Erdoğan’ın mı? Git o zaman maaşını Erdoğan cebinden versin.

Ya da Müftü mü olacaksın, yoksa müfteri mi karar ver.

Edep YA-HU!..



Alevi-Sünni Çatışması Tezgahı

12 Eylül öncesi Çorum ve K. Maraş’ta kurulan tezgah yeniden ısıtılıyor.

Hükümet 10 yıldır hem etnik, hem mezhep siyaseti yaptı. Aslında Anayasa suçu işledi ama bu suça dava açabilecek Cumhuriyet yargısı kalmadı.

MALATYA - Doğanşehir ilçesine bağlı Sürgü beldesinde Alevi bir aileye saldırı yapıldığı iddia edildi.

Şimdi Alevi-Sünni çatışması yaratabilmek için prova yapılıyor.

Adıyaman’da da alevi evleri kimliği belirsiz birileri tarafından işaretlenmişti.

Bizde bir atasözü vardır:

“Vara yoğa havlayan köpek, sürüye kurt getirir.”

Mesele işte budur!..

Sorumsuz siyasiler bu güne kadar ne demiş bir bakalım:

Beğenmedikleri kararı veren yargıç: Alevi

Darbe yapmak isteyen askerler: Alevi

Ordudan temizlenmesi gereken subay: Alevi

Yakılması hak görülen insanlar: Alevi

Çorum’un övünmesi gereken kişi: Ebu Suud Efendi.

Ebu Suud Efendi: Yavuz Sultan Süleyman döneminde Alevi Türkmenlerin katline fetva veren Şeyhülislam. Sadece katliam için fetva vermedi. Kadınları, çocukları ve malları için de “ganimettir” fetvası verdi.


Muhalefet Partisinin başkanı mezhebi üzerinden seçim meydanlarında aşağılandı.

Bu örnekler sadece aklımızda kalanlardır.

İşte bu ötekileştirme ve kışkırtmadır ki, provakasyonlara hazır bir ortam yaratmıştır.

Kurtuluş savaşında Aleviler Kuvva-i Milli Ordusu, yani Atatürk’ün yanında yer aldı. Atatürk’e olan kuyruk acılarını AKP’lileri kullanarak çıkarmaya çalışan 7 düvel, Alevilerden de intikam almayı unutmuyor.

Atatürk:"Toroslara çıkın bir bakın. Nerede kara bir Yörük çadırı görürseniz, dumanı da tütüyorsa, dünyada hiçbir güç bizi asla yenemez." Demişti.

Lütfen Alevi kardeşlerimize sahip çıkalım, kenetlenelim. Seyirci kalarak suça ortak olmayalım.


Dış İşleri Bakanı

Davutoğlu tam bir “DIŞ İŞLERİ BAKANI” dır. Dışarı ile ilgilenmekten kendi yaşadığı ülkeye “KÖR” kalarak yabancılaşmıştır.

PKK’nın Suriye’nin kuzeyine yerleşmesi ve buradan Türkiye’ye yönelik terör eylemleri düzenlemesi konusunda Suriye için ne buyurmuş:

“Herhangi bir terör unsurunun sınır boylarımızda olmasına izin vermeyiz. Meşru müdafaa sebebi sayılır. Her türlü tedbiri almak bizim hakkımızdır.”


Bu adamlar bizim aklımızla alay ediyor.

Irak’tan, hemen sınırımızdan gelen saldırıya sesini çıkarma, besleyen-kollayan Yahudi Barzani ile ticaret yap, kırmızı halıda karşıla, ayağına gidip yalvar.
PKK’nın kaçırdığı sivil, asker, polis ve Kaymakamı ağzına bile alma… Varsa yoksa Suriye…

Suriye PKK’sını bahane ederek Suriye’ye saldırmayı meşrulaştır.

Kim bilir, belki de bu bahaneyi yaratmak için Barzani ile anlaştılar. Abileri(KAK) Barzani’nin Suriye PKK’sına destek olduğunu düşününce, hiç de olmayacak bir durum değildir. Sonuçta Suriye parçalanırsa Kuzeyi zaten Yahudi Kürdistan’ının bir parçası olacaktır.

Barzani’nin ayağına giderek yalvaran ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni küçük düşüren Davutoğlu’na:

Rica ile merhamet dilenmekle bir millet ve devletin şeref ve istiklâli kurtarılmaz. Türk Milleti, gelecek nesiller için bunu unutmamalıdır.” Mareşal Mustafa Kemal Atatürk

Hatay’a CİA, MOSSAD, İngiliz, Fransız ajanlarını yerleştir. Suriye’ye katliam için gönder. Sonra’da utanmadan “Esad katliam yapıyor” diyerek hedef göster.

Bir de bazı edepsiz, arsız, satılmış basın mensuplarının “Esed’in askerleri.. “diye başlayan haberleri mide bulandırıyor. Bunlar yabancı istihbaratların psikolojik savaş unsuru olarak görev yapıyor.

Suriye’de Esed’in askerleri değil, Suriye Ordusu Suriye’de katliam yapan muhalif görünümlü ajanlarla savaşıyor.

Daha açığı:

“BOP’un kudurmuş itleri ile savaşıyor.”


Yani meşru bir savaş sürdürüyor.

Suriye’ye karşı ahlaksızca yürütülen bu savaşa Atamızın bir sözü ile cevap verelim:

Hiçbir ulus yoktur ki etik esaslarına dayanmadan yükselebilsin. (24.12.1919, Kırşehir) Mustafa Kemal ATATÜRK

İngiliz ajanı Ryan, 25 Aralık 1919’da İstanbul’dan hükümetine gönderdiği raporda;

“Biz gerçek ideali din imiş gibi davranacak menfaatçi bir grubu idareci olarak takdime çalışacağız” demişti.

Oyun hiç değişmiyor. Milletimiz uyanmadıkça da değişmeyecek. Tabii uyanmalarını bekleyecek kadar zaman kaldıysa…

Zahide UÇAR, 1 Ağustos 2012
http://www.zahideucar.com
zahide@zahideucar.com
Kullanıcı küçük betizi
Güncel Meydan
Üye
Üye
 
İletiler: 584
Kayıt: Pzr Eki 12, 2008 23:12

Şu dizine dön: Zahide UÇAR

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x