Şırnak Valisi Hasan İpek: "Bu çözüm sürecini bu aşamaya getiren Başbakanımız Tayyip Erdoğan'ı ve bu konuda ciddi gayretleri olan Abdullah Öcalan'ı takdirle karşıladığımı belirtmek istiyorum.” Diye açıklama yaptı.
Öcalan’ı, bebek katilini takdir eden bir vali… Ve o Vali’ye bağlı Türk askeri… Vah ki ne vah... Askerini böyle Valilere teslim eden Tombalak Paşa…
***** ***** ***** *****
Basına sızdırılan Oslo görüşmelerini hatırlayalım. Yabancı bir devlet elemanının gözetiminde ki masada; PKK’lı teröristler, MİT Müsteşar yardımcısı Bayan, Erdoğan adına tam yetkiyle orada olduğunu söyleyen Hakan Fidan pazarlık yapıyor… Hakan Fidan bebek katiline övgü üzerine övgü düzüyor. Bebek katili, uyuşturucu baronu, tecavüzcü sapığı “bilge kişi” yapıyor. MİT Müsteşar yardımcısı bayan PKK sözcülerine “metropolleri silah ve patlayıcı ile doldurdunuz” diyor. Yani PKK metropolleri silah ve patlayıcı ile doldururken MİT seyretmiş… Gene; “PKK ile savaşan ordu içeride” diyerek, Balyoz ve türevi davaların asıl amacını itiraf ediyor.
İhanet dört kollu… Türk milletinin mezarını kazmışlar…
Oslo’da bir ihanet daha açık oluyor. Güneydoğu’ya PKK ile uyumlu vali, bürokrat, emniyet amiri, idareciler atanmış..
Şırnak Valisi Hasan İpek’in Öcalan’ı takdir ettiğini söyleyecek kadar ihanetin alenileşmesi, Oslo görüşmelerinin doğruluğunu ispat eder.
***** ***** ***** *****
Öcalan kimdir?
40 bin insanımızın öldürülmesinden sorumlu bir uyuşturucu baronu. Türk Devletini milyarlarca zarara uğratan bir taşeron… Kürt kızlarına tecavüz eden bir sapkın. Gerçek adıyla söylersek; Artin Agopyan… Neden bu adını söylüyoruz?
PKK sadece vaad edilen topraklar, “Büyük İsrail” projesi için kullanılan bir taşeron örgüt değildir. PKK aynı zamanda “genişletilmiş Ermenistan projesi” için de kullanılan bir örgüttür. Artin Agopyan aynı zamanda Asala ile birlikte çalışmıştır. Mahkeme tutanaklarında bu durumu açıkça görebilirsiniz.
***** ***** ***** *****
Erdoğan Güney Doğu’yu bilerek, isteyerek PKK’ya terk etmiştir. Başbakan olduğu günden itibaren bu proje üzerinde sebatla çalışmıştır. ERDOĞAN BU ÜLKEYİ BÖLÜP PARÇALAMAKLA GÖREVLİDİR.
AKP’yi meşru bir partiymiş gibi muhatap alarak AKP gerçeğini örten muhalefet partileri vebal altındadır. Ülkeyi bölmekle görevli bir ihanet şebekesi ile milletin meclisini paylaşarak ihaneti legalleştiren muhalefet partileri suç ortaklığı yapmaktadır. Adi suçlarda bile suçluyu saklayanlar, “yardım ve yataklıktan” yargılanır. AKP-BDP ihanetten, Y-CHP ve MHP (mecliste olan vekiller) yardım ve yataklıktan yargılanmalıdır. Bu durum açık ve nettir!!.
***** ***** ***** *****
Amerika’ya efendilerine bilgi vermeye giden Bülent ARINÇ: "Artık Sayın Öcalan Demek, Öcalan Posteri Taşımak, PKK Bayrağı Açmak Suç Değil..." diye açıklama yapıyor. Bülent Arınç PKK’ya sağladıkları ayrıcalıkları övünerek anlatıyor. Efendilerine ev ödevleri hakkında bilgi veriyor. Belli ki taltif, takdir bekliyor.
Bülent Arınç Anayasa suçu işliyor. Kendisi avukat olduğu için, bilerek, isteyerek suç işliyor. Türkiye Cumhuriyeti Savcıları işlenen bu Anayasal suçlar hakkında işlem başlatmazsa görevini yapmayarak suçluyu koruduğu için suç işlemiş olacaktır.
Yargıçlar da yargılanır. Bunu kimse unutmasın!!.
PKK çocuk kaçırdı deniyor. Erdoğan BDPKK’lı vekillere “çocukları gidip getirin?” diyor. Akıl dumura uğradı. Bu sözün anlamını idrakten yoksun olanlar, aval aval bakıyor. Bu sözün tek bir anlamı var:
“Orası ayrı bir devlet olmuştur. O devletin vekilleri sizsiniz, görevinizi yapın. Biz devletinizi oluşturduk, o bölgede sorumluluk artık size ait” demeye getiriyor bölücü başı Zat…
Anneler de zaten Vali’ye, askere, polise müracaat etmiyor. Kime gidiyor? Belediyeye… Çünkü onlar Güneydoğu’da kimin devlet yapıldığını iyi biliyor. Mecburen celladına sığınıyor. Çünkü Erdoğan siyaseti bunu em-re-di-yor!!. Durum bu kadar açıktır!!!..
Ve ülkemde bütün kurumlar bu durumu normal görerek kabulleniyor…
İhanet bulaşıcı hastalık haline gelmiştir!!.
“Diyarbakır'da devam eden yol kapatma eylemi nedeniyle Diyarbakır-Lice, Kocaköy-Lice, Lice-Bingöl, Kulp-Muş arasında ulaşım sağlanamıyor. Diyarbakır'dan Lice'ye gitmek isteyenler eski Hani yolunu kullanarak Hani ilçesine kadar gidiyor ve burada zırhlı araçlar eskortluğunda Lice'ye geçebiliyor. Bu köy yolları, günlerdir alternatif olarak kullanılıyordu. Ancak PKK, iş makinelerini kullanarak bu yolları da kapattı, yollara dev kayalar koyarak geçişi imkansız hale getirdi. Terör örgütü, köy yolunda bulunan köprüleri ise tahrip etti ve kullanılmaz hale getirdi.”
Bu savaş ortamında bazı yorumlar yapılıyor. Erdoğan Cumhurbaşkanı olmak için taviz veriyormuş(!).. Hadi ordan be zındıklar… Erdoğan başından beri Kürdistan projesi ile görevlendirilmiştir. BOP nedir zındık? Türkiye dahil 22 ülkenin bölünme projesi değil mi? Aynı zamanda “Dinler Arası Diyalog Eş Başkanı” da olan Erdoğan eli ile Türkiye’nin dinin de değiştirilmesi projesi değil mi?
Bir devlete ne lazım?
a)Bayrak, b)Dil, c)Toprak
a) Bayrak işi tamam. “PKK bayrağı açmak suç değil” diyen Arınç, Türkiye sınırları içinde başka bir simgeyi, bayrak olarak meşru hale getirdiklerini itiraf ediyor.
b)TRT Bünyesinde açılan Şeş televizyonu Kürtçeyi tek bir lehçe haline getirerek devlet dili oluşturma görevini üstlenmiştir.
c) Erdoğan Sivas’ın ötesi diye diye sınırı zaten çizdi.
Ve hiç dile getirilmeyen bir gerçek;
Doğu illerinde ki hiçbir devlet ihalesine batılı hiçbir iş adamı giremiyor. Bu durum sessizce kabul edilmiş durumdadır. Batılı iş adamları Doğu’da olan hiçbir ihaleye artık girmiyor. Batı’daki ihaleler zaten ortak(!)..
Daha 2006 yılında bir merkez valisi; “Türkiye’nin üzerinde görünmeyen tülden bir PKK haritası var” demişti.
Türk Milleti hükümet edenlerin izlediği politikalar nedeniyle PKK tasallutu ve şiddetiyle sindirilmeye çalışılmaktadır.
***** ***** ***** *****
Güneydoğu, kadim Türk Yurdu olan Güneydoğu’da Türkçe adlar kazınıyor. Hızlı bir şekilde devletleşmeye gidiliyor. Orada Türk’e ait bütün izler AKP’nin kullandığı devlet gücüyle siliniyor.
Maliye Bakanı Mr. Mehmet Şimşek, Batman’ın Gercüş ilçesine bağlı Vergili köyüne törenle yeniden “Becirman” adını verdi. Mr. Şimşek; 1920’li yıllardan itibaren sistematik şekilde Türkiye’deki köylerin neredeyse üçte birinin isminin Türkçeleştirildiğini iddia etti(!)..
Kimdir bu Mr. Şimşek? Mardin’den çıkmış, Londra’daki küresel çetenin bankası olan Merrill Lynch’in başına geçirilmiş bir İngiliz vatandaşı...
Tuhaf bir öykü... Bu tür insanlar genelde neden Güneydoğu’dan çıkıyor? Bu adamları kimler bulup yetiştiriyor? Milli bir istihbaratımız olsaydı, özel üretim olan bu tip kimlikler yetiştirilip ülkenin en kritik yerlerine getirilebilir miydi?
Belli ki Türkiye üzerinde hesabı olanlar, geçmişte devletle sorunları olmuş ailelerin çocuklarını bulup yetiştiriyor. Sonra ülkenin kritik noktalarına yerleştiriyor. Bu arada emniyet istihbaratı, askeri istihbarat ve MİT ne yapıyor? Yabancı istihbaratların faaliyetini engellemek yerine bu ülkenin çocuklarını fişliyor.
İşte bu günkü tabloyu da bu istihbarat zaafı ya da istihbarat ihaneti nedeniyle yaşıyoruz. İhanetin adını koyalım artık.
Erdoğan ve çetesi sadece bir sonuçtur!!.
Gerçek bu kadar basit ve açıktır!!.
***** ***** ***** ***** *****
AKP öncü işgal gücünün ilk işi Türk mafyasını toplayıp içeri atmak olmuştu. Sizce neden?
Tabii ki Kürt mafyasının önünü açmak için!!.
Ankara, İstanbul, İzmir, kıyı şehirler Kürt mafyasına teslim edildi.
Kürt mafyası demek uyuşturucu demektir!!. Fuhuş demektir.
PKK’nın uyuşturucu trafiğinin izini süren var mı? Kara para aklamak için kurulan televizyonların izini süren var mı? Onca uyuşturucu trafiğine rağmen basın neden uyuşturucu haberi yapmıyor, hiç düşündünüz mü?
Baybaşin’in Türkiye’de kimlerle, hangi siyasilerle bağlantısı vardı?
Ortağı olduğu gemilerinden birinde uyuşturucu bulunan adı kalabalık AKP vekili kimdi?
Türkiye kara para ile ayakta tutuluyor mu?
PKK’nın kirli parası için pazarlık yaptığı söylenen AKP’nin, ne karşılığında pazarlık yaptığını bilen var mı?
Öcalan için Yalova sınırları içinde bir villa kiralandı mı?
Bu sorulara kimse cevap vermeyecek!! Çünkü işgal edilen bir ülkenin vatandaşlarına hiçbir işgal gücü görevlisi cevap vermez.
***** ***** ***** *****
Şimdi de NATO’ya bağlı olmayan Ege Ordu Komutanlığı ve Jandarma lağvediliyor. Türk Ordusu eli-kolu bağlı bir vaziyette NATO(küresel çeteye)’ya teslim ediliyor. Hüseyin Kıvrıkoğlu’nun Genelkurmay Başkanı olduğu dönemde Türk Ordusunu millileştirmek için yaptığı çalışmalar çöpe atılıyor. Yeni ordu; “1980 öncesi kendi gençliğine karşı ABD ile birlik olup operasyon yapan NATO Ordusu” kimliğe yeniden büründürülecek demektir.
NATO Orduyu yeniden “meclise alternatif” duruma getiriyor. Amerika adına darbe yapmamak ve ABD adına savaşmamak için direnen Türk Ordusundan, Küresel çete adına darbe ve operasyon yapan orduya evriliyor. Hem de kim eliyle?
Ordu vesayeti diye on yıldır siyasi rant devşiren Erdoğan eliyle...
Nasıl cemaati besleyerek kendi sopasını oluşturduysa, şimdi de kendi darbecisini oluşturuyor.
Korku adama neler yaptırıyor(!)..
***** ***** ***** ***** *****
Erdoğan bir suç makinesi haline gelmiştir. AKP yandaşları daha 2006 yılında “Erdoğan’ın mafya babası gibi ihalelerden %10 aldığını” söylüyordu. Çiğnemediği yasa, istismar etmediği devlet gücü kalmamıştır. Bölücüdür!!. Ayrıştırıcı diliyle, kin ve nefret söylemiyle suç işlemiştir. Halkı kışkırtarak suç işlemiştir. Polisleri mafya babası fedaisi konumuna düşürerek muhalefetin üzerine sürmüştür.
Türkiye’yi bölüp parçalamak, dinini değiştirmek için başka bir ülkeden görev alarak ihanet suçu işlemiştir. Yalan, rüşvet, hırsızlık, muta nikahı altında fuhuş sıradan işler haline gelmiştir.
Hırsızlık, yalan, iftira etmek Kabalist Müslümanlığın ilk şartı haline gelmiştir.
Ülkenin bütün kaynakları akçeli anlaşmalarla peşkeş çekilmiştir.
Doğu Kürtleştirilirken, Batı’dan da Türklere ait simgeler kazınarak “Bizans ve Roma’ya ait semboller” öne çıkartılmıştır.
***** ***** ***** *****
Erdoğan bir suç makinesidir. Geldiği bu noktadan geri dönüşü yoktur. Gemileri yakmıştır. Kendini kurtarmak için bütün ülkeyi YAKACAK ruh haline sahiptir. Bu durumu saklayan her kurum bilerek bu ülkeye ihanet etmektedir. Erdoğan yargılanmamak için ölene kadar gücünü korumak zorunda olduğunu biliyor. Gücünü korumak için vermeyeceği taviz, vermeyeceği hiçbir değer yoktur!! Bu durum biline biline Cumhurbaşkanlığı seçimi oyunu oynamak komedidir. İşgal altında olan bir ülkede Cumhur işgalden kurtulmadan Cumhurbaşkanı’na ihtiyacı yoktur. İstediğiniz kadar yırtının. İstediğiniz Cumhurbaşkanı hadi seçildi diyelim. Ne olacak? Ülke Nasrettin Hoca’nın mezarı gibi olur ancak. Duvarı olmayan mezara kapı, kapıya da kilit... Öyle mi? Bu tiyatroyu daha ne kadar oynayacaksınız?
Ordusu, polisi, istihbaratı, meclisi, ticareti milli vasfını kaybetmiş, ihanete ortak olmak için birbiriyle yarışılan bir ülkede;
Atatürk’ün vasiyeti olan “Bursa Nutku” için geçerli ortam oluşmuştur.
Her Türk vatandaşı Bursa nutkunu yeniden okumalı, nerede duracağına karar vermeli, verdiği kararın sorumluluğunu yüklenme iradesini göstermelidir.
Tarihi bir görev bizi bekliyor.
“İstilaya uğrayan vatan toprakları sulh ile geri alınmaz. Cenk ile geri alınır.” (Şeyh Şamil)
Zahide UÇAR, 5 Haziran 2014
http://www.zahideucar.com
zahide@zahideucar.com
News
Site map
SitemapIndex
RSS Feed