Örgütlü Yargıç ve Savcılara Balyoz Gibi Tayin

Beklenmedik şekilde tayini çıkan Artvinli hemşerimiz Yargıtay yargıcı Ömer Faruk Eminağaoğlu ve diğer örgütlü yargıçlar için YARSAV Genel Sekreteri Leyla Köksal Ankara Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı. HSYK'nın yaz kararnamesi, Yargı-Sen’i, Demokrat Yargı Derneğini ve YARSAV’ı hedef almıştı.

Yargı-Sen yönetim kurulu üyeleri toplanamayacak şekilde her birini bir tarafa tayin etmek, onları geri hizmete almak, neyle izah edilir?

Leyla Köksal, basın açıklamasında, Anayasa değişikliğine ilişkin referandumun ardından göreve başlayan yeni HSYK için, "Bu kurul, siyasi iktidarın iradesini kendisine rehber edinmiştir" dedi.

"HSYK, hiçbir muhalif sese tahammül edememiştir. Aykırı ses çıkaran bütün yargıç ve savcıları tasfiyeye tabi tutmuş, kendisine oy verenleri, kendisinden olanları ödüllendirmiş, diğer yargıç ve savcıları sürgünlere tabi tutmuştur" diye konuştu.

Yargıyı kendi tekeline almak istediği şeklinde başbakana yapılan eleştiriler, bu yol faşist diktatörlüğe gider diyenler endişelerinde haklı olacaktır.

Yargı adalettir, adalet devlettir, adaletsiz devlet artık devlet değildir.

İşte yargıda kaos...

İşte Suriye sınırında kaos…

İşte yemin edip de yemine uymayacağını söyleyen milletvekilleri...

İşte batı destekli kaos…

Yargıya balyoz…

TSK’ya balyoz…

Eğitime balyoz…

Sağlığa balyoz…

Sınav sistemine balyoz…

Bir yandan TSK kendisine olan güven puanını hızla düşürüyor, savaşa direnecek komutanlarını kaybediyor…

Bir yandan füze kalkanlı ABD donanması karasularımıza doğru seyrediyor…


İşte bir güzel haber; Hatay’da Suriye ile dostluk mitingi!…

İşçi Partisi yapıyor. Kutlarım.

Nasıl ki Suriye’de bütün etnik gruplar ortak miting yapıyorsa, biz de Amerika’ya karşı birliğimizi gösterebiliriz. Hangi parti yaparsa yapsın, doğru olanı kim yaparsa destekleyelim.

Keşke CHP yapsa da orda birleşsek, ama yeni CHP yönetimi ile ne mümkün… MHP, Suriye’nin Türkmen yurdu olduğunu çoktan unuttu.

Bütün partiler, vatan için ortak miting yapmayı öğrenmeliler.

Bu arada; anne babalara bir önerimi tekrar edeceğim. Bu da savaşın bir başka cephesidir.

Eski ders kitaplarını bulun. Çocuklarınıza bu yazın biraz eski kitaplardan okutun, matematik çalıştırın. Yakında sınıf atlama gelecek, şimdiki kitaplarla sınıf atlanmaz.

Eğitime indirilen balyozu görmediniz. Eski kitapları ya neden bulamadığınızı zannediyordunuz?

Camilere inmekte olan balyozdan da haberiniz yoktur. Yakında yol olur, bakın şu yapılana. Hacı Bayram Camisinde kadınlar mahfili kaldırıldı, aşağıya indirildi, mihrapsız, minbersiz bir salon yapıldı. Duvarda bir ekran var, imam yukarıda namaz kıldırırken görüntüsü ekrana veriliyor. Kadınlar ekrana bakarak namaz kılıyor!

Kadınlar memnun, çocuklarıyla birlikte giriyorlar oraya, karışan eden yok, çocuklar ortalıkta dolaşırken kılınıyor namaz. Namaz sonrası öbekleşen kadınlar, sohbetler, kıkırtılar…

Buna kim itiraz edecek? Daha önce caminin girişine asılan siluetli afişlere itiraz etmeden afişin karşısında Cuma namazı kılmadılar mı? Son afişlerde çocuklar var. Afiş yaz kuran kursuna davet ediyor. Afişin camide ne işi var demeyenler, ekranın camide ne işi var, der mi?

Yakında yol olur yol… İtiraz eden imamlar önce sürülür, sonra işten atılır. Tıpkı YARSAV yargıçlarına yapılanlar gibi.

Bu işlerin arkasında “Teknolojiye tapanlar tarikatı” var. Camilere plazma ekran satılsın da… “Yoksa siz teknolojiye karşı mısınız” der hemen.

Bedeninizi ve beyninizi o küresel tarikattan bağımsız kullanmadıkça dininiz de gider, yargınız da, devletiniz de…

---

Eğitimci Yazar Mahiye MORGÜL, 23 Haziran 2011
mahiye@gmail.com