ORTADOĞU ‘DA ABD – RUS İLİŞKİLERİ VE TÜRKİYE

Üniversiteli Gençler Burada Yazıyor

ORTADOĞU ‘DA ABD – RUS İLİŞKİLERİ VE TÜRKİYE

İletigönderen mithat akar 1923 » Prş Kas 26, 2015 20:03

Terör İthalatından Savaş İthalatına

Makaleyi okumaya başlamadan Atatürk’ün milli dış politikasında Şah Rejimine sahip İran ve aynı anda farklı bir rejime sahip Sovyet Rusya ile kurduğu ilişkileri;Balkan Antantı ve Sadabat Paktı planlarını incelemenizi öneririm.

Öncelikle şunu belirtmekte fayda var.Devletler savaş kararlarını kendi milli iradeleri ve milli çıkarları doğrultusunda alırlarsa kazanım sağlarlar.Başka bir devletin,bölgesel hakimiyeti veya ekonomik-askeri çıkarları doğrultusunda alınan savaş kararları o millete fayda sağlamaz.
2011’den beri Türkiye’deki iktidar ,maalesef yukarıda saydığımız çıkarlar doğrultusunda Batı’nın Ortadoğu’ya dönük hakimiyetini tesis etmek,Ortadoğu’daki sınırların yeniden şekillenmesinde ABD planları doğrultusunda politika belirlemek gibi büyük bir hatanın içine sürüklenmektedir.
Belli bir bölgede sınır ülkelerindeki “değişim”,kaos,iç savaş ,mezhep savaşı gibi emperyalizmin hakimiyet sağlamasına dönük kontrollü istikrarsızlıklardan komşu ülkelerin etkilenmemesini düşünemeyiz.

Irak’ın ABD tarafından işgal edilmesi ve toprak bütünlüğünün ortadan kaldırılması;Irak Kuzeyinde kurulan uydu devlet yapısının bölücü terörün örgütlenme üssü haline gelmesi akla gelen ilk örnektir.2003 Mart ayında Irak’ın işgal edildiği ilk aylarda ,aynı anda Türkiye’de bölücü terör örgütünün sözde “ateşkes” i bozarak yeniden eylemlere başlaması diğer bir örnek olarak verilebilir.

Batı’nın ,Suriye’nin toprak bütünlüğünü ortadan kaldırmaya dönük 2011’den bu yana yaratmış olduğu kaos ,Türkiye ‘ye daha şiddetli biçimde yansıyarak sürüyor.ABD ve Batı,Türkiye üzerinden planlı-programlı bir biçimde Suriye’ye müdahale ederken 2012’den bu yana Suriye’deki mevcut durum Türkiye’de patlayan bombalar olarak yankı bulmaktadır.

2003'ten sonra Türkiye ‘deki terörü,Ortadoğu’daki durumdan bağımsız düşünmek ,artık imkansızdır.Bu bağlamda ABD Irak’ta kurduğu ilk Kürt devletini,Suriye’nin kuzeyinde oluşturulacak Kürt Kantonları ile ikame etme peşindedir.Türkiye’de Temmuz ayından bu yana artarak süren ve kent merkezlerinde “sokak savaşı” olarak yansıyan terör eylemleri bu merkezde düşünülmelidir.ABD’nin uzun vadede düşündüğü plan şudur:Irak’ta kurduğu uydu devletle,Suriye’de oluşturulacak Kürt Kantonlarının yanına Güneydoğu’yu da kapsayan bir Büyük Kürdistan kurmak.

Buradan hangi sonucu çıkarmalıyız peki?

Türkiye kendi eliyle ,kendi çevresini kuşatırken;içeride bölücü örgüt “kent ayaklanmalarını” örgütleme derdindedir.Son aylarda Cizre,Silvan,Silopi ve Şırnak’ta bunun somut örneklerini yaşamaktayız.

Politik İktidar,Suriye ve Irak’ta ABD planları doğrultusunda Türk topraklarının kuşatılmasına neden olurken bütün komşu ülkelerle karşı karşıya gelmemize vesile olmuştur.Milli Dış Politika üretmek yerine ,komşusunun toprak bütünlüğünü ortadan kaldıracak adımlar atmaktadır.Şimdi bu “düşman kampa” Rusya da eklenmiştir.Bahane ise bu kez Türkmen soydaşlarımız.

Irak’ta Kerkük Türkmenleri siyasal ve fiili anlamda tasfiye edilirken susan iktidar;şimdi kendilerini Türkmen olarak tanıtan fakat Batı planları doğrultusunda CiHAD için bulunan unsurlara destek çıkmaktadır.Kendi çevresinin kuşatılmasına sessiz kalmayan Rusya bölgedeki unsurlara karşı Suriye’deki iktidarı askeri ve politik olarak destekliyor.

Politik iktidar ise Türkiye'nin toprak bütünlüğünü tehdit edecek bir yöntemle, Suriye ve Irak’tan sonra Rusya’yı da karşısına aldı.Aslında politik iktidarın yöntemi, VEKALETEN SAVAŞA verilecek bir örnek teşkil etmektedir.Burada bizi VEKİL olarak tayin eden ise 11.000 km uzağımızdaki ABD .

Rusya’yı karşımıza almanın sonuçları ne olur peki?.

Bu durum nesnel olarak bizim milli çıkarlarımıza fayda sağlar mı?

1 – ABD amaçlarından biri Halep – Lazkiye hattında ve şu anda Bayırbucak Türkmenlerinin bulunduğu iddia edilen bölgede “devletsiz bölge” alanı veya “kontrolsüz bölge” yaratmaktır.ABD bu 300 km.yi bulan alanda ilk önce kontrolsüz alan yaratıp daha sonra bu hatta bir Kürt Koridoru oluşturmak istiyor.Türkiye’nin burada kendi milli çıkarlarını düşünüp Kürt Koridorunun önünü açmak değil,tam tersine kendi toprak bütünlüğü için bu planı engellemeye çalışması gerekmekir.Türkiye’nin Hatay-Kilis hattında kendisine yeni bir cephe açması,üstelik Rusya’yı da karşısına alarak bunu yapması ABD’nin bölgede elinin rahatlatan, fakat bizi de bölgede tamamen yalnızlaştıran bir adım olacaktır.

2 – Bir taraftan Güneydoğu’da kent merkezlerinde çıkan “ayaklanmaları” ile mücadele eden Türkiye’nin, hemen Güney sınırımızda kendisine yeni bir cephe açması Türk Silahlı Kuvvetleri’ni iki farklı merkezde çarmıha gerilmiş bir duruma sokacaktır.İç alanda bu durumun bölücü terör örgütünün geniş bir alan hakimiyeti sağlamasına neden olacağı düşünülmelidir.

3 – Irak’ın hemen yanı başında ikinci bir Kürt devletinin de Suriye’de kurulması ,daha geniş bir alanda sınırlarımızın güvenliği için tehdit oluşturacaktır.Aksini düşünmek için strateji yoksunu bir akla sahip olmamız gerekir.Bu durum, aynı zamanda PKK’ya ikinci bir uluslar arası üs alanı sağlayacaktır.Irak-Suriye hattında güvenliğimizi sağlamak bu açıdan daha zor olacaktır.Çünkü ABD’nin belirlediği uydu devlet hattı Suriye-Irak hattından daha da uzayacak.

4 – Rusya – Suriye bölgede müttefik olarak bulunmaktadır.İran ise Rusya’nın doğal müttefikidir.Rusya’yı da karşımıza almak bizi bölgede tamamen yalnızlaştıracağı gibi ABD’nin Kürt Koridoru planını da kolaylaştıracaktır.

Kim için ve ne için bir devleti karşımıza aldığımız çok önemli.Eğer kendi mili egemenliğimize dönük bir tehdit var ise karşımızdaki düşmanın kim olduğu fark etmez.Bu ABD de olabilir Rusya da.Fark etmez.Lakin burada Türkiye’nin hamlesi ABD’nin bölgedeki çıkarlarını korumak adına sınır ülkeleri ve Rusya’yı karşımıza almak yönündedir.

Çünkü ABD’nin kuracağı Kürt kantonları hak verirsiniz ki bizim milli çıkarlarımıza fayda sağlamayacaktır.İran-Suriye-Rusya’yı karşısına alan bir Türkiye’nin bölgedeki tek müttefiki Barzani aşireti olacaktır.

Rusçu,Esadcı olalım demiyorum.Fakat Amerikancı olup da bu devletleri karşımıza almanın da mili egemenliğimize uygun olmadığını düşünüyorum.Çevremizdeki ülkelerin toprak bütünlüğü ve milli egemenlikleri doğrudan bizim toprak bütünlüğümüzü etkilemektedir.Kendi toprak bütünlüğümüzün korunması,başka devletlerin bölgedeki planlarına karşı çıkmakla mümkündür.Bunun için ABD’nin bölgeden atılması ve yine Batı’nın ve ABD’nin desteklediği terör örgütlerine karşı mücadele etmekle mümkündür.

Kendi elimizle kendi topraklarımızı kuşatmamıza verilecek destek bizi tarihsel anlamada zor durumda bırakacaktır.Bu durumdan bizimle beraber bölgedeki Türkmenler de zarar görecek.Türkmenleri gerçekten desteklemenin yolu,Kerkük Türkmenleri gerçeğini de aynı halkada değerlendirmekle mümkünüdür.ABD Başkanı Kırby ile birlikte bugüne kadar Türkmenleri hatırlamayan ,ABD emperyalizminin bölgedeki planları ve dengeleri şaşınca birden Türkmen soydaşlarımızı düşünen politik iktidar ve ana akım medya sizce çok mu samimi?

Daha önce ABD bizi defalarca bölgede yalnızlaştırdı.Dahası defalarca Türk topraklarında açık-örtülü operasyonlar gerçekleştirdi.Benzer bir durumda ABD ve Rusya anlaşırsa bölgede komşularımızla yan yana olacak olan biziz.Bölgede Türkmenlere de,kendimize de ( Ki Türkmenler de Türk’tür ) gerçekten sahip çıkmak istiyorsak, ABD’nin Ortadoğu'da sınırları değiştirmeye dönük projelerine karşı olmalıyız.En başta kendi milli bağımsızlığımız üzerinden hareket etmek ve bize yakışmayan vekaleten savaş yöntemini desteklemekten vazgeçerek bunu yapabiliriz.

Mithat Akar - Gaziantep
Kullanıcı küçük betizi
mithat akar 1923
Üye
Üye
 
İletiler: 298
Kayıt: Çrş Ağu 28, 2013 16:18

Şu dizine dön: Gençlik Diyor ki

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 2 konuk

x