Örümcekler Diyarbakir'da: "Katilime Dokunma"

Türkiye Ekonomik ve Sosyâl Etüdler Vakfı imiş...

Örümcekler Diyarbakir'da: "Katilime Dokunma"

İletigönderen bezgin » Çrş Şub 17, 2010 14:38

Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etütler Vakfı’nın (TESEV) 19 Şubat Cuma günü Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nin de katkılarıyla “Hukuk ve Demokrasi Bağlamında Türkiye’de Siyasi Parti Kapatmaları” başlıklı bir panel düzenleyeceği açıklandı.





PANEL İKİ OTURUMLU YAPILACAK


DİYARBAKIR-Türkiye’de sık sık siyasi parti kapatma olaylarının yaşanması Türkiye demokrasisine ağır sekte vururken,kısa adı TESEV olan Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı, bu konuyu Diyarbakır’da tartışmaya açıyor. 19 Şubat Cuma günü Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde ““Hukuk ve Demokrasi Bağlamında Türkiye’de Siyasi Parti Kapatmaları” adı altında düzenlenecek panelin 14.00-18.00 saatleri arasında yapılacağı kaydedildi.Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Vahap Coşkun’un yöneteceği panel iki oturumlu yapılacak.

AK PARTİLİ FIRAT VE BDP’Lİ KAPLAN DA KATILACAK

İlk oturumda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi eski yargıcı Rıza Türmen ve Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Bölümü Başkanı Fazıl Hüsnü Erdem’in , parti kapatma davalarını Türkiye’deki anayasal ve yasal hükümler ile uluslararası hukuk bağlamında tartışmaya açacakları bilgisi verildi.

Ak Parti Adana Milletvekili Dengir Mir Mehmet Fırat ile Barış ve Demokrasi Partisi Şırnak milletvekili Hasip Kaplan’ın katılımı ile gerçekleştirilecek olan ikinci panelde ise, Türkiye’deki siyasi parti kapatma davalarının demokratik rejim üzerindeki etkilerinin ele alınacağı bildirildi. Panelin sonunda, izleyicilerin görüş ve sorularını dile getireceği bir tartışma bölümünün de açılacağı açıklandı.

İm (Kod): Tümünü seç
http://www.diyarnet.com/Siyaset/1403-TESEV%E2%80%99DEN-%E2%80%9CSIYASI-PARTI-KAPATMALAR%E2%80%9D-PANELI.html
17.02.2010





"Anayasa Mahkemesi'ni kapatalım"


...

ÇATIŞMALARIN SORUMLUSU YARGIDIR
Avrupa'ya gidip dava kazanmaktan bıktığını belirten Kaplan, "Ben Strasbourg'a gidip dava kazanmaktan yoruldum. Hatta, AİHM'de duruşmalar görüldüğünde o kadar çok kişi geliyor ki salonlar doluyor. Bunun nedeni de Türkiye'den daha fazla parti kapatan yer olmaması. Siyasi partinin kapatılması sadece Yargıtay Başsavcısına kalırsa böyle olacak. Otuz yıl süren çatışmaların en baş sorumlusu yargıdır. Değişimin önündeki en büyük engel yargıdır; Anayasa Mahkemesi'nin bu halidir. Buna karşılık tek çözüm vardır: Anayasa Mahkemesi'ni kapatacaksınız parti kapatma sona erecektir. Çok uç bir öneri değil mi? Değil! Fransa'da, İngiltere'de Anayasa Mahkemesi yok. Başsavcıdan kapatma davası yetkisi alınabilir. Daha önceleri Sayın Kanadoğlu'ydu şimdi ise Yalçınkaya. Halkın milyonlarca oyunu almış partilere sizi kapatırım ha diyor" şeklinde konuştu.

...

"AK PARTİ VE DTP BÖLGEDEKİ OYLARIN YÜZDE 85'İNİ ALDI"
Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Fazıl Hüsnü Erdem de, "Diyarbakır'da kullanılan oyların yüzde 85'ini DTP ve AKP almış. Bu iki parti ile ilgili kapatma davası açılmış. Bölgenin de hemen tüm illerinde benzer destek verilmiş bu partilere. Yani bu kapatmaları bölge halkının desteğine karşı bir girişim olarak algılamak mümkündür. Yine devletle bölge halkı arasındaki çatışmanın benzer bir boyutudur. Anayasa Mahkemesi'nin kapatma kararlarında iki hat üzerinde durduğunu görüyoruz. Birincisi dindar insanlar, ikincisi Kürt meselesi. Bu ikisi de bu kırıcı ideolojinin iki ana çizgisinden kaynaklanmaktadır" dedi.

AB'DE EN ÇOK PARTİ KAPATAN ÜLKE TÜRKİYEDİR

İm (Kod): Tümünü seç
http://www.haberturk.com/haber.asp?id=208147&cat=110&dt=2010/02/20
19.02.2010





''30 yıllık avukatlık pratiğimde şunu gördüm, 30 yıl süren çatışmaların en baş sorumlusu yargıdır, değişimin çözümün önündeki en büyük engel yargının ve Anayasa Mahkemesi'nin bu halidir. 27 partiyi kapatıp arkasından hala kapatma konuşuluyorsa tek çözüm var, Anayasa Mahkemesi'ni kapatacaksınız, parti kapatma bitecek. Çok uç bir öneri değil, Fransa'da, İngiltere'de Anayasa Mahkemesi yok. Anayasa değişikliği yapıp bu sorunu çözemiyorsak bu kazalar sürekli oluyorsa biz de kestirme yol bulalım. Anayasa Mahkemesi'ni kapatalım.''

İm (Kod): Tümünü seç
http://www.takvim.com.tr/Guncel/2010/02/19/anayasa_mahkemesini_kapatalim_798977384085
19.02.2010





"Devletin kendisini korumak için yeterince aygıta sahip olduğunu düşünen hukukçular, bireyler yetiştirmek galiba en temel sorun. Bu güveni hisseden ve hissettirecek kararlar verecek olan hukukçular yetiştirmek.

Bu türden krizler yaşandığında ne söylediğini merakla beklediğim isim; Anayasa Mahkemesi Raportörü Osman Can. Genç bir hukukçu olarak adaletten yana olduğunu her fırsatta hissettiren Can, verilen kararı 'yargıda kara gün' olarak niteledi. Mensubu ve yöneticisi olduğu derneğin adı Demokrat Hukukçular Derneği. Can'ın adaletin savunucusu olarak sahiplendiği en önemli değerin demokratlık olduğunu bilmek bu ülke adına ümit verici.

Yaşanan krizin boyutları yargıda reformun zorunluluğuna işaret ediyor. Hangi tip hukukçularla reformun mümkün olduğunu söylemeye ayrıca gerek var mı?
"

İm (Kod): Tümünü seç
http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazino=953171&title=adalet-hukukun-neresinde
Bejan Matur, 19.02.2010





Etkinlik Tarihi: 19.02.2010

Resim
Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV) 19 Şubat 2010 Cuma günü Diyarbakır Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nin de katkılarıyla Hukuk ve Demokrasi Bağlamında Türkiye'de Siyasi Parti Kapatmaları başlıklı bir panel düzenledi.

Kolaylaştırıcılığını Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden Vahap Coşkun'un üstlendiği konferansın ilk panelinde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi eski yargıcı Rıza Türmen ve Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Bölümü Başkanı Fazıl Hüsnü Erdem, parti kapatma davalarını Türkiye'deki anayasal ve yasal hükümler ile uluslararası hukuk bağlamında tartışmaya açıldı. Ak Parti Adana Milletvekili Dengir Mir Mehmet Fırat ile Barış ve Demokrasi Partisi Şırnak milletvekili Hasip Kaplan'ın katılımı ile gerçekleştirilen ikinci panelde ise, Türkiye'deki siyasi parti kapatma davalarının demokratik rejim üzerindeki etkileri ele alındı.


İm (Kod): Tümünü seç
http://www.tesev.org.tr/default.asp?PG=DMKETKDTR&MMM00_ITEM_CODE=YRG-1-dyrbkr&MMH00_CODE=010705&MMM20_CODE=&MMM21_CODE=


Panel Bülteni:
İm (Kod): Tümünü seç
http://www.tesev.org.tr/UD_OBJS/PDF/DEMP/ETKINLIK%20DOSYALARI/bulten-diyarbakir.pdf

Panel Resimleri:
İm (Kod): Tümünü seç
http://www.tesev.org.tr/UD_OBJS/IMAGES/DEMP/ETK/diyarbakir-foto.pdf

Rapor:
İm (Kod): Tümünü seç
http://www.tesev.org.tr/UD_OBJS/PDF/DEMP/ETKINLIK%20DOSYALARI/diyarbakir%20rapor.pdf

Basindan:
İm (Kod): Tümünü seç
http://www.tesev.org.tr/UD_OBJS/PDF/DEMP/ETKINLIK%20DOSYALARI/diyarbakir-yargi-basin-yansimalar.pdf



“Hukuk ve Demokrasi Bağlamında
Türkiye’de Siyasi Parti Kapatmaları”
Panel, 19 Subat 2010, Cuma,
Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Diyarbakır
Açılıs Konusması – Dilek Kurban

TESEV Demokratiklesme çalısmalarından bahsetti. Özellikle yargı alanında yapılan
çalısmalardan bahsetti. Siyasi partilerin kapatılmasının kabul edilemez bir durum
olduğunu vurguladı.

I. Oturum

Vahap Coskun
"Rektörlüğü ev sahipliği yapma konusunda destek olmadığı için elestirdi.
Siyasi parti kapatma militan demokrasi geleneğinin sonucudur. Demokrasilerin
kendilerini ortadan kaldırmayı amaç edinen sistemlere karsı mücadele etme
sorumluluğu vardır. Militan demokrasi liberal demokrasinin tarihi gelisimi ile
meydana gelen bir parantezdir. Türkiye’de siyasi partilere ve siyasetçilere güven
değil, güvensizlik ortaya konmustur."

Rıza Türmen
"Ben AIHM’in siyasi parti kapatmalarına dair ilkeleri hakkında konusacağım. Türkiye,
AIHM’e büyük katkıda bulunmustur. AB’de en çok parti kapatan ülke Türkiye’dir.
Türkiye olmasaydı AĐHM’in siyasi parti kapatma kararları bu sekilde ortaya
çıkmayacaktı. Siyasi parti kapatmaları ile ilgili davalar sözlesmenin 11. ve 10.
Maddeleri’ni ve 1. Protokol’ün seçme ve seçilme özgürlüğü ile ilgili 3. Maddesi’ne
değiniyor. AIHM çoğunlukla bu tür davalarda 11. Madde’ye odaklanmıstır.
Demokrasi Avrupa Đnsan Hakları Sözlesmesinin temelini olusturur. Türkiye Birlesik
Komünist Partisinin (TBKP) kapatılma davasında mahkeme demokrasi ile ilgili
görüslerini ayrıntılı biçimde sıralar. Siyasi partiler demokratik toplum kavramının
vazgeçilmez bir öğesidir. Bu nedenle AIHM, 11. Madde’deki istisnaların çok dar bir
sekilde yorumlanması gerektiği görüsündedir. 11. Madde’de kamu güvenliği,
baskalarının hak ve özgürlüklerinin korunması, vs. gibi kriterlere göre siyasi partilerin
faaliyetlerini sınırlar.

Resim

TBKP’nin kapatma davasında Anayasa Mahkemesinin kapatma kararında gerekçe
olarak komünist kelimesinin kullanılması ve devletiyle, milletiyle bölünmez
bütünlüğe aykırı davranıs olarak görüldü. AIHM bu konudaki kararında demokrasiye
zarar verip vermeme kriterini kullanmıstır.
HEP’in kapatılma kararı Türkiye’de devletiyle, milletiyle bölünmez bütünlüğüne
aykırı faaliyetler gerekçesiyle verildi. AIHM ise bu davaya dair yeni bir kriter
eklemistir. Devletin anayasası pekala değisebilir ama bu yapıyı değistirmek için
kullanılan yöntemler demokratik olmalıdır. Siddet unsuru içermemelidir. Ikinci ilke ise partinin amaçlarının demokrasiye uygun olmasıdır. AIHM, bu tarihten
itibaren tüm kararlarında amaç, yöntem ve araç üzerinden değerlendirecektir.
AIHM Refah Partisi davasında üç soruya yanıt aramıstır: Demokrasiye tehdit açık ve
yakın bir tehdit midir? Kapatılmaya yol açan eylem ve söylemler Refah Partisi’ne
izafe edilebilir mi? Bu eylem ve söylemler bütün olarak ele alındığında Refah Partisi
demokrasiyle bağdasmayan bir proje öneriyor mu? Refah Partisinin yakın bir
dönemde iktidara gelme olasılığı vardır. Iktidara geldiğinde programını uygulamaya
koyacaktır. Eğer bu program demokrasiyle bağdasmıyorsa o zaman tabiî ki yakın
tehlike mevcuttur.
Batasuna siddeti desteklediği gerekçesiyle Ispanya Anayasa Mahkemesince
kapatılmıstır. Bu noktada siyasi parti kapatılır kapatılmaz AIHM’e basvurulur. Bunun
kolay olmasının nedeni tüm ulusal düzeydeki hukuk yollarının kapanmıs olmasıdır –
parti kapatmalara anayasa mahkemeleri karar verdiği için. Batasuna partisinin hiçbir
üyesi eylemleriyle ve söylemleriyle hiçbir zaman siddeti dıslamamıstır.
DTP’nin kapatılma nedeni devletin bölünmez bütünlüğüne karsı olması AIHM
açısından “amaç” olarak kabul edilmiyor. Araç olarak siddet kullanımı belirleyici
olacak. Fakat Anayasa Mahkemesi kararı okunduğunda sunu görüyorsunuz. Bir
yandan DTP’nin terörle ya da siddetle iliskili olduğu söyleniyor. Ama kapatma nedeni
olarak bu iliski gösterilmiyor. Gerekçe devletin milletiyle bütünlüğünü ihlal etmek
olarak gösteriliyor. Bunlar farklı seyler. Bu noktada DTP ile Batasuna farklıdır.
Yapılması gereken Türkiye’de yasaların değismesi, anayasaların değismesidir tabi.

Fazıl Hüsnü Erdem
Diyarbakır ilinde kullanılan oyların %85 ini DTP ve AKP almıs. Bu iki parti ile ilgili
kapatma davası açılmıs. Bölgenin de hemen tüm illerinde benzer destek verilmis bu
partilere. Yani bu kapatmaları bölge halkının desteğine karsı bir girisim olarak
algılamak mümkündür. Devletle bölge halkı arasındaki çatısmanın benzer bir
boyutudur.
Siyasi parti kapatma davaları siyasi olduğu kadar hukuki normatif değerlendirmeler
de içerir.
Türkiye’de siyasi partilerin kapatılması sorunlu, 1960’dan bu yana 25 partinin
kapatılma girisimin gösterdiği gibi, Vahap’ın da dediği gibi. Bunun ideolojik ve
tarihsel arka planına değinmek gerek. Siyasi parti kapatma rejimine bakıldığında,
anayasa Mahkemesi içtihatlarına bakıldığında bunları görebiliriz. Bu kararlara
baıldığında ana iki hat üzerinde durduğunu görürüz: dindar insanlar ve Kürt meselesi,
iki çizgi üzerinden, bu gruplar üzerinden gider. Her iki sorun alanı da kurucu
ideolojinin iki ana çizgisinden kaynaklanmaktadır.: dindarlık ve laiklik.
Esas sorun da bu kavramların içeriğinin bosaltılarak değerlendirilmesinden,
uygulanmasından kaynaklanmaktadır. Universal laiklikten bu anlamda uzaktır.
Laiklik, militan otoriter mücadeleci laiklik seklinde tezahür eder, milliyetçilik de aynı
sekilde baskıcı dıslayıcı pratikler üstüne oturan bir milliyetçilik. Sonuçta bu her iki
ana kavram üzerinden giden, toplumda derin çatısmalar açan sorun alanları olarak
gözüküyor.
Bu iki sorunlu ilke, Cumhuriyet’in kurulusundan bugüne kadar her türlü
söylemin ve pratiğin belirleyicisi olmuslardır, eylemsel ve söylemsel olarak. Zaten
mevzuat da ağırlıklı olarak laiklik veya milliyetçiliğe bağlı mevzuat olduğunu
görmekteyiz.
Çevrenin periferiden gelecek taleplerini bastırmak adına sürekli olarak yeni
mevzuatlar bu iki kavrama dayanarak yaratılmıstır. Çesitli maddeler terörle mücadele,
200 bilmem kaçıncı maddeler.
Nitekim kapatılan partilerin çoğu bu iki ilkeye dayanarak kapatılmıstır. Anayasa’da
bu devletin milleti ile bölünmez bütünlüğü ilkesi 12 yerde geçiyor. Vatandasa da
uyarı yapıyor bu ilkeye dikkat edin diye. Milletin devlet ile birlikte zikredilmesi de
manidardır.
Demokratik anayasalarda bu ilkeyi yumusatıcı içerik vardır, Ispanya’da olduğu gibi
yani bu maddenin ardından hemen milletler ilkesi gelir. Makedon anayasası da benzer
sekilde milletler kavramından bahsetmektedir. Anayasanın 68 ve 69 Maddeleri’nde
siyasi partilerin milletin ve devletin bölümezliği ilkesi ile çelismesi bir yasak olarak
belirtmistir. Mesela Siyasi Partiler Kanunları’nın, 4.Maddesi partilerin Atatürk ilke ve
inkılapları ile çelisemez olduğu ve Türkçe’den baska bir dil kullanmayacağını ortaya
koyar. 78. Madde Türkiye’nin Cumhuriyet olan yönetim seklini değistirme amaca
güdemez diyor. Din, dil, ırk, mezhep ayrımı yaratamazlar diyor, sanki siyasi partiler
olmayan ayrımları yaratabilirlermis gibi. Yasa koyucu devletin katı ve merkeziyetçi
zihniyetinden ötürü böyle diyor.
81. Madde anlamlı ve manidar. Burada din, mezhep, dil, ırk ayrımına dayanan
azınlıklar olduğu söylenemez, teklif dahi edilemez, azınlık yaratılamaz bunlar
söylenerek, millet bütünlüğünü yıkmaya çalısamazlar, diyor yasa koyucu. Anayasa
Makemesi birçok kapatma kararında bu maddeyi kullanmıstır.
Din ve kutsal duyguların istismarını yasaklar Siyasi Partiler Kapama Yasası.
89.madde Diyanet Đsleri Baskanlığı’nın ilkelerini sorgulayamaz partiler diyor.
Siyasi Parti Kapatma Yasaları’nda laik bir sistemin gerekliliği olarak diayet islerinin
kapatılması gerektiğinin söylenmesi yasaya aykırı olarak değerlendirilmektedir.
Anayasa mahkemesi kararlarına bakmak lazım: Anayasa Mahkemesi diyor ki azınlık
iddiasında bulunamaz, tekil devlet yapısından federe devlet kurulması talep edilmez
ve savunulamaz, aynı sekilde özerklik talebinin de tekil devlet ilkesine aykırı ve yasak
alanı olarak görmektedir. Bunların aksini konusmak, partinin tüzük programında bunu
geçirmek yasaklanmıstır, Anayasa Mahkemesi’nin kararları ile. Anayasa
Mahkemesi’nin esas amacı, despotik eylemleri engellemektir, yani devletin bireylerin
haklarını gasp etmesini engellemektir. Ama bunun tersini yapmıstır Anayasa
Mahkemesi.
Tabi Anayasa Mahkemesi’nin bu katı tutumu HADEP sürecinde yumusatmıstır. Tüm
mahkeme kararlarında milliyetçilik Türkiye Cumhuriyeti ve Türk devriminin temel
ilkelerinden biridir ve bu teorik öngörüye göre vatandaslık kavramı belirlenmektedir.
Kültürel kimlik haklarını Türklükle ve Türklük kosulunda her türlü görevde yer
alabilme hakkıyla sınırlandırıyor. “Özgün bir Kürt dili yoktur diyor” kapatma
kararında. Kürt kökenliği vatandaslarda azınlık statüsüne denk gelecek bir nitelik
değildir, diyor. “Azınlığın sınırlı haklarını talep etmenin bir anlamı yok.”
Demek ki Kürtler vatandaslık haklarını bir tarafa bırakacak ve yalnızca azınlık
statüsünün getirdiği haklara sahip olacak. Dolayısıyla bu tür taleplerin nedeninin
ancak bölünmeye yönelik olduğuna kanaat getirmektedir.
Laiklik ilkesi de metaneli bir alan. Örneğin Milli Nizam Partisi “Din dersleri zorunlu
olsun; Halifeliğin getirilmesinde büyük yararlar var” gibi önerilerle programını
olusturmus olduğu için kapatılıyor. Türk tipi laiklik anlayısı bunlara müsaade
etmiyor. Daha sonra yine laiklik çerçevesinde kapatılan partilerin kapatılma
gerekçelerinin bir kısmı daha sonra devlet eliyle uygulamaya konan önerilerdi,
zorunlu din dersleri gibi. Bu partilerin programlarında yer alan ve öngörülen maddeler
bir anlamda devletin de yapmaya çalıstığı seyler. Burada gücü elinde bulunduran elit
diyor ki, komünizm gelecekse onu da biz getiririz.
Ak Parti kapatma davası: Basörtüsü meselesi dolayısıyla laiklik karsıtı bir odak haline
geldiği söylendi. Halbuki basörtüsü toplumsal bir sorundur. Ve bu sorunu çözecek
olan da yine siyasi partilerdir. Sorun çözmenin en mesru aracı siyasettir. Ancak buna
yeltenen siyasi parti de kapatılmaya çalısılıyor.

2. Oturum
Dengir Mir Mehmet Fırat
Ben bir siyasi partinin milletvekiliyim ama kurumsal kimlik olarak partimi temsil
etmek için burada değilim. Tamamen kisisel fikirlerimi ifade etmeye çalısacağım.
Türkiye yüce bir millet. Nedense hep hakkımızı yemekte ısrar ediyorlar. 25-26 siyasi
parti kapatılmasından bahsediliyor ama bu Anayasa Mahkemesi hanesine yazılacak
rakamdır. Gerçekte bu rakam çok daha yüksektir, çünkü darbe dönemlerinde
kapatılmaları hesaba katılması gerekmektedir. Neden siyasi partiler çok önemli?
Neden özellikle siyasi partilerin üzerinde duruyoruz? Çünkü siyasi partiler
STK’lardan farklı organizasyonlardır. Bir kere siyasi partiler devleti yönetmek
gayesiyle kurulur. Siyasi partiler çok daha sıkı ve yaygın bir organizasyona sahiptir.
Dolayısıyla siyasi partilerin kapatılması çok çok önemlidir. 1982 Anayasası’nın 6.
Maddesi’ni biliyorsunuz. “Egemenlik kayıtsız sartsız milletindir”. Türk milleti
egemenliğini anayasanın koyduğu esaslara göre yetkili kurumlarca kullanır
demektedir. Çok ayıp zira anayasamız yetkili organ derken “seçilmis”
diyememektedir. Yetkili kurumlar arasında yürütme, yargı ve yasamanın dısında
YÖK, RTÜK, Genelkurmay Baskanlığı, Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurulu
var ve bu kurumlar egemenliği kullanmak hakkına sahiptir, ama denetlenemez.
Demokratik olmayan bir anayasa dahi siyasi partilerin ve demokratik anayasanın
vazgeçilmez olduğunu vurgulamaktadır. O bakımdan da kapatılması ve yasaklanması
gerçekten de irdelenmesi gereken bir durum.
Parti kapatılınca ne olur? Yeni bir parti kurarsınız ve devam edersiniz. Ama bunun
sonuçları ne olur? Bugün Türkiye’de en yaslı parti 1983 doğumludur. Her ne kadar
bazıları 1925’e dayanmaya çalıssa da iftiradır, çünkü eğer daha büyük bir irade
tarafından kapatılmıssa ve yeniden açılmıssa o halde hiçbiri çok genç değildir. En
kolay saldırılabilecek kurumlar siyasi partilerdir ve siyasetçilerdir. Bir kere siyasi
partilerin kapatılmıs olması siyasi partilerin kurumsallasmasına mani olmustur.
Eğer kurumsallasmamıssa, bir gelenek olusmamıssa, o partiye liderlik eden birilerinin
tek lider olmasını ya da tek seçici olmasını garipsemememiz gerek. Bu siyasi
partilerin kapatılmasının psikolojik sonuçlarıdır. Ve bu arada sivil bir
siyasete ve siyasetçiye olan güvenin olusamaması da bunun tehlikeli bir baska
sonucudur. Siz bugün oy vermis olduğunuz bir siyasi partinin, sizin iradenizi göz ardı
eden, daha tepeden bir irade tarafından kapatıldığını görüyorsanız, sizin siyasete
güveniniz zedeleniyor.
Zannetmeyin ki girmek istediğimiz ve demokrasinin besiği sayılan Avrupa’da siyasi
parti kapatmalarına iliskin hükümler yok. Ben bir kısmını çıkardım. Birçok yöntem ve
gerekçe orda da var. Tek fark su: Partiyi kapatmaya karar verecek olan merciye
yapılacak basvurunun usül esiğinin çok düsük olması, bununla mücadele etmenin
hukukunun esik düzeyinin çok yüksek olması.
Hukukçu olmanın birinci temel vasfı, eldeki hukuk nosyonunu evrensel gelisme ve
değismeler ısığında yorumlayabilmesidir. Yoksa, eldeki nosyonun motamot
uygulanması, bir bilgisayar programıyla halledilebilirdi.
Evrensel hukuka baktığımızda, AIHM kararlarına baktığımızda, siyasi partilerin bir
ülkedeki demokrasi açısından ne kadar hayati olduğunu görürüz. Siyasi partilerin
kullandıkları araçların yasal ve demokratik olmaması, ve amaçlanan programın
demokratik prensiplere aykırı olması, siyasi partilerin kapatılması için bir sebep
olabilir ancak.
Bir dinin ahlaki değerleriyle hayat bulan bir siyasi parti kendi basına demokrasinin
temel ilkelerine aykırı sayılamaz. Ancak kullanılan yöntemin ve önerilen toplum
modelinin demokratik ilkelerle görünür biçimde çelismesi sebebiyle kapatmak mesru
olabilir.
Batasuna davasının çok adil olduğu kanaatinde değilim. Eğer Batasuna davası bir
Avrupa Birliği ülkesinde olmasaydı, kararı onaylamazdı. Eğer bir siyasi parti suç
odağı haline getirilmisse, partiyi odak haline getirilen kisiler cezalandırılabilir. Ancak
partilerin masum tüzel kisiliği bu eylemlerden dolayı cezalandırılamaz.
Siddeti önermemesi ve kullanmaması kosuluyla, hiç bir parti kendini feshetmediği
sürece kapatılmamalıdır.

Vahap Coskun
Sayın Fırat Türkiye’deki siyaset sefaletinden siyasi parti kapatmalarını sorumlu tuttu.
Ve siyasi parti kapatmalarına karsı olduğunu belirtti.
Hasip Kaplan
Bu toplantı için tesekkür ediyorum zira yargı krizi yasadığımız bu günlerde bu tür
konuları konusmamız çok önemli. 12 Eylül askeri darbesi olduğu zaman yüksek yargı
generallere tek kelime söylememistir. Hatta generaller yargıyı ziyaret ettiklerinde
yargı onlara “bize eksiklerimizi karsılarsanız yeter” demistir. Oysaki Pakistan’da
generallere karsı yargıçların nasıl bir direnis verdiğini biliyoruz. Ben Avrupa’dan
örnek vermiyorum.
Erzurum-Erzincan meselesinde yargı mekanizması son derece hızla isledi.
HSYK derhal toplandı. Erzurum Özel Yetkili Bassavcısı derhal dosyaları gönderildi.
Ama söz konusu çocuklar, parti kapatmalar olduğunda yargı son derece yavas
ilerliyor.
Ben rahatlıkla partim adına konusabilirim. Bana istediğiniz soruyu sorabilirsiniz.
Benim parti programımda 12 Eylül darbe anayasasını değistirin yazıyor. Hala Evren
anayasası ve parti kapatmada da Evren kriterleri geçerli. Seçim Kanunu ve
Milletvekillerine yönelik kanunu da değistirmisler.
Demokratik anayasa, demokratik siyasi partiler yasası, demokratik seçimler olacak.
Ben Strasbourg’a gidip dava kazanmaktan yoruldum. Hatta, AIHM’de durusmalar
görüldüğünde o kadar çok kisi geliyor ki salonlar doluyor – bunun nedeni de
Türkiye’den daha fazla parti kapatan yer olmaması. Siyasi partinin kapatılması sadece
Yargıtay Bassavcısı’na kaldığı sürece böyle olacak. Otuz yıl süren çatısmaların en bas
sorumlusu yargıdır. Değisimin önündeki en büyük engel yargıdır; anayasa
mahkemesinin bu halidir.
Buna karsılık tek çözüm vardır: Anayasa Mahkemesini kapatacaksınız, parti kapatma
sona erecektir. Çok uç bir öneri değil mi? Değil! Fransa’da, Ingiltere’de Anayasa
Mahkemesi yok. Bassavcıdan kapatma davası yetkisi alınabilir. Daha önceleri Sayın
Kanadoğlu’ydu, simdi ise Yalçınkaya. Halkın milyonlarca oyunu almıs partileri “sizi
kapatırım ha” diyor.
Geliyoruz yargının marifetlerine. Türkiye’de hukuk çağdas olmalı, değisimin öncüsü
olmalı. Bakıyorsunuz Roma’da siyasetçilerle yargıçlar didisirler ve yargı
bağımsızlığının öncüsü olurlar. Ama (demokrasi konusunda) siyasetçilerden
öncüdürler.
Đdamları kaldırdık, ama sadece gerçek kisilerin idamını. Siyasi parti kapatılması da
tüzel kisiliğin idamıdır ve bu devam etmektedir. AKP’yi, DTP’yi kapattık mı meclisi
kapattık demektir, o yüzden ilerleme raporunda elestiri konusudur. Yargı reformu
konusundaki taahhütler yerine getirilmedi henüz.
Bu ülkede gerçeklerin altını çizmeden, askeri gücü sivil otoriteye bağlı kılmadan,
parti kapatmalarını engellememiz mümkün değil.
Avrupa’da son 50 yıldır 3 parti kapatılmıs. Dünyada kapatılan partiler konusunda,
Fas, Rusya, Tayland, Israil, Uganda, Nijerya kapatmıs. Bizim partiler neden
kapanmıs? Yüzde 80’i Kürt Sorunu, yüzde 10’u irtica, geri kalanı da teknik meseleler.
Đngiltere, Isveç, Italya yasalarında hüküm yok. Đngiltere’de iki kisi dahi parti
kurabiliyor. Son zamanlarda biraz zorlastırdılar.
Terakkiperver Fırkası’nın kapanmasına da Kürt sorunu neden olmustur. Seyh Sait
Isyanı
üzerine.
Önümizdeki dönem için, parti kapatmalarla ilgili, ben soru cevapta konusacağım. 8
yıllık AK Parti’nin parti kapatmalarda günahı büyük. Siyasi partiler yasasını neden
değistirmiyorsunuz kardesim?
Meclisteki kavgalar bakmayın. Üç partinin uzlastığı bir mesele var, o da yüzde 10
barajı. Bunları da konusmak lazım.
Bütün bunlara rağmen fırsat kaçmamıstır, demokratik bir anayasa yapılabilir, siyasi
partiler yasası değistirilebilir, yeter ki bunu yapabilecek bir siyasi iktidar olsun.

Soru Cevap
Rıza Türmen
Soru: refah partisi davasında AIHM’in geleneksel içtihadı neden devre dısı bırakıldı?
Cevap: Bu davada AIHM’in içtihadı konsolide edildi. Hep davasında AIHM dedi ki,
partinin amacı yasal ve anayasal düzeni değistirme olabilir, sunduğu program
demokratik toplum ilkelerine uygun olması gerekir.
Refah Partisi davasında, cemaat aidiyetinin ve kurallarının geçerli olduğuna, ve
sunduğu programın (seriat düzeni?) demokratik ilkelere aykırı olduğuna kanaat
getirdi. Siddete bulasma konusunu hiçe sayarak karar verdi. Iktidara gelmesinin yakın
bir olasılık olması da, sunduğu programın demokratik yönetimle bağdasmaması
dolayısıyla, partinin kapatılması uygun görülmüstür.
Soru: Su an AIHM’deki göreviniz devam ediyor olsaydı, DTP kapatmasıyla ilgili
ararınız ne olurdu?
Cevap:Anayasa kararına baktığımda AIHM içtihadını göz önünde bulundurduğumda,
bu kapatılmayı sözlesmenin ihlali olduğunu düsünürdüm.
Soru: Refah Partisi davasında eski içtihatta ısrar eden üç hakime karsı çıkan üç
hakime neden katıldınız?
Cevap: Çünkü onların doğru olduğunu düsünüyordum. O yüzden.
Soru: AB’nin yargının bağımsızlığı ile ilgili değisiklikler yapılmasını istemesi,
yargıya müdahale sayılmaz mı?
Cevap: Yargının standartlarının yükseltilmesi için bir takım standartlar öneriyor ki, bu
da yargının daha fazla bağımsızlasmasını ve tarafsızlasmasını sağlayacaktır.
Soru: DTP Batasuna kapatılmaları arasındaki benzerliklere katılıyor musunuz?
Cevap: Bir farktan bahsettim. Batasuna’nın kapatılmasında siddet bağlantısı durumu
var. Halbuki DTP’nin kapatılmasında bu bağlantıdan söz edilse de, kapatma gerekçesi
olarak siddet öne sürülmedi.

Fazıl Hüsnü Erdem
Soru: milliyetler etnik kökenler dini kökenler ulus devlet sorunu mudur?
Cevap: Sosyokültürel olarak yasanan sorunlar büyük ölçüde ulus devlet formatından
kaynaklanır. 200 yıllık bir sorundur. Daha önce ulus denen bir komünite yoktur.
Adeta sosyologların dediği gibi insa edildi. Bir çoğunu dediği gibi bu grup kendini
tahayyül ederek var olarak, var olan toplumda egemen olan din, ırk, etnik kimlikten
hareketle bu yapılmıstır. Bu sebeple evrensel olarak neredeyse her yerde bu sorunla
olmustur. Fransa’daki devrim zamanı Fransızca konusanların sayısı çok azdı. Bu
diller örneği bile ulus devletin törpüleyici özelliğini ortaya koyar. Bu sorun dünyanın
her yerinde yasanmıstır, ama farklı derece ve yoğunlukta yasanmıstır. Đmparatorluk
geçmisi olan ülkelerde bunun olması ise pek anlasılmazdır, mesela Ingilitere’de daha
yumusak olmustur. Ama bizde imparatorluk bakiyesi olasına rağmen bunun
avantajlarını kullanamadık ve katı milliyetçilik ile asırlar yasadık. Dünya, 2.Dünya
Savası’ndan sonraki süreçte ortaya koyduğu çok kültürcü yapı ile bu baskıcılığı
asmaya çalısmıstır. Isviçre’de Luxemburg’da Bosna’da 3-4 tane resmi dil vardır.
Bizde resmi dil talebi olmamamsına rağmen, yani talepler minimumda
olmasına rağmen çok esneklik yok. Türk miliyetçiliği ve devlet yapısından dolayı.
2010 yılındaki Türkiye bu esnekliği Ispanya’nın yaptığı gibi gösterememektedir.
Bunu en önemli sebebi demokratik siyasetin bürokratik vesayet ile kontrol altına
alınası, toplumsal sorunların çözülmesi yolunda engel olusturuyor. Bu yüzden sorunu
çözmek isteyen siyasal aktörler siyasal partiler kapatılıyor. Dolayısı ile fotoğrafın
geneline bakma ve vesayet sistemini tasfiye etmek gerekiyor. Bu kendiliğinden bir
tasviye getirmeyecektir, ama isteriz ki gelsin, yeterli olası için demokrasinin tüm
kurulları ile var olması ve yerlesmesi.
Soru: Makedonya örneği ile ilgili soru
Cevap:Bu örneği bildiğimiz batı demokrasileri dısında örnek vermek istedim.
Soru: Anayasa Mahkemesi’ne karsı durmanın yolu nedir?
Ya Hasip Kaplan’ın dediği gibi ya tümden kapatılır ya da siyasi parti kapama süreci
tümden değisilir.
Soru: Siyasi partilerin kapatılması..
Cevap: Buna ilkesel olarak karsı çıkmak gerekiyor bunun yanında pratik olarak da
karsı çıkmak gerekir. Ikaz etmek daha dikkatli olaya devam etmek, bu vesayetçi
yapının devam ettiği yönünde bir isaret vermek gibi bir yöntem olabilir. Faziletten
HAK-PAR’a geçiste bir değisim dönüsüm yasandı. Bu baska örneklerde de olur mu?
Siyasi parti kapatmaların AIHM’e gitmesiyle, AIHM ve Anayasa Mahkemesi
arasında bir etkilesim oldu. Dolayısıyla AIHM kararları doğrultusunda, çok temel
olmamakla birlikte, kapatma davalarının gerekçelerinde nispi bir değisiklik oldu.
Siyasi partilerin eylemleri ile sözleri arasında sebep-sonuç iliskisi gözetmeye basladı.
Dolayısıyla verilen hükümlerin gerekçesi değismese de (devletin ülkesi ve milletiyle
bölünmez bütünlüğü) bu gerekçeye götüren bulguların değerlendirilmesinde gözetilen
hususlarda daha incelikli bir usul gözetmeye basladı. Bu kendi içinde önemli bir
gelismedir.

Rıza Türmen
Kararlarda AIHM içtihadına dayanarak kendini haklı gösterme çabasını
görüyorsunuz. Sonuç değismese de böyle bir gelisme olduğu da bir gerçek.

Dengir Mir Mehmet Fırat
Soru: Söylediklerim partiyi bağlamaz demenizin sebebi korkmanız mı?
Cevap: Hayır, parti içi hiyerarsi açısından ahlaki bir zorunluluk gereği söyledim bunu.
Görebildiğim kadarıyla bazı arkadaslar cumhuriyetle demokrasiyi birbirine
karıstırıyor. Bu kavramları ayrıstırmamız gerekir.
Iktidar olmakla muktedir olmak arasında da ciddi bir fark vardır. Hükümet olmak ile
iktidarı elinde bulundurmak aynı sey değildir.
Demokrasi halkın kendi kendini yönetmesidir, ya doğrudan ya da temsili
olarak. Halkın muktedir kıldığı, halkın belli bir süre için iktidar verdiği ve fakat bu
iktidarı bir süre sonra geri alabilme hakkının olduğu sistem en özet haliyle
demokrasidir.
Kuvvetler ayrılığı var, tamam. Ama RTÜK, Güvenlik Kurulu, TRT var, var oğlu var.
Anayasa’nın 6. Maddesi o kurumların yetki kullanabileceğini söylüyor.
Bazı kurumlardan hesap soramazsınız, Genel Kurmay’dan, TRT’den vb. hesap
soramazsınız.
Soruluyor, Anayasa’yı neden değistirmediniz? Kızıyorum. Türkiye siyasi tarihine
bakılırsa cevap görünür. Yargıladığınız süre 2002-2010 = 8 sene. Hiç bir sey
değismedi mi? 8 sene önce Fazıl Hoca bugün yaptığı konusmayı yapsaydı hapse
girerdi. AKP kapatılma davası geçirdi. Esasen kapatıldı. Çünkü anti-laikliğin odağı
olduğu konusunda kesin itham almıstır . Anti-laik devlet ülkeyi yönetmektedir o
zaman Türkiye laik değildir, basit mantık. Cumhurbaskanlığı konusu, meclis birçok
cumhurbaskanı seçti Özal, Demirel, ama 367 neydi peki? O rezalet? Anayasa
mahkemesi hatalı karar verdi. Hangi sürece rastladı bu? 2002 den sonra Fazıl
Hoca’nın da içinde olduğu çağdas bir anayasa hazırlayın dendi. Hocalar hazırladı. Bu
sürece denk geldi. Biz eski anayasa ile değistirilmesi gerekir dedik, bugün de
söylüyoruz. Kapatma davası bu anayasa değistirme talebimiz yüzünden oldu.
Kimler destek oldu bize? Hangi hukuk fakültesinin hangi anayasa profesörlerinin
anayasa değistirme haklarının olmadığını nasıl savunduklarını inceleyin. O
komisyonun içinde ben de vardım, sonra baskanlığını da yaptım. Anayasanın
tamamını değistiremedik. Sonra iki madde değistirdik. Anayasa Mahkemesi’nin
Anayasa değisikliklerini nasıl denetleyeceği çok açıktır. Ama buna rağmen anayasayı
ihlal ederek yeniden yasa yapma yetkisinin yerine geçerek o yasayı ihlal etmis midir?
Parti kapatma ile ilgili anayasal değisikliği ne zaman oldu? Peki, bu ne zaman oldu?
AKP kapatma davası sürecinde. Sadece DTP kapatılmadı, AKP ye beraat verilmedi.
Yargıdaki krizin sebebi bu karısıklıkladır. Beni iktidar olarak görmeye çalısıyorsunuz,
yargı da böyle yapıyor kriz ondan çıkıyor, iktidar muktedirdir. Türkiye’de siyasi
iktidarların esas görevi, kamu çalısanlarının maaslarını belirlemek falandır, bununla
baslamıstır, sonra bunun sınırlarının genislemesi mücadelesi darbelerle karsı bir kavgı
vardır.
Ergenekon varsa, bunun için var, sivil iktidarın alanın genislemesine karsı durmak
adına. AKP’yi 2 ay sonra nasıl düsürürüz? Siyasi iktidar olmak kolay, rahat is
değildir, mücadele kavga isidir, iyi gittiği geri gittiği olmustur aslolan dükkanı
kapatmamaktır. Mühim olan devam edebilmektir. Biz de bu yola bunu bilerek kefeni
boynumuza sararak yola çıkıyoruz dedik.
Öğrenci: Bu kefeni bizim boynumuza sarıyorsunuz, burada ölen gençlerin kefenleri
gerçek.
Ben kisisel olarak Kürt demokrat olarak yola çıktım, ama hayaller kurmadım.
Zorlukları görmeden konusuyorsuuz. AKP büyük adımlar attı açılım, TRT Ses vs.
Bugün Türkiye’de sivil bir iktidar olması mücadelesi veriliyor. Bu yakında olacak az
kaldı. 5 anayasa değisikliği vs. en büyük olay olağanüstü hali kaldırmasıdır. Kötü de
olsa bir hukuk sistemi içinde yasamasını sağlamaktır. Sizin elestirileriniz,
istekleriniz haksız mı? Hayır. Ama bunu gerçeklestirmek için mücadele vermek
lazım, biz de bunu yapmaya çalısıyoruz.

Hasip Kaplan
Soruları çok fazla olduğundan gruplandırmak zorunda kaldım. Mecliste yasadığımız
en büyük sıkıntı diyalogsuzluk. Bölge milletvekilleri olarak en azından bir araya gelip
dertlesebilmeliyiz. Bunu çok az kisiyle yapabiliyoruz. Onlardan biri de Dengir Mir
Mehmet Bey’dir. Birlikte yemek yer, konusuruz. Ve hatta bunu medya aleyhimize
yazım çizmek için kullanıyor. Siyaset sanatını konusturmamız gerekiyor. Pesinen
söyleyeceğim, sürekli partimize baskılar var. Seçilmis belediye baskanları (8 su anda)
ile 1500’ü askın tutuklu var. Halkımız, bütün bu haksız tutuklamalara, baskılara
rağmen, bizim arkamızda, diriyse, ve bizi destekliyorsa, bizim asla mağduriyet
politikası yapmaya hakkımız yok. Önümüzdeki sürece hazırlanmamız, klasik siyaset
tarzını da bırakmamız gerekiyor. Siyaseti sokaktan almamız lazım arkadaslar. Bunu
yanlıs anlamayın. Meclis içi muhalefetin, STK’ların muhalefetini, üniversitelerin
ahengini yakalayacağız, ortak dili yaratmaya çalısacağız, bunu basaracağız. KCK
operasyonu adı altında dağdakileri indirmek derken sehirdekileri içeri almanın kime
ne faydası var, bunu anlamıyorum. Kendine demokrat diyen hiçbir kimsenin bunu
onaylayabileceğini düsünemiyorum. Örgütlü Kürt toplumu da bundan memnun değil.
Sunu soruyorum: Bir yıl sonra seçim var. Peki, nasıl bir tablo Türkiye’yi bekliyor?
Önümüzü görmeden hareket edersek hata yaparız.
İşgâlciler ölmeli! :turkiye:

"Bir ülkenin nüfusunun yarıya yakın bölümünün bir bölgede, dörtte birinin bir şehirde yaşaması, başlı başına tezgahtır."
Kullanıcı küçük betizi
bezgin
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 1394
Kayıt: Prş Eki 30, 2008 1:35

Şu dizine dön: TESEV

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x