DİYARBAKIR / BATMAN
Bu yazıyı yazdığım Batmanda memur sendikası birkaç gün önce kendilerini istihbaratçı olarak tanıtan sivil görevliler tarafından ziyaret edilmiş. Sendikacılar artık tanıdıkları görevlilere kapıda takılmışlar: Ergenekon bizim kafamızı karıştırdı. Şimdi siz hangi istihbarattansınız, Emniyet, MİT, JİTEM, yoksa doğrudan Ergenekona mı çalışıyorsunuz?
Günü birlik Diyarbakır / Batman ziyaretimi özetleyen, işte bölgenin bu yeni ruh haliydi. Genç Sivillerin 26 yıl sonra 7 Kasımda yeniden referanduma götürdüğü Anayasaya karşı yürütülen Darbe Devam Ediyor kampanyasının Batman ve Diyarbakır ayaklarında Ferhat Kentel ve Erkan Şen ile birlikte forumlara katıldık. Biz Diyarbakırdayken DTPnin iki günlük oturma eylemi sürüyordu. Tayyip Erdoğanın bölgeye yaptığı gezi ise tartışılıyordu. Özellikle de DTPyi hedef alan stratejisinden, epey kızılarak; Diyarbakırda Kâğıthane deresinin ıslahı falan gibi konularda verdiği mesajlardan ise bayağı gülünerek bahsediliyor. Hem de AKPye yakın çevrelerde bile. Ama Genel Merkezden Diyarbakıra gönderilmiş profesyonel danışmanlar tüm bunları genel başkanlarına ne kadar açıklıkla aktarıyorlar? Erdoğanın söylemine bakınca emin olamıyorsunuz. DTP ise sürekli eylem hali ile Kürtleri epey yormuş anlaşılan. DTP üyesi iş güç sahibi bir Kürt için her gün sokağa çıkmak, iki gün gece gündüz çadırlarda oturma eylemine katılmak, il il, miting miting oraya buraya taşınmak, sokaklarda polisle çatışmak katlanılabilir bir külfet değil. Aşırı politizasyon depolitize eder.
Fransız Devrimi heyecanları taşıyan DTPnin genç yönetici kadrosu bu politik yorgunluğun ne kadar farkında bilemiyorum. Bu iki tespiti yapmak için günlerce bölgede kalmaya gerek yok. O ruh hali her yere sinmiş durumda. Kürtler AKPye fena halde küsmüş ama DTP tarafından da yorgun düşürülmüş. İki arada kalmış bölge halkı. Erdoğanın yeni hiçbir şey söylemeyen milliyetçi-muhafazakâr Kürt açılımlarına karnı tok. DTPnin hiper politik gündemi de, bölgenin dingin insanlarını artık zorlayan sürekli eylem stratejisi de, geriye mi dönüyoruz korkularına neden oluyor. İşte tam bu ortalarda bir yerde duruyor tarafını seçmemiş büyük bir kitle. Kürt sorunu çözülsün ama artık çatışma istemiyoruz diyen büyük uğultu kulakları artık sağır ediyor. Duymayan bir tek sağır sultanlar. Ergenekon duruşmalarından bir şey çıkmasa da Ergenekon ideolojisi bu dava sürecinde meşruiyetini kaybetti, diyor Batmandaki forumda bir öğretmen. Başka biri 1915te Ermenilerin anaları ağlatıldı bu topraklarda, diye söze giriyor ve Bana dokunmayan yılan bin yaşasın sözünü lügatten çıkarmayı teklif ediyor. Bir öğrenci Habermas, diye başlıyor söze, bir avukat Weimar Anayasasından söz açıyor ve anayasasızlığı öneriyor. Yazdığınız her satırın hesabını vermek zorunda kalıyorsunuz. Birikim dergisinde çıkan Liberal-sol tartışmasıyla ilgili bir yazıyı okumadıysanız cahil kalıyorsunuz birden. Hayat koşuları burayı politikleştirmiş, ama bu entelektüel bir politikleşme. Kürtler Türkiye standartlarının çok üstünde bir demokrasi kültürü yaratmışlar. Bu DTPyi de AKPyi de çok geride bırakmış bir bilgelik. Sorunun çözümünü herkes biliyor. Sokaktan birini çevirin size anlatsın. Erdoğan tebdili kıyafet bir dolaşsın Batman sokaklarında, Emine Ayna ayıp olması diye yüzüne söylenmeyen sert siyasi söyleminden duyulan rahatsızlığa bir kulak kabartsın. Bu araftaki Kürtlerin belki şu anda bir partisi yok, kendilerini ifade edecekleri bir sivil mecraları da yok. Şimdilik bu 3. yol sadece bir ortak duygudan, ortak bir fikirden, havada asılı duran bir bilgiden ibaret. Belki o araftakiler bir gün cesaretlerini toplayıp seslerini daha gür çıkarırlar. Ama şimdilik o araftakilerin sadece Tarafları var. Taraf Diyarbakır ve Batmanda artık sadece bir gazete değil. Burası bir Taraf cenneti. Ayıptır söylemesi Batmanda, Diyarbakırda sokaklarda dolaşan kel ve şişko bir Taraf yazarının bile şöhreti yakışıklı bir pop stara ulaşmış ise ulusal kahramanlar gibi bahsedilen Ahmet Altan ve Yasemin Çongarın durumunu artık siz düşünün. Bin bir zorlukla çıkan bir gazetenin yarattığı bu atmosfer beni epey gururlandırdı. Bu arada uzun bir teşekkür listem var. Unuttuysam birilerini, lütfen affedin. Forumları organize eden Batmandan sevgili Faruk Baş ve diğer Genç Siviller gönüllülerine; Diyarbakırdan Rezan Amed, Fidel Balta ve adını sayamadığım diğer arkadaşlara; toplantılara katılan Fazıl Hüsnü Erdem, Altan Tan, Bejan Matur, Sezgin Tanrıkuluna; soyadını hatırlayamadığım Vedat Bey, Muhammed Bey ve diğer herkese; ama özellikle de bu yazıyı yazarken beni sabırla bekleyen Cahit Çekmen ve Mehmet Ergine çok teşekkürler. Yazının başlığı mı? Aslında özel bir anlamı yok. Nedense gün boyu aklıma bu şarkı takıldı.
Yıldıray Oğur - 3 Kasım 2008
Kaynak:
- İm (Kod): Tümünü seç
http://www.gencsiviller.net/artikel.php?artikel_id=73