‘ÖZGÜRLÜKÇÜ DEMOKRASİ’

‘ÖZGÜRLÜKÇÜ DEMOKRASİ’

İletigönderen Habip Hamza Erdem » Prş Şub 04, 2016 8:16

‘ÖZGÜRLÜKÇÜ DEMOKRASİ’
1970’li yıllardı, ‘Kısıtlı Demokrasi’ dönemi diyelim.
Sonradan MC (Milliyetçi Cephe) Hükûmetleri kurulacaktı.
Bürokraside ‘özgürlükçü demokrasi’ terimini kullanmak, ‘cesaret’ işiydi ve CHP’nin yeni lideri Ecevit’çi olmakla bir tutuluyordu.
Dönemin Elazığ valisi, bir toplantıda ‘özgürlükçü demokrasi’ demişti de, palazlanmakta olan ‘Milliyetçi gençlik’, « sıkarım vallahi » diye mırıldanmıştı.
CHP’nin lideri değil ama, genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, son CHP Kurultayı’nda ‘özgürlükçü demokrasi’ deyince, nereden duymuş olabileceğine baktım.
Gördüm ki, Emre Kongar’ın anlatımıyla, Sencer Ayata’nın geniş anlamıyla ‘kalem’inden almış.
Almakla kalmamış, basın toplantısında da ‘aynen’ okumuş (1).
Emre Kongar’ın, kendisinin de katkıda bulunduğunu söylediği ‘Özgürlükçü Demokrasi’ kavramını 1977 seçim bildirgesine bağlamış olmasını yadırgamadım.
50 yıldan fazla bir süredir, Türkiye’de ‘sosyal politika’ üzerine kafa yormuş bir ‘akademisyen’ olarak, ondan ‘ileri’sini görmesini beklemek uygun olmazdı zaten.
Oysa Birgül Ayman Güler, Aydınlık gazetesinde yayımlanan, « O artık özgürlükçü demokrat » başlıklı yazısında, ‘sorunun özü’nü görmüş olmak izlenimi veriyor (2).
Özgürlükçü Demokrasi
‘Özgürlükçü demokrasi’ terimi, İsmet İnönü’nün son dönemlerinde ileri sürdüğü ‘Orta’nın solu’na karşı, Ecevit’in daha o günlerde bir ‘ileri adımı’ olarak görülmekteydi.
Ne var ki, Türkiye ‘özel’inde, 60 yıldan buyana, başta Emre Kongar olmak üzere hiçbir ‘akademisyen’, ‘Özgürlükçü Demokrasi’den ‘Eşitlikçi Demokrasi’ye bir adım atma başarısını gösteremedi.
Onların gele gele geldikleri yer, ‘Sosyal Demokrasi’ durağı oldu kaldı.
Kuşkusuz ‘Özgürlükçü Demokrasi’, Batı da ikiyüzyıldır belli bir ‘durak’ta beklemektedir.
Ancak, Batı’da, en azından hem ‘çeşitlenmek’te ve hem de ‘aşılabileceği’ne ilişkin çalışmalar da yapılmakta.
Türkiye’de ise, 21nci yüzyılın ilk çeyreğinde, CHP’nin ‘Devrim’i olarak sunulabilmekte hâlâ.
Eşitlikçi Demokrasi
Vülger, banal, sıradan, şabloncu yaklaşımlar bir yana, ‘Özgürlük’ün olmazsa olmazı ‘Eşitlik’tir denilebilir.
Bu iki ‘kavram’, biribirlerinin ‘mütemmim cüz’üdürler.
Daha da ileri giderek, birbirlerinin ‘varoluş koşulu’durlar diyelim.
Oysa, CHP’nin eski (Emre Kongar) ve yeni (Sencer Ayata) ‘teorisyen’leri, özgürlükçü demokrasiyi ‘askerî vesayet’ten kurtulmakla bir tutmaya devam etmektedirler.
Bu bakımdan da, AKP’nin ‘ucube demokrasi’nden ‘temel’de ayrılmamaktadırlar.
Ve en önemlisi diyor örneğin, Emre Kongar, CHP’nin ‘yeni rapor’u, “Güçlü bir demokrasinin, ancak sosyal demokrasi anlayışına dayalı sosyal devlet uygulamalarıyla gerçekleştirilebileceğini vurguluyor.”
AKP’nin kuruluş bildirgesinden, onüç yıldır girdiği her seçimde yayımladığı ‘seçim bildirlegelerine değin her belgesinden ‘aynı anlam’ı çıkarmamak olanaksız.
Kaldı ki, başta ‘askerî vesayet’ olmak üzere ‘sosyal politika’ anlayışında, AKP’nin yaptıkları ‘parmak ısırtacak’ boyutlardadır.
CHP o konularda, ama bu kafayla, AKP’nin eline su bile dökemez.
Sistem’in İçi-Dışı
Sorun ‘sistem’ sorunu olarak konulup, üzerinde ‘düşünülmezse’, altmış yıldır, başta Emre Kongar olmak üzere Sencer Ayata gibi ‘Sosyal politika’ uzmanlarının varacağı yer, CHP’nin son ‘özgürlükçü demokrasi’ program olmayı bir adım öteye geçemez.
Sistem içi, ‘kayıkçı kavgası’ olmayı aşamaz.
Üçyüz yıllık ‘olgun kapitalizm’ tarihi ile son yüzyılın ‘emperyalizm’ tarihi, 1970’lerde ‘Özgürlükçü Demokrasi’nin, gerçekten ‘ileri’ bir adım olduğunu göstermiştir.
Türkiye 61 Anayasası gibi bir anayasa yapabilmiş, Mısır’da, Irakta ve Suriye’de ‘devrim’ler yapılabilmişti.
Dünya genelinde ‘Bağlantısızlar Bloku’ oluşturulabilmiş, OPEC ülkeleri kendi mallarına ‘sahip’ çıkabilmişlerdi.
Tüm Afrika ülkeleri, göreli de olsa, bağımsızlıklarına kavuşabilmişlerdi.
Ve ‘Özgürlükçü Demokrasi’ bir hedef bir ‘amaç’ olarak, kitleleri heyacandırabilmişti.
Ne var ki, ‘Özgürlükçü Demokrai’den ‘Eşitlikçi Demokrasi’ye geçilemediği için, emperyalizmin bugünkü aşamasında ‘özgürlükçü demokrasi’ tüm anlamını yitirmiş bulunmaktadır.
‘Eşitlikçi Demokrasi’ de, ‘Özgürlükçü Demokrasi’nin ‘mütemmim cüz’ü olduğu için, bugün o da anlamını yitirmiş bulunmaktadır.
Özgürlük ‘Kürtlere ve tarikatlara Azadi’, eşitlik de ‘İmam ve Hatip’ler ile Haccettepe (Emre Kongar) ve Orta-Doğu (Sencer Ayata)’nun ‘eşitliği’ne indirgenmiştir.
Orta-Doğulu Aylin Nazlı Ata ile Hilal Kaplan’ın eşitliği de denilebilir.
70’leden tek farkı, yeni yetme ‘Milliyetçi Genç’liğin, Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘özgürlükçü demokrasi’ne ‘sıkma’ması.
Çünkü artık kendisi bir başına ‘sıkmaya’ başlamıştır da ondan..
Habip Hamza Erdem
(1) http://www.kongar.org/aydinlanma/index.php. Emre Kongar, « Tutuklu, Ucube ve Sopalı Demokrasi’den ‘Özgürlükçü Demokrasi’ye » başlıklı yazısında, Ecevit’in 1977 seçim bildirgesine gönderme yaparak, CHP’nin o seçimlerde birinci parti olduğuna dikkat çekiyor.
(2) Aydınlık, 20 Ocak 2016
Kullanıcı küçük betizi
Habip Hamza Erdem
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 1526
Kayıt: Cum Haz 26, 2009 20:01

Şu dizine dön: Habip Hamza ERDEM

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x