Paralel Hergelekon’un Ayak Sesleri / Zahide UÇAR

Paralel Hergelekon’un Ayak Sesleri / Zahide UÇAR

İletigönderen Balasagun » Pzt Şub 03, 2014 10:51

Paralel Hergelekon’un Ayak Sesleri

Resim
17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonları ile Türkiye bir karanlık tünele daha girdi.

Erdoğan kendi ağzıyla “FETRET devri” yaşıyoruz dedi(!).. Fetret döneminin ne olduğunu bildiğini sanmıyorum.

Ankara Savaşı’ndan sonra Yıldırım’ın dört oğlu arasında on bir yıl süren taht kavgaları dönemine Fetret devri denir. Anlaşılan konuşmayı Erdoğan’ın eline yazıp vermişler. “Ülkede yönetim boşluğu var, ben ülkeyi yönetemiyorum” dedirterek itirafını kayda geçiriyorlar.

Erdoğan; “şantaj-soygun-rüşvet-karapara-yolsuzluk-mafya” soygun sisteminin ortaya dökülmesini mağduriyete dönüştürerek “paralel T devleti” kurmaya çalışıyor. Bu da demektir ki; AKP özel örgütü göreve hazır hale gelmiştir.

Erdoğan “eylem ve söylemleriyle” kendi kurdukları Silivri tezgahını “paralel T” devletini kurmak için kullanıyor.

F-CİA örgütü ile ilgili bir soruşturma açtırmıyor. O savcıyı bir yerden alıp başka bir yere sürüyor. Polisleri bir ilden başka bir ile sürüyor. Oysa F-CİA örgütü hakkında “başka bir ülke istihbaratı ile birlik olup Türk Milletine tuzak kurmaktan” soruşturma açılmalıdır. Devlet sırrı olan bilgileri iddianamelerde yayınladıkları için haklarında “casusluk davası” açılmalıdır. Yani F-CİA kanunlar işletilerek devletten temizlenmelidir. Bu yapılmıyor.

Özel mahkemeler kaldırılıyor. Doğru, kaldırılsın ama yerine ne konacağı önemlidir. Bu noktada Ömer Faruk Eminağaoğlu önemli bir uyarıda bulunuyor:

“Açıklamalara bakacak olursak, evet bu mahkemelerin kaldırılacağı söylendi ama, bu mahkemeler her yönüyle tarihin tozlu sayfalarında kalmayacak. Yine başka ad altında yaşatılacak! Bu mahkemelerin baktığı suçlara ağır ceza mahkemeleri bakacak doğru. Ancak ağır ceza mahkemeleri bu davalara kendi usul kurallarına göre değil, terör mahkemelerinden kalan kurallara göre bakacakmış! Bu durumda daha önce yurdun 11 yerinde bölge mahkemesi olarak bulunan terör mahkemeleri, ağır ceza mahkemelerinin yurdun 133 yerine olduğunu düşünürsek, artık yurdun 133 yerine yayılacak!

11 bölgedeki terör mahkemelerinin yarattığı hukuk terörüne katlanılamazken, şimdi 133 bölgeden hukuk terörü!”


Ergenekon süreci başlamadan önceki dönemi hatırladığımda “çok kötü kokular” alıyorum.

Ergenekon süreci öncesinde Türk Milleti kışkırtıldı. Değerlerine hakaret edildi. Kürt ve Ermeni soykırımı yaptı diyenler baş tacı edildi. Köşkte ağırlandı. Olanlara tepki olarak her tarafta Kuvva-i Milliye gibi dernekler kuruldu.

Aynı zamanda yaygın medya üzerinden bazı insanları linç etmeye başladılar. Büyük Hukukçular Derneği Başkanı Kemal Kerinçsiz bebek katiline “sayın”, şehitlerimize “kelle” dediği için Erdoğan’ı dava etti. Üç kuruşluk tazminata mahkum ettirdi. Erdoğan çıldırdı. “Susturun bu adamı” dedi.

Olanları izlediğimde büyük bir operasyonun geldiğini anlamıştım. O dönem;

“Millet kışkırtıldı. İç dinamiklerin ölçüsü alınıyor. Bu ölçüye göre bir deli gömleği biçilecek. Kolları da Erdoğan’a bağlatılacak.” Diye yazmıştım.

Ümraniye tezgahıyla milli güçlere o deli gömleği giydirildi. Kollarını Erdoğan bağladı. Ergenekon tegahı milli unsurlar üzerinden Türk Milletine karşı yürütülen bir savaştı.

Operasyonlar sonunda istenilen sonuç elde edildi. Yani süreç tamamlandı. Artık Erdoğan ve AKP’nin sırtında yük olmaya başlamıştı ki, 17 Aralık 2013 tarihli cemaat operasyonu bu yükten kurtulma fırsatı doğurdu.

Bir taşla iki kuş vuracaklardı. Hem suç ortakları olan F-CİA’dan kurtulacaklar, hem de sırtlarında yük olan Silivri esir evini tartışmaya açarak aklanacaklardı.

Gidişata bakarak başka kokular alıyorum. Erdoğan F-CİA’dan kritik noktaları alıp, Erdoğan özel örgütünü yerleştirecektir. F-CİA’ya bir operasyon başlatabildiğine göre, ekibine güveniyor ve yeterli sayıda adamı var demektir.

Eminağaoğlu’nun uyarısını tekrar hatırlayalım;

“Bu durumda daha önce yurdun 11 yerinde bölge mahkemesi olarak bulunan terör mahkemeleri, ağır ceza mahkemelerinin yurdun 133 yerine olduğunu düşünürsek, artık yurdun 133 yerine yayılacak!

11 bölgedeki terör mahkemelerinin yarattığı hukuk terörüne katlanılamazken, şimdi 133 bölgeden hukuk terörü!”



Yeni bir HERGELEKON planlanıyor olabilir mi? Silivri tezgahı sürecinde gelişen yeni iç dinamiklerin de ölçüsü alınmış olabilir mi? F-CİA’ya operasyon yapıyoruz diyerek, daha önce yaptıkları gibi “ölçüsü alınan iç dinamikler” F-CİA ile birlikte Hergelekon çuvalına atılır mı?

F-CİA toplum vicdanında mahkum oldu mu? Oldu. Haklarında soruşturma açılıp 133 ağır ceza mahkemesine dağıtılırsa toplumsal bir tepki gelir mi? Gelmez!!. Hatta insanların içi soğur, derin bir “oh” der. Operasyon 133 ayrı ile dağıtılacağı için şiddeti de 133 parçaya bölünerek takibi zorlaştırılır mı? Zorlaştırılır. Hatta birçoğu gözden kaçar.

Ölçüsü alınan milli güçler de AKP politikalarına muhalif olduğu için F-CİA ile ortaklıkla suçlanabilir mi? Suçlanabilir. Silivri sürecinde bunlar yaşandı. Tamamı ile zıt görüşlü insanlar muhalif oldukları için aynı çuvala dolduruldu. Muhalif olmaları yeterli sebep olarak gösterildi. Hatta görevli köşe yazarları;

“Bu öyle bir örgüt ki, kişi örgüt içinde olduğunu bilmiyor olabilir(!)..” diye aklı iflas ettiren ikna yöntemlerini kullandı.

Güdümlü medya yeniden aynı ikna yöntemlerini kullanabilir.

Erdoğan medyasına dikkat edin. Her biri “İKNA ODASI” kurdu bile.

Böyle bir operasyon yapılırsa, insanlar derdini anlatana kadar aradan kaç yıl geçer acaba? Onu da bir düşünelim. Ergenekon esirleri 2007 yılından beri derdini anlatamadı çünkü.

Bir karanlık tünele daha giriyoruz. F-CİA dan kurtulalım derken, T-El Kaide ile yüzyüze gelebiliriz.

Güneydoğu’da PKK özerkliğini ilan edecek. Seçim süreci bekleniyor. Devletten gelecek bir operasyona karşılık bütün hazırlık yapılıyor. Kürdistan’ın 2. Parçasını fiilen hayata geçirme sürecinde gündem karartacak yeni bir operasyona ihtiyaç var. Ayak bağı olacak isimlere bir operasyon gerekiyor. Ergenekon rezaletinden sonra tek başına yapılacak bir operasyon infial yaratır. F-CİA ambalajına sarılan bir operasyon ise gündem karartır. Bir taşla birkaç kuş vurma filmi yeniden sahneye konuyor.

Bu arada devşirilen Ulusalcı maskelilere de dikkat edelim.

Kağıtlar karılıyor. Satış Pazarı yeniden kuruluyor.

Zahide UÇAR, 2 Şubat 2014
http://www.zahideucar.com
zahide@zahideucar.com
“Efendiler, aziz milletime şunu tavsiye ederim ki, bağrında yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki aslî cevheri çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an feragat etmesin”
Kullanıcı küçük betizi
Balasagun
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 3523
Kayıt: Cum Eki 17, 2008 13:18

Şu dizine dön: Zahide UÇAR

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x