KARARSIZLARIN KARARLILIĞI(IV):

TÜRKİYE’NİN İKTİDARI: BİR GEOMETRİ UCUBESİ/KESİŞEN PARALELLER…

Dr. Noyan UMRUK

Geçen haftalarda bazı Akdeniz ülkelerinde kriz, yolsuzluklar, temsili demokrasi ve klasik siyasi partilerin günümüzün gereksinimleri karşısındaki yetersizliğinden doğan güçlü tepki ve gelişmeleri paylaşmıştık.(1) Bütün bunlar, üstelik dünyada eşi görülmemiş bir seçim barajı arkasına sığınarak, yargı başta olmak üzere savaş alanı haline getirilmiş olan anayasal kurumlarla birlikte yaşandığından, aslında Türkiye’de durum çok daha karmaşık. Bu nedenle evvel emirde bir durum tespiti yapmakta yarar var.

DURUM TESBİTİ:

Yıllardır yürütülen algı operasyonu sonucu, sanılıyor ki Türkiye’de milli egemenliği temsil eden güçlü bir tek parti iktidarı var. Haydi diyelim ki var.
Acaba? Bu güçlü iktidar, milletin, temsilen ve de vekâleten kendisine emanet ettiği egemenliği, emanete ihanet etmeksizin kayıtsız şartsız kullanıyor mu?, Gelin bir bakalım şu milletin emanet ettiği egemenliğe ortak çıkanlara… Sadece cemaat mi acaba?

KESİŞEN PARELELLER:

En baba parelel, taaa okyanus ötesinden uzanıp başımızın üzerinde fır fır dönüyor. Diyeceksiniz ki; bu yeni değil; Atatürk’ten sonra hep böyleydi. Ama bu kadar da değildi. Bu bir. İki, siz daha baştan kendi kurumlarınıza karşı güç kazanmak amacı ve “Emrin olur ağbi” sucukçu jargonuyla daha baştan yuları kaptırırsanız adama her fırsatta yalatırlar. Tıpkı bundan önceki NATO Genel Sekreteri seçimi gibi, Libya vahşeti gibi, İsrail’in NATO’ya üyeliği gibi. Örnek çooook.

Bazen de pareleller kesişir, şimşekler çakar, sudan çıkmış balığa dönersiniz. Tornistan ettiriverirler adamı. Tıpkı Suriye gibi, İŞİD gibi, ne idüğü belirsiz silahlı adamların topraklarınızdan düğün bayram geçmelerini aval aval seyretmeniz gibi…

Öbür parelel malumlarınız zaten “Ağbinizin taşeronu”. Kadrolaşma ve kumpas konusunda uzman. Yıllardır yetiştirip, efsunladığı beyaz yüzlü çocuklar, böyle kadrolardan yoksun olduğunuz için sizlerin destek ve himayenizle yargı başta olmak üzere tüm kritik kurumlara yerleştirildi. Kumpas konusundaki maharetlerini de desteğinizle geliştirirlerken, bazı sıkıntılarını da “ağbinizin” teknolojik desteği ile giderdiler. Ama, paraleliniz, muhakkak ki “ağbinizin” de bilgisi dâhilinde sizleri en zayıf yerinizden vurunca sizi, yine parelelelinizle kesişiverdiniz; şimşekler çaktı; on yıl süren bu muhabbet hüsran ile bitiverdiiii…

Diğer paraleliniz, sayenizde büyük ölçüde dağdan düze inen eşkıya... Askeri kışlasına, polisi karakoluna tıktığınız için, bunlar şu anda egemenliği paylaşma provaları yapıyorlar. Hem de öyle bir yapıyorlar ki… Mesela canları sıkıldı mı şehrin göbeğinde adam öldürüyorlar… Okul, işyeri, iş makinesi yakıyorlar… Haraç topluyorlar… Yol kesip, kimlik kontrolü yapıyorlar… Kurdukları mahkemelerde garibanları yargılıyorlar… Ayn-el Araba yol vermediniz, Memetçik burada savaşa girmedi diye şehirleri cehenneme çeviriyorlar…Ve de en nihayet Cumhuriyetin valisini kendi atadıkları valiye bağladıklarını ilan ediveriyorlar…İşin garibi silahların gölgesinde 3-5 milyon oy almış bu paralelinizin partisinin ulaklığında İmralı ve Kandili müzakereleri sürdürülürken vekaletini kullandığınız millet ve meclisi hiçbir şey bilmiyor. Uzun zamandır soruyorum kendime, her konuyu paralellerinizle görüşüp, onlarla bir yerlere varmaya çalıştığınıza göre meclise, yüzlerce vekile, hatta millete yani seçimlere ne lüzum var diye…

Diğer paraleliniz ise evlere şenlik… Bir kısmını kamulaştırıp el koyduğunuz, bir kısmını da daima altınızda güreştirip, sizlerden hamutuyla sebeplenen havuzculara satın aldırdığınız yandaş medya… Onlar için uzun laf etmeye hiç gerek yok. Mal meydanda… Haftaya…

SONUÇ:

Durum tesbitini de böylece yapmış olduk: Paralel, paralel, paralelli, taralel, taralel, tarallelli…

(1)Umruk;AYDINLIK G; “Kararsızların Kararlılığı (II)İtalya Örneği, Kararsızların kararlılığı (III):İspanya: İndignadoslar PODEMOS olunca, AYDINLIK G; 23-30.11.2014