Piyasa Ekonomisi ve "Hort-Zort" Politikası...

Piyasa Ekonomisi ve "Hort-Zort" Politikası...

İletigönderen faruk haksal » Çrş Mar 02, 2011 8:55

Batı emperyalizmi, kendisini “Yeni Dünya Düzeni” adı altında gizliyor; gizlemeye çalışıyor.
İşin [ya da saldırının] özü ve özeti şu: Ülkeler kendi ekonomilerini korumayacaklar… Yani, milli nitelikte bir ekonomi politikaları olmayacak...
Ekonomi bir plana ve programa göre yönetilmeyecek, tasarlanmayacak.
Artık ülkelerde “”Kalkınma Planları” yapılmayacak.
Devlet, yani kamu, yani toplumun ortak çıkarları, eski, köhnemiş, modası geçmiş ilkeler olarak çöpe atılacak…
Peki, yerine ne konacak?
- Piyasa...
Sermaye çevreleri ve büyük şirketler, [yani “piyasa”]... her şeyi belirleyecek!
Türkiye piyasası, Batı piyasalarının bir gölgesi, bir uzantısı gibi işleyecek, uluslararası sermayenin çıkarlarına hizmet edecek…
Avrupa ve Amerika’nın dev şirketleri, holdingleri Türk “piyasa”sına egemen olacak ve netice olarak, piyasayı onlar yönetecek.
İstanbul Menkul Kıymetler Borsası, (İMKB), Avrupa Birliği ülkeleri ile Amerika’nın denetimine girecek ve onların uydusu haline gelecek...
Türk hükümetlerine dayatılan “özelleştirme” politikaları uyarınca Devlet’in, yani kamunun yani halkın elinde hiçbir iktisadi kıymet kalmayacak, hepsi “piyasa”ya devredilecek; hibe edilecek…
Ulusal (yerli) bankalar, yavaş yavaş Batı’nın dev tekellerinin eline geçecek, Türkiye’nin mali yapısı tümüyle Amerika ve Avrupa Birliği ülkelerinin hâkimiyetine terk edilecek...
Tamam mı?..
Yoksa devam mı?
Var mı artıran?
Geride satılacak bir şeyler daha var mı yoksa?.. Bağımsızlığımızdan, egemenlik haklarımızdan geriye [hala] bir şeyler kaldı mı yoksa?..
- Var!..
İşte bizi Avrupa Birliği kapısında bunun için tutuyorlar.
Meselenin özü, esası, politikası, stratejisi ve “di-ba-ce”si buradadır...
Bu noktada Batı emperyalizminin hala arsız bir tedirginliği vardır.
Bir korku, bir endişe, bir evham...
Nedir mi bu?
Sözünü ettiğimiz bu korku, tedirginlik, endişe ve evham, Türkiye’nin emperyalizme karşı ilk “Milli Kurtuluş” mücadelesi vermiş bir ülke olmasından kaynaklanmaktadır.
Ya tutarsa...
Ya bir de denk gelir... Ve Türkiye halkı bu çarkı tersine döndürecek maymuncuğu eline alıverirse...
Ya bir “Tren Kazası” oluverirse!..
İşte bu yüzden, çarkı otomatiğe bağlamak en güvenli yoldur...
Çarkın otomatiğe bağlanması ise, Türkiye’yi Avrupa Birliği kapısının önündeki kazığa bağlamak demektir..
Ne içeri, ne dışarı... Ver Türkiye ver.
Tren otomatik bir tarifeye bağlı.
Gelsin ilerleme raporları; gitsin Avrupa Birliği müfettişleri...
Kapının hemen önünde de, elindeki değneği ile İMF...
Peki, Türkiye Cumhuriyeti’nin hükümeti, bu fotoğrafta nerede?
Sayın Başbakan sorunu “hort-zort”larla, “van münit muhterem kardeşim”lerle ve iç politikada kullanılmaya dönük sanal “çıkış”larla çözme eğilimindedir…
Edirne’nin Batı’sında başka konuşmakta, kapalı kapılar ardında farklı fısıldaşmakta ve Anadolu’nun varoşlarında farklı gürlemektedir.
Oysa televizyon denen “akıllı kutusu” bütün bu farklılıkları üst üste yapıştırmakta ve gören gözlere iletmektedir.
İşte o yüzdendir medya üzerindeki baskı.
O yüzdendir yandaş medya yaratma merakı.
Ve o yüzdendir bazı medya mensuplarının zindanlarda çile doldurmak zorunda kalması…
Ve siz bir vatandaş olarak, ya nedensellik bağının gözlüğü ile bakarsınız olup/bitenlere… Ya da körükörüne taraf olmanın kör gözleri ile…
Böylece sonunda da, ya baktınız şeyi görürsünüz bütün çıplaklığı ile, ya da sadece görmek istediğinizi görürsünüz…
Ve bu bozuk [piyasa] düzeni akıp gider önünüzden, sürüp gider; süpürüp gider her şeyi…

soruyusormak@gmail.com

LÜTFEN “TIK”LAYINIZ:
http://www.soruyusormak.com
http://www.dnm-ler.com
http://www.kitlecizgisi.com
Faruk Haksal
Kullanıcı küçük betizi
faruk haksal
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 344
Kayıt: Pzt May 24, 2010 10:01

Şu dizine dön: Faruk HAKSAL

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x