Referandum Matematik Olarak Geçersizdir / Mahiye MORGÜL

Eğitimci Yazar

Referandum Matematik Olarak Geçersizdir / Mahiye MORGÜL

İletigönderen Türk-Kan » Pzt Eyl 13, 2010 18:11

Referandum Matematik Olarak Geçersizdir

50 milyon seçmenden oy kullanmayan (%23) 11.500.000 kişiyi düşersek;
Oy kullanan 38.500.000 seçmen vardır.
Oy kullanan 38.500.000 kişiden "evet" diyenlerin oranı %58'dir.
Hesaplarsak, evet diyen kişi sayısı: 22.330.000 kişidir.

EVET diyen kişi sayısı seçmen oyunun %50 sinden den daha azdır. Bu durum hukuki açıklama gerektirir.
HAYIR diyen kişi sayısı ise 16.170.000 kişidir.

50.000.000 Seçmen
22.330.000 EVET
16.170.000 HAYIR
11.500.000 kişi referandumu onaylamayan, katılmayan, fiilen hayır diyen kişi.

Bence sonuç: REFERANDUM MATEMATİK OLARAK GEÇERSİZDİR.
Kamuoyuna açıklanan yüzde oranları seçmenin oy sayısını vermiyor.


Referandum doğuda PKK’nın baskı kurabildiği şehirleri veriyor. Bence asıl onlara referandum yaradı, kendi hükümranlık alanlarını belirlediler.
Doğudaki katılmayanların oranı, halk düşmanlarının doğuda insanları ne kadar baskı altına alabildiklerini gösteriyor. Bölgeye daha ne kadar zulüm edeceklerinin planını şimdi aldıkları sonuca göre yapacaklar.

Tunceli’de bütün zulümlerine rağmen başaramadıklarını gördüler. Diyarbakır’da da her şeye rağmen kendilerine boyun eğmeyen bir kitle olduğunu gördüler.

Doğu illerimizde, yüzdesi evet’ten yana yüksek gösterilen yerlerde, halkın ne kadar baskı altında olduğunu anlıyoruz. Buna demokrasi diyenler utansın, demokrasinin zaferi diye bunu telaffuz edenler matematik bilmiyorlar.

Doğudaki bu baskı çok yönlüdür, tek sebeple değildir:

DTP baskısı, PKK baskısı, ağa baskısı, uyuşturucu mafya baskısı, CİA, MOSSAD gibi gizli servislerin baskısı, aşiret baskısı, Ramazan ayının dinsel baskısı, hediye paketlerinin baskısı, cemaat baskısı, Hıristiyan misyonerlerin baskısı, Yahudi lobisinin parlattığı Tayyip’in göz kamaştırıcı etkisi, reklam tabelalarının etkisi, TRT baskısı, hatta basketbol maçıyla ekranlara kilitleme baskısı… Ne ararsanız var.

Halkın gerçekleri görmemesi için içinde her şey olan bir referandumdu. İşte sonuçlarını bile sağlıklı açıklamıyorlar.

Bu referandum tüm halkın yüzlerce yıl geleceğini şekillendirmek içindir, 4 yıllık seçim değildir, siyasi parti seçimleri gibi “oyların şu kadarını alan şu kadar milletvekili çıkartır” seçimi hiç değildir. Doğrudan seçmen sayısının çoğunu almakla ilgili bir referandumdur.

Herkesi göz göre göre kandırıyorlar! Nasıl kandırdık diye de her halde bu tezgahı planlayan gizli servislere göz kırpıyorlardır.

Tansu Çiller de çok sevinmiştir, GATS’ın önü açıldı, artık rahatlıkla her şeyi yabancılara satabilecektir. Anayasa Mahkemesinde “özelleştirilemez” engeline takılmış bütün beklemekte olan dosyalar şipşak geçer artık.

Evet diyenler neye evet dediğini yakında anlayacak.




Eğitimci Yazar Mahiye MORGÜL, 13 Eylül 2010
mahiye@gmail.com
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Re: Referandum Matematik Olarak Geçersizdir / Mahiye MORGÜL

İletigönderen Comte » Pzt Eyl 13, 2010 18:19

Maalesef matematik olarak gecerlidir. Secim sonuclarini yukaridaki hesap ile belirlemek, simdiye kadar dünyada bir sürü secimin gecersiz oldugu sonucunu cikarir.
Resim
Kullanıcı küçük betizi
Comte
Dilmaç
Dilmaç
 
İletiler: 195
Kayıt: Prş Ara 10, 2009 17:21

Re: Referandum Matematik Olarak Geçersizdir / Mahiye MORGÜL

İletigönderen alparslan42 » Sal Eyl 14, 2010 12:31

Matematik hesabınıza hayran kaldım. Sizin hesabınıza göre önceki seçimlerde geçersiz. Hatta dünya da yapılan bütün seçimler geçersiz. Dünyada seçimlere en fazla katılımın olduğu ülkelerden biri Türkiye. Kendiniz mi avutuyorsunuz sayın MORGÜL (!)
Kullanıcı küçük betizi
alparslan42
Üye
Üye
 
İletiler: 8
Kayıt: Sal Eyl 14, 2010 12:20

Re: Referandum Matematik Olarak Geçersizdir / Mahiye MORGÜL

İletigönderen Deli Haydar » Sal Eyl 14, 2010 14:07

6 Milyon Oy Farkı Nasıl İzah Edilir?
Yeniçağ Gazetesi / 14 Eylül 2010


Referandumda 49 milyon 478 bin 223 seçmenin yüzde 77’si sandık başına gitti. 21 milyon 834 bin 554 kişi evet, 15 milyon 853 bin 696 kişi hayır oyu kullandı. 11 milyon 210 bin 184 seçmen ise sandığa gitmedi. Evetler ile hayırlar arasındaki fark 5 milyon 980 bin 858 oy..

6 milyon diyebiliriz.

Peki 21 Ekim 2007 referandumunda seçmen sayısı ne kadar açıklanmıştı?
42 milyon 629 bin 733!

İki-üç yıl içinde seçmen sayısı 6 milyon 848 bin 490 kişi artmış.
Peki iki yılda 70 milyonluk bir ülkenin seçmen sayısı bu kadar artar mı?


Ali Rıza Üçer, Hikmet Uluğbay’ın bu rakamları verdikten sonra “İki referandum arasında 2 yıl 10 ay 21 gün fark vardır. Üç yıldan kısa süre içinde Türkiye’de seçmen sayısı 6.8 milyon kişiden fazla artabilir mi ve böyle bir artışı açıklayan mantıklı ve bilimsel tutarlılık gösteren bir gelişme mevcut mudur? YSK’nın aydınlığa kavuşturması gereken esas soru budur” tespiti yaptığını hatırlatıyor ve 6 milyon 848 bin 490 kişinin tek tek araştırılması gerektiğini belirtiyor. Evetler ile hayırlar arasındaki fark ile iki referandum arasındaki seçmen sayısı farkının neredeyse birbirine eşit olması bu araştırmanın yapılmasını gerektiriyor.

Üçer, evet oylarının toplam seçmen sayısına oranını yüzde 41.8, hayır oylarının toplam seçmen sayısına oranını yüzde 30.4 olarak tespit ediyor.
Bu durumda, Anayasa değişiklikleri toplam seçmen sayısının yüzde 41’inin onayını almış, yüzde 59’unun almamıştır. Elbette bu gerçeklik sonucu değiştirmez ama, Rousseau’dan beri Anayasalar “toplumsal uzlaşma metni” olarak adlandırıldığına göre, bu rakamlar, referandumda toplumsal uzlaşma olmadığını, aksine bir bölünme tablosu ile karşı karşıya bulunduğumuzu gösteriyor.

Referandumda Trakya, Ege ve Akdeniz hayır dedi.
Bunun sebebini bir okurumuz şöyle yorumluyor:

Doğu ve İç Anadolu bölgelerinde cemaat, feodalite, kast sistemi ve bunun üzerine de fakirlik ve eğitimsizlik eklenince referandum sonucunun bundan farklı çıkması doğanın kurallarına aykırı olurdu.

Kılıçdaroğlu’ndan önce Baykal döneminde CHP’nin Doğu’ya gitmemesi eleştiriliyordu, Doğu’ya da gidildi ama sonuç değişmedi. Değişmezdi de!
Hayırın yüksek olduğu Batı bölgelerinde AKP’nin teşkilatlanması CHP’den eksik miydi? Hayır! Neden başarılı olamadılar? Doğu’da CHP her köye temsilcilik bile açsa başarılı olabilir miydi? Hayır.

MHP’nin zemin kaybetmesindeki en önemli sebep, seçmeninin İç Anadolu gibi işsizlik, eğitimsizlik ve yoksulluk bölgelerinde olmasıdır. Zira insanların eğitim ve maddi olarak yetersizlikleri başladıkça güçlüden yana olma eğilimi artar. İnsanlar savunmasız kaldıkça devlete, o yoksa cemaate veya ayrılıkçı örgütlere daha çok yaklaşır. Bunun sebebi, onlardan korkmaları değil kendilerini güvenceye almak istemeleridir. Ama Batı illerinde insanların bireyselleşmesi bu sorunu ortadan kaldırmaktadır.

(Dr. Serhat Terzi)

Bir başka mektupta, “Eğer Ankara’nın Batısından oluşan bir Türkiye olsaydı yüzde 70 hayır, doğusundan oluşan bir Türkiye olsaydı yüzde 70 evet çıkardı. Doğu’da tarım ve hayvancılık ölmüş ve insanlar tarikat veya terör örgütünün kıskacına girmiş bulunmaktalar. Kurtuluşu da devletin iktidarına sahip olanda arıyorlar. Çünkü para da yasa da, polis de hakim de onların elinde. Muhalefet bu şartlarda Doğu’da başarı elde edemez. Onun için Doğu’nun insanlarını manipüle eden tarikat ve terör örgütüne odaklanmak ve onların durumunu analiz etmek gerekiyor” deniliyor.


Arslan Bulut
Feragat-ı nefs.
İstihkar-ı hayat.
Kullanıcı küçük betizi
Deli Haydar
Meydan Delisi
Meydan Delisi
 
İletiler: 714
Kayıt: Çrş Eki 14, 2009 11:21

Re: Referandum Matematik Olarak Geçersizdir / Mahiye MORGÜL

İletigönderen Türk-Kan » Sal Eyl 14, 2010 23:38

YÜZDE 44 MEŞRU MUDUR?

Anayasa değişikliği halkoylaması sonucuna göre yüzde 58 ile kabul edildi. Hukuken çoğunluğun kabul ettiği bir değişiklik, sonuçlar resmi olarak açıklandıktan sonra yürürlüğe girecek.

Peki yüzde 58, reel olarak çoğunluk mu?

Bildiğiniz gibi seçimlere katılım oranı yüzde 77. Yani oylamaya her yüz kişiden sadece 77’si katıldı, 23’ü ise o ya da şu nedenle katılmadı.

Halk oylamasına katılan 77 kişinin yüzde 42’si Anayasa değişikliğini reddetti. Peki 77 kişinin yüzde 42’si kaç kişi eder? Yüzde 33!

Halk oylamasına katılan 77 kişinin yüzde 58’i ise Anayasa değişikliğine onay verdi. Peki 77 kişinin yüzde 58’i kaç kişi eder? Yüzde 44!

Yani Türkiye Cumhuriyet vatandaşlarının seçmen statüsüne sahip olanlarının sadece yüzde 44’ü bu anayasa değişikliğine onay vermiş oldu!

Salt çoğunluğu bile sağlayamayan bu oran, “toplumsal uzlaşma”nın doruğu olan Anayasa için sizce meşru bir oran mıdır?



Mehmet Ali GÜLLER, 13 Eylül 2010
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Re: Referandum Matematik Olarak Geçersizdir / Mahiye MORGÜL

İletigönderen murat8 » Çrş Eyl 15, 2010 0:49

Emperyalist, küresel sermayenin piyonlari, cemaat, CIA kuklalarinin bir ilerleme stratejisi var.

Bunu, örgütün Pensilvanya'daki lideri yaklasik 15 sene önce yayimlanan görüntülü kaydinda gayet net sekilde ifade etmistir.

Sistem cok temel olarak su sekilde isliyor;

Cemaat, okyanus ötesi aldigi direktifler ve müthis finansal gücü ile bu memleketin akliniza gelebilecek her kademesine YANDAS kafalar, militanlar yetistirir.

Bu yetisenler, kozalarindan ciktiktan, kelebek olduktan sonra cemaatin daha DERiN mevkilere ilerleyebilesi, kendi deyimleriyle can damarlarinda dolasabilmesi icin gerekli sondaji yapar, gerekli yollari acar, gerekli düzenlemeleri kotarir.

Yeni acilan tünellere, yeni militanlar mevzilenir. Bu yeni militanlar, o acilan tünelleri daha da ilerletir.

Cok basit bir örnek; cemaat yargiya militanlarini sokar. Yargiya sizan militanlar cemaatin islevini daha kolay ve etkili sekilde yerine getirebilmesi icin yargi bazinda ne yapilmasi lazim geliyorsa, o noktalari zorlar, asindirir. O noktalarda elde edilen stratejik ilerlemeler, yeni militanlarin daha rahat sekilde yargiya sizmasina ortam ve imkan yaratir.

Yine cok basit bir örnek; cemaat var gücüyle cumhurbaskanligi kalesini ele gecirmege calisir. Kale zapteylenince oraya getirdikleri adamlari, simdi cemaatin-emperyalistlerin isini görme vazifesini ifa eder.

Yani ikili bir sistem. Cemaat birilerini belli noktalara tasir, o belli noktalara tasinanlar da cemaate yeni mevziler, yeni kapilar, yeni imkanlar, yeni mesafeler acar.

Cok basit bir ELE GECIRME sisteminin cok basarili bir uygulamasidir son 30 yilda yasananlar.

Son 8 senede zirve yapmistir.

Simdi tüm bu gercegin isiginda yukaridaki oy orani benzeri analizler, tartismalar bize fazla birsey kazandirmayacaktir.

Mesele kaybedilmis bir referandumdan sonra, oylarin analizini yapmak olmamaliydi.

O referandumun hic yapilmamasini temin edebilmek idi.

Mesele Cumhurbaskanligi makamina cemaatin adami, bir Amerikan taseronu oturtulduktan sonra "vay efendim, sen benim cumhurbaskanim degilsin" veya "milli muatabakat saglanmadi ama" demek olmamaliydi. Onun asla oraya oturtulmamasi olmaliydi. Bu ugurda da ne lazimsa yapilmaliydi, cünkü bunun ne anlama geldigi, ileride karanliga ne mevziler acacagi belliydi, bilinmekteydi. Bu anlamda SÖZDE muhalefetin memleketteki esas bertaraf edilmesi gereken pasivist güc oldugu tekrar idrak edilmelidir. Bence emperyalizmin en büyük silahi hedef ülkedeki iktidari belirlemesi degil, muhalefeti bicimlendirmesidir. Cünkü bunu basardiginda, esas engel teskil edecek milyonlarca vatanseveri, gercek direnisi pasivize ediyorlar. Bir Bahceli bagliyorlar milyonlarin basina, RTE'ye koltuk degnegi, Gül'e basamak oluyor. Bir Kilicdaroglu getiriyorlar milyonlari temsilen, daha o milyonlara hitab edemiyor.

Türkiye ele geciriliyor, gecirilmeye calisiliyor.

Hal buyken oy oranlarinin neyi ifade ettigini veya temsil gücü olup olmadigini analiz etmek yetmez. Hele bunun gercekten demokratik olup olmadigi, milli iradeyi baz alip almadigi sorulari esas mesele degildir. Zira olay zaten mili irade veya demokrasi ekseninde dönmüyor.

Olay ele gecirme, köle kilma, bölme, parcalamadir. Analizi de bu yönde yapilmalidir.

Bu referandum oyununun temel dinamigi son 3 senede küresel gücler ve icerideki taseronlari tarafindan cok basarili bir sekilde ortaya konmus bir toplum mühendisligi calismasidir.

Aslinda cok basit bir slogan ve korkuya dayandirilmistir. Zaten Türkiye'deki gibi bir millet profili cizen bir ülkede yiginlari sürüklemek icin basit sloganlar yeter, yetmekte. Bu kampanyalarin stratejileri tesadüf degil, hedefi 12'den vuran mühendislik calismalarinin ürünleri.

Neydi bu korku ve slogan?

Son 3 yilda bu ülkenin televizyon ve gazetelerinde tesirli bir yapay korku islendi milletin suuruna; DARBE!

Bunlar darbeci, darbe yapacaklar, darbe yanlisi bunlar, darbe geliyor, darbe darbe darbe...

Derken birden bir anayasa degisikligi getiriliverdi milletin önüne.

Slogani belliydi: DARBE ANAYASASI MI ISTIYORSUNUZ, YOKSA GERCEK, ILERI DEMOKRASI MI?

3 yil boyunca sanal darbe kakafonisi ile beyni yikanmis bu milletin ekserisi, icindeki maddelere dahi bakma geregi duymadi paketin.

Sahra'da su bulmuscasina kostu, sarildi bu zembille indirilen ileri demokrasiye!

SÖZDE aydinlara ve SÖZDE muhalefete (isini dogru ve stratejik uygulayanlara degildir sözüm) düsen bu oyunu bozabilmekti.

Ama benim gördügüm kadariyla strateji yoktu, zeka yoktu, bilinc yoktu.

Ana muhalefetin 3 ayda yapabildigi, RTE'nin malvarligi ve köseyi dönüsünü temcit pilavi gibi halkin önüne getirmekten öteye gecemedi.

Ne büyük bir stratejik hata!

"Adamlar yiyor, ama is de yapiyor" anlayisinin Özal'dan beri kemiklestigi bir toplumda ana muhalefet slogani olarak talanin, soygunun secilmesi...

Iktidarin o basit ama cok etkili sloganinin karsisina ayni dirayette, ayni siklette bir cümle cikaramadi bu ülkenin aydinlari!

Maddelere daldilar, millete maddeleri anlatmaya soyundular. Bu gerekliydi elbet, ama tek basina YILLARDIR DARBE ÖCÜSÜYLE KORKUTULMUS milyonlari ikna etmek icin yeterli degildi.

Oysa iktidar cok daha net bir yol izledi. Hic o maddeleri dillendirmedi, hicbirini aciklama, izah etme geregi hissetmedi.

Sadece 3 yil süren bir korku propagandasindan sonra bir slogan koydu milletin önüne:

DARBE ANAYASASI MI, ÖZGÜRLÜK MÜ?

Muhalefet ve aydinlar da en azindan bunun kadar net bir slogan koyabilmeliydi ortaya son 3 ayda.

Yapamadilar. Oyunu bozacak bir strateji bulamadilar, fiiliyata geciremediler.

Umarim bundan sonrasi icin tezgahlanan oyunlarda daha hazirlikli ve stratejik bir tepki verir, yol izler bu ülkenin aydinlik insanlari, aydinlari, muhalefeti.
Kullanıcı küçük betizi
murat8
Üye
Üye
 
İletiler: 36
Kayıt: Cum Mar 19, 2010 23:47

Re: Referandum Matematik Olarak Geçersizdir / Mahiye MORGÜL

İletigönderen alparslan42 » Prş Eyl 16, 2010 1:59

Ya bu seçimin meşruluk lafı bana çok komik gelmeye başladı. % 44 ten bahsetmiş arkadaş. İyide kardeşim doğuda bdp seçimi boykot etti. Türkiye genelinde halkın %30'u boykottan dolayı seçime gelemedi. İyide bu insanlar acaba boykota uyarak mı sandığa gelemedi yoksa bdp-pkk nın baskı korkutma ve tedhiş hareketleri ile mi sandığa gidip oy kullanamadı bdp de bal gibi biliyordu ki, burdaki arkadaşlarında aslında bildiği gibi; Kürt vatandaşlar sandığa gidebilseydi o Yüzde otuzun %20 si evet oyu kullanırdı. oda eder %65 .
Hülasa; güneş balçıkla sıvanmaz...
Kullanıcı küçük betizi
alparslan42
Üye
Üye
 
İletiler: 8
Kayıt: Sal Eyl 14, 2010 12:20

Re: Referandum Matematik Olarak Geçersizdir / Mahiye MORGÜL

İletigönderen Deli Haydar » Prş Eyl 16, 2010 4:04

alparslan42 yazdı:Ya bu seçimin meşruluk lafı bana çok komik gelmeye başladı. % 44 ten bahsetmiş arkadaş. İyide kardeşim doğuda bdp seçimi boykot etti. Türkiye genelinde halkın %30'u boykottan dolayı seçime gelemedi. İyide bu insanlar acaba boykota uyarak mı sandığa gelemedi yoksa bdp-pkk nın baskı korkutma ve tedhiş hareketleri ile mi sandığa gidip oy kullanamadı bdp de bal gibi biliyordu ki, burdaki arkadaşlarında aslında bildiği gibi; Kürt vatandaşlar sandığa gidebilseydi o Yüzde otuzun %20 si evet oyu kullanırdı. oda eder %65 .
Hülasa; güneş balçıkla sıvanmaz...

Çok doğru söylüyorsun güzel kardeşim. Güneş elbette balçıkla sıvanmaz. Netekim bunu atalarımız demiş.
Atalarımız hep güzel şeyler söylemiş zaten güzel kardeşim.

Başbakanımız da zaten hep güzel şeyler söylemiş; güzel şeyler yapmış...
Güzel şeyler yapıp da, güzel şeyler söyleyince de hep suçlanmış bizim başbakan benim güzel kardeşim.

Uçak fabrikası kurmuş bu ülkeye mesela...
Bırak piyade tüfeğini, kız-kaçıranı bile dışardan alıyordu bu ülke zamanında...


Kötülerin ülkesinde hep suçlu benim başbakanım!
Ah aaah! Bu ülkede hiçbir başarı cezasız kalmaz! Boşuna demiyorlar!

En güzeli: Geçtiğimiz yerel seçimlerin ardından, "Kürdistan sınırını çizdik" diyen DTP Iğdır milletvekili Pervin Buldan'ın ağzından bal damlıyordu örneğin...
Hani Avrupa Birliği yolu üzerindeki Diyarbakır bir yıldız olabiliyordu ya Kürdistan Projesi'nde... İşte o darbeci kötüler hep suçladılar, hep!

Evet güzel kardeşim: Democratic toplum isteyenlerin partisi ile Kürdistan'lı işçilerinin partisi birleşti...
Tuttu, Irak'ın kuzeyinde kurulan Democratic Kürdistan ile birleşmeyi boykot etti!

Çok saf canım bunlar da! Saf... Romantik ve devrimci!
Hem de yeni Anayasa'da demokrasi-işçiler falan için çok güzel şeyler olmasına karşın...
Vallahi tam bir gerilla ruhu!

Zaten Kürt vatandaşlar, Türk-Ermeni-Zaza-Çerkez-Pomak-Gürcü-Arap-Türkmen-Alevi-Budist-Solak-Sakar-Dalgın vs. vatandaş kadar özgür olabilse idi, yüzde yüz çok daha güzel olurdu her şey. O kadar güzel olurdu ki, çok güzel olurdu yani. Anlatamam! Ama işte bu darbeciler var ya, bu darbeciler! İşte bunlar hep kötü dedi güzel şeylere benim güzel kardeşim.

Bunlar kötü kardeşim, adı üzerlerinde. Hem bak Bush da söyledi.

Bak iyi düşün şimdi: Darbe kötü. Darbeci kötü. Bunu aklımızdan çıkarmayalım.
Unutma: Jiplere binen Türkler darbe yaptı hep. Müslümanlara-Kürtlere-böyle çok kişiye çok kötü şeyler yaptılar sonra.
Bir de Atatürk var tabii... Esas onun için bak neler diyecekler yakında...

Aramızda kalsın ama: Teröristmiş o, terörist!
Baş-terörist! Bak benden söylemesi!

Ya da sen en iyisi çok düşünme benim güzel kardeşim...
Ya da özür dilerim: Büyük düşün sen!
Geniş geniş düşün! Üçer üçer düşün...

Hem belli, matematiğin de güçlü gördüğüm kadarıyla...
O zaman sen önce bir 1071'den en az bir 7000'i çıkar bakalım Alparslan kardeşim...

En azından bir rahatlama olur.
Çok düşünmüşsün belli.
Yakmayasın motoru.
Feragat-ı nefs.
İstihkar-ı hayat.
Kullanıcı küçük betizi
Deli Haydar
Meydan Delisi
Meydan Delisi
 
İletiler: 714
Kayıt: Çrş Eki 14, 2009 11:21

Re: Referandum Matematik Olarak Geçersizdir / Mahiye MORGÜL

İletigönderen cafermeydan » Prş Eyl 16, 2010 7:20

"Evet diyenler neye evet dediğini yakında anlayacak."

Yukardaki cümle sayın MORGÜL"ün son cümlesi yazısından alıntı. Eğer dediğiniz gibi anlayacak olsalardı "Evet" demezerdi. Ülkemiz halkının oyladığımız Anayasa maddeleri ile ilgili ilişkisi yoktur. Yani onlara değmeyen yılan çok yaşar. Ozamanda son sözlerini söyler "evet"i basarlar. Şimdi yargılamağa çalıştığımız 12 Eylülcülere %92 "Evet" oyu vermemişmiydik.

Referandumun geçerli veya geçerli olmaması bizim düşüncelerimizde ve söylemlerimizde önemli değil. Yüksek Seçim Kurulunun resmileştirdiği zaman geçerliliğini kazanır. Ki Anayasa mahkemesi sayın üyeleri bu Referandum doğrudur demedi mi. Etliye sütlüye karışmadan işin içnden çıkmadı mı.
Kullanıcı küçük betizi
cafermeydan
Üye
Üye
 
İletiler: 12
Kayıt: Çrş Tem 14, 2010 7:38

Re: Referandum Matematik Olarak Geçersizdir / Mahiye MORGÜL

İletigönderen alparslan42 » Prş Eyl 16, 2010 11:00

Ya Haydar Bey ben sizden daha mantıklı bir açıklama beklerdim. Biz burada seçimin meşruluğunu tartışıyoruz. Sen hem malına vurmuşsun hem mıhına ne alaka. Ben meşruluk üzerinden hanımefendinin mantığını çürütüyorum. Sen başka şeyden bahsediyorsun.
Kullanıcı küçük betizi
alparslan42
Üye
Üye
 
İletiler: 8
Kayıt: Sal Eyl 14, 2010 12:20

Re: Referandum Matematik Olarak Geçersizdir / Mahiye MORGÜL

İletigönderen Deli Haydar » Prş Eyl 16, 2010 14:13

alparslan42 yazdı:Ya Haydar Bey ben sizden daha mantıklı bir açıklama beklerdim. Biz burada seçimin meşruluğunu tartışıyoruz. Sen hem malına vurmuşsun hem mıhına ne alaka. Ben meşruluk üzerinden hanımefendinin mantığını çürütüyorum. Sen başka şeyden bahsediyorsun.

"Uçak fabrikası kurduğun için suçlusun Erdoğan" diye övgüler düzen güzel kardeşim:
Akıl mı kaldı, mantık mı? Neyin meşruiyetini tartışalım? Söylenecek söz mü var yaşananların ardından, Allah aşkına!

Ne diyordu zamanında Pensilvanya Kontu: "Anayasal kurumlardaki güç ve kuvveti cephenize çekinceye kadar her adım erkendir!"
Eşbaşkanın önünde kalan tek engel ne idi: Anayasal kurumlardaki güç ve kuvveti cephesine çekememesi!

Eveeeeet Türkiye!
İşte şimdi, ölülerin kalkıp da oy kullandığı meşru bir seçim sonucunda o adımın da zamanı geldi!

Allah aşkına sen bana bakma Alparslan kardeşim, ben zaten deliyim.
Ama bak Murat Bey ne güzel sıralamış alt alta... Bir bak bakalım neden söz ediyor...

Beni ve hanımefendiyi darmadağın ettin...
Murat Bey'i de çıtır çıtır yersin sen!

murat8 yazdı:Emperyalist, küresel sermayenin piyonlari, cemaat, CIA kuklalarinin bir ilerleme stratejisi var.

Bunu, örgütün Pensilvanya'daki lideri yaklasik 15 sene önce yayimlanan görüntülü kaydinda gayet net sekilde ifade etmistir.

Sistem cok temel olarak su sekilde isliyor;

Cemaat, okyanus ötesi aldigi direktifler ve müthis finansal gücü ile bu memleketin akliniza gelebilecek her kademesine YANDAS kafalar, militanlar yetistirir.

Bu yetisenler, kozalarindan ciktiktan, kelebek olduktan sonra cemaatin daha DERiN mevkilere ilerleyebilesi, kendi deyimleriyle can damarlarinda dolasabilmesi icin gerekli sondaji yapar, gerekli yollari acar, gerekli düzenlemeleri kotarir.

Yeni acilan tünellere, yeni militanlar mevzilenir. Bu yeni militanlar, o acilan tünelleri daha da ilerletir.

Cok basit bir örnek; cemaat yargiya militanlarini sokar. Yargiya sizan militanlar cemaatin islevini daha kolay ve etkili sekilde yerine getirebilmesi icin yargi bazinda ne yapilmasi lazim geliyorsa, o noktalari zorlar, asindirir. O noktalarda elde edilen stratejik ilerlemeler, yeni militanlarin daha rahat sekilde yargiya sizmasina ortam ve imkan yaratir.

Yine cok basit bir örnek; cemaat var gücüyle cumhurbaskanligi kalesini ele gecirmege calisir. Kale zapteylenince oraya getirdikleri adamlari, simdi cemaatin-emperyalistlerin isini görme vazifesini ifa eder.

Yani ikili bir sistem. Cemaat birilerini belli noktalara tasir, o belli noktalara tasinanlar da cemaate yeni mevziler, yeni kapilar, yeni imkanlar, yeni mesafeler acar.

Cok basit bir ELE GECIRME sisteminin cok basarili bir uygulamasidir son 30 yilda yasananlar.

Son 8 senede zirve yapmistir.

Simdi tüm bu gercegin isiginda yukaridaki oy orani benzeri analizler, tartismalar bize fazla birsey kazandirmayacaktir.

Mesele kaybedilmis bir referandumdan sonra, oylarin analizini yapmak olmamaliydi.

O referandumun hic yapilmamasini temin edebilmek idi.

Mesele Cumhurbaskanligi makamina cemaatin adami, bir Amerikan taseronu oturtulduktan sonra "vay efendim, sen benim cumhurbaskanim degilsin" veya "milli muatabakat saglanmadi ama" demek olmamaliydi. Onun asla oraya oturtulmamasi olmaliydi. Bu ugurda da ne lazimsa yapilmaliydi, cünkü bunun ne anlama geldigi, ileride karanliga ne mevziler acacagi belliydi, bilinmekteydi. Bu anlamda SÖZDE muhalefetin memleketteki esas bertaraf edilmesi gereken pasivist güc oldugu tekrar idrak edilmelidir. Bence emperyalizmin en büyük silahi hedef ülkedeki iktidari belirlemesi degil, muhalefeti bicimlendirmesidir. Cünkü bunu basardiginda, esas engel teskil edecek milyonlarca vatanseveri, gercek direnisi pasivize ediyorlar. Bir Bahceli bagliyorlar milyonlarin basina, RTE'ye koltuk degnegi, Gül'e basamak oluyor. Bir Kilicdaroglu getiriyorlar milyonlari temsilen, daha o milyonlara hitab edemiyor.

Türkiye ele geciriliyor, gecirilmeye calisiliyor.

Hal buyken oy oranlarinin neyi ifade ettigini veya temsil gücü olup olmadigini analiz etmek yetmez. Hele bunun gercekten demokratik olup olmadigi, milli iradeyi baz alip almadigi sorulari esas mesele degildir. Zira olay zaten mili irade veya demokrasi ekseninde dönmüyor.

Olay ele gecirme, köle kilma, bölme, parcalamadir. Analizi de bu yönde yapilmalidir.

Bu referandum oyununun temel dinamigi son 3 senede küresel gücler ve icerideki taseronlari tarafindan cok basarili bir sekilde ortaya konmus bir toplum mühendisligi calismasidir.

Aslinda cok basit bir slogan ve korkuya dayandirilmistir. Zaten Türkiye'deki gibi bir millet profili cizen bir ülkede yiginlari sürüklemek icin basit sloganlar yeter, yetmekte. Bu kampanyalarin stratejileri tesadüf degil, hedefi 12'den vuran mühendislik calismalarinin ürünleri.

Neydi bu korku ve slogan?

Son 3 yilda bu ülkenin televizyon ve gazetelerinde tesirli bir yapay korku islendi milletin suuruna; DARBE!

Bunlar darbeci, darbe yapacaklar, darbe yanlisi bunlar, darbe geliyor, darbe darbe darbe...

Derken birden bir anayasa degisikligi getiriliverdi milletin önüne.

Slogani belliydi: DARBE ANAYASASI MI ISTIYORSUNUZ, YOKSA GERCEK, ILERI DEMOKRASI MI?

3 yil boyunca sanal darbe kakafonisi ile beyni yikanmis bu milletin ekserisi, icindeki maddelere dahi bakma geregi duymadi paketin.

Sahra'da su bulmuscasina kostu, sarildi bu zembille indirilen ileri demokrasiye!

SÖZDE aydinlara ve SÖZDE muhalefete (isini dogru ve stratejik uygulayanlara degildir sözüm) düsen bu oyunu bozabilmekti.

Ama benim gördügüm kadariyla strateji yoktu, zeka yoktu, bilinc yoktu.

Ana muhalefetin 3 ayda yapabildigi, RTE'nin malvarligi ve köseyi dönüsünü temcit pilavi gibi halkin önüne getirmekten öteye gecemedi.

Ne büyük bir stratejik hata!

"Adamlar yiyor, ama is de yapiyor" anlayisinin Özal'dan beri kemiklestigi bir toplumda ana muhalefet slogani olarak talanin, soygunun secilmesi...

Iktidarin o basit ama cok etkili sloganinin karsisina ayni dirayette, ayni siklette bir cümle cikaramadi bu ülkenin aydinlari!

Maddelere daldilar, millete maddeleri anlatmaya soyundular. Bu gerekliydi elbet, ama tek basina YILLARDIR DARBE ÖCÜSÜYLE KORKUTULMUS milyonlari ikna etmek icin yeterli degildi.

Oysa iktidar cok daha net bir yol izledi. Hic o maddeleri dillendirmedi, hicbirini aciklama, izah etme geregi hissetmedi.

Sadece 3 yil süren bir korku propagandasindan sonra bir slogan koydu milletin önüne:

DARBE ANAYASASI MI, ÖZGÜRLÜK MÜ?

Muhalefet ve aydinlar da en azindan bunun kadar net bir slogan koyabilmeliydi ortaya son 3 ayda.

Yapamadilar. Oyunu bozacak bir strateji bulamadilar, fiiliyata geciremediler.

Umarim bundan sonrasi icin tezgahlanan oyunlarda daha hazirlikli ve stratejik bir tepki verir, yol izler bu ülkenin aydinlik insanlari, aydinlari, muhalefeti.
Feragat-ı nefs.
İstihkar-ı hayat.
Kullanıcı küçük betizi
Deli Haydar
Meydan Delisi
Meydan Delisi
 
İletiler: 714
Kayıt: Çrş Eki 14, 2009 11:21


Şu dizine dön: Mahiye MORGÜL

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x