Bunu Başaramayacaksınız!


Yıllardır ifade ediyoruz: Batı'nın temel amacı, Türkiye'yi ve Türk Silahlı Kuvvetleri'ni, kendi ekonomik - siyasi çıkarları temelinde, bölgesel planları için kullanmak ve bununla beraber, oluşturmayı düşündükleri toplumsal kutuplaşma ve iç kargaşa üzerinden, işgale zemin hazırlamaktır.

Küresel odaklar son dönemde, toplumsal kutuplaşma yaratma planını, politik iktidar üzerinden Türkiye'ye dönük "demokrasi" kaygısını dile getirerek devreye sokmaya çalışıyor. Bu konuda "içeriden müttefik” bulmakta da zorlanmıyorlar. Sırtını Batı'ya, yaslayarak "muhalefet" yaptığına inananlarla birlikte, ABD'nin BOP çerçevesinde İran'a, Irak’a, Suriye ve Türkiye'ye karşı silahlandırdığı bölücü çeteler bir yanda... Batı'nın merkeze aldığı ve parlattığı "eskileri" sahaya sürmeyi dillendirenlerle, "sağ"cı bir "muhalif"in hemen yanına bölücülüğü tescilli Ahmet "Türk"ü alarak "ittifak" yapmaktan bahsedenler diğer yanda…

Şimdi de bölücü terör örgütünün legal uzantısı ile birlikte anayasa yapma fikri ortaya atıldı. Sonuçta iktidarı ile muhalefeti ile hep birlikte Türklük kavramına karşı “ortak cephe” kurma planlarını netleştirmeye çalışıyor hepsi. Yüksek sesle “projelerini” dile getirmeleri ise “Batı’ya parmak kaldırmak”la ifade edilebilir ancak. Efendilerine planlarını – projelerini sunuyorlar medya üzerinden. Bu arada, Türk milletinin algısına hücum ediliyor.

ABD, “dışarıdan”, Suriye’de TEK MÜTTEFİK olarak gördüğü YGP ile Suriye'nin kuzeyine yığınak yaparken, Irak’ta Barzani'yi "devletleştiriyor. Türkiye'de de "iktidara karşı olanlar - iktidardan yana olanlar", "laikler ve dindarlar", gibi kavramlarla Türk ulusunu içeriden çökertme planları yapıyor.


Baştan belirtmekte fayda var. Batı'nın başka ülkeler için "demokrasi", "insan hakları", "kurumları demokratikleştirme" gibi kaygıları asla olmamıştır. Ne zaman bu söylemlere sarılarak propaganda yapsalar, Yugoslavya beş parçaya, Irak üç parçaya bölünüyor veya "Arap Baharı" adı altında kanlı iç ayaklanma planları devreye sokuluyor.


Türkiye'ye dönük, "demokrasi" kaygılarında da, Türkiye'nin egemenliğini ve toprak bütünlüğünü ortadan kaldırmak dışında bir planı yoktur Batı'nın. Yoksa bugüne kadar destekledikleri iktidarın, şimdi neden "anti - demokratik" olduğu yönünde kaygı duysunlar?


Ergenekon ve Balyoz'da Türk milletine ve ordusuna karşı düzenlenen tertiplerde "İktidar, ordu vesayetini ortadan kaldırıyor." Diyerek iktidara destek verenler, bugün neden aynı iktidarı "despot", "anti - demokratik" olmakla suçluyor? Amaçları, iktidarla birlikte, üretilmiş muhalefeti de kullanarak, kutuplaşmayı hızlandırmak, toplumda yeni fay hatları oluşturmaktır.

Küresel şirketler arka planda; merkez medya, üretilmiş muhalefet, Batı’dan fonlanan Sivil Toplum Örgütleri (NGO’lar) ön “cephede” hepsi Türk milletine yönelik ideolojik bir taarruz halinde bulunuyor.Ancak anlamadıkları bir durum var: Türk milleti kimi ülkelerdeki “Katolik – Protestan”, “Volanlar – Flamanlar” gibi “siyah – beyaz” şeklinde “net” ayrımlarla karşı karşıya getirilemez.
Bunu başaracak olsalardı, on yıllardır başarmış olurlardı. Ancak Türk milleti ve Türk milletinin devlet geleneği on yıllara, yüz yıllara değil; bin yıllara dayanmaktadır. “Olağan” durumlarda tepkisiz ve duyarsız gibi görünebilir ama olağanüstü durumlarda kültürel geçmişi ve tarihsel derinliği ile genetik hafızasını devreye sokarak, teşkilatçılık yeteneğini ortaya koyan bir yapıya sahiptir Türk milleti.
Örnek: Müdafaa-i Hukuk.


Mithat Akar

https://www.facebook.com/profile.php?id=100006232153226