Resmi belgelerle Ermeni vahşeti -5-

Resmi belgelerle Ermeni vahşeti -5-

İletigönderen Türk-Kan » Prş Ara 25, 2008 23:51

Resim

BATI’NIN BU VAADİ ÖRGÜTLENEN ERMENİ KOMİTALARI AZDIRDI:

Kan dökmekten korkmayın Avrupa sizi himaye eder!


Ermenilerin Osmanlı’ya ihanet süreci, papazların kışkırtması ve Batı’nın desteğiyle başladı. Avrupa’nın hamiliğine güvenen Ermeni çeteler, Anadolu’nun dört bir yanında terör estirdi

Ermenileri Osmanlı Devleti’nin karşısında saf tutmaya sevkeden süreç, Batı’nın yoğun kışkırtması ve desteğiyle başladı. Ermenilere papazlar aracılığıyla Anadolu’da “Kara Haç”, “Armenakan” ve “Vatan Koruyucuları”, Cenevre’de; “Hınçak”, Tiflis’te; “Taşnak” komitaları kurduruldu. Bu komitalara hedef olarak Doğu Anadolu toprakları, amaç olarak ise Osmanlı Ermenileri’nin birliği gösterildi. Bu amaçla kışkırtılan Ermeniler, Erzurum isyanı, Kumkapı gösterisi, Kayseri, Yozgat, Çorum ve Merzifon olayları, Sason isyanı, Bab-ı Ali gösterisi, Zeytun ve Van isyanı, Osmanlı Bankası’nın işgali olaylarında başrol oynadı.

Efendilerini hep sattılar

Doç. Dr. Ertuğrul Kürkçüoğlu Osmanlı Ermenilerinin ihanetinin, Rusya, İngiltere, Fransa, Almanya ve Yunanistan tarafından desteklendiğini belgeleriyle ortaya koydu. Kürkçüoğlu’nun çalışmasında yer alan bazı anekdotlar, Osmanlı’nın kuşatılmışlığını gözler önüne sermesi açısından oldukça çarpıcı: “Ruslar’ın ünlü tarihçilerinden Kavkaz adlı eserin yazarı Vasili Lvoviç Veliçko, tarihi Ermeni siyasetini, ”Ermeniler tarih boyunca devamlı surette efendilerini değiştirmişlerdir. Roma, Bizans, İran, Rus, İngiliz, Fransız, Alman, Türk. Tarih sahnesinde yeni yeni efendi çıktığında, Ermeniler eski efendilerini sistemli olarak satmışlardır“ sözleriyle özetler.

Fransız tarihçisi Jean Laurent’in Ermeni Taşnak, Hınçak, Ramgavar örgütleri için söylediği şu cümleler gerçekten çok anlamlıdır: ”Ermeni çeteleri, kendilerine bol para veren ve servet sağlayan devletin hizmetine girerlerdi. Bu devlet, onların istedikleri gibi soygun yapmaları ve katliam girişimlerine izin verdiği sürece sadakatlerine güvenebilirdi.”

Kullananları ele verdi

1893-1896 yıllarında Doğu Anadolu’da cereyan eden Ermeni terörü günlerinde, Van ve Bitlis’te Rus Konsolosluğu yapan General Mayevski hazırladığı raporunda Ermenileri yoldan çıkaranları ve kullananları şöyle ele veriyordu: “Türkiye Ermenilerin, Türklerin zulüm ve katliamına maruz bulunduklarını Avrupa’ya göstermek icap ediyordu. Program şu şekildeydi: ancak kan dökmek lazımdır ki, Ermeniler serbestisi kazansın. Kan dökünüz! Avrupa sizi himaye eder.” Mayevski, “Bitlis ve Van Vilayetleri İstatistiği” adını taşıyan raporda da, katliamları şöyle ifade ediyor:

Hep yabancılar kışkırttı

“Ermeniler tarafından yapılan katliamların sorumlusu, önce ithal komiteleri ile birlikte hareket eden Ermeni İhtilalcileri, sonra bunları koruyan ve teşvik eden bazı yabancı hükümetlerdir. Türkiye’de komitacıların girmediği yerlerde yaşayan Ermezilerin, Türklerle bir sorunu yoktu. Türk zulmü bir gerçek olmayıp, isteyerek uydurulmuş siyasi bir hikayedir. Gerçeği olduğu gibi söylemek icap ediyorsa, doğuda katliam yapanlar Müslümanlar değil Ermenilerdir. Sonra yaptıkları bu zulmü, himayesiz Müslümanlara yüklemişlerdir.”

Ermeniler masum birer kuzu değil

İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Curzon, 11 Mart 1920’de Lordlar Kamarası’nda şunları söylüyordu: “Ermeniler bazı kişi ve çevrelerin kabul ettikleri ve etmeye hazır oldukları gibi masum birer kuzu değillerdir ve şu anda elimde Ermenilerce Türklere karşı girişilen kanlı olayları belgeleyen dokümanlar bulunmaktadır.”

Ruslara paha biçilmez hizmet sundular

Prof. Dr. Hikmet Özdemir, Ermeni diasporası ve Ermenistan’ın bir tür “seçilmiş travma” olarak ilan ettikleri 24 Nisan 1915 tarihinde yaşananları belgeleriyle ortaya koyarken, şu ifadeleri kullanıyor: “1915 Krizi’ni yaratmak için kullanılan araçlardan iki tanesi, Kafkas Cephesi’ndeki “Ermeni Gönüllü Alayları” ve farklı Anadolu vilayetlerinde Taşnak ve Hınçak Komitelerine bağlı olarak kendilerine verilen askeri görevleri yapan Ermeni Fedailer adlı silahlı gruplardır.”

Prof. Dr. Hikmet Özdemir’in, Genelkurmay Başkanlığı Stratejik Araştırma ve Etüt Merkezi (SAREM) tarafından kitaplaştırılan “1915 Tartışılırken Gözden Kaçırılanlar” isimli çalışmasında, I. Dünya Savaşı sürerken, Kafkasya cephesinde askeri faaliyetlerini devam ettiren Ermeni komitelerinin ihaneti anlatıldı. Bu çalışmadaki belgeler, Osmanlı ve Cumhuriyet arşivlerinden değil, doğrudan Rus ve Ermeni kaynaklarından elde edildi.

1916’da Erzurum’un Ruslar tarafından işgal edilmesinden sonra, Fransa’da Echo de Paris’te yayınlanan bir yazıda. Ermeni ihaneti apaçık gözler önüne seriliyordu: “Türklerin güçlü kalesi Erzurum’da yapılan şiddetli çarpışmalarda cesur Rus Kazak Birliklerinin yanında Ermeni Gönüllü Birlikleri de çarpıştılar. Bölgeyi çok iyi bilen Ermeni Gönüllü Birlikler Rus ordusuna paha biçilmez bir hizmet sundular.”

Çetelerin hamileri müttefik güçler

Türklerle Ermeniler arasında derin ihtilafın kaynağı olan 1915 krizinin yaratılmasında kullanılan üç araç vardı. Bunlardan biri Ermeni gönüllü birlikler, diğeri Ermeni fedailerin organizasyonu, üçüncüsü ise savaşın doğal bir sonucu olarak değerlendirilen deniz ablukaları ile bombardımanlardı. Bu araçlardan ilk ikisi bilinçli olarak Ermeni komitaları ve onlarla iş birliği yapan müttefikler tarafından planlanmış ve savaş alanına sürülmüştü. 1915 ilkbaharında Müttefik kuvvetlerin Çanakkale Boğazı’na saldırıları ve Doğu Anadolu’ya yönelik Rus ordularının kara harekâtı sürerken, İmparatorluğun kıyı bölgeleri müttefik savaş gemilerinin bombardımanı altındaydı. 24 Nisan 1915 günü İstanbul’daki hükümet, Osmanlı Ermeni komita liderlerini ’düşman orduları lehinde askeri faaliyetlerde bulundukları’gerekçesiyle tutuklamaya başladı. Ermenilerin “seçilmiş travma” olarak seçtikleri 24 Nisan gününde yapılan uygulamanın nedenlerini Osmanlı’nın değil bizzat Fransa’nın arşivlerinden öğrenmek bu konudaki şüpheleri dağıtacaktır.

Komitaların nasıl örgütlendiğini yazdı

Savaş sırasında Doğu Anadolu’da, Ermeni Taşnak ve Hınçak komitaları tarafından Osmanlı ordusuna ve bölgedeki sivil Müslüman ahaliye yönelik askeri faaliyetin en güvenilir anlatıcısı, bir Rus Komutan’dı. Ermeni asıllı Rus General Gavril Korganoff, “La participation des Armeniens a la guerre Mondiale sur le front du Caucase, 1914-1918” (Paris, 1927) adlı kitabında; Ermeni komitaları ve Rusya Genelkurmay Başkanlığı tarafından nasıl Ermeni gönüllü birlikler örgütlediğini ve bunların Türklere karşı nasıl savaştıklarını el ile çizilmiş 30 cephe planıyla birlikte açıklıyordu.

Osmanlı Hükümeti’nin tehcir kararından 90 gün önce 7 Şubat 1915 tarihinde ise, 1185 no’lu telgrafta, Rusya Dışişleri Bakanı’na Kafkasya Valisi Varontsov-Daşkov tarafından şu mesaj gönderiliyordu: “Şu sırada, Zeytun Ermenileri temsilcisi karargâha geldi. Temsilci, yaklaşık 15 bin Ermeni’nin, Türk ulaşım hatlarına saldırmaya hazır olduğunu, fakat silah ve mermilerinin bulunmadığını ifade etmektedir.”



YARIN: 2 milyon masum Türk’ü hunharca katlettiler



Resim
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Şu dizine dön: Resmi belgelerle Ermeni vahşeti

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x