Sabah-ATV'de, Tayyip Bey, Katar ve kamu bankaları?

Sabah-ATV'de, Tayyip Bey, Katar ve kamu bankaları?

İletigönderen kaye » Cum Nis 25, 2008 0:57

Sabah-ATV'de, Tayyip Bey, Katar ve kamu bankaları?

Bugün yorum yapmaksızın var olan bir fotoğrafı bütün boyutları ile dikkatinize sunup vicdan muhasebesi yapmanızı isteyeceğim.
Türkiye’nin ikinci büyük medya grubu olan Sabah ile ATV, TMSF denetimine geçtikten sonra önce Turgay Ciner’e satılır.
Ciner gazeteyi iyi götürür, kâr ettirip imajını yükseltir ancak beklendiği gibi yayın politikasını AKP yandaşlığı ile örtüştürmez.
Bundan rahatsız olan AKP, Dinç Bilgin’in bugün artık sahte olduğu mahkeme kararı ile kesinleşen, “Ciner’le özel bir protokolüm var, işte belgesi” demesi ile Sabah-ATV Ciner’den alınır.
Türkiye 22 Temmuz seçimlerine ülkenin ikinci büyük medya grubunun hükümet bürokratlarının emrinde dolayısı ile de AKP’yi destekleyerek girer. Bu süreçte Sabah-ATV’de hükümet paralelinde büyük kadrolaşmalar yapılır.
Seçim biter ve TMSF, yapılan baskılara direnemeyip ihale açar ve de grubu satışa çıkarır.
Satış için dosya alanların sayısı 10 civarındadır.
Kesin ilgilenen ve bilgi odasına girip grubun röntgenini çeken katılımcı sayısı ise 3’dür.
İhaleye günler kala önceki gün Deniz Baykal’ın ifade ettiği gibi Sabah-ATV ile ilgilenen grupların temsilcileri bir bir Başbakanlığa çağrılır ve Erdoğan’la görüştürülürler.
Bu buluşma sonrasında gruplar sessiz-sedasız yarıştan çekilir.
Bu şekilde ihalede bir firma kalır.
Peki kim midir o firma?
Başbakan’ın damadının CEO olduğu Grup.
Anlattığım ancak Yeşilçam’da görülebilecek komiklikte bir film senaryosu ya da uçuk bir siyasi roman konusu değil, bizatihi yaşananlardır.
Bitmedi...
Bu Grup tek başına kalarak otomatik olarak işi aldı ama parası yok.
Aylarca uluslararası piyasalardan para arandı.
Sonuç fiyasko.
Yarını ve dönüşü düşünen hiç bir banka böyle bir kredi talebine olur vermedi.
Derken tam bu süreçte bir Katar sevdası Türk devlet büyüklerinde zuhur eyledi..
Minnacık bir Körfez beldesine Cumhurbaşkanından Başbakan’a ardı ardına seferler düzenlendi.
Son bir kaç aydır neredeyse her hafta bir bakan soluğu Katar’da aldı.
Ülke açısından gezi bilançosuna bakıyoruz, sıfıra sıfır elde var sıfır.
İyi de o zaman bu geziler niçin?
Öyle ya koca Türkiye, bir ilimiz düzeyinde nüfusu olan bir ülkeye adeta çıkarmalar yapıyorsa bunun somut bir getirisi ya da sonucu olması gerekmiyor mu?
Son olarak Başbakan Erdoğan’ın malum ziyareti ve Emir’le yaptığı uzuuuun görüşme.
Devlet adına gözle görülür, dişe dokunur bir getiri ya da sonuç yok derken dün Vatan Gazetesinin sürmanşetinden bir haber:
-Sabah-ATV’ye Katar’lı ortak.
Kafamız karışıyor.
Tamam ispatlanmadığı için öyledir diyemiyorum ama sorarım size Başbakan’ın bu buluşması sonrasında bu ortaklık hikayesi neyin nesidir?
Şimdi birileri çıksa ve Tayyip Bey damadının umum müdür olduğu şirketinin işi için mi Katar’a gidip Emirle görüştü şeklinde bir soru sorsa, acaba çok mu haksızlık etmiş olur?
Hayır hadisenin bir de Türkiye ayağı var, ki Katar’daki gelişmelerle birleştirilince insanın kafası karışıyor.
Vatan Gazetesinin Katar Emiri de ortak oldu dediği Sabah-ATV alıcısına iki kamu bankası da 750 milyon dolar kredi vermiş.
Evet özel banka değil, devlet bankası veriyor bu krediyi.
Pekiyi niçin mi?
Devlete ait olan bir malı satın almak için.
Şimdi bütün bu anlattıklarımı insaf ile iz’an ile, vicdan ile göz önüne getirin ve hükmünüzü verin.
Bütün bunlar değil normal bir ülkede, Patagonya’da bile dehşet ötesi şeyler değil midir?
Ve son bir hatırlatma: Mesut Yılmaz, Korkmaz Yiğit ile kendine yandaş medya yaratma iddiasıyla gece yarısı görüştü diye Yüce Divan’a gitmedi mi?... Gitti...
Peki Yüce Divan’da ne oldu?
Mesut Yılmaz suçsuz bulunmadı, aftan kurtardı paçayı...
Dünün ve bugünün kıyaslamasını ve de nihai hükmü size bırakıyoruz efendim...


Kaynak

..
Kullanıcı küçük betizi
kaye
Üye
Üye
 
İletiler: 1036
Kayıt: Pzr Oca 06, 2008 0:57

Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 4 konuk

x