Sana Ne Be Rıza Sarraf'tan
Sana ne be kardeşim? Neden her şeye nane olup duruyorsunuz, her şeye burnunu sokuyorsunuz? Sana ne seni soymalarından? Onlar bu amaçla çulsuzken geldiler ülke başına şimdi milyarderler. Anandan, babandan kalan malları toprakları sana sormadan satarlarmış sana ne? Senin hakkını etrafına dağıtmalarından, hak etmeyenlere devlet imkânlarını saçmalarından sana ne? Onların başları kapalı diye okuyamamış zavallı çocukları hastalıklı diye askerlik yapamazken iş adamı ve milyoner olmuşlar sana ne? İmam veya mümin vakıflarının, senin oğlunu, kızını taciz etmişler, sana ne? Dedeni veya sülaleni keserek zorla Müslüman yapan Araplarla kuzu sarması olmuşlar sana ne?
Ağızlarından bir kere Türküm lafı çıkmayan kişilerin Milliyetçi ayakları çekmesinden sana ne? Hoş milliyetçi diye yıllarca oy verdiğin siyasi parti lideri bu Türküm bile diyemeyenlerin baş destekçisiymiş tabii ki sana ne? Senin vatandaşın baldırı çıplak, aç, açık gezerken, ülkeye getirttikleri radikal dinci Suriyelilere maaş bağlamışlar sana ne. Somali’de, Afrika’da Arap ülkelerinde hayır işleri altında tarikatçılık yapmışlar sana ne? Adam sünnette oğluna gelen hediyelerden kazandıklarını dağıtıyor. Sen onun oğlunun sünnetine hediye götürdün mü ki hesap soruyorsun? Sen, sana verilen avanta kömüre odaklan. Elektrik olmayan köylere dağıtılan beyaz eşyaya şükret. Pirinçle yetin. Sen mitinglerde önüne atılan kasketler ve dağıtılan sucuk-ekmekle yetin. Haddini bil.
Bunların politikaları yüzünden kaybettiğin evlatlarının cenaze namazına katıl ve orada ne hakkın varsa o hayatını söndürdüğünüz gençlere helal et. Dünya aya giderken yeni gezegenler ararken sen kalk dünyanın hangi öküzün boynuzunda durduğunu tartış. Yağmur yağmıyor diye el âlem yağmur bombası atarken sen kalk yağmur duasına çık.
Sana ne ülkede adalet varmış yokmuş, sana ne? Sana ne ülkede özgürlük varmış yokmuş sana ne? Sen önüne atılan üç beş kuruşluk cukkanı kemirirken onlar milyon dolarları götürmüş sana ne be kardeşim. Herkes deprem için önlem alırken sen kalk gökdelen yap ve içine binlerce insanı sığdır. Deprem olacakmış sana ne?
Arkadaşın akrabaları kalkmış bir zamanlar Türklerin kapatıldığı ve öldüğü Man adasında para aklamışlar. Orada bir lirayı milyon dolara çevirmişler. Demek ki sihirbazlar. Ayrıca demek ki adamların parası var ki aklıyorlar. Hani bul karoyu al parayı diyen sokak bezirgânları vardı ya, bunlar karo yerine milyon dolar yapıyorlar. Ne alakası var yani asrın lideri ile? Ne olmuş yani biri oğlu, öteki eniştesi, öbürü kardeşi ve dünürü olduysa? Burada kendisi var mı? Yok. Adama çamur atıp duruyorsunuz. Evet, Türkiye’de gelenektir işadamlarının, şoförüne, odacısına, haberi bile olmadan şirket kurdurması. Ama kim görmüş kurdururken. Baksanıza, Erdoğan’ı kim savunuyor? Daha üç gün önce oğlunun Malta’da para akladığı açıklanan Başbakan. Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş.
Öte yandan, adama Türk vatandaşlığı verdikleri Rıza Sarraf olayı ne kardeşim? Bizimkiler ne güzel aklamışlardı rüşvet alan bakanları. Adam peçeteye yazılmış faturayı göstermedi mi? Şimdi de kalkmış gâvur memleketinde bizimkilerin yalanladıkları telefon kayıtlarını falan dinliyorlar. Rıza Sarraf gelişmeleri konusunu buraya getirmek istemiyorum. Bağımsız medya kuruluşlarından veya sosyal medyada ayrıntılarını bulabilirsiniz. Yandaş medya bir kez bile Erdoğan diyebiliyor mu? Biliyorduk ne mal olduğumuzu. Şimdi elin gâvur ve tüm dünya öğreniyor bizim ne mal olduğumuzu.
Sarraf duruşmalarında deliller teypler sesler uçuşup duruyor. Önce Rıza Bey olan Sarraf, şimdilerde hain ve satılmış olarak lanse ediliyor. Şimdiye kadar konuyu ciddiye alan bir hükümet yetkilisi beyanı duydunuz mu? Duyamazsınız. Evet, sevgili okurum, biraz önce okuduklarınız AKP’lilerin savunmaları. Birde ne yapmışlar AKP’li rüşvetçi bakanların yurt dışına çıkışına yasak koymuşlar. Bu yasakta korkumu, yoksa onlarda gider itirafçı olurlar diye mi acaba? Ama iş onların ciddiye alamadığı veya almak istemediklerini göstermesi açısından oldukça vahim.
Ama işin komik olmaktan öte, acınacak duruma gelme nedenlerinden biri de Aydın Doğan’ın medya şirketleri ve sunucuları. Mesela bizler bu Sarraf duruşmaları sırasında Aydın Doğan isminin de gündeme gelmesini bekliyoruz. Çünkü Aydın Doğan her zaman rüşvet ve yolsuzluk olaylarına bir yanından bulaşır. İkinci konu Aydın Doğan’ın sunucusu imam Hatipli Ahmet Hakan’da kervana binmiş gidiyor. Rıza Sarraf oldu dillerinde Reza Zarraf. Soruyor bu adam nasıl Amerikan mahkemesinde nasıl konuşuyor diye? Sanki arkadaş adaleti bağımsız bir ülkede yaşıyormuş gibi konuşuyor. Rıza Sarraf ’a sahtekâr soytarı ve fırıldak diyor. Türkiye’nin son 15 yıl içinde ne kadar kokuşmuş olduğunu bilmezmiş gibi Sormazlar mı adama sen nesin o zaman diye.
Memlekette önceden de bazı şeyler kötü gidiyordu. Memlekette eskiden de bir takımadamlar yolsuzluk yapıyordu. Ama memleket hiç bu kadar soyulmamış, hiç bu kadar yüksek rüşvet dağıtılmamıştı. İnsanın Demirel’in yeğeni sahte ihracatçı Yahya Demirel’e acıyası geliyor. Yolsuzluk ve rüşvet ne hikmetse AKP’nin kurucularından biri olan Korkut Özal’ın ağabeyi Turgut Özal zamanında da zirve yapmıştı. Ne demişti Özal, benim memurum geçim yolunu bilir diyerek rüşvete hoş görülü davranmıştı. Ne bekliyorduk bunlardan da bilemem. Zaten AKP iktidarı da kendisinden bekleneni yaptı. Rüşvet alan bakanlar konusunda soruşturma başlatıp Yüce divana yollayacakken Rıza Sarraf’ın mallarına el koymuş yakışır aslanlara.
Tren freni boşalmış halde raylarda yokuş yukarı kayıyor. Kendi batan burunlarını kurtarmak için anlaşılan bu pisliğe Türkiye’yi bulaştırma yanlısılar. Ülkeyi bitirdiler yetmedi şimdi de kendilerini yedi düvel önünde bitiriyorlar.
Savaş SÜZAL, 2 Aralık 2017