SAVAŞ UÇAĞIMIZ NİÇİN DÜŞÜRÜLDÜ?
16 Haziran 2012 tarihli Rum Haravgi gazetesi, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve İsrail arasında imzalanan “Arama Kurtarma Anlaşmasının” Rum Meclisi'nde onaylandığı belirtti. Deniz ve hava arama kurtarma hizmetlerinin koordinasyonunu öngören söz konusu anlaşmanın 16 Şubat 2012'de imzalandığını, anlaşmanın, işbirliğinin geliştirilmesini, “olası uçak ve deniz kazalarında” karşılıklı yardım sağlanmasını, ilgili bilgilerin karşılıklı aktarılmasını, ortak arama kurtarma tatbikatlarının yapılmasını hedeflediğini yazan gazete, "Lefkoşa- Tel Aviv FIR hattı" bölgelerine denk düşen “arama kurtarma bölgelerinin de anlaşmayla belirlendiğini” yazdı. Habere göre, Rum Dışişleri Bakanlığı temsilcisi söz konusu anlaşmanın, “Doğu Akdeniz bölgesindeki yoğun hava ve deniz trafiği, ayrıca Levantin havzasında yapılmakta olan hidrokarbon araştırmasına ilişkin artan sondaj açısından da özellikle önemli olduğunu” belirtti.
18 Haziran 2012 tarihli Rum gazetesi Fileleftheros, "İsrail'in Büyük Hava Tatbikatı" başlıklı haberinde pazartesi gecesi 21.30'dan başlayarak 00.30'a kadar Kıbrıs Adası'nın güneyinde İsrail’in büyük bir hava tatbikatı icra ettiğini bildirdi. Tatbikata 28 savaş uçağı 5 tanker uçak ve bir elektronik savaş uçağının katıldığı haberin devamında aktarıldı.
18 Haziran 2012 tarihli Suriye internet sitesi Shamlife, “güvenilir kaynaklara” dayandırdığı haberinde Rusya, Çin, İran ve Suriye birliklerinin katılacağı yaklaşık 90 bin kişilik tatbikatta ilgili ön hazırlıkların başladığını ve Suriye’de icra edilecek bu tatbikatın Ortadoğu’nun en büyük ortak askeri tatbikatı olacağını bildirdi. Temmuz ayında yapılacağı öne sürülen tatbikata kara, hava ve deniz kuvvetlerinin iştirak edeceği bildirilirken Çin’in iki hafta kadar sonra Tartus ve Lazkiye limanlarına ulaşacak olan savaş gemilerinin Süveyş Kanalından geçmesi için Mısır yönetiminden izin aldığı iddia edildi. Tatbikata Çin’den başka Rusya’nın, nükleer denizaltılarıyla, uçak gemileriyle İran’ın da savaş gemileri ve denizaltılarıyla katılacağı öne sürüldü.90 bin kişilik tatbikata 400 uçağın, 1000 tankın katılacağı belirtilirken tatbikatın henüz herhangi bir resmi kaynak tarafından doğrulanmadığı bildirildi.
18 Haziran 2012 tarihli Fileleftheros ve diğer gazeteler, Amerikan Kongresi Üyelerinin, Amerikan Temsilciler Meclisi'ne, Onaylanmak Üzere, Kıbrıs Sorununa İlişkin Bir Karar Tasarısı Sunduğu Belirtildi., "H.Res 676" sayılı söz konusu karar tasarısının, Kongre üyeleri Eliot Engel ve Gus Bilirakis tarafından 5 Haziran tarihinde sunulduğunu yazdı. Habere göre, karar tasarısında, "Türkiye tarafından Kıbrıs'ın işgal altındaki topraklarının yasa dışı olarak kolonileştirildiğinden" bahsediliyor. Karar tasarısında ayrıca, Rum Yönetimi'nin, Güney Kıbrıs'ın sözde "Münhasır Ekonomik Bölgesi" içerisinde bulunan enerji yataklarından faydalanılmasını amaçlayan faaliyetlerine de destek belirtildi. Gazete karar tasarısında, Temsilciler Meclisi'ne, Türkiye'yi "Kıbrıs Cumhuriyeti"nin egemenliğini resmi olarak tanımaya, kabul etmeye ve saygı göstermeye teşvik etmesi için, çağrı yapıldığını yazdı. Habere göre Temsilciler Meclisi, Türk Hükümeti'ne, ayrıca, Güney Kıbrıs'ın "MEB'i ve toprağındaki enerji yataklarının yasa dışı kalkınmasını hedefleyen planlarını ve tüm faaliyetlerini" sonlandırma çağrısında da bulundu.
22 Haziran 2012 tarihli Suriye Dampress haber sitesi, Suriye hava sahasını ihlal eden iki yabancı savaş uçağına Suriye ordusu hava savunma sistemleri tarafından müdahale edildiğini bildirdi. Dampress Lazkiye muhabirine dayandırdığı haberinde Suriye uçaksavarlarının hava sahasını ihlal eden iki yabancı uçağa Lazkiye’nin el-Bedrusiye bölgesinde müdahale ettiğini bildirdi. Suriye hava sahasını ihlal eden uçakların deniz tarafından girdiği bildirilirken uçaklardan birinin düşürüldüğü diğer uçağın ise kaçtığı yönünde iddialar ileri sürülüyor. Dampress, uçakların İsrail’e veya Türkiye’ye ait olabileceğini öne sürerken haber henüz resmi yetkililerce ve bağımsız kaynaklarca doğrulanmadı.
22 Haziran 2012 tarihinde Genelkurmay Başkanlığı internet sitesinde görev uçuşu için saat 10.30'da Malatya/Erhaç Meydanından kalkış yapan bir uçağımız ile saat 11.58'de Hatay ili güneybatısında deniz üzerinde radar ve telsiz teması kesilmiştir. Arama kurtarma çalışmalarına derhal başlanmıştır.
22 Haziran 2012 tarihinde Suriye tarafından Hatay'ın güneybatısında düşürülen Türk askeri uçağının pilotlarının ve enkazının bulunması için çalışmalar sürerken, iki uçaktan birinin düştüğünü, diğerinin geri döndüğünü söyleyen görgü tanıkları uçağın Hatay'ın Samandağ ilçesine bağlı Çevlik sahillerine yakın bir bölgede denize düştüğünü iddia ettiler. Düşürülen uçağın Çevlik köyünün üstünden ve sahilde alçaktan uçtuğunu belirten Gülbahar Düzer , iki uçak gördüğünü, birinin alevlenip denize düştüğünü, uçağın düşmesiyle diğer uçağın geldiği yöne dönüp uzaklaştığını iddia etti. Olay sırasında sahilde mısır satan Mevlüde Dönmez de, iki uçağın alçaktan uçarak Çevlik üzerinden geçtiğini, birkaç dakika sonra patlama sesi duyduğunu belirtti. Görgü tanıklarından Mehmet Yiğit ise, iki uçağın arka arkaya seyir halinde Çevlik üzerinden ve sahile yakın alçaktan uçtuğunu gördüklerini belirterek, birkaç dakika sonra deniz tarafından büyük bir patlama sesi duyduğunu, patlamanın ardından diğer uçağın geri döndüğünü söyledi.
22 Haziran 2012 tarihinde Malatya Erhaç Meydanı'ndan kalktıktan sonra dün saat 11.58'de Hatay'ın güneybatısında deniz üzerinde radardan kaybolan ve telsiz bağlantısı kurulamayan savaş uçağını Suriye'nin düşürdüğü belli olduktan sonra twitter'dan konu ile ilgili önemli açıklamalar: Iğdır Milletvekili Sinan Oğan: Düşen uçak son olarak İsrail'de onarımdan geçmişti. Uçak kontrolümüz dışında Suriye'ye yönlendirilmiş olabilir mi? Savaş Uçağımızın keşif uçuşu yaptığı anlaşılıyor. Bu esnada dışarıdan müdahale ile kilitlenmiş olabilir mi? Malum F4 uçakları son olarak İsrail'de elden geçirilmişti... "Suriye'ye keşif uçuşuna giden bir uşağımızın Radar ve telsiz sistemi nasıl bozulmuş? Bu kadar tesadüf inandırıcı mı?" Suriye'nin herhangi bir uyarıya girmeden Türk savaş uçağını düşürmesi çok çok ilginç... Muhakkak başka bir iş var! Bir oldubittiyle Türkiye'yi savaşa sokmak isteyen bir küresel ittifak var.
23 Haziran 2012 tarihli Suriye Savunma Bakanlığından askeri bir sözcü Cuma günü öğleden önce saat 11.40 sularında Suriye bölge suları üzerindeki hava sahasının batı yönünde, alçaktan hızla uçan yabancı bir cismin göründüğünü bildirdi. Sözcü, Suriye hava sistemlerinin sahilden 1 km uzaklıkta olan uçağa uçaksavarla karşı koyduğunu ve hedefe isabet ettiğini, isabet alan uçağın yanarak Lazkiye kentindeki Um el-Tuyur köyünün doğusuna kara sularımız içine, sahilden 10 km uzaklıkta denize düştüğünü açıkladı. Askeri sözcü, daha sonra vurulan hedefin hava sahamıza giren askeri Türk uçağı olduğunun ortaya çıktığını belirterek uçağa bu tip durumlarda geçerli olan kanunlar çerçevesinde muamele edildiğini kaydetti. Olayın ardından iki ülke deniz güçleri komutanlıklarının temasa geçtiğini söyleyen resmi sözcü, Suriye gemilerinin Türk tarafıyla kaybolan iki pilotu arama kurtarma çalışmaları yaptığını kaydetti.
TRT ‘de soruları yanıtlayan Dışişleri Bakanı Davutoğlu : “Uçağımız solo, yani tek başına uçuş yapmaktadır. Eğer başka bir gündem olmuş olsa, hiçbir ülke uçağını böyle riskli bir görev için tek başına bir göreve göndermez. Bu tamamıyla test uçuşudur, eğitim uçuşudur. Dolayısıyla sürekli yapıldığı için ve risk unsuru gözetilmediğinden bu uçuş tamamıyla o mantık içinde tanzim edilmiştir. Yoksa hiçbir göreve hiçbir zaman tek başına bir uçak gönderilmez. İki, uçağımız silahsızdır. Yani yine riskli bir göreve gönderilen uçak, herhalde silah donatımından arındırılmış bir şekilde gönderilmez. Ancak Test ve eğitim uçuşu yapan uçaklar bu şekilde giderler ve taraflar bunu bilir. Uçağın vurulmasından 15 dakika kadar önce sınırı geçen pilotu kendi radar sistemimizle uyarıyoruz ve pilot tekrar sınırlarımıza giriyor. Çünkü bu kadar gerilimli bir ortamda bulunduğunuzda, Doğu Akdeniz'de bu kadar uzun sahili olan bir ülkenin her an kendi sahilini ve kendi topraklarını koruma kapasitesini kendisinin test etmesi ve sürekli bu eğitimin içinde olması lazım. Bu olaydan yaklaşık 15 dakika önce böyle bir ihlal söz konusu. Ama bu ihlal esnasında Suriye tarafından verilmiş bir mesaj ya da uyarı yine yok. Aksine bizim merkezi radarımızdan uçağımıza giden bir uyarıyla 'yanlış rotaya girdin', orada çünkü topografya birbirine çok benzediği için Türk hava sahasına gireceğim derken kısa süreli bir ihlal yaşanıyor. Bizim radarımızın uyarısı üzerine pilotlarımız süratle Suriye hava sahasından çıkıp orayı terk ediyorlar. Bu vurma olayından 15 dakika kadar önce.”
Ayrıca Türk savaş uçağının Suriye tarafından düşürüldüğü gün, Suriye muhalefet temsilcileri, ülkenin yeni hükümetine girdi. Esad, Cumartesi günü Riyad Hicab tarafından oluşturulan kabineyi onayladı. Yeni hükümete, ülkenin çeşitli siyasi güçlerinin temsilcileri girdi. Savunma bakanı, İçişleri bakanı ve Dışişleri bakanı gibi anahtar görevlerde aynı kişiler devamı yönünde karar alınırken, muhalefet de devletteki yerini aldı. Şu anki durum için çok önemli olan Milli Uzlaşma Bakanlığı’nın da hükümette kurulması ile ilgili bir karar alındı. Bu bakanlığının başına, Milli-Sosyal partisinin lideri Ali Haydar getirildi. Muhalif Halk Değişim ve Kurtuluş Cephesinin başkanı Kadri Cemil ise Başbakan’ın ekonomi işleri sorumlu yardımcısı olarak atandı.
25 Haziran 2012 Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanlığı Resmi Sözcüsü Cihat Makdisi SANA'ya yaptığı açıklamada; "Türkiye askeri uçağının Türkiye yetkililerinin de ilk açıklamalarında belirttiği gibi Suriye’nin egemenliğini açıkça ihlal ettiğini ve Suriye’nin buna karşılık yaptığının bir savunmadan ibaret olduğunu ifade etti.Makdisi bugün düzenlediği basın konferansında; Suriye’nin Türkiye askeri uçağına karşı, menzili sadece 2,5 km olan bir uçak savarla yerden yaptığı bir atışla kendini savunduğunu vurgulayarak Türkiye Dışişleri Bakanının Türk askeri uçağının düşmesiyle ilgili gerçeği yansıtmayan bir hikaye anlattığını beyan etti.Uçak enkazının arama kurtarma çalışmalarının sürdüğüne işaret eden Makdisi; bu çalışmaların Suriye-Türkiye işbirliği içinde yürütüldüğünü belirterek Türkiye’den askeri bir ekip oluşturularak olay yerine gönderilmesi talep edildiğini ancak buna bir yanıt alınamadığını dile getirdi.Bu uçak Suriye uçağı dahi olsaydı, yine de aynı yöntemle vurulacaktı. Kullanılan silah radardan yoksundur. Aniden gelişen bir olaydır. Orada sorumlu subaylarda radar sistemi yok. Onlar hafif silahlara sahipler. Daha önce de ihaller yapıldı. Özellikle İsrail 2007 yılından beri Suriye hava sahası ihlal ediliyor. Daha önce Suriye topraklarına sızma yapılan bölgedir burası."
Tüm bu yazdığımız olayların ardından dikkatinizi çekmek istediğim soru işaretleriyle dolu konu başlıkları şunlardır:
— Uçağımızın vurulma anı11.40 saati ve irtibatın kesildiği11.58 saati açıklamaları arasında 18 dakika’da neler olmuştur?
— Hatay-Samandağ-Çevlik köyündeki görgü şahitlerinin açıklamalarında iki adet savaş uçağı ne anlama geliyor?
— Düşürülen F4 savaş uçağının Azami Hızı saatte 2.370 km, Seyrüsefer Hızı ise 940 km. Ve silah yüksüz gideceği mesafe 3185 km. Dışişleri Bakanının, “Vurulmadan 15 dakika önce Suriye hava sahasının ihlal edildiği radar tarafından belirlendi,rotanı değiştir” sözüne binaen, azami hıza göre 592.5 km uzakta, seyrüsefer hızı ile 235 km uzakta olması lazım gelir. Kuşbakışı mesafe cetveli ile Malatya- Konya arası mesafe 593 km, diğer 265 km mesafe ise Malatya- Bingöl arası kadar gelir. Malatya-Samandağ arası 423 km olduğuna göre aradaki fark 170 km eder ki, Hatay ve Gaziantep arası mesafe bu kadardır. Uçağın düşürüldüğü yer ise 20 km ötede Suriye karasularındadır. Bununla beraber uçağımızın ikinci kez Suriye hava sahasına girmesi gerekir ki sadece bir kez girildiği resmi makamlarca bildirilmektedir. Uçağımız tam olarak nerede düşürülmüş olabilir?
— Suriye’nin uçağımızı düşürmesi savaş sebebi midir?! “Bu aynı zamanda NATO’ya yapılmış bir saldırıdır” diye anons geçiliyor! Eğer bu saldırı aynı zamanda NATO’ya yapılmış ise NATO bunun farkında olamayacak kadar Uzay’da mı yaşıyor?! MEHMET UYSAL