Şehit Edilişinin 74'üncü Yılında O Güzel Gazi'yi Anlamak

Şehit Edilişinin 74'üncü Yılında O Güzel Gazi'yi Anlamak

İletigönderen Deli Haydar » Cmt Kas 10, 2012 20:48

Şehit Gazi Mustafa Kemal Atatürk yazdı:Efendiler, İngiliz tarihçilerinden Wells, iki yıl önce yayımlanan bir tarih yazdı. Eserinin son sayfaları "Dünya Tarihinin Gelecekteki Evresi" başlığı altında bir takım yorumu içerir. Bu yorumlarda hedef alınan konu, “un gouvernement federal mondial”, yani küresel bir birleşik hükümettir. Wells bu bölümde, küresel bir birleşik hükümetin nasıl kurulabileceğini ve böyle bir devletin temel bazı ayırıcı hatları hakkındaki düşüncelerini ileri sürüyor ve adaletin ve tek bir kanunun saltanatı altında küremiz nasıl bir halde bulunacaktı; bunu hayalinde canlandırıyor.

Wells, “bütün hakimiyetler, tek bir hakimiyet içinde eritilmez, milliyetlerin üstünde bir güç çıkmazsa dünya mahvolacaktır” diyor ve “gerçek devlet, çağdaş yaşam koşullarının bir zorunluluk haline getirdiği dünya hükümeti birliğinden başka bir şey olamaz”, “muhakkaktır ki insanlar, kendi buluşları altında ezilmek istemezlerse er veya geç birleşmek zorunda olacaklardır” yorumunda bulunuyor.

İnsanlığın dayanışması hakkındaki büyük hülyanın sonunda gerçeğe dönüşebilmesi için ne yapmak ve neyin önüne geçmek gerektiği kesin olarak bilinmediği” ve “saldırgan bir dış siyaset geleneğine sahip olan devletlerin, küresel bir devletler birliğince güçlükle temsil olunabileceği” de ortaya konuyor. Wells’in “Avrupa ve Asya’nın felaketleri ve ortak gereksinimleri, belki dünyanın bu iki kısmındaki kavimlerin bir dereceye kadar birleşmesine yardımcı olacaktır”, “olabilir ki, bir sıra kısmi birleşme, küresel bir birliğin oluşmasına öncülük eder” yorumlarını da kaydedeyim.

Efendiler, bütün insanlığın, deneyim, bilgi ve düşünüşte yükselmesi ve olgunlaşması; Hıristiyanlıktan, Müslümanlıktan, Budizmden vazgeçilirek, basitleştirilmiş ve herkes için anlaşılacak hale konulmuş evrensel saf ve lekesiz bir dinin kurulması ve insanların şimdiye kadar kavgalar, pislik, kaba arzu ve iştahlar arasında bir sefalethanede yaşamakta olduklarını kabul ederek, bütün vücutları ve zekaları zehirleyen çürütücü tohumlarına üstün gelmeye karar vermesi gibi koşulların oluşumunu gerekli kıldığı bir küresel birleşik hükümet hayalinin tatlı olduğunu inkar edecek değiliz...

Uzun uzun alıntılamak istemedim. Yukarıdaki metin büyük söyleve ait, 1927 yılına...
Hani, İblis'in kıyametten önce kurmaya çalışacağı "tek dünya devleti"nin müteahhidi Amerika Birleşik Devletleri'nin, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin başkentine büyükelçisini anca gönderebildiği yıl.

Bundan 74 yıl önce şehitlik mertebesi ile şereflenen Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "Wells" dediği, Herbert George Wells'tir. Kendisi, Yuvarlak Masa Şovalyeleri'nden; hem de sözü dinlenen müfsitlerdendir. "Dünya'nın en kötü insanı" olduğunu iddia eden bir diğer önemli fitnecibaşı Aleister Crowley'nin de yakın dostudur. Crowley'nin oğluna "Ataturk" adını verdiğine hiç değinmiyorum bile.

Neyse...

Benim yukarıdaki metinde altını çizmek istediğim nokta "hakimiyet", yani egemenliktir. Türdeşleri üzerindeki egemenliğini nereden aldığı belli olmayan belirli bir ailenin, mahkemeden mülkiyete kadar neredeyse sınırsız ayrıcalıklara sahip olduğu bir düzende, aklı ve vicdanı hür olan biri eşitlikten elbette söz edemez. Eğer bugün İngiltere gibi Cermen bozması bir ülkede, hakkı tesis ile sorumlu bulunan mahkemeler kraliçelerini yargılayamıyor ise, adı geçen saltanatın şovalye ruhlu tarihçisinin iyiniyetinin tüm iyiniyetli aymazlar tarafından sorgulanması gerekmektedir. Tüm işleri, bir ailenin değil, genelin-milletin hakimiyeti düşüncesi ve meclis eli marifeti ile yürüten Şehit Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün arsız iftiralar ile sözde sorgulandığı şu günlerde, niyet dümeninin gerçeğe çevrilmesinin en akilane davranış olacağı ortadadır.

Bugün "tek dünya devleti"ne giden yoldaki tek engel, ülküsü yazık ki kuşa-puta çevrilmiş Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve onun teşkili ile şerefine şan katan Türk Milleti'dir. Kendi namımıza konuşmak gerekirse, şu da unutulmamalıdır ki, bir olan Yaradan'ın salih kulları eli ile küllerinden doğurduğu Türk Devleti kıyamet saatine kadar ayakta kalacaktır. O yüzden mevcut gergin ortam inananları asla ümitsizliğe sürüklememelidir.

Şehit Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü iliğinde-damarında, akıl ve vicdanında hakkı ile duyumsayanları selamlar; namus ve geleceğimizi kanları ile koruyanlara önderlik eden o güzel şehidi haddimce anlayabilmeyi Rabbimden dilerim.

Allah -Her Majesty'ninkinden değil- işlerin şura ile yürütüldüğü dosdoğru yolundan ayırmasın:
En son Deli Haydar tarafından Prş Kas 29, 2012 1:20 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kez düzenlendi.
Feragat-ı nefs.
İstihkar-ı hayat.
Kullanıcı küçük betizi
Deli Haydar
Meydan Delisi
Meydan Delisi
 
İletiler: 714
Kayıt: Çrş Eki 14, 2009 11:21

Re: Şehit Edilişinin 74'üncü Yılında O Güzel Gazi'yi Anlamak

İletigönderen Deli Haydar » Sal Kas 13, 2012 12:07

Kraliçesinin Şovalyesi Herbert George Wells yazdı:Bütün hakimiyetler, tek bir hakimiyet içinde eritilmez, milliyetlerin üstünde bir güç çıkmazsa dünya mahvolacaktır. Gerçek devlet, çağdaş yaşam koşullarının bir zorunluluk haline getirdiği dünya hükümeti birliğinden başka bir şey olamaz. Muhakkaktır ki insanlar, kendi buluşları altında ezilmek istemezlerse er veya geç birleşmek zorunda olacaklardır.

Hürriyet Gazetesi yazdı:Geçmiş ulusal bakışlarla öğretilmemeli!
Bu teori geleneksel tarih mitlerini yıkıyor, sınırlar kalkıyor. Teorinin en büyük destekçilerinden biri Bill Gates.

Big History (Büyük Tarih) Hareketi, Oxford mezunu tarihçi David Christian tarafından ortaya atıldı. Teoriye göre geçmişin ulusal perspektiflere bakılarak incelenmesi doğru değil. Ulusal sınırlar bir sebep-sonuç ilişkisi doğuruyor. Ancak dünya tarihi buradan yola çıkılarak değil tüm insan faaliyetleri incelenerek yazılmalı. Çünkü insanlar gezegenin gelişiminde bir eşik atlatıyor. Resmin bir bölümü bu.

Diğer bölümüne gelince, kırılganlığımızın doğası ve yüzleştiğimiz tehlikeler ancak kollektif bakışla öğrenilebilir. Big History’nin fanatikleri, jeoloji ve iklimi, bilim ve teknoloji gibi branşlarla beraber tarih çalışmalarının merkezine koyuyor. İnsan hayatının hem doğal hem de insan yapımı etkenlerle değiştirildiğine inanıyorlar. Örneğin; 4.6 milyar yıl önce patlayan bir yıldız, bünyesinde yüzde beş demir barındıran bir gezegen yarattı. Bu metalin ortaya çıkmasıyla silahlar üretildi. Gezegen bu silahlarla, avlanma için insanlara yardım etti. Yani herşey birbirine uzak görünse de aslında birbirine çok bağlı.

Big History’nin en önemli destekçilerinden biri Bill Gates. Geçen yıl Avustralya ve Amerika’da, Gates’in kurucusu olduğu bir eğitim programı başlatıldı. Gates, Big History’den haberdar olduktan sonra Christian’la tanışarak teorinin, Amerika ve Avustralya’daki liselerde ders olarak okutulması için ücretsiz online versiyonunu hazırlattı. Yeni programın amacı tarih derslerinin odağını değiştirip tarihi global bir disiplin haline getirmek. Big History, gelecek ay History Channel’da 12 saatlik "Mankind, The Story of All of Us" (İnsanlık, Hepimizin Hikayesi) isimli bir belgeselle iyice ün kazanacak. Yapımcısı Ben Goold belgeselin, tarihin eski kral ve kraliçe hikayelerinden ibaret olmadığı, her şeyin birbirleriyle bağlantılı olduğunu göstereceğini iddia ediyor.

Paflagonia Projesi yazdı:Amacı ulusal devletlerin iç federasyonu (devletler federasyonu) şeklini gerçekleştirmek olan, politik şekilli, Avrupa karakterli bir fenomen geliştiriliyor.

Globalizeleşme ve kimliği arama çalışmaları aynı paralelde seyreden iki muhakemeyi birleştiriyor. Orijinin bulunması, kişinin bölgeler ve devletler üstü bir kimlik kazanması olarak yorumlanıyor ve temelinde kişinin, birçok ülkenin yurttaşıymış gibi düşünülmesi fikrine ulaşılıyor. Sonuçta, en ideal biçimine çoklu kimlik (çok kimlilik) araştırması olarak dönüşüyor, yani tüm insanların tek, aynı büyük genetik kökten geldiği orijinde, bir çeşit uluana ve ulubaba isminde birleşiyor; Adem ve Havva; ya da Homosapiens, ya da Austrolopitecus.

İyi, hoş konuşuyorsunuz da sayın proje sahipleri, Hz. Adem ve Hz. Havva'nın bir oğlu şehit Habil'dir, bir oğlu ise katil Kabil!
O demden bu deme, hep biz şehit oluyoruz, hep siz katil! Sizi gidi, üç kağıtçı-üçlemeci müşrikler, sizi!
Kraliçesinin Şovalyesi Herbert George Wells yazdı:İnsanlığın dayanışması hakkındaki büyük hülyanın sonunda gerçeğe dönüşebilmesi için ne yapmak ve neyin önüne geçmek gerektiği -en azından 1925 yılından bakıldığında- kesin olarak bilinmiyor. Öyle ya, saldırgan bir dış siyaset geleneğine sahip olan devletlerin, küresel bir devletler birliğince güçlükle temsil olunabileceği bir gerçek.

Avrupa ve Asya’nın felaketleri ve ortak gereksinimleri, belki dünyanın bu iki kısmındaki kavimlerin bir dereceye kadar birleşmesine yardımcı olacaktır. Olabilir ki, bir sıra kısmi birleşme, küresel bir birliğin oluşmasına öncülük edebilir.

Avrupa, haçlı bayrağının altında birleşmiş; Avrupa'nın artığı Amerika, arsızca sömürdüğü topraklar üzerinde birliğini sağlayıp, "haçlı seferini başlatıyoruz" diyerek gözünün kutsal topraklarda olduğunu yinelemiş. Kutsal topraklarda kan ve parayla kurulan sahte İsrail bölgesinde tek güç haline gelmiş. Öte yanda, sermayeci sömürücülüğün panzehiri olduğu savlanan, bizim yerli illüminatörlerimizin de pek sevdiği haçsız komünist biraderler -Çin ve Rusya- tutmuş Asya'yı birleştirip uçtan uca Türklüğünü kemirmiş. Sonra günü gelmiş, şu yılların tehdidi komünist biraderlerinin tek dünya hükümetine giden süreçteki rolleri bitmiş de, dükkanı kapatıp yeni düzendeki yerlerini almışlar. Başkansız Türkiyelilere de "hani bana hani bana" demek düşmüş, he mi!

İlahi şeytaniler! İlahi! Tutmaz sizin o tek dünya devleti düzeni!
Bir Allah'a inanan, Atatürk'e kanmış bir Türk olarak benden söylemesi...
Feragat-ı nefs.
İstihkar-ı hayat.
Kullanıcı küçük betizi
Deli Haydar
Meydan Delisi
Meydan Delisi
 
İletiler: 714
Kayıt: Çrş Eki 14, 2009 11:21


Şu dizine dön: Haydar Bey

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x