SENDEN BAŞKA

“İki büyük yalan, geride kalan aşk tek gerçek.”


Hiç gözleriniz görmez, kulaklarınız duymaz oldu mu?Aşk uğruna yalan söylediniz mi? Cevabınız hayırsa aşk nedir bilmiyorsunuz demek..

Aşkla tanışan ve rüzgarında çaresiz yalanlar söyleyip, bambaşka yollara savrulan iki küçük yüreğin hikayesi…


Her aşk küçük bir kaza, büyük bir tesadüftür aslında?

Orhan ve Elif;

Birbirlerinden habersiz İstanbul'un varoş semtlerinde yaşarlar.. İşsiz, aç, çaresiz ve umutsuz ailelerinin, komşularının içinde onlar umutlarını kaybetmemişler henüz.. Çünkü yolun çok başında ikisi de.. Ve en büyük arzuları kendilerini ve ailelerini bu yoksulluktan kurtarmak. Elif bu amaçla okurken, Orhan canını dişine takıp çalışır..

Orhan, maddi imkansızlıklar nedeniyle orta okuldan sonra okuyamayan, yakışıklı bir delikanlı.. En iyi bildiği işi yapıyor; oto tamirciliği.. Daha çok ufakken, babasını izleye izleye öğrendiği oto tamirciliğinde tam bir usta... Babası ve hemen ardından annesinin ölümü kardeşlerinin yükünü omuzlarına bindirmiş.. Babasının yıllardır çalıştığı Ömer’in yanında çalışıyor. Ömer’in kendisine babalık ettiğini düşünüyor. Oysa Ömer onu hem çektiği vicdan azabı, hem de kızının sorumluluğundan kaçmak için kullanıyor..

Orhan kardeşleri Yeliz ve Yavuz’a iyi bir hayat sağlamak için dişini tırnağına takıp çalışıyor. Hedefi; çok çalışıp, Yavuz’u okutmak, Yeliz’e de güzel bir gelecek sağlamak. Varoştaki diğer gençlerin aksine kolay yoldan yırtmak gibi bir eğilimi yok.. Hak ettiği kadarını istiyor, öyle mert ve haddini bilen bir genç.
İstese kendisine deli gibi aşık olan Ömer’in kızı Rüya’yı kullanıp, hedeflediklerine bir çırpıda ulaşabilir. Ama o birlikte büyüdükleri Rüya’yı kız kardeşi gibi görüyor, Rüya’dan gelen bütün sinyalleri görmezden geliyor. Rüya’nın amacıysa her ne olursa olsun Orhan’la evlenmek. Sorumsuz zamane zengin kızlarından, bencil kaprisli ve anlayışsız..
Kan kardeşi Murat ise Orhan’ın tersine her şeyi kolay yoldan elde etme arayışı içinde. Zar zor tamamladığı lise eğitiminden sonra oto tamircisinde çalışmaya başlayan karayağız bir delikanlı. Köyden kaçıp sığındığı amcasının evinden de hırsızlık iftirasıyla kapı dışarı edilince hayatta dürüst olmayı değil, dümeni akıntıya ayarlamayı seçmiş. Varoşlarda yaşayan bir çok genç gibi ‘yırtmak’ olarak nitelenen bir ham hayalin peşinde. Kısa yoldan zengin olacak, para kazanıp sınıf atlayacak. Her türlü sosyal bilinçten yoksun, eğitimsiz, bilgisiz ama umut dolu; kendi varoş ortamının birçok genç erkek ve kızı gibi. Ama son derece temiz kalpli, zaten Orhan da onunla bu yüzden arkadaş!
Veli Usta tamirhanenin en yaşlı kişisi ve Orhan’ın dert ortağı akıl hocası.. Elinden geldiğince Orhan’a ve kardeşlerine göz kulak okur.Kendi halinde dürüst, çalışkan, saygın birisi..
Elif de, Orhan’la aynı umutları taşıyor, o da gariban annesi’ne, sürekli dayak yiyen ablasına ve yeğenlerine iyi bir hayat sağlamak arzusunda. Çocukluğundan beri en çok istediği şey avukat olmak. Varoş halkının hep horlanan, ezilen taraf olması nedeniyle belki de kendi halkını koruma duygusuyla bunu istiyor.
Elif’in annesi Sevgi, binbir güçlükle kızını okutmaya ant içmiş. Bir yalıya temizliğe giderek, evinin ekmeğini çıkarıyor, kızını okutmaya çalışıyor. Sevgi için ailenin tek umudu Elif. Bu sefaletten kurtuluşun, insanca yaşamanın adı; Elif.
Elif de yarı zamanlı işlerle, zaman zaman garsonluk, zaman zaman anketörlük yaparak aile bütçesine katkıda bulunmaya çalışarak okumuş ve hukuk fakültesinden birincilikle mezun olmuş. Amerika’da yüksek lisans için burs kazanmış. Amerika sonrası iyi bir avukat olup ailesinin umutlarını gerçekleştirecek... Ablası Emel’in kötü bir evliliği var. İşsiz bela kocası Salim ve iki çocuğu ile annesinin yanında yaşıyor. Hayata kahrediyor. Mutsuzluğu mutlu ve umut dolu insanlardan nefret etmesine neden oluyor. Salim’se başarısızlığının, sebep olduklarının hıncını içkiden alkolden çıkarıyor. Hiçbir hedefi yok. Sürekli aileye bela oluyor, sürekli haksızlığa uğradığını düşünüyor.
Elif’in en yakın arkadaşı Hayriye, Elif’in durumunu yaşadıkları ortama göre bir istisna olarak değerlendiriyor. Çünkü Elif hem çok akıllı bir kız, hem de Ekrem Bey gibi bir hamisi var. Oysa ona destek olacak hiç kimsesi yok. Yaşadığı yoksulluktan kurtulmak için tek çaresi zengin bir koca. Böylece babasının zulmünden kurtulup refaha ereceğini düşünüyor. Zengin bir kocayla ulaşacağı şaşaalı günlerin hayaliyle yaşıyor. Çok saf ve temiz kalpli. Ama yalan söylemeyi iyi beceriyor. Elif çocukluktan beri her şeyini paylaştığı Hayriye’yi çok seviyor..
Annesinin yanında çalıştığı büyük işadamı Ekrem Bey, Elif’in eğitimine onun izin verdiği ölçüde destek olmaya çalışıyor. Elif de Sevgi de Ekrem Beye minnettarlar, kendilerine kol kanat gerdiğini düşünüyorlar.
Ekrem Bey İstanbul’un en zengin iş adamlarından biri, ailesiyle birlikte bir yalıda kızı Oya, kız kardeşi Leyla ve damatları Haldun ile birlikte yaşıyor. Yalıda kapılar ardında yaşanan olaylardan habersiz. Kızı Oya Elif’in tersine hırslı, kötücül bir insan. Bu Ekrem bey’i çok üzüyor ve Oya etrafına acımadan zarar veriyor. İyi bir ressam olan Leyla Haldun’la mutsuz bir evlilik yaşıyor.

Aşk tesadüfleri sever…

Kader önce Hayriye ve Murat’ı sonrada küçük bir kazayla Orhan’la Elif’i bir araya getiriyor.. Kendilerini olduklarından farklı tanıtan Hayriye ve Murat’ın yalanlarına istemeden Elif’le Orhan da dahil oluyor. Eros okunu fırlatıyor. Bir yanda Orhan ve Elif diğer yanda Murat ve Hayriye birbirlerine deli divane aşık oluyor. Yalan onlara ağır gelse de aşkın rüzgarında çaresizce savruluyorlar. Tesadüfen kimsenin gerçek olmadığı yalandan bir dünya kuruluyor.

Yalanlar çığ gibi büyüyor..

Aşk çığırından çıkıyor, her geçen gün birbirlerine daha da yaklaşıyorlar. Fakat her ikisinin de içlerinde derin bir sızı; “bu yalan ne kadar sürecek?” diye fısıldıyor…

Orhan da Elif de gerçeği söylerlerse birbirlerini kaybedeceklerini düşünüyorlar. Orhan, hem yalan söylediği için hem de Elif gibi bir kız onun gibi bir çulsuzla birlikte olmayacağı için korkuyor; yine de gerçeği her söylemek istediğinde Murat onu engelliyor, aslında Orhan da Elif’i kaybetmekten deli gibi korkuyor ve cesaret edip gerçekleri söyleyemiyor. Murat’a göre ise aşkı besleyen şey para.. Dolayısıyla fakir olduklarını öğrendiklerinde kızların onları terk edeceğini düşünüyor. Murat gözünü iyice karartıp kısa yoldan zengin olma telaşına girmiş durumda. Hayriye onun için hayallerinin kapısını aralayan bir araç ve onu kaybetmek istemiyor.
Elif de içinde aynı fırtınaları yaşıyor; mantığı yalan üzerine aşk kurulmaz derken kalbi gerçeği söylemesini hep engelliyor, çünkü hayatında ilk kez bir erkeğe karşı böyle hissediyor. İstemeye istemeye bu yalanda yer almaya devam ediyor.
Orhan’a deli gibi aşık olan Rüya ise Elif ve Orhan’ın yakınlaşmalarını kendine yediremiyor. Elif’i ve Orhan’ı ayırmak için pek çok entrikalar çeviriyor. Ve bir gün işin gerçeğini öğreniyor, yani Elif’in fakir bir varoş kızı olduğunu.. Elif bütün gerçeği Orhan’a açıklamaya karar veriyor ama Rüya ondan önce davranıyor. Elif’i öyle zor durumda bırakıyor ki, iki sevgili çok geçmeden bozuşuyorlar. Orhan, Rüya’ya kalıyor. Elif, kırılmış ve incinmiş bir şekilde hayatına devam ediyor. Yanında erkek görmek istemeden hayatına devam ediyor. Rüya ve Orhan’ın birlikte oldukları haberi kulağına çalınıyor. Hatta, Orhan’ın da kendisine yalan söylediğini ve işi gücü olmayan, parasız bir genç olduğunu öğreniyor. Bir yandan daha da kırılırken, diğer yandan da yaşadıkları ilişkide tek “yalancı” olanın kendisi olmamasından dolayı rahatlıyor.
Rüya Orhan’ı kendisine bağlamak için türlü yalanlar söylüyor, babasının da bu konuda kendisini desteklemesini istiyor. Orhan da arada Ömer olduğu için Rüya’ya daha fazla hayır diyemiyor. Diğer yandan Orhan’ın başı yasadışı işlerle de derde giriyor. Rüya ona yardım ediyor. Orhan, denize düşen yılana sarılır misali onu dost belliyor. Rüya’nın ise tek derdi Orhan’a sahip olmak. Sonunda Orhan ve Rüya zoraki olarak evleniyorlar.

Peki aşkları onları affedecek kadar yüce mi?

Bazı yalanlar vardır, bizimle mezara kadar gider. Bazılarıysa çok çabuk gün yüzüne çıkar. Elif’le Orhan’ın yalanları ortaya çıktığında, aşkları onları affedebilecek mi? Yoksa bu aşk onları zengin insanların elinde oyuncak haline mi getirecek?
Peki sonunda kazanan aşk mı olacak intikam arzusu mu???


...18 TEMMUZ ÇARŞAMBA AKŞAMI ATV EKRANLARINDA...