Sıfır Problem, Sıfır Hükümet

Sıfır Problem, Sıfır Hükümet

İletigönderen Oğuz Kağan » Çrş Mar 17, 2010 18:49

Sıfır Problem, Sıfır Hükümet

Hükümet “komşularımızla sıfır problem” diye siyasi bir terminoloji üretti. Komşularla sıfır problem olur mu diyenler oldu. Gördüğünüz gibi oluyor. Türkiye üzerinde emeli olan her ülkeye sıfır engel koyarsanız, sıfır problem olur.

Hükümetin tek problemi var, Türk Halkı. ABD, AB, PKK, Ermenistan, Kıbrıs Rum’u… Hiçbiri ile problemi yok! Hepsinin talebine sıfır direnç gösteriyor.

Cumhuriyete ve kurucusuna düşmanlar ama Cumhuriyetin kurulduğu yıllarda yokluklar içinde kurulan ne kadar ederimiz varsa sattılar. Kimlere? Anadolu’dan Türklüğü silmek isteyen yedi düvele. Yerin altı satıldı. Türkiye’nin altın madenleri Rio Tinto’ya (katil şirket diye bilinen Kanadalı bir Yahudi firması) verildi. Sularımız yabancılara satılıyor. Tarım ve hayvancılığa darbe üzerine darbe indirildi. Özelleştirme adı altında öz olan ne varsa elleştirildi. 8 yıldır ülkeyi yönetenler Türk Halkını kendi toprakları üzerinde kiracı konumuna düşürdü. Toprağı, yer altı ve yerüstü kaynakları yabancıya satılmış bir ülke halkı, o topraklarda sadece kiracı köledir.


ABD, İsrail’in de hedefi olan "Yahudi Kürdistanı’nı" AKP’nin yardımıyla kurdu. Davutoğlu sürekli Kuzey Irak’ta Barzani ile beraber. AKP Kuzey Irak’ta konsolosluk açarak Kerkük’ün Barzani tarafından işgalini kabul etmiş oldu. Yani Türkmenler’i sattı.

Başbakan Kıbrıs’tan Türk Askeri’ni çekebiliriz dedi.
Yugoslavya’yı parçalayan, Irak’ı hem etnik hem mezhepsel farklılık temelinde bölen ABD, din ve ırk temelinde farklı olan iki milleti niye birleştirmek ister? Kaldı ki bu iki millet bir arada yaşayamamış. KKTC’de Gazetecilik yapan Ümit Bahşi diyor ki;

“G.K.Rum Kesiminde askerlik yapan Rum terhis olurken G3 silahını yanında götürüyor. Yarın Türk Askeri K.K.T.C.’inden gidince bu silahların bize dönmeyeceğini kim garanti edebilir? Bu daha önce yaşandı, Rum’lar, ENOSSİS öncesi avcılık bahane ederek silahlandı, savaşa hazırlandı. Sonra bu silahlar bize karşı kullanıldı.”


Erdoğan’ın umurunda mı? AKP için Öcalan önemli, Öcalan’ın yol haritaları değerli. PKK ile mücadele etmeyen, mücadele edenleri hedef gösteren bir hükümet ile karşı karşıyayız. Şu anda PKK ve BDP’nin tek bir isteği var, bebek katilinin serbest bırakılarak meclise girmesini sağlamak. Kandil'den gelen PKK’lılar için bebek katili ne dedi? “Gelmelerini ben söyledim, örgüt üzerindeki etkimi görmek istedim, beni dinliyorlar” dedi değil mi? PKK ve Güneydoğu’da yaşananlar hakkında uzman olan Mehmet Faraç Öcalan’ın bir banka ile Kürt İsalam Enstütüsü kurulması için talimat verdiğini söylüyor. Yani, yavaş yavaş kendi devletlerini kuruyorlar.

Bebek katili yakalandığında öteki katil Osman Öcalan ne demişti? "Artık PKK’nın siyasallaşma dönemi başlatılacaktır" demişti değil mi? İşte AKP’nin yaptığı budur! PKK’yı siyasallaştırmak. PKK siyasallaştığında karşınızda dağda olan terörist değil; çocuğuyla, kadınıyla bir halk çıkacaktır. Ve siz o halka silah kullanamazsınız. Aksi durumda soykırımcı ilan edilen bir ülke olarak "ikiz yasalardan doğan hakla(!)" askeri bir müdahale ile karşı karşıya kalabilirsiniz.

Gelelim sözde soykırım kararlarına. Ya da genişletilmiş sözde soykırım kararlarına. AKP’nin Ermenistan ile yaptığı protokoller sonuçlarını veriyor. Türkiye’nin çıkarını değil; AB-D’nin çıkarını gözeten bir protokol imzalarsanız… Hele ki; “nasıl olsa Ermenistan onaylamaz, maraza çıkaran biz olmayalım” diye şark kurnazlığına yatarsanız, size o hardalı yedirirler. Olan da Türk Milletine olur.

ABD’de kabul edilen tasarı Atatürk ve Cumhuriyeti de soykırımcı ilan etmiştir! Bir maddesinde ne diyor? “Bu soykırımı soykırım olarak kabul etmezsek, bundan sonra yapılacak soykırımları engelleyemeyiz.” Siz bu maddeyi yukarıda yazdığım PKK’nın siyasallaşması ve planlanan Türk-Kürt çatışması bağlamında düşünün isterseniz.

AKP İktidar olana kadar 13 ülke soykırım kararı almış. AKP iktidarından sonra, yani sadece 7 yılda 17 ülke daha soykırım kararı almıştır. İşte size çok başarılı olan AKP dış politikası(!)..
Üstelik bu sefer Atatürk ve silah arkadaşları da soy kırımcı ilan edildi. Yetmedi!.. İsveç Parlamentosu, başta Ermeniler olmak üzere, Asuri, Süryani, Keldani ve Pontus’lara da soykırım yapıldığını kabul etti. Bütün bu rezil, ahlaksız iftiralardan anlaşılan o ki, Türk Devleti’ni yok etme planı yeniden işleme kondu. AKP’nin Cumhurbaşkanı Gül ve RTE sözüm ona tepki koyuyor. Ben de acı acı gülüyorum. Neden mi?

1 Milyon Ermeni, 30 bin Kürt kestik diyen Pamukyan’a kim sahip çıkmıştı. RTE Ve Gül… Sezer Pamukyan’ı köşke davet etmedi ama Gül köşkte ağırladı. AKP’li vekil Bozdağ Pamukyan’a övgüler yağdırdı. Pamukyan’a dava açan Kemal Kerinçsiz aylardır Silivri’de esareti yaşıyor. Hatta Erdoğan Kerinçsiz’e hakaret ederek hedef bile göstermişti.

Gene Erdoğan; “azınlıkları göndererek faşizan bir durum sergilendi” diyerek Türk Devletini faşist ilan etmedi mi? Etti!.. Silivri’deki tutukluların Malta sürgünlerine benzetilmesi üzerine, hiç utanmadan “Ben de Tunceli sürgünlerinin dosyalarını açıklarım” gibi başbakanı olduğu devlet aleyhinde tehdit eder biçimde konuşmadı mı? Konuştu!.. Hrant Dink öldürüldüğünde Ermenistan yetkililerini davet edecek kadar cahil ve ezik bir politika izlenmedi mi? Hrant Dink kim? Bir Türk vatandaşı. Ermenistan ‘ın ne ilgisi var peki? Bu nasıl bir aşağılık kompleksidir?

Sen Türk Ordusu’nu terörist, insanları asit kuyularına atan caniler olarak lanse edeceksin… PKK ve Ermeni iddiaları ile kim mücadele etmişse hedef tahtasına oturtacaksın…Olmadı imzasız mektuplarla "PKK'lı gizli tanıklar" mahkum ettirecek düzenlemelere imza koyacaksın… Sözde soykırım iddialarına cevap verebilecek en iyi bilgi, belge ve donanıma sahip Halaçoğlu’nu görevden alacaksın… Yani soykırım iftirasında bulunanları cesaretlendireceksin… Ondan sonra da Haçlı güruhu iftira yasalarını parlamentolarından geçirince tepki göstereceksin. Hadi canım sende.

Okurlarımıza bazı hatırlatmalarda bulunalım:
Avrupa ülkeleri meclislerine sözde soykırım iddiaları geldiğinde; Rauf Denktaş, Doğu Perinçek, Yaşar Okuyan gibi isimler İsviçre başta olmak üzere sözde soykırım yasasını meclisine getiren ülkelere gittiler. Almanya’da ne oldu biliyor musunuz? Türk vatandaşlarımız yasaya tepki vermek için bir yürüyüş düzenlemek istedi. Türk Konsolosu’nun Alman yetkililere “olay çıkaracaklar, izin vermeyin” dediği anlatıldı(!).. İşte AKP budur!

Bakınız, PKK’lı terörist artık belediyelerden maaş alıyor.
Güneydoğu’da istiklal marşının okunmadığı, Türk bayrağının bile asılamadığı söyleniyor. AKP iktidara geldiğinde terör ne durumdaydı, şimdi ne durumda? PKK ile mücadele edenler ise terör örgütü üyesi diye içeri tıkılıyor. Bu durumda asker teröriste kurşun sıkarken düşünür mü, düşünmez mi? Üç terörist ölse, iki silah bulunsa, teröristin biri silahsız olarak öldürüldü gerekçesi ile güvenlik görevlisi hakkında soruşturma açılıyor.

Dünyada teröristlerle böyle mücadele eden bir ülke gördünüz mü? Göremezsiniz! Neden mi? Hiç bir ülke teröristi baş tacı eden bir hükümeti başında tutmazda ondan!

CİA ajanlarını ülkeye soktuğu söylenen bir hükümet ama İçişleri bakanı bilgi sahibi değil(!).. ABD’nin talebi üzerine Amerikan çıkarlarını baltalayacak etkili kişileri etkisiz kılmak için bir örgüt yaratan hükümet…

Soğuk savaş sonrasında düşman yeniden belirlendi. ABD ve emperyalist ülkelerin çıkarlarını engelleyen ülke, kişi ve kurumlar "düşman hedef" olarak belirlendi.
AB-D ve İsrail dışında kalan ülkeler AB-D ve İsrail çıkarlarına hizmet edecek ülkelerdir(!).. Yani, gelişmekte olan ülkeler... Bu sömürü düzenine taş koyan her engel düşmandır ve yok edilmesi gerekir. AKP "AB-D, İsrail" çıkarlarına hizmet eden bir figürden başka bir şey değildir! O yüzden yalanları boldur, arsızdır!

Ülkemizde “ahlaken eğitilmiş olanların hedef, ahlaken eğitilmemiş olanların baş tacı edilmesi” hangi gerçeği gösterir? Bu soruya Halil Cibran’ın bir sözü ile cevap verelim: “-Şeytan için; bir doğru adam, bir milyon görmezden daha büyük tasadır...“

Peki; okumuş cahil, hain aydınlarımızın bu kadar çok olmasının nedeni nedir? Bu soruya da Roosevelt’in bir sözü ile cevap verelim: “-Bir insanı ahlaken eğitmeden, sadece zihnen eğitmek, topluma yalnızca okumuş bir bela kazandırmaktır…”

Evet, dış politikada “sıfır problem” mucidi olan hükümet, milli duygularını sıfırlamış bir hükümet olarak başka ülkeler için sıfır problem oluşturmaktadır!


Z_eucar@yahoo.com.tr


Zahide UÇAR, 16 Mart 2010
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Şu dizine dön: Zahide UÇAR

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x