Siyon Protokolleri ve Siyasetin Çirkin Yüzü

Siyon Protokolleri ve Siyasetin Çirkin Yüzü

İletigönderen borabey » Pzt Ağu 25, 2008 12:26

Siyon Protokolleri ve Siyasetin Çirkin Yüzü !
Pazar, 10 Ağustos 2008

Siyon Protokolleri ve Siyasetin Çirkin Yüzü !


Alp Ergenekon



alpergenekon@haberdokuz.com

"Yaratılış kanuna göre hak kuvvette yatar.
Siyasetin ahlakla bağı yoktur !"

Siyon Protokolleri (1.Madde)


Bugün(09.08.2008) küçük bir hasar nedeniyle otomobilimi tamirciye götürdüğümde yaşadığım bir olayı paylaşıp bu olaya zemin hazırlayan nedenlere ilişkin bir şeyler karalamak istedim.

Henüz oniki yaşında olduğunu öğrendiğim bir çırak dikkatimi çekmişti. Arabamla ilgilenirken sergilediği samimi tavırları benimde onunla ilgilenmemi sağlamıştı.

Tamirci, çalışmalarını aksatmamaya özen göstererek bir taraftan da benimle konuşmaya çalışıyordu…

Ağabey biliyor musun dün bir şey dikkatimi çekti dedi. Yolda kalan bir aracı tamir etmeye gitmiştik. Aracı tamir ederken bir ara ailem ve babam aklıma geldi. Tamir ettiğimiz yolda kalan araç, yolda kalan ailem ve babamı bana hatırlattı. Ancak yolda kalan ailem ve babamın sorunlarına kimse destek vermedi.

Henüz oniki yaşında olmasına rağmen bu tamirci çırağının sarf ettiği laflara kayıtsız kalmak mümkün olamazdı!

Ekonomik ihtiyaçlar nedeniyle çaresizlik içinde kalmış olan ailesinin dramını oldukça etkili bir ifade ile açıklamıştı; Evet, ailesi yaşam mücadelesinde yarı yolda kalmış hatta yolunu kaybedecek kadar çaresizleşmişti…

Tıpkı otomobillerde yaşandığı gibi insanlarında yolda kalabildiği gerçeğini bu olayla en etkili biçimde yaşamış oldum.

Bu durum bir anda sosyal devlet ve siyaset sosyolojisi gibi kavramları hızlıca hatırlamamı sağlamıştı.

Yaşadığım bu acı gerçeğin olmasını sağlayanların, gerçekte İnsan hakları ve daha fazla demokrasi sözlerini dillerinden düşürmeyenler olduğunu ve bunu geçmiş tarihlerde olduğu gibi günümüzde de tekrar ettiklerine birkez daha şahit oldum.

Geçmişte yarattıkları Hitler, Stalin, Lenin, Mussolini, Tito gibi diktatör kişiliklerle milyonlarca insan kitlesini istekleri doğrultusunda kolayca yönetenler, günümüzde de İnsan hakları, Kardeşlik ve Demokrasi söylemlerini dillerinden düşürmeyen şarlatanlarla aynı uygulamayı devam ettirmek istemektedirler.

Geniş bir tarih diliminde tüm dünyayı tasvir eden bu tablodan ülkemiz özeline doğru bir projeksiyon tutmak gerekirse durum şudur.

Demokrat parti yönetiminde ABD yörüngesine oturan Türkiye, ANAP döneminde hazırlanan yasal mevzuatlarla günümüz politik Ilımlı İslam hareketi olarak nitelendirilen AKP yönetimi altında tarihe iz düşecek olaylarla yolculuğuna devam etmektedir.

Bu yolculuğun son altı yıllık AKP yönetimi sırasında;
§ Yapılan onca özelleştirmelere rağmen tüm cumhuriyet tarihi boyunca gerçekleşen dış borcun iki katına çıkarılmış olması,
§ Terör belasının bunca yokluk ve yoksulluk rezaletine karşı ülke gündemine oturacak düzeyde artmış olması,
§ Kuran da yazılanların olduğu bir İslam yerine, ABD’nin ölçüp biçtiği ve adınada ‘Ilımlı İslam’ dediği ve gerçekte İslamiyetle alakası olmayan ayrı bir dini yaklaşımın insanlara empoze edilmesi,
§ Bir ülkeyi iflasa götürebilecek bu çok önemli üç soruna rağmen daha çok demokrasi ve daha çok insan hakları nutukları ile etnik ayrımcılığa dayalı politikaları T.C Devletine dikte ettirme çabaları.

Öncelikli akla gelebilecek en önemli olaylardır.

Tüm bu hususların hangi ortamda ve ne tür politika ya da yaklaşımlarla gerçekleşmiş olduğu işin dikkat edilmesi gereken en önemli tarafıdır.

***

Siyonizmin fikir babası olarak kabul edilen Teodor Herzl in 1897 yılında İsviçre nin Basel şehrinde açıkladığı ileri sürülen Siyon Protokollerinin ilk maddesinin yazı başlığına taşımış olduğum;
"Yaratılış kanuna göre hak kuvvette yatar. Siyasetin ahlakla bağı yoktur !" şeklinde olması bu yaşadıklarımızın nedenini açıklar niteliktedir.

Tabi bu nedenle ilişkilendirdiğim yukarıda sıraladığım sorunlarımız, sosyolojik bir gerçek kullanılarak oluşturuldu. Bundan önceki yazılarımda yine bir Yahudi olan Abraham Maslow’un ‘İhtiyaçlar Hiyerarşisi Teorisi’nden bahsetmiş ve AKP yönetimini bu teoriyi ustaca kullandığını ve hala kullanmakta olduğundan bahsetmiştim.

Bu teoriye göre insanlar dört ayrı grupta toplanmış ve alt gruplarda bulunan insan ihtiyaçlarının üst gruptaki insan ihtiyaçlarından çok farklı olacağı öne sürülmüştür. Gerçektende asgari ücretli bir kişinin ailesi ile dışarıda yemekte olma isteği, çocuğu ile tiyatro ya da sinemaya gitmek istemesi ya da ayda bir kitap alıp okuyacak halde olmak istemesi gibi hususlar asgari ücretli bir kişi için temel ihtiyaç olarak gösterilemez.

Ancak bu kişi için önündeki kış yakacağı kömür çok önemlidir.
Bu kişi için bir tencerede pişireceği pirinç ya da makarna çok önemlidir.

İşte AKP bir taraftan özelleştirme adı altında çok önemli kazanımlarımızı babalar gibi satarken olası muhtemel tepkileri önlemek içinde kömür ve makarna dağıttı.

Tüm bu yaşananlar karşısında muhalefeti ve bazı Devlet kurum ya da kuruluşları da boş durmadı !

AKP nin bu süreçte başarılı olması için her şeyi yaptılar.
§ Yasal değişikliklere destek vererek Başbakan tayin ettiler.
§ Seçimlerde başarılı olması için bir 367 icad edip mağdur rolü oynamasını sağladılar.
§ Hep karaladılar ama sorun çözecek türden bir proje açıklayıp alternatif olamadılar.
§ Sonuç olarak kendi azınlıkları ile mutlu mesut yaşamayı tercih edip tüm bu yapılanlara figüranlık ettiler.

Geldiğimiz noktada AKP nin kapatılmamış olmamasının beyaz sayfa açılmaya vesile olması dileklerimize rağmen AKP Genel Başkan Yardımcısı Edibe Sözen’in son kanun teklifi ile Cumhurbaşkanının kendisinden önce yapılan rektör atamalarına bilmukabele türünden cevabı aynı gergin ortamın devam edeceğini gösteriyor.

Hiç kimse ülke insanını kendinden ayrı tutmamalı ve bu hakkı kendinde görmemelidir.
Bulunduğumuz an itibarı ile çevremize baktığımızda herkesin ve her kesimin hiç hoşgörü içinde bulunmadan kamplara ayrıldığını görmemiz maalesef mümkün hale gelmiştir.

İşçisinden tutun polisine savcısına kadar herkes işin ifrat tefrit noktasında kalarak birbirlerini suçlar duruma getirilmişlerdir. Öyleki bu ortamın ve insanların artık daha gerilecek tarafı kalmamıştır.

Tüm bu yazdıklarımdan sonra yukarıda paylaştığım tamirci çırağı genç kardeşimle, sorunlarımız karşısında en gerçek çözüm olarak gördüğüm tüm Türk gençliğimizle ve milletimle, Siyon protokollerinden birkaç örneği kendi yorumlarımı da katarak paylaşmak istiyorum.

§ Siyon Protokolü: Dünyada Yahudi olmayanların güç birlikleri bir zamanlar bizimle baş edebilirdi ancak artık mümkün değildir. Çünkü onların arasına dini ve milli nifaklar soktuk. Milletler içinde bizim olmadığımız hiçbir anlaşmayı yapamazlar.
Yorumum : Günümüz Türkiyesi ve Türk insanı böyle değil mi ?

§ Siyon Protokolü : Devlet kabinelerinde yöneticiler arasında legal olmayan alışverişleri hızlandırıp, entrikalarımızla daha karışık hale getireceğiz.
Yorumum : Bazı AKP üyelerinin son altı yıl içinde sahibi oldukları ticari varlıklar iyi takip edilmeli.

§ Siyon Protokolü : Halkın zihnini bozmalıyız.Onları karşı koyma hissi uyandırabilecek ciddi düşüncelerden uzak tutmalıyız.
Yorumum : Karşı koymak bir yana herkes geçim derdinde değil mi ?

§ Siyon Protokolü : Hükümetlerde sorumlu mevkileri, (Yahudilere bir şey yapamayacaklarından emin oluncaya kadar) mazisi kötü kişilerin eline verip şantaj yoluyla istediklerimizi yaptıracağız
Yorumum : Milletvekili dokunulmazlıkları niye var zannediyorsunuz ?

§ Siyon Protokolü : Bize karşı şahsi teşebbüsten daha tehlikeli bir şey yoktur. Eğer o arkasında bir dehaya sahip ise böyle bir şahsi teşebbüs; aralarına anlaşmazlık ektiğimiz milyonlarca kişinin yapabileceğinden daha fazlasını yapar.
Yorumum : En can alıcı hatta Siyonizmin tehlike olarak gördüğü en önemli husustur bu. Büyük Önder Atatürk’ün Gençliğe Hitabı’nın neden yazıldığı bu protokol maddesine bakıldığında daha iyi anlaşılıyor.

Son olarak; Siyon protokolleri uyarınca siyasetin çirkin yüzü kullanılarak tatbik edilen tüm bu yaşadıklarımız karşısında söylenecek son söz şudur.

Ey Türk Gençliği,

Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur !
Kullanıcı küçük betizi
borabey
Üye
Üye
 
İletiler: 333
Kayıt: Çrş Haz 25, 2008 14:06

Şu dizine dön: Alp Ergenekon

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x