Siyonist Lobilerden Yardım Dilenen Devlet Adamlarımız / Yılmaz DİKBAŞ

Siyonist Lobilerden Yardım Dilenen Devlet Adamlarımız / Yılmaz DİKBAŞ

İletigönderen Balasagun » Cmt Nis 19, 2014 13:11

Siyonist lobilerden yardım dilenen devlet adamlarımız…

Resim
Size bu yazımda, iki devlet adamımızın ABD’deki Siyonist lobilerden nasıl yardım dilendiğini anlatacağım.

Ama önce, bu lobiler hakkında çok kısa temel bilgi sunacağım.

ABD’de tüm kadroları Siyonist Yahudilerden oluşan ‘Lobiler’ bulunmaktadır. Amerika’nın ekonomik, finansal, mali, politik ve kültürel alanlarında çok etkili olan bu lobileri bizim medya, sadece ‘Yahudi Lobiler’ olarak tanımlayarak onların gerçek yüzlerini, yani acımasız İsrail yanlısı Siyonist olduklarını halkımızdan saklamaya, gizlemeye, perdelemeye çabalamaktadır.

ABD’de başka tür lobiler de vardır ama, özellikle politikacıların en korktuğu lobiler, Siyonist lobilerdir. Eğer bir politikacı Siyonist lobilere ters düşecek bir eylem ya da söylemde bulunursa, o politikacının seçilme şansı kalmaz. Seçilmiş bir milletvekili ya da senatörse, bir daha asla seçilemez. Çünkü, Siyonistlerin elindeki medya hemen o kişiye karşı ya bir iftira kampanyası başlatır ya da o kişiyi sanki hiç yokmuş gibi sayıp, medyada haber olmasını engeller.

ABD’deki en büyük Siyonist lobiler şunlardır:


Amerikan İsrail Kamu İşleri Komitesi (AIPAC)

1951’de kurulmuş, ABD’nin hemen her yöresinde şubeleri bulunan, 100 bin üyeli, İsrail yanlısı en güçlü Siyonist lobidir.

Zengin Siyonist Yahudilerden topladıkları paralarla, Amerikalı politikacılara bol rüşvet dağıtıp senato ve meclisten Siyonist İsrail yanlısı kararlar çıkartmaktadırlar.

Başkanı Siyonist Yahudi Howard Kohr olan bu güçlü lobi, bugünlerde ABD’nin İran’a silahlı saldırıda bulunması için çalışmaktadır.


Amerikan Yahudi Kongresi (AJC)

1930 yılında Haham Stephan Wise tarafından kurulmuştur. New York’taki merkezi dışında ABD’de 29 şubesi, 175 bin üyesi ve ABD dışında 8 bürosu bulunmaktadır.

Başkanı Siyonist Yahudi Neil B. Goldstein olan bu lobi, milletvekillerini ve senatör Jeff Bingman gibilerini ‘satın alarak’, Siyonistlerin isteklerini yasalaştırmayı sağlamaktadır.

Bu Siyonist lobi, 27 Ocak 2004 tarihinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a, ‘Profiles in Courage’ (Cesur Kişiler) ödülünü verdi.

Recep Tayip Erdoğan’ın kimlerin çıkarlarını savunmada cesaret gösterip bu ödülü aldığı sorusunu, Türkiye’de hiç kimse sormadı!

Temel amaçları Siyonist İsrail’in çıkarlarını savunmak olan bu Siyonist lobi, acaba Recep Tayip Erdoğan’ı niçin ödüllendirmişti?


Ulusal Güvenlik Konularında Yahudi Enstitüsü (JINSA)

1976 yılında Siyonist Yahudiler Richard Perle ve Eliot Abrams tarafından kuruldu, 17 binden fazla üyesi bulunmaktadır.

Bu Siyonist lobinin temel amaçları, ABD’nin İsrail’e sürekli para hibe etmesini ve askeri araç gereç göndermesini sağlamaktır.

Başkanlığını Siyonist Yahudi Norman Hoascoe’nu yaptığı bu lobinin yönetiminde, ABD milletvekilleri, üst düzey bürokratlar ve ABD Dışişleri ve Pentagon danışmanları bulunmaktadır.

JINSA’nın 15 yöneticisi Mayıs 2001’de Ankara’da çok üst düzey askeri ve siyasi yetkililerle görüşmeler yaptıktan sonra, günümüz CHP İstanbul milletvekili İlhan Kesici’nin evinde özel konuklar olarak ağırlandı.

Bu Siyonist lobi; Tansu Çiller, Mesut Yılmaz, Çevik Bir ve Mehmet Karamehmet’e ödül verdi. Türk medyasında bu ödüllendirme hiç sorgulanmadı. Bu kişiler, Siyonist İsrail yanlısı JINSA’ya ne tür üstün hizmetlerde bulunmuşlar da ödüllendirilmişlerdi?


İftira ve Karalama Karşıtları Birliği (ADL)

Hangi haklı gerekçelerle olursa olsun, ne kadar çok sağlam kanıt ve tanıklara dayandırılırsa dayandırılsın, Siyonizm’i, Siyonistleri ve Siyonist İsrail’i eleştiren herkesin yakasına ‘antisemitizm’ yapıyor, yani Yahudi düşmanlığını yayıyor diye yapışan Siyonist lobinin adı ADL’dir.

Başkanlığını Siyonist Yahudi Abraham Foxman’ın yaptığı bu lobinin ABD’de 29 şubesi, dünyada 3 temsilciliği bulunmaktadır.

Abraham Foxman, lobinin bazı yöneticileriyle birlikte her yıl en az iki kez Türkiye’ye gelir, İstanbul ve Ankara’da krallar gibi ağırlanır, sivil-asker yöneticilerle görüştürülür. ABD’ye ziyarete giden siyasilerimiz, asker-sivil bürokratlarımız değişik ortamlarda ADL yöneticileri ve özellikle Abraham Foxman’la bir araya gelirler.

11 Haziran 2005 tarihinde, Başbakan Recep Tayip Erdoğan’a ADL tarafından, ‘Courage to Care’ (Şefkat Gösterme Cesareti) ödülü verildi. Aslında bu ödül, Yahudilerin Nazi soykırımından kurtulmasına yardım edenlere verilmektedir. Recep Tayyip Erdoğan’ın kimlere, nerede ve ne zaman şefkat gösterme cesareti sergilemiş olduğu bugüne kadar açıklığa kavuşmamıştır.


Büyük Amerikan Yahudi Örgütlerinin Başkanlarının Konferansı

Son 50 yıldır ABD’deki en büyük 51 Siyonist Yahudi örgütünün başkanları, ‘konferans’ adlı bu şemsiye grubunda bir araya gelmektedirler. Amaçları, ABD-İsrail arasındaki özel ilişkiyi geliştirip güçlendirmek, Siyonist İsrail’in her koşulda desteklenmesini sağlamaktır.

Başkanlığını Siyonist Yahudi Alan Solow, yardımcılığını Malcom Hoenlein’in yaptığı bu örgütün ABD’nin birçok yerinde şubeleri bulunmaktadır.


Orta Doğu Forumu (MEF)

Amerika-İsrail çıkarlarını Orta Doğu’da korumayı, savunmayı temel ilke edinmişlerdir. Köktendinci İslamcılar olarak niteledikleri toprakları işgal altındaki Müslümanlara karşı savaşılmasını, ABD’nin Gazze’de Filistinli Müslüman sivillerin üzerine misket bombaları yağdırmasını, Gazze’ye su ve yakıt gönderilmesinin engellenmesini istemektedirler.

Başkanı ünlü Siyonist Yahudi Daniel Pipes olan bu lobi günümüzde, Amerikalı politikacılara bol miktarda rüşvet dağıtarak İran’a savaş açılmasını sağlamaya çalışmaktadır.


Amerika Siyonist Örgütü (ZAO)

1897’de kurulmuş olup, 50 bin üyesi bulunmaktadır.

Siyonist Yahudi Morton Klein’ın başkanlığını yaptığı bu lobi, milletvekillerine rüşvet dağıtarak Kudüs’ün İsrail yönetiminde kalmasını, sürekli olarak Hamas’a saldırılmasını sağlamaktadır. Bu Siyonist lobi bugünlerde, Suriye ve Suudi Arabistan’a ambargo koydurmaya çalışmaktadır.

ABD’deki Siyonist lobilerle ilgili çok özet bilgiler bu kadar.

Şimdi size, işte bu lobilerden, iki devlet adamımızın nasıl yardım dilendiğini anlatacağım.

Sözde Ermeni soykırımının yeniden ısıtılıp ABD’de gündeme sokulduğu bir dönemde, Siyonist İsrail Devlet Başkanı Moşe Katsav, 8 Temmuz 2003 günü resmi davetli olarak Ankara’ya gelir. Çankaya Köşkü’nde onuruna bir yemek verilir. Davetliler arasında Türk Musevi Cemaati Başkanı Bensiyon Pinto da bulunmaktadır. Yenilir, içilir, samimi bir sohbet havasında nutuklar çekilir. Saat yirmi üç sularında davetliler köşkten ayrılırken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Bensiyon Pinto arasında şöyle bir konuşma geçer. [1] 

Başbakan- Senden bir ricam var. Sayın Katsav’a sözde soykırımla ilgili yaşadığımız sıkıntıdan söz eder misin? Amerika konusunda bir şeyler yapmamız lâzım, bize bir el versin.

Bensiyon Pinto- Elimden geleni yapacağım.

Birbirlerine iyi geceler diler ve ayrılırlar. Ertesi sabah Bensiyon Pinto uçakla İstanbul’a döner. Siyonist İsrail Devlet Başkanı, Efendi Terörist Moşe Katsav [2]  da özel uçağı ile İstanbul’a gelir. Kendisine Neve Şalom Sinagogu’nda özel bir tören düzenlenir. Törenden dolayı çok memnun olan Katsav ve eşi ile birlikte Boğaz’da tekne turuna çıkılır. Bensiyon Pinto, Katsav’ın yanına oturur. Sohbet sırasında sözde Ermeni soykırımı konusunda devletin yaşadığı sıkıntıları anlatır. Sonra birden Katsav’ın eline telefonu uzatır ve ABD ile yapacağı görüşmeyi hemen o anda yapmasını isteyecek kadar ileri gider. Katsav, ABD’ye telefon eder ama aranan kişi yerinde bulunamaz. Hiç kuşkusuz aranılan kişi, güçlü Siyonist lobilerinden birinin başkanıdır. İsrail’in Efendi Terörist Devlet Başkanı Moşe Katsav, şu sözü verir:

“Başbakanına selam ve sevgilerimi ilet. Sana söz veriyorum, bu işi Moldova’ya inmeden halledeceğim.”

Aynı günün gecesinde İstanbul’da Kadir Topbaş’ın oğlunun düğünü vardır. Davetli olan Bensiyon Pinto, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın masasının hemen yakınındaki bir masada oturmaktadır. Gece on bire yirmi beş kala Bensiyon Pinto’nun telefonu çalar. Arayan, Moşe Katsav’dır. Kısaca şöyle der:

“Başbakanına söyle, bu iş bitti.”

Bensiyon Pinto masasından kalkar, Recep Tayyip Erdoğan’ın masasına yaklaşır. Kulağına eğilerek:

“Telefon geldi, o iş halledildi”

deyip yanından ayrılır.

‘Görevimiz Tehlike’ dizisindeki maceralara benzer biçimde heyecanlı geçen olay bu. Şimdi bu olayı ciddiyetle irdeleyelim.

T.C. Başbakanı, resmi davetlisi İsrail Devlet Başkanı ile Ankara’da bir araya geliyor. Ama kendisiyle, sözde Ermeni soykırımını baş başa konuşamıyor, ondan bu konuda destek istemekten korkup çekiniyor!

Peki, ne yapıyor?

Tüzel kişiliği olmayan bir cemaatin, hiçbir resmi unvanı olmayan başkanından yardım dileniyor!

Hani, T.C. Devleti çok güçlüydü! Güçlü bir devletin ulusal onur sahibi bir başbakanı böylesine zavallı bir duruma düşer mi?

İşte ikinci örnek:

Günümüz CHP’sinin ‘ağır toplarından’ İstanbul milletvekili Şükrü Elekdağ anlatıyor: [3] 

“Ben ABD’de büyükelçi iken zora girdiğimde Jak Kamhi’ye telefon ederdim. 48 saat içinde uçağa atlar gelirdi. Washington’da, Kongre’de Kamhi, Yahudi Lobisi’yle mücadele eder, Yahudi Lobisi’ni bizim lehimize seferber eder, harekete geçirirdi. O bakımdan çok büyük yardımları olmuştur.”

Fakir Türk halkı, Şükrü Elekdağ adlı çocuğunu ilk, orta, lise ve üniversitede okutmuş. Fransa’ya göndermiş, Paris Üniversitesi’nde hukuk doktorası yapmasına olanak sağlamış. Daha sonra tutmuş, onu ABD’ye Büyükelçi olarak yollamış.

Peki, bütün bu emeklerin karşılığında Şükrü Elekdağ ne yapmış?

Her zora girdiğinde sarılmış telefona, hiçbir resmi unvanı olmayan T.C. vatandaşı bir işadamından, aman ne olur hemen uçağa atla gel, benim burada başım dertte, Siyonist lobilerle baş edemiyorum, gel beni kurtar, diye yardım dilenmiş!

Peki, devletimiz onu ABD’ye bostan bekçiliği yapsın diye mi göndermiş? Madem bu işi beceremiyordu, neden onurlu davranıp istifa etmemiş? Sırf Yahudi kökenlidir diye bir vatandaşımızı, ta İstanbul’dan Washington’a başı sıkıldıkça çağırmaktan, ondan yardım dilenmekten hiç utanmamış mı?

Siyonist lobilerle baş edebilmek için, hiçbir resmi unvanı olmayan Yahudi kökenli bir vatandaşımızdan yardım dilenen, sonra Türkiye’ye dönüp yıllarca TBMM’de milletvekili olarak caka satan Şükrü Elekdağ’a yakışacak bir ad, ben bulamadım, acaba siz ne dersiniz?

Şükrü Elekdağ’ın ABD hayranı, AB Mandacısı ve Siyonist İsrail devleti dostu olduğunu söylemem, sizin ona uygun bir ad bulmanızda yardımcı olabilir mi?

Dipçe:
 [1]  Bensiyon Pinto, “Anlatmasam Olmazdı-Geniş Toplumda Yahudi Olmak”, Doğan Kitap, İstanbul, Eylül 2008, 4. baskı, sf.166-167
 [2]  Yılmaz Dikbaş, “Efendi Teröristler”, Asya Şafak Yayınları, İstanbul, Mayıs 2009, sf. 425-426
 [3]  Rıfat N. Bali, “Cumhuriyet Yıllarında Türkiye Yahudileri-Devlet’in Örnek Yurttaşları (1950-2003)”, Kitabevi, İstanbul, 2009, sf. 493-494


Yılmaz DİKBAŞ, 9 Temmuz 2009
“Efendiler, aziz milletime şunu tavsiye ederim ki, bağrında yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki aslî cevheri çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an feragat etmesin”
Kullanıcı küçük betizi
Balasagun
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 3523
Kayıt: Cum Eki 17, 2008 13:18

Şu dizine dön: Yılmaz DİKBAŞ

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x