Söz Kişinin Namusuysa Eğer!

Söz Kişinin Namusuysa Eğer!

İletigönderen omer_yildiz » Çrş Tem 11, 2012 15:06

Resim
Riya almış başını gitmiş. Hayâ desen hak getire…

İnsanların duygularını fütursuzca sömüren, bundan da zerre haya etmeyen insanların geçmişten günümüze söylemleri ve eylemlerinden kronolojik bir biçimde bahsedelim isterseniz:

2002 yılında İzmit mitinginde başbakan: “Şu sisteme bakın hele ülkede 72.000 öğretmen açığı var. Sen sınavla öğretmen seçiyorsun, hangi akla hizmet ediyorsunuz! Bırak da öğretmenlerimiz okul seçsin göreve başlasın, önüne neden engel koyuyorsunuz! İnşallah biz hükümetimizi kurduğumuzda bütün öğretmenleri göreve başlatacağız ve öncelikli olarak eğitim sorununu çözeceğiz.”

Bütün öğretmenler 10 yıl önceki bu temennilerinizden ötürü minnettar ve hepsi şu an kulaklarınızı çınlatıyor emin olun…

2002 yılında Gaziantep mitinginde aynı başbakan: “Yahu bir sürü bölüm öğretmenimiz boşta geziyor. Resim öğretmeni matematiğe, Müzik öğretmeni Beden Eğitimi dersine giriyor niye? Öğretmen ihtiyacı var. Ama bakın ki işe bunlar bir de sınavla öğretmen alıyor. O zaman niye okutuyorsun bu öğrencileri yazık değil mi? Öğretmen almıyorum de… Bu evlatlarım okumasın boşuna. Ama biz iktidar olunca inşallah boşta öğretmen adayı olmayacak.”

Allah razı olsun tabi… Şu sizin ve Milli Eğitim Bakanımızın hesap ve bakış açısına göre boşta öğretmenimiz yok… Kimi emlak bürosunda, kimi inşaatlarda, kimi üç-beş kuruşa dershanelerde çalışmakta, kimi kapıcılık, kimi ücretli öğretmenlik yapmakta bazıları ise canına kıydığından boşta öğretmen adayı olarak nitelendirilmemekte…

Gelelim 2002 Samsun mitingine: “Buradan sözüm tüm genç öğretmen adaylarına; siz merak etmeyin biz geldiğimizde üniversiteyi bitirdiğinizde ‘Ne yapacağım, sınavı ya kazanamazsam.’ korkun olmayacak çünkü sınav olmayacak.”

Bu bize değildi, yandaş ‘badem’ciklereydi sanırım… Ne de olsa üniversiteyi bitirince “ne yapacağım, sınavı ya kazanamazsam” korkusu bir tek onlarda yok…

2002 İstanbul mitingi: “Birçok gencimiz özellikle öğretmen adaylarımız işsiz kaldı. Ülkede eğitim çökmüş, köy okulları kapanmış, merkezdeki okullar bile öğretmen diye can çekişiyorken sen sınavla öğretmen seçmeye kalkıyorsun. Bıraksana genç öğretmenlerimiz gitsin çalışsın. O kadar sene beklet sonra al, o damda artık heves kalır mı, öğretmenlik yapabilir mi? Ama inşallah biz iktidar olunca öğretmenler okulun bittiği gün hazırlıklarını yapacak, ertesi gün görev aşkıyla okuluna gidecek hiç merak etmeyin.”

Dilin kemiği, sallamanın sınırı yok. Örnekleri çoğaltmak mümkün…

Kayıtları ile sabit olan bu söylemleri hatırlatmakta fayda var. “İspatlamayan şerefsiz ve namerttir” suçlamalarına karşı gerekli önlemleri de almış bulunmaktayım. Zaten ne faşistliğimiz ne de dinsizliğimiz kaldı, bir de şerefsiz ve namert durumuna düşmeyelim…

Gelinen son noktada; 2012 yılı itibariyle 350 binden fazla atanamayan öğretmen mevcut… Tabii ki Sayın Bakana göre mevcut ihtiyaç 100 bin civarında… Ama atama sayısı 40 bin…

Tıpkı; Kayserilinin kendisinden 500 lira isteyen oğluna cevabı misali:

“Neee! 400 lira mı? Ne yapacaksın 300 lirayı? 200 lira neyine yetmiyor? Al sana 100 lira…”


Tabi biz şimdi sorsak cevap alamayacağız yine de seslenelim:

“Ey aval aval ‘BAKAN’… Madem öğretmen ihtiyacın yok okullarda ki ücretli öğretmenlik denen saçmalık ne demek oluyor? Alanıyla alakasız derslere girmek zorunda bıraktığınız bu modern kölelere dair bir açıklamanız var mı? Hangi hastanede ücretli doktorluk, hangi emniyet dairesinde ücretli polislik ya da hangi mahkemede ücretli avukatlık mevcut? Öğretmenliği günü kurtarmak zorunda olanların mesleği haline getirdiniz, insanları nelere muhtaç ettiniz ve utanmadan ihtiyacımız yok diyorsunuz…”

Ve tabi başbakan… Bu sözleri sarf ederken içinde bulunduğunuz psikolojiyi az çok tahmin edebiliyoruz. Hakta veriyoruz. Sonuçta siyasette her yol mubah size göre… Kaldı ki son seçimlerde çıtayı bayağı bir yükseltmiş, tarımda dünya 4.sü olduğumuzu, birkaç yıl içinde uzay mekiğimizin semalarda olacağını dahi söyledikten sonra öğretmenlerle ilgili bu vaatleriniz çok masum kalıyor.

Bakalım yürekli bir yiğit, cesaret edipte size bunları hatırlattığında ve “ne oldu bu vaatler” dediğinde ne cevap vereceksiniz ya da cevap verebilecek misiniz?

Her seçim öncesi vaatler, ardından unutulan sözler, ayaklar altına alınan onur ve gurur...

Evet, sevgili dostlar, muhatap bulamayacağız madem, en iyisi mi cümlenin devamını siz getirin:

“Söz Kişinin Namusuysa Eğer…………………”


Ömer YILDIZ, 11 Temmuz 2012
http://www.facebook.com/mryldz46
http://www.facebook.com/omeryildizyazilari
Kullanıcı küçük betizi
omer_yildiz
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 91
Kayıt: Cum Tem 22, 2011 22:33

Şu dizine dön: Ömer YILDIZ

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x