Suda ısınan kurbağa misali

Suda ısınan kurbağa misali

İletigönderen zafer atun » Cmt Ağu 04, 2018 11:40

Sabah olduğunda herkes işine gidiyor. Akşam olduğundaysa yorgun argın eve dönülüyor. Yemek yenildikten sonra az buçuk tv seyredilip yatılıyor. Sabah biteviye gene aynı düzen sürgit devam ediyor. Hafta sonlarında ise Avm tapınaklarına gidiliyor, nasıl gidilmesin yazın serin kışın sıcak, karınlar doyurulup, lüzumlu lüzumsuz alışveriş yapılıyor böylece herkes kendini tatmin ediyor. Günler aylar boyu robot gibi hep böyle davranılıyor.
Herşey monotonlaşıyor hayat daha az zevk vermeye anlamını yitirmeye başlıyor. Beklentiler ve umutlar yok oluyor.

Büyük çoğunluk robot gibi yaşıyor ve maalesef bunun da farkında değil.
Çünkü insanlar benliğini tüketim ekonomisine teslim edeli çok oldu. Kapitalizmin çarkları altında unufak oldular ama gene uyanamadılar.
Kendilerinden bekleneni haddinden fazlasıyla yerine getirip, sistemin bir parçası haline geldiler. Yaşayan bir zombiye dönüştüler, beyinleri bir hayal aleminde bedenleri ise zombi oldu.

Bu dönüşüm hemen olmadı ortalama 40 yıllık bir süreçte gerçekleşti.Yani seksen sonrasında. Yukarıdaki başlıkta yazdığı gibi yavaş yavaş ürkütmeden farkına varılmadan gerçekleştirildi herşey. Hiçbirşey aniden olmadı birden yapılmadı ki, direnç oluşmasın. Oluşmadı da.
Önce insanlar bencilliğe iteklendi. Sadece ben oldular, sonra sosyal hakları tırpanlandı seyrettiler. Ardından ahlak erezyonuna girildi herkes kanıksadı normal saydı tepki vermedi. Anayasal haklar kaldırıldığında ne olduğunu dahi anlayamadı anlasaydı da ne tepki verirdi o ayrı (Face harici bir tepki vermezdi). Her dört senede bir oy verip demokrasi oyunu oynayarak bir yere varabileceğini sandı. Ancak gide gide bir arpa boyu yol gidebildi. En son atalarının bahşettiği Cumhuriyeti yıktı yıkmakla kalmayıp bir de bu yıkıma sevindi. Kutlamalar yaptı. Gelecek günler güzel olacak sandı. Şimdilik işler kör topal gidiyor.
Bak bakalım bu süreçte reel ekonomide neler oldu.

Bu sene 600 bin esnaf kepenk kapatmış ne gam, dolar gene 4.93’den döndü halbuki şurda 5’e ne kalmıştı (3 Ocak 2017 $:3,57 – 25 Temmuz 2018 $:4,87 , Devalüasyon %36,41 MB kurları). Yollar gene araç kalabalığı kamyonlar otobüsler tümen tümen gitmekteler ya yakıt 8-9 liraya çıkınca aynı şekilde gidebilirler mi? süt ve süt ürünlerine kaçınılmaz zam geldiğinde (yutdışında 1Lt süt ile 1,5Kg yem alınabiliyor bizse samanı dahi ithal ediyoruz) gene sabah kahvaltılarında o güzel peynirleri yiyebilecek çocuklarımıza bir bardak süt içirebilecek miyiz. Enflasyon 20’ye Ticari krediler 23 civarına erişmişken yarına güvenle bakabilecek miyiz.
Bütçe açığını çeşitli fırsatçılıklar ile kısa vadeli kapatma cinlikleri yaparken (Vergi barışı,imar affı), parayı bastırıp 21 günlüğüne askere gidecek çocuklara bu kısa sürede ne öğretebileceğiz veya vatanın savunmasında bu çocuklardan ne medet umabileceğiz. Parası olan sıyıracak olmayan sınır ötesinde veya güney doğuda ölecek. İnşaat sektöründeki durağanlık %20 otomotivdeki %15 Beyaz eşyada ise %15’e erişmişken insanların elindeki para hergün devalüe olurken yarın kim ne satın alabilecek?

Ohal kalkmışken, ardı ardına sonbaharda yaprak dökümü gibi, şirket iflasları başladığında buna bağlı olarak işsizlik arttığında ne yapabileceğiz. Kısacası ekonominin önce resesyona (durgunluk), ardından stagflasyona (durgunluk ve işsizliğin birlikte yükselmesi) girmesini nasıl önleyeceğiz. Maaşlar bankamatikten çekilirken dikkatinizi çekmiştir, paralar gıcır gıcır bu da şu demek oluyor banknot matbaası fazla mesai yapıyor ve sürekli para basıyor (Karşılığı olmayan para). Bunun topluma dönüşü Enflasyonun zıplaması olacak. (Üç aylık enflasyon sapması %60) Bulgar levasının bile 2,80 liraya ulaşması size birşeyler ifade ediyor mu?
Ülkeye ve ülke ekonomisine kırılan güven, satılan kapatılan fabrikalar işletmeler yeniden nasıl tesis edilecek. Ya da hangi bilgili yetkin kadrolar bizi nasıl ayağa kaldıracak. Nasıl bir kalkınma planı uygulanacak.

Evet sevgili vatandaş Cumhuriyet çok zorlu bir varolma mücadelesinin ardından 4 yıllık bir savaşın sonunda onbinlerce şehit verilerek kurtuluş ve kuruluşla taçlanarak kuruldu.
Kurulduktan sonra ise cemiyet hayatında bir sürü yenilik,düzenleme ve devrimler yapıldı. Bu da yaklaşık bir, on yıllar sürdü. Peki ya temeli 15 saate dayanan yeni yönetim şeklimiz? Demokrasinin oyunu sonucunda yönetim şeklimizin değişmesi. Acaba bünye bu değişikliği özümseyecek ve yerleştirebilecek mi?
Yoksa bünye bu durumu toksik olarak algılayıp red mi edecek. Bizim 5’ci dünya ülkelerinden ne farkımız olacak?
Bunu süreç gösterecek.

Son söz; Kişisel çıkarlar toplumsal çıkarların önüne geçtiğinde yok olmaya bir adım mesafedesiniz demektir.
Zafer ATUN
26/07/2018
Kullanıcı küçük betizi
zafer atun
Üye
Üye
 
İletiler: 147
Kayıt: Pzr Ara 09, 2012 15:26

Şu dizine dön: Sizin Makaleleriniz

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x