Tanrı'nın Kırbacı

Forumda gereksiz, yanlışlıkla açılmış veya kilitlenmiş başlıklar buraya taşınır.

Tanrı'nın Kırbacı

İletigönderen omer_yildiz » Cum Ara 23, 2011 18:43

“Tarih yapmaktan, tarih yazmaya fırsat bulamamış” ecdadımız… İşte bu yüzden eski Çin kaynaklarından, Batılıların eserlerinden faydalanarak geçmişimiz hakkında bilgi sahibi olabiliyoruz. Ama ortada öylesine bir durum var ki insan mantığı almıyor bir türlü… “Mızrak çuvala sığmaz” derler ya; ilk dönemlerimizi yazan yabancılar bile gerçekleri görmüş, düşmanları olan Türkleri öve öve bitirememiştir. Ama gel gelelim kendi yazdığımız yakın tarihte ise bir aşağılık kompleksi hâkim. Toplum aynı toplum, kültür aynı kültür, kudret aynı kudret olmasına, yalnızca zaman ve mekânların farklı olmasına rağmen…

Tarihimizde olmadığı kadar “özgüven” eksikliği yaşıyoruz toplum olarak. Tarih sahnesinin en etkili oyuncusu iken, sıradan bir figüran konumuna getirildik. Bizden aman dileyen, korkularını dizginleyemeyen toplumların elinde kukla haline dönüştük.

Öylesine korku salmıştı ki ecdat dünyaya: “Biz ne günah işledikte, Tanrı bize ceza olarak Atilla’yı gönderdi?” deyip “Tanrı’nın Kırbacı” demişler Atilla’ya; öyle büyük ve güçlü bir devlet haline getirmişti ki Osmanlı’yı “Muhteşem” sıfatını vermişler Kanuniye; “Dünya'da 100 gram akıl varsa, bunun 90 gramı Abdülhamid Han'da, 5 gramı bende, kalan 5 gramı da diğer dünya liderlerindedir.”demişler Abdulhamid Han’a istinaden…

Bir gün Mete Han ve veziri düşmanın sayısını görmek için bir tepeye çıkarlar. Durum vahimdir. Karşılarında kum gibi Çin askeri vardır. Vezir, Mete Han'ı üzgün görür.

Vezir: "Bu kadar askerle nasıl başa çıkacağımızı mı düşünüyorsunuz ?" diye sorar.

Mete Han: "Hayır, bu kadar Çinliyi nereye gömeceğimi düşünüyorum."

İşte bu duruş ve bakış açısıyla; Kocatepe’den, aşağıda ki kum yığını gibi duran itilaf askerlerine bakan Atatürk’ün duruş ve bakış açısının farklı olduğunu söyleyebilir miyiz? Hem de aralarında iki bin yıl olmasına rağmen…

Geçmişimizde ki bu ve buna benzer liderliğin doruğunda ki şahsiyetlere kısaca değinmek bile on binlerce sayfa tutacaktır. Sürekli geçmişe saplanıp kalmak değil bahsettiğim husus… Evet, övünüyoruz, anlata anlata bitiremiyoruz ama yaptıklarımız yalnızca bununla sınırlı. “Tarih kutup yıldızı gibidir, ona dokunamazsınız, ona ulaşamazsınız ama ona bakarak yol alabilirsiniz.” Bizler de bu cümleden hareketle, övünmeyi, gurur duymayı bir kenara bırak(maya)rak, geçmişimizden gelen bu güç ve kuvvetle dünyaya yeniden yön vermeliyiz…

Sanırım hem fikir olduğumuz konu ise bunu artık başaracak olanların bizler olmadığıdır. Bizlerin yönlendireceği, tarihinden güç alan, batı kuklası olmayı reddetmiş, yeni nesil gerçekleştirecek bu büyük sıçramayı. Aydın geçinenlerin her söylediğini doğru kabul etmeyen, söylenenleri, duyduklarını, akıl süzgecinden geçirip, okuduklarıyla harmanlayarak kendi fikirlerini oluşturan gençler başaracak bunu…

Her yazı da umutsuzluğumu, gidişatın kötülüğünü dile getirsem de ne yapalım “ya umutlarda olmasaydı?”





Ömer YILDIZ ( Yazıları Facebook’tan takip etmek için : http://www.facebook.com/mryldz46 )
Mail adresi: mr_yldz@hotmail.com
Kullanıcı küçük betizi
omer_yildiz
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 91
Kayıt: Cum Tem 22, 2011 22:33

Şu dizine dön: Güncel Meydan Çöp Tenekesi

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x