YETTİ Mİ? :evil:
Dr.Noyan UMRUK
AYDINLIK G.-31.03.2011

Lale Mansur:“İnanılır gibi değil!Anlamakta güçlük çekiyorum!”,Adalet Ağaoğlu: “Şaşkınlıktan şaşkınlığa düştüm... henüz basılmamış kitap, rezalet.”,Hale Soygazi: “Yeni bir kitap yakma biçimi, kabul edilemez ve endişe verici..”,Hasan Cemal: “Böyle bir saçmalığın, uygulamanın hukuk devletinde yeri yoktur; Kafayı mı yediniz?”, Cengiz Çandar : “ Kantarın topuzunu kaçırmak buna derler.”, Fehmi Koru:“Vahim bir yanlışlık.”, Ufuk Uras: “AKP, Hoyrat Şımarıklık İçinde..Bu yapılan vandalizmdir... AKP’nin kökeni demokratik değil"(Günaydııııın.y.n.)

Şimdiye değin, iktidarın her yaptığında, her söylediğinde bir keramet, bir “hikmet-i hüda” buldunuz. Muhalif aydınları, bilim adamlarını, Cumhuriyet Mitinglerine katılanları, emekçileri “darbeci, statükocu” yaftası ile horladınız da horladınız...

Biliyor musunuz? Türkiye, bu sene, yeniden Uluslararası Çalışma Örgütünün (I.L.O.) “kara liste”sine alındı.Neden mi? Yüzleri aşkın çalışma yaşamına ilişkin I.L.O.sözleşmesine imza koymuş, ama bunların öngördüğü “çalışanların sendikal örgütlenme, toplu sözleşme haklarının eksiksiz uygulanması ile çalışma yaşamının düzenlenmesi ile ilgili temel kriterleri hayata geçirmemiş, memurların toplu sözleşme sürecinde ilerleme sağlanmamış”, üstelik “özel istihdam büroları”, taşeronlaştırma” gibi sendikal örgütlenmenin köküne kibrit suyu eken olumsuz gelişmeler gündemde...I.L.O.’nun resmi söylemi böyle…

Zaten, işsizlikte dünya üçüncüsüyken, her 4 gençten biri işsizken, 1Mayıs’larda, emekçilere sıkılan gazların, nasıl dövüldüklerinin, Tekel İşçilerine, Torba Yasaya karşı çıkan çalışanlara “reva görülen muamelenin”, maden ocaklarında diri diri gömülenlerle, tersanelerde kuşlar gibi ölenlerle iş kazalarında dünya klasmanında birinci olduğumuzun da farkında değilsiniz. Kölelikle benzeşen bir çalışma yaşamının iyice yaygınlaştığını herkesin görmediğini mi sanıyorsunuz?

Pekiyi, yeni yükselen Türk büyüklerinin boy göstermeye bayıldıkları Davos Forumu klasmanında, “yargı bağımsızlığı” açısından, 60 ülke içerisinde 34ncü sırada olduğumuzu da mı bilmiyorsunuz? “Evet, ama yetmez”inizle sağladığınız Y.H.S.K., Yüksek Yargının yeniden yapılandırılması ile Türkiye’de yargı bağımsızlığına tamamen son verildiğinin hala farkında değil misiniz? Yargı kararı olmaksızın binlerce yurttaşın, giderek onlarca yargıcın dinlemeye tabi tutulmasının, bu arada özel yaşamların haraç-mezat ortalığa dökülmesinin, “şeffaflık” olarak nitelenmesini ya da “siz de konuşmayın be kardeşim”diye geçiştirilmesini, birilerinin kahkahalarla izlemediğini mi sanıyorsunuz?

Bunca iç ve dış sorun arasında, O.doğu ve K.Afrika yanarken, seçim sonrası Anayasa değişikliği provalarına TÜSİAD’la başlanılmasını, başkanlık sistemi, valilerin seçimle göreve gelmesi, üniter devletin köküne kibrit suyu ekilmesi doğrultusundaki gelişmelerle Türkiyenin bölgesindeki gelişmelere benzer ciddi bir gerilim ortamına sürüklendiğini, birileri bıyık altından gülerek izlemiyorlar mı sanıyorsunuz?

Pekiyi, Davos Forumu’nun, “basın özgürlüğü” açısından Türkiye’yi 134 ülke içinde 106’ncı sıraya koyması da mı sizlerin mesleki onuruna hiç dokunmuyor?

“Bu gazeteleri okumayın”denilebiliyor, “okunmayacak” gazeteler, “izlenmeyecek” TV’ler biraz seslerini yükseltirlerse, mali denetim, vergi, reklam alanlarında kamu gücü kullanılarak hizaya çekilmeye çalışılıyor, bu durumda mı sizleri rahatsız etmiyor?

Şimdilerde, hakkında yakalama emri!çıkarılan bir basılmamış kitap, yazarı ve ona selam verenler tutuklanınca şaşırıp, A.B.D. ve A.B. patentli akıl hocalarınızın da uyarıları ile biraz ayılır gibi oldunuz.

Bütün bunlara rağmen, tarihsel olayların değerlendirilmesinde zaman ve mekan boyutlarını, nesnel uslamlamayı bir yana bırakıp, durmadan “Vesayet de vesayet”, "Darbe de darbe" diye tutturarak, askerin üzerine büyük bir hırsla giderek “polisin rejimin teminatı olduğu” cici demokrasinizin mücahidi sayıyorsunuz kendinizi, ha. İlahi, şaşkın tatlı su liberalleri…Tanrı, taksiratınızı affetsin…