Taraf Olan 31 Kişi

Taraf Olan 31 Kişi

İletigönderen omer_yildiz » Pzt Ağu 15, 2011 20:07

Resim
Bertaraf olanlara bu yazımız…

Ağızlardan “Allah” lafzının eksik edilmediği ortamlarda gerçekleşen, iş menfaate gelince adına “hizmet” yaftası iliştirileren bir gelişme haftalar önce dikkatimi çekmişti. Gazetede ufacık yer bulabilen ( tabii ki yandaş medya da değil güldürmeyin ) bu haberi kesip dosyama koymuştum.

Neydi haber hatırlayalım isterseniz: Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nin Tıp Fakültesi’ne 32 kişilik akademisyen personel alınacağı ilanı çıktı. Profesör Gülümser Heper, “bu ilanda bir kayırmacılık, kollamacılık, torpil kokusu var, alınacak kişiler belli. Çünkü aranan koşullar o isimlere göre düzenledi” diye özetlenebilecek bir ihbarda bulundu. Ankara Tabip Odası da Ankara’da bir notere başvurdu ve ;” İşte 32 isimlik liste. Bunların tayini yapılacak. Şike alım yapılacak.” diyerek noterden tescil istedi. Atanan isimler belli oldu. 31 isim (sadece 1 fire) notere verilen liste ile aynı kişiler olduğu belgelendi. Ankara Tabip Odası, Ankara 5. İdare Mahkemesi’ne “bu torpilli atamalar iptal edilsin” diye başvurdu. Mahkeme heyeti, “Noterden tescilli kayırmacılığı” iptal kararı aldı. Sonra üst mahkemeye gidildi. Üst mahkeme ise noterden tescilli torpilli atamayı hukuka, adalete, eşitliğe uygun buldu!

Neresinden tutarsanız tutun elinizde kalacak bir gelişme… Noterden tescillenmesine rağmen yine de hukuka uygun bulunmasına mı kızarsınız, sanki büroya sekreter alır gibi “tıp” alanına eleman alınmasına mı, bu gelişmelere rağmen hiçbir şey olmamış gibi kısa bir sürede resmi gazete de yayınlanmasına mı, bunu yapan o badem bıyıklı insanların sizden benden daha Müslüman gözükmesine mi?

Başbakan Recep Tayip Erdoğan Ankara için açıkladığı ‘çılgın’ projeler kapsamında bu üniversite’ye de yer vermiş ve uluslararası bir bilim merkezi olacağını müjdelemişti hatırlarsanız. Şimdi bu müjdenin içeriği yavaş yavaş netleşiyor sanırım.

Bu atama sonucuna göre; Ankara İl Sağlık Müdürü, bu biçimde yardımcı doçentlik kadrosuna, bazı eğitim ve araştırma hastanelerinin başhekimleri ve klinik şefleri de profesörlük kadrolarına atandı. Değişik birimlere atanalar arasında akrabalık ilişkileri olanlar vardı.

İşin içler acısı yanı bununla da bitmiyor… Rektörlüğe “getirilen” Prof. Dr. Metin Doğan Ekim ayında Sakarya Üniversitesi’nden profesör yapılmış, görevlendirmeyle başhekimlik ve klinik şefliği yaptığı Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde çalışmaya devam etmişti. Bundan sonra Metin Doğan’ın 9 Aralık 2010’da yeni kurulan Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’ne rektör yapıldığını görüyoruz. Burada dikkat çekici olan Metin Doğan’ın herhangi bir üniversitede hiç öğretim üyeliği yapmamış ve bir saat dahi bir fakültede ders vermemiş olmasıdır! Belli ki ‘Uluslararası Bilim Merkezi’ olacak bir üniversiteye kurucu rektör olmak için bir saatlik bile akademisyenlik deneyimi gerekmemektedir, zira Yükseköğretim Kurulu bu hekimimizi binlerce profesörün yaşadığı Ankara’da bu pozisyona en layık kişi olarak görmüş, birinci sıradan rektör adayı olarak Cumhurbaşkanı’na göndermiş ve Cumhurbaşkanı da onaylamıştı noter misali…. Gerçekten çılgın bir proje…

Peki, sonra ne oldu dersiniz? Üniversite rektörlüğü sunduğu savunmada bırakın hatasını kabul etmeyi birde üstüne “pişkinlik” yaparak: “Tabip odası tarafından böyle bir davanın açılamayacağı, odanın böylesi bir davada taraf ehliyetine sahip bulunmadığını” belirterek bir de atamaya karşı çıkan tabip odasını suçlu gösterdi.

Bu olaylar, üst mahkemenin “noter tasdikli” bu atamaları “hukuka”, “vicdana” ve “kurallara” uygun bulmasına rağmen yavaş yavaş gündeme gelmeye başlayınca, Ankara 5. İdare Mahkemesi mecburen tekrar bir iptal kararı almak zorunda kaldı ve yürütmeyi durdurdu.

Diyelim ki bu olaylar dillendirilmeseydi ( ki eminim bu yazıyı okuyanların da çoğu bu haberi ilk kez duymuştur), tabipler odası işin takipçisi olmasaydı, içinde Allah korkusu olan bazı şahıslar bu haksızlığa dur demeseydi ne olacaktı?

Taraf olmayanların bertaraf olduğu gibi kadro bekleyen onca insan umutlarını başka atamalara bırakacaktı. Taraf olup, içinde zerre Allah korkusu olmayan o 31 kişi ise göreve başlayıp “daha fazla yandaşımı nasıl yanıma çekebilirim” hesaplarına ilk günden başlayacaktı. Sonra da kalkıp eğitimde nitelik kaybından bahseden nutuklar çekecektik.

Hangi kitapta yazar, hangi dinde mevcut, hangi ahlak anlayışı buna müsaade eder? Emek veren o insanların ahı bu dünya da tutacak gibi görünmüyor ne yazık ki; gün adam kayırma, rüşvet, iltimas ve korku imparatorluğu kurma günü… Şu an haksızlığa uğrayanlar aciz gibi görünse de unutmayın: Allah’ın ‘El – Kahhar’ sıfatı da var ve "Kudretinin karşısında bir gün siz de aciz kalacak ve kahrolacaksınız…”

Ömer YILDIZ ( Yazıları Facebook’tan takip etmek için : http://www.facebook.com/mryldz46 )
Mail adresi: mr_yldz@hotmail.com
Kullanıcı küçük betizi
omer_yildiz
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 91
Kayıt: Cum Tem 22, 2011 22:33

Şu dizine dön: Ömer YILDIZ

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x