TARiHİMİZLE YÜZLEŞİYORUZ -5: Sultan Abdülaziz ve Abdullah Gül / Yılmaz DİKBAŞ

TARiHİMİZLE YÜZLEŞİYORUZ -5: Sultan Abdülaziz ve Abdullah Gül / Yılmaz DİKBAŞ

İletigönderen Oğuz Kağan » Cum Ara 02, 2011 16:23

TARiHİMİZLE YÜZLEŞİYORUZ - 5

Sultan Abdülaziz ve Abdullah Gül


Otuz ikinci Osmanlı Padişahı Abdülaziz (1830–1876), 31 yaşında çıktığı tahtta 15 yıl oturmuştur.

Abdülaziz döneminde Ortadoğu ve Akdeniz’e İngilizler ve Fransızlar egemendi. Onlar bu bölgelere Rusya’nın yayılmasını istemiyorlardı. İşte bu amaçla Osmanlıyı destekliyorlar, Osmanlıyı Rusya’ya karşı oynatıyorlardı.

Bu dengeyi bilen Padişah Abdülaziz, İngilizlerin ve Fransızların her istediklerini karşılayarak Osmanlı devletini ayakta tutmaya çalışıyordu.

Padişah Abdülaziz’in devlet politikası, yabancılardan borç almak ve bunun karşılığında yabancılara toprak satışında bulunmaktı.

10 Haziran 1867 tarihinde Abdülaziz, “7 Safer Kanunu” adlı yasayla yabancı uyruklulara Osmanlı ülkesinde toprak satın alma hakkını tanıdı.

Bu yasa çıkar çıkmaz yabancılara toprak satışında bir patlama görüldü.

Sadece bazı İngilizlerin bu yasadan yararlanarak İzmir bölgesinde almış oldukları topraklara bir göz atalım: 1 

İngiliz Uyruklu KişiYöreAlınan Toprak (Dönüm)
A. D. ClarkeKuşadası72.000
G. MeredithAydın12.000
J.H. HutchinsonTire1.556
W.G.MaltassTire122.592
F.WhithallTire18.868
G.MinardoTire8.800
R.WilkinTire130.228
A.S.PerkinsBornova16.360
D.BaltazziBornova247.000
M.WolffBornova16.000
A.EdwardBuca80.000
H.AbbottBuca75.472
Bir İngiliz Konyak ÜreticisiBuca25.200
E.BurserAziziye2.000
Bir İngiliz Pamuk ŞirketiNazilli36.800
J.B.PatersonNazilli47.800
A.CastorNazilli6.000
J.ReesNazilli30.000
J.AldrichAydın6.000
C.GregoriadesAyaslug5.160
E.Leeİzmir3.040
S.J.Hadkinsonİzmir2.040
BaltazziBergama82.000
J.J.JerryBergamaİki Çiftlik
J.T.SmithBergamaİki Çiftlik
R.WilkinBergamaÜç çiftlik, iki bağ
F.G.WedovaBergamaİki çiftlik
C.F.TebbitBergamaİki çiftlik
J.H.HurchinsonTorbalıBir çiftlik

İngilizlerin sadece Batı Anadolu’da satın aldığı topraklar bile 3 milyon dönüme ulaşıyordu.

Bu sayılara İngilizlerin dışında diğer yabancılar katılınca, yabancıların satın aldığı topraklar 5–6 milyon dönüme ulaşıyordu.

İşte bu nedenle Türkler, İzmir’e “Gâvur İzmir” demeye başlamışlardı.

Bu söylem bazılarınca yanlış anlaşılmıştır, “Gâvur” olarak nitelendirilenler İzmirliler değildir!

Anlatılmak istenilen şudur: “İzmir, Gâvurların eline geçti”

Eğer çok yakında birileri “Gâvur Türkiye” derse, bu, “Türkiye, Gâvurların eline geçti!” diye anlaşılmalıdır.

Abdülaziz, daha önce yabancılara tanınmış olan ticari ayrıcalıklara (yani kapitülasyonlara) ek olarak toprak satın alma hakkını tanıyan yasayı çıkarttıktan on gün sonra, 21 Haziran 1867 tarihinde Avrupa gezisine çıktı. Paris’te açılan büyük bir sanat sergisine III. Napolyon’un daveti üzerine katıldıktan sonra 11 Temmuz 1867 günü İngiltere’ye gitti.

Abdülaziz, İngiltere’de büyük törenlerle karşılandı. İngiltere Kraliçesi Victoria ile birlikte donanmayı teftiş etti.

Kraliçe Victoria, Sultan Abdülaziz’e Kraliyetin ünlü “Order of the Garter” nişanını taktı. Ortasında kırmızı bir Haç bulunan çember biçimindeki nişanın çevresinde eski Fransızcayla şu sözcükler yer almaktadır: “Honi soit qui mal y pense”. Türkçesi, “Kötülük düşünen kötülük bulsun”.

Londra belediyesi, Abdülaziz’in ziyareti anısına hatıra madalyonu bastırdı.

Peki, dönemin çok güçlü İngiltere Krallığı neden Sultan Aziz’e bu kadar değer veriyordu?

Şu ilkeyi hiç unutmayalım: İngiltere’nin dostları ya da düşmanları yoktur, çıkarları vardır!

Sultan Abdülaziz, İngilizlere Osmanlı topraklarında ticari ayrıcalıklar tanıdıktan sonra toprak satın alma hakkını da vermişti. Osmanlı devleti, Ortadoğu ve Akdeniz’de egemenliğini sürdürmek isteyen İngiltere’nin istekleri doğrultusunda hareket etmeyi kabul etmiş, bu bölgeye girme isteği olan Rusya’ya karşı da cephe almıştı.

Tüm bunları yaparak İngiltere’nin çıkarlarına hizmet eden Sultan Abdülaziz’e İngiltere Kraliçesi’nin değer vermesi çok doğaldı.

Kendilerine hizmet eden yabancılara ödüller veren, nişanlar takan İngilizlerin, Osmanlı Sultanı Abdülaziz’e Haç Nişanı takmasının abartılacak bir yanı yoktu.

Şimdi Sultan Abdülaziz’i 1867 yılında bırakalım, 141 yıl sonrasına gelelim.

15 Mayıs 2008 tarihinde İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth ve eşi Edinburgh Dükü Prens Philip, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün resmi davetlisi olarak Ankara’ya geldi.

21 pare top atışıyla karşılanan Kraliçe Elizabeth, Çankaya köşkünde Abdullah Gül’ün sol yakasına, İngiltere Kraliyetinin en önemli nişanlarından biri olan “Knight Grand Cross of the Order of the Barth”, yani “Şövalyelik Büyük Haç”ını taktı.

Tarih: 9 Kasım 2010
İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth, Londra’da, Chatham House’un “2010 Devlet Adamı” ödülünü Abdullah Gül’e verdi.

Sultan Abdülaziz’in İngiltere’yi ziyaretinden 144 yıl sonra, 22 Kasım 2011 tarihinde Abdullah Gül ve eşi, İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth tarafından Londra’da muhteşem bir törenle karşıladı.

Resmi davet, Londra Royal Albert Hall’da verilen bir konserle başladı. Abdullah Gül ve eşi konseri, Kraliçenin Locasında izledi.

Daha sonra verilen şatafatlı kokteyle Abdullah Gül, sol yakasında “Şövalyelik Büyük Haç” nişanını gururla taşıyarak katıldı.

Akşam yemeği, Buckingham Sarayı’nda verildi. İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth ve eşiyle yenilen akşam yemeği, 144 yıl önce Sultan Abdülaziz’e yemek verilen Müzik salonunda gerçekleşti.

144 yıl önce İngilizlerin Sultan Abdülaziz’e neden değer verdiğini yukarıda kısaca özetlemiştik.

Peki, İngilizler şimdi Abdullah Gül’e neden büyük ilgi göstermektedirler?

Nedenini kısa başlıklar altında sıralayalım:

  • Abdullah Gül’ün içinden çıktığı AKP, “Özelleştirme” adı altında tüm fabrikalarımızı, işletmelerimizi aralarında İngilizlerin de olduğu yabancılara sattı
  • Abdullah Gül’ün içinden çıktığı AKP, “Özelleştirme” adı altında tüm yer altı ve yer üstü madenlerimizi aralarında İngilizlerin de olduğu yabancılara sattı.
  • Abdullah Gül’ün içinden çıktığı AKP, “Özelleştirme” adı altında limanlarımızı aralarında İngilizlerin de olduğu yabancılara sattı.
  • Abdullah Gül’ün içinden çıktığı AKP, yabancılara toprak satışını serbest bıraktı. İngilizler yalnız İzmir’de değil, Türkiye’nin her yöresinde konut ve toprak aldı, satışlar sürmektedir. Başta İngilizler olmak üzere tüm yabancıların Türkiye’nin neresinde ne büyüklükte toprak aldığının çetelesini değerli araştırmacı Orhan Özkaya tutmaktadır.
  • Abdullah Gül’ün içinden çıktığı AKP, Hidroelektrik Santraller (HES) kurup elektrik enerjisi üretecekleri bahanesiyle, Türkiye’nin tüm ırmaklarını, derelerini, aralarında İngilizlerin de bulunduğu yabancılara satmaya başladı.
  • Abdullah Gül, içinde İngiltere’nin de bulunduğu Avrupa Birliği’nin ateşli savunuculuğunu yaparak, Ulusal Devletin yıkılmasından yana oldu.
  • Abdullah Gül’ün içinden çıktığı AKP, Ortadoğu’da Amerika-İngiltere ortaklığının tetikçiliğini kabul etti. Ortadoğu’nun başta petrol olmak üzere tüm enerji kaynaklarını ele geçirmek isteyen Amerika-İngiltere artık Türkiye’yi istedikleri gibi kullanabilmektedirler. Abdullah Gül, son günlerde, Suriye’ye karşı savaş kışkırtıcılığı yapmakta, Suriye ile ilişkilerin çıkmaz sokağa girdiğini söyleyerek Amerikalıların ve İngilizlerin isteklerini fazlasıyla yerine getirmektedir.
  • Abdullah Gül’ün içinden çıktığı AKP, Amerika-İngiltere ortaklığının buyrukları doğrultusunda İran’ karşı tavır almakta, Türk halkı arasında İran düşmanlığı yaratmaya çalışmaktadır.
Sömürgeci yayılmacılara böylesine hizmet eden Abdullah Gül’e, İngiltere’nin Kraliyet unvanları vermesinin, ödüllendirmesinin yadırganacak bir yanı var mı?

Bundan 144 yıl önce, nasıl Kraliçe Victoria İngiltere’nin çıkarlarına hizmet etmiş olan Sultan Abdülaziz’i şatafatlı törenlerle karşılayıp Kraliyet unvanı vermişse; günümüzde de Kraliçesi II.Elizabeth, İngiltere’nin çıkarlarına hizmet eden Abdullah Gül’ü muhteşem törenlerle karşılayıp Kraliyet nişanları vermektedir.

Tarihimizle Yüzleşme dönemi başlamıştır.

Yeni Osmanlı heveslileri, Osmanlı Tarihi ile yüzleşmeli, başta İngiltere olmak üzere, dönemlerinin güçlü Avrupa devletlerine uşaklık yapmış olan Sultanları, Sadrazamları tek tek okuyup öğrenmelidir.

Günümüzde yazılanlara, çizilenlere ve konuşulanlara dikkat edecek olursanız; Yeni Osmanlı heveslilerinin aslında, Avrupa Birliği Devleti’nin vesayeti, yani Mandası altına girmek isteyen, türlü çıkarlarla “iğfal edilmiş” uşak ruhlu kişiler olduğunu göreceksiniz…


 1.  Orhan Kurmuş’un belgelerine dayanarak, Cengiz Özakıncı “Türkiye’nin Siyasi İntiharı: Yeni Osmanlı Tuzağı”, Otopsi Yayınları, Mart 2007, 10. Basım, sayfa: 76–77

Yılmaz Dikbaş
30 Kasım 2011
dikbas@kalinka.com.tr
http://www.kalinka.com.tr
http://www.dikbas.tv
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Şu dizine dön: Yılmaz DİKBAŞ

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x