shadow39 yazdı:basa geldiginde cok sevinmistim.Gercektende cok hizli baslamisti.Ama teroristi meclisi soktu ya hersei bir anda sildi.
Yaziklar olsun diyorum
Sema yazdı:Türk-Kan, yazı için sağol, herşey okadar açıkki bu seçimlerde inşallah millet iradesini gösterir
önder kadan yazdı:Lütfen Hepsini Okuyun!
-----------------------------------
BELEDİYE BAŞKANLIĞI DÖNEMİNDE
Elhamdülillah şeriatçıyız (21.11.1994 Milliyet)
Yılbaşına karşıyım (19.12.1994 Sabah)
Ben tekkeye değil dergaha gittim (22.1.1997 Gözcü)
Ataya saygı duruşunda sap gibi ayakta durmaya gerek yok (12.5.1994 Hürriyet)
Her 10 Kasımda yaygara kopartılıyor (14.11.1994 Hürriyet)
İçki yasaklansın (1.5.1996 Hürriyet)
İstanbulu Medine yapacağız (Akis)
Bütün okullar İmam Hatip yapılacak (17.9.1994 Cumhuriyet)
Sarık operasyonu çok komik (15.5.1995 Sabah)
Yeşil (kaldırım rengi) medeniyettir (25.6.1994)
Sadece imamlar resmi nikah kıysın (9.5.1995 Milliyet)
Ben Millet Meclisinin de dua ile açılmasından yanayım (8.1.1996 Milliyet) (Belediye Başkanlığı döneminde Belediye meclisinin her açılışı İstiklal Marşı yerine Kuran okunarak yapılmıştır. Yine böyle bir dualı açılıştan sonra bunu söylüyor.)
Ben İstanbulun imamıyım (8.1.1995 Hürriyet)
Mayo reklamı şehvet sömürüsüdür (6.3.1996 Hürriyet)
Milli Piyango zulümdür (29.9.1994 Hürriyet)
Taksimdeki caminin temelini inşallah atacağız (1.7.1994)
Cumhurbaşkanının imam hatipli olacağı günler yakındır (5.2.1996 Akit)
Türkiye kendine din olarak Kemalizmi almış ve başka hiçbir dine hayat hakkı tanımayarak kitlelere zorla dikte ettirmiştir...
Türkiyenin yarınında artık Kemalizme ve Kemalizm benzeri rejimlere, sistemlere yer yoktur. Kemalizmin yeniden kendini üretmesi söz konusu değildir. Bizim için en üst belirleyici, İslamın etkileridir. Her şey ona göre belirlenir.
Camiler kışla, minareler süngü, kubbeler miğfer, müminler askerimizdir.
Demokrasi bizim için bir amaç değil, araçtır. Amacımıza ulaşana kadar demokrasiye bağlıyız.
Demokrasi bizim için bir tramvaydır. İstediğimiz durağa gelince ineriz.
Dinci bir miting sırasında halka sesleniyor: Yolumuzun ortasında inek oturmuş, yolumuzu kapatıyor, menzile ulaşmamızı engelliyor. İneği yolumuzdan önce lafla, usul usul, sonra evvelallah sizlerin yardımıyla, artık nasıl olursa, nasıl denk gelirse kaldıracağız. (İnek olarak Laik Cumhuriyeti ve Atatürk devrimlerini kastediyor.)
O dönem yanında olduğu Erbakan hocasının kanlı mı olacak, kansız mı söylemini bir başka şekilde
seslendiriyor. Türkiyeyi eyaletlere bölmek lazım. Merkezi yönetimin bir takım yetkileri bunlara verilmelidir.
Belediye Başkanları da bu konuda en yetkili olmalıdırlar. O bölgelerdeki her türlü eğitimde bunlara bırakılmalıdır. (PKK gibi bölücülerle aynı söylem)
Hem laik, hem müslüman olunmaz. Ya müslüman olacaksın, ya laik. İkisi birarada olunca ters mıknatıslanma yapar. Mümkün değil, ikisi bir arada olamaz.
Referansımız islamdır. Tek hedefimiz islam devletidir.
Sen Ne mutlu Türküm diyene dersen, onun da Ne mutlu Kürdüm deme hakkı vardır.
Oğlunun nikah davetiyesindeki tarih:
29 Zilkade 1421 (Nikah tarihi olarak Arap takvimindeki tarihi kullanıyor)
1.5 milyarlık islam alemi, müslüman milletimizin ayağa kalkmasını sabırsızlıkla bekliyor. Kalkacağız, bu ayaklanma başlayacak.
Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir lafı koskoca bir yalan, Egemenlik kayıtsız şartsız Allahındır.
BAŞBAKAN OLDUKTAN SONRA:
Türkiyeyi pazarlıyorum. Bizim için verilecek para önemlidir. Herşeyi pazarlar satarız, parayı veren düdüğü çalar.
Bir tutturmuşlar laiklik elden gidiyor diye, millet isterse tabii ki gidecek be.
Kadın nereye isterse oturur, Sana ne yaa! Ayıp yaa! (Karsta AKP toplantısında kadınlarla erkeklerin ayrı yerlerde oturtulmasını eleştiren gazeteciye)
Bana verilen maaş çok düşük, yetmiyor. Sen ne kadar maaş alıyorsun? (Almanya Başbakanına)
Türkiyede kürt sorunu vardır. Bunu Türkiyelilik kavramıyla çözmeliyiz. Türkiyeli kimliği her vatandaşın üst kimliği olmalı, Türk kavramı da alt kimlik olarak değerlendirilmelidir. İsteyen isterse yine ben Türküm derse desin. (Diyarbakırda halka yaptığı konuşmada alt üst kimlik tartışmasıyla Türk kimliğini de Ermeni, Rum, Kürt gibi alt kimlik olarak gösteriyor.) PKK ile aynı söyleme giriyor.
PKKnın cenaze töreninde bayrağını açması da, F-16ların alçaktan uçuş yapması da yanlış. İki tarafında yaptığı yanlış (PKK terör örgütü ile Türk Silahlı Kuvvetlerini aynı kefeye koyuyor, kendince her iki tarafa da eşit yaklaşıyor.)
Suriyeyi Lübnandan çıkardıkları gibi, bizi de Kıbrıstan çıkartırlar. Birileri bize çık der, kuzu kuzu çıkarız.
Ben müslümanım diyenin aynı zamanda laikim demesi mümkün değil
Fazla içmedin değil mi? Ağzın içki kokuyor. (Avusturyanın Ankara Büyükelçisine)
Dur dinle be!.. Dur dinle!.. 9 ay 10 gün be!.. (Seçim konuşmaları sırasında vatandaşa)
Yahu, bu millet yatıp kalkıp size mi çalışacak. (Erzurumda çiftçilere sesleniyor)
Sana mı kaldı türban konusunda karar vermek, bu ulemanın işidir. Ulema ne diyorsa o olur. (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine)
(Danıştayın türban kararı konusunda) Efendi sen kim oluyorsun, buna mecelle (şeriat hukuku) karar verir (Bir kaç hafta sonra işareti alan şeriatçı bir terörist Danıştayı bastı ve türban kararı veren Danıştay üyelerini silahla taradı, Danıştay üyesi bir hakimi öldürdü.)
Sallamaa.., elini kolunu sallamaa.., her yerin oynuyor be! (Muhalefet milletvekiline)
ABDde özgürlük anlayışı var ama benim ülkemde yok (Benim ülkem özgür değil diye, ABD gezisinde ülkesini Amerikalılara şikayet ediyor.)
Ulan terbiyesizlik yapma! Artistlik yapma ulan! Hadi ananı da al git burdan (Mersinde bir vatandaşa hitabediyor)
Cumhurbaşkanı tarafından onaylanmayan yüzlerce atamanın vekaletlerle yürütülmesi konusunda: Biz hukuka aykırı bir şey yapmıyoruz. Mecellede (şeriat hukuku) böyle bir kaide var.
Askerlik yan gelip yatma yeri değil ( Şehit yakınlarına)
Ne konuşacam ben o kadınla yahu! (Şehit annesine)
Söyleyin şu sahtekâra ne istiyormuş (Almanyada bir gurbetçi için söylüyor)
Bu lafı söylediği toplantıda salondaki vatandaşlara Türkiye Cumhuriyetinin Büyükelçisini yuhalatıyor.
Burası (kafasını göstererek) basmıyor. Hayatında iki koyun gütmediği için bunu kavrayamıyor. (YÖK Başkanı Prof.Dr. Erdoğan Teziçe)
Kendisine kefilim, babam gibi güvenirim, Ona kendime inandığım gibi inanıyorum. (Birleşmiş Milletler tarafından tüm dünyada terörist ilan edilen ve aranan El Kadı hakkında)
Onları hoplatacağım. (Terörist El Kadıyı eleştiren muhalefet üyeleri ve gazetecilere)
PKK ateşkes kararı verince: Biz de durduk yerde onlara operasyon yapmayız (PKKyı muhatap alıyor ve ateşkes kararlarına jest yaparak karşılık veriyor.)
Neyseki, yaşına başına saygı duyuyorum. Ağzı olan konuşuyor be! (Kıbrıs davasının 50 yıllık lideri Rauf Denktaşa)
Ulusalmış, milliyetçiymiş, Ne milliyetçisi yahu, Bunlardan olsa olsa saman milliyetçisi olur.
Sanki maçta gibi bağırıp çağırıyorlar, (Türkiye laiktir, laik kalacak) diye, bunlar hoş şeyler değil. (AKP Genel Kongresinde)
Ve diğerleri;
. Şerefsizler
. Bizim çocuklar açmı kalsın be!
. Kes ulan sesini
. Sana üç nokta koyarım
. Otur ulan oturduğun yerde, herşeye burnunu sokma
2002 seçimlerinden hemen önce ve Başbakan olunca:
Ben gelişerek değiştim.
Başbakanlığının 4. yılında:
Ben hiçbir zaman değişmedim. İslami fikirler değişmez.
Ve henüz 1980li yıllarda Recep Tayyip Erdoğanın Atatürk ve Cumhuriyet rejimine karşı etmiş olduğu yemin:
"Ben Muhammed Müslüman ümmetindenim. Türkiye dinsiz, laik bir memleket haline gelmiştir. Hayatımı Mustafa Kemal dinsizliği ile savaşa adayacağıma, Türkiyeyi bir din ve şeriat devleti haline getirmek için mücadele edeceğime, Kemal Paşa zamanında çıkarılan dinsiz kanunların tatbikini önleyeceğime, kısa zamanda ümmet esasına dayanan, şeriat devletinin kurulması için çalışacağıma, dinim, Allahım ve bütün mukaddesatım üzerine yemin ve kasem ederim." Recep Tayyip Erdoğan
Recep Tayyip Erdoğanın son 12 yılda hem Belediye Başkanlığı döneminde, hem de Başbakanlığı sırasında söylediği yukarıdaki laflarına bakınca;
1980li yıllarda yaptığı yeminine harfiyen sadık kaldığını ve yeminini gerçekleştirme yolunda tüm gücüyle çalıştığını görmemek için herhalde ya kör olmak, ya da Türkiye Cumhuriyeti düşmanı olmak gerekiyor.
Cumhurbaşkanının imam hatipli olacağı günler yakındır. (5.2.1996 Akit)
-----------------------------------
Türbanın günümüzdeki halinin ortaya çıkışı 1970 yıllarıdır.Lübnan da yaşayan Hüccetül Musa Sadr isimli İranlı din adamı güney Lübnanlı Şii kadınları Filistinli gerillaların tacizinden korumak için böyle bir örtünme modeli geliştirmiştir. Musa Sadr daha sonra verdiği bir demeçte türban modeli için ilham kaynağını kilise resimlerinden ve katolik rahibelerden aldığını söylemektedir.. ve türban modelinin dini gerekçelerle değil sadece tacizci filistinli gerillalardan korunmak için geliştirdiğini söylüyor..
ORTAYA ÇIKAN SONUCA BAKARMISINIZ
BİZİM ÜNİVERSİTELERİMİZDE KADINLARI SÜREKLİ
TACİZ EDEN GERİLLALARMI VAR ACABA ???
TÜRBAN HER NE KADAR KADINLARIN DİNİ İNANCIYLA İLGİLİ BİR SORUN OLARAK GÖRÜNSEDE BU İSLAMIN YOBAZ YORUMUNUN SONUCU ORTAYA KONULAN DÜŞKÜN ERKEK İMAJIDIR ...TÜRKLERE
HATTA MÜSLÜMANLARA ÖZGÜ OLMAYAN BU PAÇAVRA SORUNMUŞ GİBİ GÖSTERİLİYOR.. BU HİÇBİR ZAMAN GERÇEKTEN İNANÇ SAHİBİ İNSANLARIN SORUNU OLMAMIŞTIR ... BUNU SORUN HALİNE GETİRENLER
KENDİ İMAJLARINI YARATMAK İSTEYEN BUNUN İÇİN SAF BİLİNÇSİZ İNANANLARI KULLANAN BİR TAKIM SİYASİ ÇEVRELERDİR ... BUNA ALET OLANLARA İNANÇLARINI KULLANDIRANLARA YAZIKLAR OLSUN!!!!
-----------------------------------
İŞTE O BELEDİYE BAŞKANI !!!
GEÇMİŞTEN BİR CİNAYET VAKASI
(BAŞKA ALTERNATİFİ YOK DİYEN UNUTKANLARA!!!)
Ünlü zatın oğlu kırmızı ışıkta durmadan geçiyor,peşine takılan ekipten kurtulmak için hızlanırken
ilerde ünlü bir sanatçıya çarpıyor...
Ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılan sanatçı 6 gün sonra
ölüyor. Karakola götürülen delikanlıya polislerin ehliyet
sormaması sanatçının eşinin dikkatini çekiyor.
Polislere hatırlattığında:
Siz ukalalık etmeyin
biz ne yapacağımızı biliriz,
gibi bir cevap alıyor.
Kazadan sonra belediye arazözleri kazanın
olduğu mahale gelip caddeyi baştan aşağı
yıkıyor ve 35 metrelik fren izini tamamen siliyorlar.
Delikanlıya kazadan sonra,
üç ay önce verilmiş gibi ehliyet düzenleniyor.
Sanatçının kocası hakime
çocuğun ehliyeti olmadığını,
düzmece ehliyet verildiğini söylediğinde adam
ne siz koskoca belediye başkanını sahtecilikle mi suçluyorsunuz?,
diye azar işitiyor...
Olayı gören tanıkların hepsi tehdit edilip korkutuluyor.
Sanatçının kocası aile meclisini topluyor.
Bakıyorlar ki polis, adalet, belediye
hep birlikte olmuş üzerlerine geliyor.
Mecburen olayın peşini bırakıyorlar.
Sonuçta mahkeme trafik canavarı
genci 3 ay hapse mahkum ediyor...
O da 1998 in fiyatıyla
540 BİN Lira cezaya çevriliyor.
Sen sağ, ben selamet;
güzide sanatçı
Sevim Tanürek
gitti gider.
Bu olayı Sevim Tanüreki n esi,
Emin Çölaşana yukarıdaki
satırlarla anlatmış Sözü geçen katil delikanlı
İstanbul un o zamanki
belediye başkanı
Recep Tayyip Erdoğanın oğlu...
(Hani şu gemiciği olan)
ve son olarak: başbakan recep tayyip erdoğanın, ses
sanatçısı sevim tanüreke otomobiliyle çarparak ölümüne neden olan oğlu
ahmet burak erdoğan için tamamen kusursuz raporu vererek
beraatini sağlayan adli tıp trafik ihtisas dairesi başkanı
eyüp çakmak, türkiye denizcilik işletmeleri ne
genel müdür yardımcısı olarak atandı.( 21.10.2004 )
Böyle bir baba tabii ki en az 3 çocuk ister. Yavrularını her türlü kaza, bela ve hatadan koruyabiliyor.
Peki vatandaş çocuklarını onlardan ve onlar gibi .....lerden nasıl koruyacak ???http://www.facebook.com/group.php?gid=50759450095
Şu dizine dön: Devlet ve Siyaset
Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 2 konuk