THKO DAVASI SANIKLARI: MUSTAFA KEMAL VE MİLLİ MÜCADELE

THKO DAVASI SANIKLARI: MUSTAFA KEMAL VE MİLLİ MÜCADELE

İletigönderen Barış Ozan Özdemir » Çrş May 06, 2015 13:57

" Bağımsızlığımızı tekrar kazanma yolunda mücadeleye girmiş olan bizlerin elli sene önce Mustafa Kemal’ in hakkında gıyabi idam kararı verilmesi gibi idamımız isteniyor. Gene belirtmekte fayda vardır ki biz de O’ na ve halkımıza ihanet edip bağımsızlığımızı tekrar kazanma yolundaki mücadelemizden dönmeyiz.”

-Deniz Gezmiş, 6 Temmuz-9 Ekim 1971(1.THKO Davası)

"Bu memlekette Mustafa Kemal’e gerçekten sahip çıkanlar varsa
Resim

onlar da bizleriz. Onun istiklali tam prensibini ve ideali tam yanlış
zabta geçti onun istiklali tam Türkiye idealini yalnızca biz devam
ettiriyoruz"

-Deniz Gezmiş, 6 Temmuz-9 Ekim 1971(1.THKO Davası)

"Biz 50 sene evvel kurtuluş savaşı vermiş bir ülkenin çocukları olarak Kurtuluş Savaşı’nın gerçek tahlilini
yapmaya her zaman için muktediriz. Biz yine çok iyi biliriz ki
Türkiye Kurtuluş Savaşı’nı yapmak için Samsun’a çıkanlara
İstanbul Örfi idaresince ve Mahkemelerince idam cezası verilmiştir. Ve yine bilmekteyiz ki Osmanlı İmparatorluğu yüzlerce generalindenancak birkaç tanesi kurtuluş savaşına iştirak etmiştir. Ve yine bilmekteyiz ki kurtuluş savaşı yapıldığı sırada İstanbul’da bulunanlar bunları yapanlara eşkıya demiştir. Türkiye’nin kurtuluş
ve bağımsızlık savaşından ne şekilde bağımlı hale geldiğini de belirtmek gerekmektedir. 1922-1923 sıralarında Lozan müzakerelerisırasında İngilizlere Türk Delegasyon Başkanı İsmet İnönü’ye bu hususu peşin olarak hatırlatmışlardır. Kurtuluş savaşı aydınların yönetiminde yapılmış savaştır. Fakat bu yönetime feodal mütegallibe ve eşraf iştirak etmiştir."
-Deniz Gezmiş, 6 Temmuz-9 Ekim 1971(1.THKO Davası)
**
"Türkiye’deki şimdiki bu zinde ilerici güçlerin kökü dışarıda komünistler, Marx, Lenin,Carlos Marighella devrimcileri olarak niyetleyenler, İstiklal Savaşısıralarında Mustafa Kemal’e Bolşevik deyip hakkında idam fermanları çıkaranlarla aynı duruma düştüklerini bilmeleri lazımdır.
İstiklal Savaşı sırasında İzmir valisinin oğlunu kaçırıp fidye alanlar,
bankalardaki paralara el koyup mücadeleye yatıranlar,
İstanbul’da İngiliz Bahriyelileri ve Osmanlı polislerini kurşunlayanlar en sonunda İstiklal Savaşı’nı verenler de mi Carlos
Marighella metodunu benimsiyorlardı. Şimdi uygulanan metodları
ta uzaklarda ve köklerini dışarıda aramaya lüzum yoktur.
Bağımsızlık tarihimizde bu metodlar çok uygulanmıştır. Burada
kahrolsun Amerikan emperyalizmi, yaşasın tam bağımsız ve gerçekten demokratik Türkiye dediğimizde silahlarla demokratik nizamın getirilemeyeceğini ve bizim proleter diktatoryası istediğimiz söyleniyor. İstiklal Savaşı’ndan sonra getirilen düzen demokratik değil midir. İstiklal Savaşı silahlarla süngülerle verilmemişmidir. 27 Mayıs silahla yapılmamış mıdır. Amma bunların hiçbirinin ardında proletarya dikta- toryası gelmemiştir. Şimdide bizim isteğimiz tam bağımsız ve gerçekten demokratik Türkiye’dir. "

-Mustafa Yalçıner, 6 Temmuz-9 Ekim 1971(1.THKO Davası)

Biz halkımızın çocukları ve Atatürk’ ün memlekete emanet ettiği gençleriz, nasıl ki O, Yunan orduları ta Polatlı’ ya gelmesine rağmen önlerinden kaçmadıysa ve yolundan dönmediyse biz de dönmeyiz, ve eğer dönersek işte o zaman vatana ihanet etmiş oluruz”

- Mustafa Yalçıner, 6 Temmuz- 9 Ekim 1971(1.THKO Davası)

**
"Milli Mücadele Ruhi Subay, Aydın, İşçi, Köylü, ittifakının omuz omuza vererek başardıkları bir mücadeledir. Bu dönemde yurdu
istila eden düşman saflarındakiler, Padişah ve onun dayanağı toprak ağaları tüccar ve eşraflardır. Önceleri Millî Mücadeleye karşı olan ve düşmana yeşil ışık yakan bu güçler daha sonraları, halkımızın başarılarına ve ülkenin düşmandan temizleneceğine emin olduktan sonra, derhal saf değiştirmişler ve yurtsever kesilmişlerdir.
Kurtuluş savaşı dönemine baktığımız zaman yurdumuzu dört bir yandan işgal eden düşman askerlerine bunların hoş geldiniz
dediğini görürüz. Yunan ordusu İzmir’i işgal ettiği zaman tek başına hayatını ortaya koyarak karşı koyan ve silah kullanan Haşan
Tahsin bu güçlerin gözünde vatan hainidir. Yurtseverlerin gözünde ise gerçek bir kahramandır. Bu da gösteriyor ki, vatan hainliği şartlara ve değişik güçlerin menfaatlarına göre değişen bir kavramdır.
Kurtuluş Savaşı’ndan sonra ağa, tüccar ve eşraf takımı padişah desteğinden yoksun kaldı. Düşmanlar yurttan yeni atıldığı
için emperyalist devletlerden yardım alamadı. Ve varlığını korumak için yurtsever oldu. Ve Meclis’e kadar sızdı."

-Hüseyin İnan, 6 Temmuz-9 Ekim 1971(1.THKO Davası)

**
"Ben devrimciyim, yurtseverim, bağımsızlık savaşçısıyım ve bu bağımsızlık mücadelesine, 1961 Anayasası’ndan
aldığım güçle katıldım. Mustafa Kemal’in Bursa Nutku, Gençliğe Hitabesi bana güç veren diğer unsurlardır. Söyleyeceklerim bu kadardır."

-Semih Orcan, 6 Temmuz-9 Ekim 1971(1.THKO Davası)
**
"Türkiye toplumunun tarihsel gelişimi incelendiğinde görülecektir ki, bugün burada sanık sandalyesinde oturan Mustafa Kemal Atatürk, onun ilkelerinin uyanık savunucuları, 27 Mayıs Devrimcileri ve onların doğurduğu toplumsal dinamizmin unsuru olan bizleriz, bizimle birlikte sanık sandalyesinde 1961 Anayasası da oturmaktadır!"

-Hacı Tonak, 6 Temmuz-9 Ekim 1971(1.THKO Davası)

**
"Bu iddianame buradaki 20 kişiyi değil, Türkiye’nin bağımsızlığı için savaşan bütün yurtseverleri suçlamaktadır. Buradaki zihniyet, Damat Ferit zihniyetidir.
Çünkü yurtseverler ancak bu zihniyetle suçlanabilir. Bu yaşa kadar bu cumhuriyetin okullarında eğitim gördüm ve birinci milli
kurtuluş savaşımızı veren yurtseverlerin izinde yürüdüm. Bugüne kadar yapmış olduğum eylemlerin yurtsever eylemler olduğuna
inanıyorum. Dolayısıyla vazifesini yapmış bir insan rahatlığı içindeyim.
Türkiye’nin Amerikan emperyalizmi tarafından her sahada sömürüldüğü bu dönemde bu sömürgeye karşı çıkmayıp, Kemalist geçinmek en azından sahtekârlıktır. Ve bunu ancak vatan hainleri yapar. Hiç kimse Kemalizm adına bizi suçlayamaz. Suçlamak isteyenler ancak Damat Ferit ağzı ile suçlarlar. Nasıl ki Damat Ferit de işgal kuvvetlerini inkâr edemiyor ve bunun yanı sıra yurtsever savaşçıları vatan haini olarak ilan ediyorsa Savcı da bugün içinde bulunduğumuz batağı inkâr edememekte, Türkiye’nin bağımlılığını kendisi de belirtmektedir. Buna rağmen yine de bizleri suçlamak istemektedir. "

-Mehmet Nakipoğlu, 6 Temmuz-9 Ekim 1971(1.THKO Davası)


"Bugün öyle bir Türkiye’de bulunmaktayız ki, bu Türkiye Amerika’nın çiftliği halindedir. Ve biz de buna karşı çıkmaktayız. Emperyalistleri ülkemizden atmak için tek çıkar yolun silahlı mücadele olduğuna inanıyoruz. Eğer emperyalistleri
ülkeden atmak için yapılan hareketler suçsa, Birinci Millî
Kurtuluş Savaşı’nı verenler de aynı suçu işlemişlerdir."

-Mehmet Nakipoğlu, 6 Temmuz-9 Ekim 1971(1.THKO Davası)

**
"İddianamede Atatürk’ün sadece Mustafa Kemal tarafını benimseyip,
Atatürk tarafını benimsemediğimiz iddiası var. Bu tamamen
yanlıştır veya kasten ifade edilmiştir. Gaye bizim diğer yurtseverlerle aramızı açmak düşüncesi olabilir. Temelden yanlış olan buiddianın Mustafa Kemal’in başlattığı bağımsızlık savaşını sürdüren bizlerle hiçbir ilgisi yoktur. Biz Atatürk’ten Mustafa Kemal diyebahsediyorsak, onu kendimize yakın hissettiğimizden ve onun gibibüyük bir bağımsızlık savaşçısını kendimize silah arkadaşı kabulettiğimizdendir. Kökü dışarıda meselesine gelince biz bu toprakların çocukları ve bu ülkenin devrimcileriyiz ve gene bizler vatan için hayatını esirgemeyecek yurtsever baba ve ananın çocuklarıyız ve onlar bizleri bugüne kadar vatan, namus, bağımsızlık, hürriyet, insanlık mefhumlarına bağlı olarak yetiştirmişlerdir."
-
Osman Arkış, 6 Temmuz-9 Ekim 1971(1.THKO Davası)
**

Kaynak: 1.THKO Davası, Halit Çelenk
Derleyen: Barış Ozan ÖZDEMİR
Barış Ozan Özdemir
Kullanıcı küçük betizi
Barış Ozan Özdemir
Üye
Üye
 
İletiler: 7
Kayıt: Pzt Ağu 18, 2014 19:54

Şu dizine dön: Sizin Makaleleriniz

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x