TKLÇGR Milleti / Müyesser YILDIZ

TKLÇGR Milleti / Müyesser YILDIZ

İletigönderen Güncel Meydan » Sal Haz 14, 2011 21:43

TKLÇGR Milleti

Başbakan Erdoğan, milliyetçiliği ile bilinen Niğde ve Aksaray’da adeta “Türk milliyetçiliği”ne meydan okudu: “Ben hiçbir yerde tek dil demedim. Biz de Türk milliyetçiliği yok” dedi.

Erdoğan’ın veya AKP’nin “Türk milliyetçisi olmamasından” başlayayım. Her ülke vatandaşı, kendi ülkesi ve milletinin milliyetçisidir. Bu durumda bizimkiler, hangi ülke veya milliyetin milliyetçisi oluyor acaba?

Bu itirazın veya sözün gerisinde “MHP milliyetçiliği”ne çatmanın ötesinde bir derinlik var!.. Ne mi o derinlik? BOP coğrafyasında “Arap milliyetçiliğini” bitirip, onu bir umut olmaktan çıkardılar. İslam birliği hayallerini tuzla-buz ettiler. Yegane model başarı oldu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk milliyetçiliği!.. Hedefte onu da bitirmek var. O da biterse ne olacak; Ya hepimiz Hıristiyan olacağız ya da egemenliği altına girdiğimiz ülkenin “milliyetçiliğini” yapacağız!..

Başbakan “milliyetçilikle” ilgili konuşmasının devamında ise şunu söyledi:

    Bizde ne var; Tek millet. 74 milyonu biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı çatısı altında kucaklıyoruz. Bizim farkımız bu…

İyi de bu “millet”in bir adı olmalı. Başbakan bir türlü bu milletin adını söyleyemiyor. Söyleyemez de. Zira o “tek milleti” şöyle açıyor; “Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Gürcüsüyle, Romanıyla…

Bu durumda bu “tek milletin” adı, TKLÇGR mi oluyor? Milli bir devletin ilk şartının dil birliği olduğunu vurgulayan Erdoğan’ın şu “tek dil demedim. Hiçbir yerde benim böyle bir ifadem yok” sözüne geçelim.

Dil tartışmalarının sebebi malum, herkesin ana dilini, ağız ve lehçelerini konuşması değil, mesela Kürtçe’nin hem eğitim dili olması hem de kamu hizmetlerinde kullanılmasıdır!.. Ve Erdoğan, Niğde-Aksaray mitinglerinde PKK-ABD-AB’nin bu taleplerini onayladığını resmen ilan etti… Tek dil olmayınca “tek millet” olur mu Allah aşkına?!..

Hiçbir yerde benim böyle bir ifadem yok” iddiasına gelince; Evet kelimesi kelimesine “Ben tek dil demedim” şeklinde bir ifadesi yok ama bu anlama gelecek kapı gibi sözleri var. AB, Kürtçe Tv, eğitim-öğretim için Türkiye’ye baskı yapmaktadır. 5 Haziran 2002 günü AKP grup toplantısında kürsüye çıkan Erdoğan şöyle konuşur:

    Biz programımızda demişiz ki; (Resmi dil ve eğitim dili Türkçe olmak şartıyla, Türkçe dışındaki dillerde yayın dahil, kültürel faaliyetlerin yapılabilmesini, partimiz ülkemizdeki birlik ve bütünlüğü zedeleyen değil, güçlendiren ve geliştiren bir zenginlik olarak görmektedir) Burada hassasiyet gerektiren konu, eğitim ve öğretim meselesidir. Devletin başka dillerin öğretilmesine soyunmasına ya da başka dillerde tv-radyo yayını yapmasına gerek yoktur. Fakat devlet tüm bu faaliyetleri en sıkı biçimde denetlemelidir. Devleti, denetleme fonksiyonu dışında işlere sokmak doğru değildir ve uzun vadede üniter yapımızı sıkıntıya sokan gelişmelere yol açar.


Erdoğan bir gün sonra 6 Haziran 2002’de Cumhurbaşkanı Sezer başkanlığında yapılan AB konulu Liderler Zirvesi’nde de hem yazılı hem sözlü şu görüşleri savunur:

    Şüphesiz ki resmi dil ve eğitim dilimiz Türkçe’dir ve Türkçe bütün vatandaşlarımıza en iyi şekilde öğretilmelidir. Ayrıca hepimiz için üniter devlet yapımız ve devletimizin, milletiyle bölünmez bütünlüğü çok önemlidir. Yapılacak uygulamalarda buna dikkat edilmelidir.


Peki aynı Erdoğan 21 Mayıs’taki Hakkari mitinginde nelerle övündü? Okuyalım…

    Bugün artık Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı Mem-u Zin’iu basıyor. Bugün devletin televizyonu 24 saat Kürtçe yayın yapıyor. Bunu kim getirdi, bunu hangi parti getirdi? Biz getirdik, biz başardık ve daha da ileri gideceğiz. Bugün Uluslar arası Kürdoloji Kongresi, Kürt Kadın Kongresi, 21’nci yüzyılda Kürt Dili ve Edebiyatı Kongresi düzenleyen bir Hakkari Üniversitesi var. Bu üniversiteyi kim kurdu? Bu hizmetleri buraya getiren AK Parti…


Erdoğan bunları anlattıktan sonra da şunu söyledix: “Ülke bölünür dediler. Kardeşliğimiz daha da arttı…

PKK Hakkari’de “OHAL” ilan eder gibi kepenk kapattırıyor. Yüksekova’da PKK’lı cenazesinde “Deccal Erdoğan” pankartı açılıyor. Leyla Zana, “Kürt analara”; “Çocuklarınıza 7 yaşına kadar Türkçe konuşturmayın” talimatı veriyor… BDP yöneticileri, “Tokalaşılacak son kuşağız” tehdidi savuruyor… “Duygusal kopuş”tan söz ediliyor… Ve Erdoğan, “Kardeşliğimiz daha da arttı” diyor… Hangi ülke ve milletten bahsediyor ki?

Bir de “Bu topraklarda ameliyat yapılmasına izin vermeyiz” diyor… “İzin verseydi” bunlardan acaba gayrı ne olurdu ki?

5 Haziran 2002’de söylediği gibi “üniter yapımızı sıkıntıya sokan gelişmelere yol açılmış”tır…

Bunu kim getirdi? Hangi parti getirdi? Kim başardı? Ve 12 Haziran seçimlerinde kazanırsa kim “daha da ileri gidecek?” Ya da Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın ifadesiyle “Bugüne kadar yapılanların 10 mislini” kim yapacak? “Bölünmüş yola” girmeden önceki son çıkıştayız… Ne diyorsun büyük Türk milleti? [GM Dipçe: %50 dedi]

Silivri’den kucak dolusu sevgiler…
Müyesser YILDIZ
30 Mayıs 2011
Silivri

Güncel Meydan
Kullanıcı küçük betizi
Güncel Meydan
Üye
Üye
 
İletiler: 584
Kayıt: Pzr Eki 12, 2008 23:12

Şu dizine dön: Müyesser YILDIZ

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x