TSK'nin Tasfiyesi

Türkiye Ekonomik ve Sosyâl Etüdler Vakfı imiş...

TSK'nin Tasfiyesi

İletigönderen bezgin » Pzt Kas 23, 2009 18:14

İşte 'TSK nasıl şeffaflaşır' (tasfiye edilir) raporu


Bilgi Üniversitesi'nden Akay'ın yazdığı rapordan: Askere darbe olanağı veren yasalar,"milli çıkar" gibi muğlak ifadeler değişmeli; Genelkurmay Savunma Bakanlığı'na bağlanmalı; koruculuk kaldırılmalı; askeri yargının yetkisi daraltılmalı; milli güvenlik dersi gözden geçirilmeli; silah alımları denetlenmeli; "halkı askerlikten soğutmak" suçu kaldırılmalı.

Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV), ordunun hesap verebilir hale gelmesi ve "askeri vesayetin" ortadan kalkması için yapılabilecekleri özetlediği raporunu açıkladı.

Akay: Milli güvenlik siyasete egemen, hükümette irade eksik
Dün, İstanbul Larespark Oteli'ndeki toplantıda, yazarı Bilgi Üniversitesi öğretim elemanlarından Hale Akay raporla ilgili bilgi verirken, Türkiye'de yasal ve idari yapılanmanın muğlak tanımlarla "milli güvenlik" için çok geniş bir alan tanımlanmasına yol açtığını, bunun genel siyasetin alanını olabildiğince daralttığını, ancak hükümetin 2008'deki Ulusal Programı'na bakıldığında, hükümetteki irade eksikliğinin görüldüğünü vurguladı.

Akay, ordu mensuplarının sivil değerlere yaklaştırılmasının, başarılı bir dönüşüm için gerekli olduğunu da söyledi.

Rapor, TESEV'in 2006'da ve 2008'deki güvenlik sektörü almanağı çalışmalarının analitik bir değerlendirmesi niteliğinde. Rapordan* bazı öneriler şöyle:

(Iste Tasfiye Planinda Hedefler)

Askeri vesayeti engelleyecek yasa değişiklikleri
Ordunun kendi doğal görev alanına çekilmesi için, Milli Güvenlik Kurulu yasasındaki "milli güvenlik" tanımı maddesi ve askerlerin darbe girişimlerine dayanak olarak kullandığı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu'ndaki "vazifesi, Türk yurdunu ve Anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyetini kollamak ve korumaktır" maddelerinin değişmesi.


Yasalardaki "toplumun huzur ve refahı", "Türk milleti", "milli çıkar", "milli fayda", "milli güç ve organizasyonu" gibi yetki genişlemeleri için esneklik sağlayan ifadeler gözden geçirilmeli.

Genelkurmay Başkanlığı Milli Savunma Bakanlığı'na (MSB) bağlanmalı, MSB'nin denetim yetkileri genişletilmeli.

Jandarma iç güvenlik görev almayı sürdürdükçe İçişleri Bakanlığı'nın denetiminde olmalı.

Psikolojik harekat uygulamaları, fişleme, izleme, dinleme uygulamaları önlenmeli.

Koruculuk kaldırılmalı.

Ordunun özerk yapısı
Yüksek Askeri Şura kararları yargı denetimine açılmalı.

Askeri yargının yetki alanı daraltılmalı.

Askeri Disiplin Amirlikleri'nin özgürlüğü bağlayıcı karar alması engellenmeli.

Askeri eğitim kurumları denetime açılmalı.

Milli Güvenlik dersinin gerekliliği ve içeriği gözden geçirilmeli, Genelkurmay yetkisinden alınmalı.

Silah alımlarında Genelkurmay'ın idareye direktif verme yetkileri kaldırılmalı. Alımlar denetime açılmalı.

Ordu Yardımlaşma Fonu ve TSK'yi Güçlendirme Vakfı'nın denetim dışı yapıları gözden geçirilmeli.

Sivil kapasitenin artırılması
Meclis'in orduyu denetim yetkileri artırılmalı. Meclis'in mevcut yetkilerini tam kullanması için toplumsal baskı yaratılmalı.

Milli Savunma Komisyonu görüşmelerinde tutanak tutulmalı, bunlar yayınlanmalı.

Güvenlik alanındaki bilgiler halkın erişimine açılmalı.

Ceza Yasası'ndaki (TCK) ifade özgürlüğünü kısıtlayan "halkı askerlikten soğutmak" maddesi gözden geçirilmeli.


İm (Kod): Tümünü seç
23 Kasım 2009
http://www.hurhaber.com/news_detail.php?id=234315





Politicians must insist on more military transparency, says report
Sunday, November 22, 2009
BARÇIN YİNANÇ
ISTANBUL - Hürriyet Daily News

A recent report by a prominent think tank urges Turkish politicians and civil society to be vigilant when insisting on greater transparency on security issues and to increase the authority of Parliament’s defense commission to include scrutinizing the military’s budget.

The new report by Turkish Economic and Social Studies Foundation, or TESEV, was made public Sunday at a panel organized in Istanbul by the German think tank Heinrich Böll Stiftung. Based on the two almanacs on security that TESEV published in 2006 and 2009, it has put forward proposals to overcome the problems in the security sector. In this respect, the new report focuses mainly on the Turkish military.

The proposals are grouped into three different areas. The first pertains to a new conceptualization of “national security.” The concept of national security is vague, said Hale Akay, who penned the report, emphasizing that the official document on “national security” is kept secret. Exactly what defines this concept is also vague, Akay said. It is one of the areas where one can clearly see the separation between state and politics; with each military coup, the military expanded its place in the area of politics at the expense of politicians.

There is no healthy debate as to what should constitute principles of national security, according to Akay, who said the National Security Council, or MGK, the highest body that brings together the government's top officials with military representatives, discusses not only foreign security issues, but also political, economic and social issues within the concept of “internal security.”



Revision of laws

The report suggests a revision of constitutional and legal articles, starting from the laws that regulate the MGK and the internal proceedings of the military. There is a clearer definition of internal and external security, and a revision of concepts like “national interest and the peace and welfare of society” that provide flexibility for the military to expand its area of responsibility.

The tendency for secrecy should be avoided and in this respect the minutes of the national defense commission in Parliament should be made public, since it is currently one of the few commissions where the minutes of the deliberations in this commission are not registered.

Proposals in the second group pertain to the nearly “autonomous” structure of the Turkish military. In this sense, the report urges for an increased control by Parliament. The national defense commission discusses only legal issues, whereas it should scrutinize the military budget.

“As a journalist who has been covering military issues for nearly 20 years, why should I learn about the military procurements from a statement done by the United States, for example, which are done since it is a must there,” said journalist Lale Sarıibrahimoğlu, another speaker at the panel.

“What worries me is the wrong military spending made under the cover of secrecy,” she said. “You can see the military inventory from the Internet. Turkey is said to be fighting terror for the past 25 years in the Southeast. Yet when you look at the arms purchased, they are rather conventional arms, not efficient for fighting terrorism. For example, Turkey recently signed an agreement to purchase submarines.”

Deliberations during the talks about military’s budget at the national defense commission in Parliament do not serve the purpose because few truly touch upon the budget. Instead, the commission refrains from talking about general security issues, Sarıibrahimoğlu said. “Parliament should increase its control over military spending and especially follow up on where money that is outside of the military budget is spent,” she said, recalling that there is an important sum of money that is allocated to defense that is not included in the official budget.



More scrutiny on military education

In addition to increased parliamentary control over military spending, the report also suggests other measures to break the military's autonomous and isolated structure. In this respect, changes are proposed that will open the military's separate judicial mechanism and internal education to more civilian control, as military schools remain outside of the Education Ministry's control.

In the third group of proposals, the report suggests what members of civil society can do to contribute to the military's subordination to civilian control. “There is a need to create pressure from society in order for Parliament to increase its authority in the area of control,” said the report.

According to Zeynep Şarlak, an academic working on security issues, Turkish society needs to get rid of some of its fears in order to be more vocal on security issues. “I believe it is time to get contributions from social psychologists,” she said at the panel.

“We need to take a picture of the fears in Turkey. Who is afraid of whom? Of course all nations will have certain fears. Yet sometimes we have to learn why we should not fear what we fear the most,” Şarlak said.

While talking about the “culture of fear,” panelists also drew attention to the fact that only a handful of people work on security issues because of the fear of being targeted by the military. The General Staff strongly criticized TESEV when it published its almanac in 2006.

“Members of the police academy participated in the first issue of the almanac. Yet after the criticism by the General Staff, those who contributed were investigated and as a result, they did not participate in the edition of the second almanac,” said Dilek Kurban, the moderator of the panel.


İm (Kod): Tümünü seç
http://www.hurriyetdailynews.com/n.php?n=politicians-must-insist-for-more-military-transparency-says-report-2009-11-22





"Kimse Orduyu Yıpratmıyor, Ordu Kendini Yıpratır" - (Ordu kendi gölgesiyle mücadele ediyormus)


"Türkiye Siyasetinde Ordunun Rolü" sempozyumunda konuşan gazeteci Sarıibrahimoğlu ordunun harcamalarının sorgulanması, Güvenlik Almanağı yazarlarından Şarlak "orduya güven"in sorgulanması gerektiğini söyledi; Akay "Ben seçimlerde Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'ne oy vermiyorum" dedi.

Heinrich Böll Stiftung Derneği'nin düzenlediği "Türkiye Siyasetinde Ordunun Rolü" sempozyumunun son oturumunda konuşan Taraf gazetesi yazası Lale Kemal Sarıibrahimoğlu, ordunun yararlandığı mali kaynakların ve harcamalarının denetiminin önemini vurguladı.

İstanbul Larespark Oteli'ndeki iki günlük sempozyumun son oturumunda, Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı 'nın (TESEV) ordunun siyasetteki etkinliğinin azaltılmasıyla ilgili son raporu tanıtıldı.

Oturumda, bu raporun yola çıktığı güvenlik almanaklarının da yazarlarından olan Kemal Sarıibrahimoğlu, ekonomist Zeynep Şarlak, TESEV'den Dilek Kurban ve Bilgi Üniversitesi'nden Hale Akay konuştular.
Kemal Sarıibrahimoğlu: Sorun yanlış askeri harcamalar

Kemal Sarıibrahimoğlu, ordunun hesap verebilir olması için çabalayanlara yöneltilen "ordu yıpratılıyor"sözlerini gayrı ciddi bulduğunu söyledi; "Kimse orduyu yıpratmaz, ordu kendini yıpratır" dedi. Bu itirazların, aslında ordunun mali hareketleriyle ilgili gerçeklerin gizli kalmasına yaradığını belirtti.

Bütçe dışı kaynaklarla birlikte, ordunun kullanımında yaklaşık 20 milyar dolarlık bir bütçe olduğunu söyleyen kemal Sarıibrahimoğlu, bu paranın nasıl ve nereye harcandığıyla ilgili bilgilerin açıklanmadığına, oysa silahların alındığı köken ülkelerden bu bilgilerin elde edilebildiğine dikkat çekti; "Bunlar devlet sırrı değil. Sorun, yanlış harcamalar. Vergilerimizle doğru silahlar mı alınıyor? Askeri harcamalarla ilgili bilgi neden saklansın?" diye sordu.

Kemal Sarıibrahimoğlu, ordunun iç güvenlikten çekilmesi, askeri harcamaların kalem kalem bilinmesi için Meclis'te bir denetim komisyonu kurulması, yanlışlıkların ortaya çıkması için de sivil savcıların askeri bilgilere ulaşabilmesi gerektiğini söyledi.

"Kurumlar ayrıcalıklarından kendiliğinden vazgeçmez. Siyasi irade gerek" diyen Kemal Sarıibrahimoğlu, hükümette bu iradenin gözlenmediğini de ekledi.
Şarlak: "Orduya güven" ne demek

Askeri vesayetle ilgili çalışmalar yapanların bedel ödediğini, bir korku kültürünün egemen olduğunu söyleyen Şarlak, "Sosyal psikologlar bu alanda da çalışmalı. Kimin kimden, neden korktuğunu, korkmaması gerektiğini ortaya çıkarmalı" diye konuştu.

Şarlak anketlerdeki "en güvenilen kurum ordu" sonuçlarının da sorgulanması gerektiğini söyledi; "Yaygın medya orduya muhalif bir şey yayınlamıyor ki, orduya güvenmeyelim. 12 Eylül sonrasında ordunun desteklediği bütün partiler seçimde kaybetti. Demek ki bu güvenin ne olduğunu anlamak gerek" dedi.
Kurban: İfade özgürlüğü esas

Kurban da ifade özgürlüğünün esas olduğunu vurguladı; Kürt sorununu da anımsatarak "Konu ne olursa olsun bu önemli; yoksa bilgi üretilemiyor" diye konuştu.
Akay: Ben Milli Güvenlik'e oy vermiyorum

TESEV raporunun yazarı Akay da, soru cevap bölümünde, içeriği hiç açıklanmayan ve halka kapalı tutulan Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'ni (MGSB) ve yurttaş haklarını anımsatarak "Ülkenin siyaseti bu belgeye göre belirleniyor. Ben seçimlerde siyasilere oy veriyorum, MGSB'ye oy vermiyorum" dedi. (TK)


İm (Kod): Tümünü seç
http://www.bianet.org/bianet/siyaset/118433-kimse-orduyu-yipratmiyor-ordu-kendini-yipratir





OHAL’in yerine EMASYA

Ali Bayramoğlu, 1997’deki EMASYA Protokolünün 81 il Alay Komutanlıkları üzerinden, OHAL’in kaldırılmasıyla yaşanan boşluğu doldurmaya dönük faaliyetleri kapsadığını söyledi.

Gazetecİ-yazar Ali Bayramoğlu, Emniyet Asayiş Yardımlaşma Protokolü (EMASYA) faaliyetlerinin Türkiye’de bulunan 81 alay komutanlıkları üzerinden Olağanüstü Hal (OHAL) Bölge rejiminin ortadan kaldırılmasıyla yaşanan boşluğu doldurmaya dönük faaliyetleri kapsadığını söyledi.

Heinrich Böll Stiftung Derneği’nin düzenlediği “Türkiye Siyasetinde Ordunun Rolü” konferansının “Türkiye siyasi sistemi ve Ordu” başlıklı panelinde, EMASYA Protokolü yurttaşların fişlenmesi bakımından ortaya çıkardığı tehlikeler ve Ordu Yardımlaşma Kurumu’nun (OYAK) ayrıcalıklı faaliyetleri de gündeme geldi. Toplantının açış konuşmasını yapan Derneğin Türkiye temsilcisi Ulrike Dufner, son olarak TESEV’in askeri andıç yoluyla fişlenmesini asla kabul etmeyeceklerini belirterek, “Korku yerine yeni bir anlayış gelişmeli. Tarihte neler yaşanmış olsa da Ordu demokratik alandan çekilmeli” dedi.

Gazeteci-yazar Cengiz Çandar da, “Kafes Operasyonu” ile cuntanın gayrimüslimlere yönelik suikast ve sabotaj planlarının ortaya çıktığını ifade ederek, son dönemde yapıldığı iddia edilen planın “TSK içerisinde üreyenlerden en vahimi” olduğunu kaydetti. Çandır, bunun silahlı kuvvetlerin iç işleyişini sorgulamaya yol açan bir belge olduğunu söyledi.

BAYRAMOĞLU: EMASYA OHAL’IN YERİNİ DOLDURUYOR

Gazetecİ-yazar Ali Bayramoğlu ise, son 6-7 yılda asker sivil en şeffaf dönemini yaşadığını ifade ederek, Mesut Yılmaz’ın başbakanlığı döneminde 1997 yılında imzalanan EMASYA Protokolü’yle jandarmanın İstanbul’daki garnizonda yurttaşların fişlenmesi için istihbari çalışmalar yürüttüğünü söyledi. Bayramoğlu, EMASYA faaliyetlerinin Kürt, Alevi ve diğer toplum kesimlerinin fişlenmesiyle sınırlı olmadığını, Türkiye’de bulunan 81 alay komutanlıkları üzerinden Olağanüstü Hal (OHAL) Bölge rejiminin ortadan kaldırılmasıyla yaşanan boşluğu doldurmaya dönük faaliyetleri kapsadığını açıkladı. Bayramoğlu, “EMASYA’nın değiştirilmesi için sivillerin de güvenlik fikriyle ilgili projelerini askerlerin önüne getirebilmeleri lazım. Asker bu konuda çok deneyimli ama diğer yandan hükümet de o kadar sivil değil” diye konuştu. LİŞKİLERİNDEN FAYDALANIYOR ASKERİN özellikle OYAK üzerinden ekonomide varlığı konusunda dinleyicileri bilgilendiren Yıldız Teknik Üniversitesi öğretim üyesi İsmet Akça da, 1961’de 205 Sayılı Kanunla “ordu mensuplarının emeklilikleri sırasındaki mütevazı yaşamlarını düzeltmek” amacıyla kurulan OYAK’ın 241 bin üyeli, vergi muafiyetine ve birçok finansal avantaja sahip bir holding haline geldiğini söyledi. OYAK gelirlerinin ordu harcamaları için kullanılmadığı gibi, devlet malı olarak görüldüğü için OYAK mallarının da haczedilememe gibi bir ayrıcalığa sahip olduğunu kaydeden Akça, holdingin siyasal güç ilişkilerinden de faydalandığını kaydetti. Akça, şunları kaydetti: “2001’de OYAK Bank’ın batık kredi oranı normalin üç katına çıkmasına karşın TMSF’ye devredilmediği gibi normal değerinin üzerinde satılması bu ayrıcalıkla düşündürüyor. Neo-liberal politikalardan karlılık açısından faydalandı ancak pek serbest piyasa kriterlere uymuyor. Uluslararası sermaye gruplarıyla kurduğu ortaklıklar, Avrupa’da da OYAK’a yönelik tepkileri lobiler yoluyla etkisizleştirdi.”


İm (Kod): Tümünü seç
Pazartesi 23.11.2009
http://www.timeturk.com/OHAL%E2%80%99in-yerine-EMASYA_101045-haberi.html





Simon Peres'in TESEV Baglantisi

Peres'ten Türk ordusuna
İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres, "Türkiye dünya üzerinde demokratik olmayan bir kurumun yani ordunun demokrasiyi korumakla görevli olduğu tek ülkedir" dedi.

İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres, Türkiye ile yaşanan gerginliklerin ikili ilişkiye zarar vermesi konusunda uyardı. Peres, “İki taraf için yararlı olan bir ilişkiye zarar vermemek için çok dikkatli olmalıyız.

Türkiye, bölgemizde çok önemli bir ülke ve NATO’nun saygı duyulan bir üyesidir. Sabırlı olmalıyız, haritayı doğru okumalıyız ve iki ülkemiz arasında geçici gerginliklere kurban olmamalıyız” uyarısını da yaptı.ABD’de askeri konularında uzmanlaşmış Defense News tarafından yayımlanan söyleşide Şimon Peres, Türkiye ile ilgili bazı sorunlara ilginç yanıtlar verdi. “Türk Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, ülkesini İsrail ile ortaklıktan uzaklaştırarak radikal İslam’a doğru götürüyor mu?” yönündeki soru üzerine şunları söyledi:

-“TÜRKİYE, ORDUNUN DEMOKRASİYİ KORUMAKLA GÖREVLENDİRİLDİĞİ TEK ÜLKE”

“Türkiye, dünyanın, demokratik olmayan bir kurum, ordunun demokrasinin korunmasıyla görevlendirildiği tek ülkedir. Ve bunu yaptılar. Şimdi ordunun rolü değişti ve mesele, Erdoğan’ın, bu Müslüman halkını demokrasiye götürüp götürmeyeceği yada demokratik güçlerin, daha İslami bir devleti talep edip etmeyeceği. Uzun bir süre, Erdoğan, İsrail ile iyi bir ilişki istemişti. Ancak ne oldu? Bunu daha geniş bir perspektiften görmeye çalışıyorum.Türk liderliği, birleşik Avrupa’nın bir parçası olmayı çok istiyordu ve Avrupalılar, ayaklarını sürdüler ve hayal kırıklığı hissiyatı doğdu ve bu, onları, Türkiye’nin bir rol oynayabileceği baskı bir alana bakmaya itti. Türkiye aynı zamanda Suriye ile İsrail arasında bir rol oynamak istiyordu ve bu, bizim eski başbakanımız tarafından kabul edildi. Ve bir arabulucu olduğunuzda bir tarafa olan yakınlığınızı bir kenara bırakırsınız ve iki ülke arasında ortadaki bir yere giderseniz. Bu da belirli bir etkisi oldu. Erdoğan, farklı yönlerdeki hamlesinde ne kadar uzağa gitmek istiyor? Bilmiyorum.”İsrail Cumhurbaşkanı Peres, “Ankara, Suriye ve İran ile daha yakın stratejik bağların arayışında olduğu bir dönemde İsrail, Türkiye’ye ileri askeri teknolojiyi sağlamalı mıdır?” sorusunun karşısında ise “Uzun yıllardır tesis edilen, işbirliğine dayalı, iki taraf için yararlı bir ilişkiye zarar vermemek için çok dikkatli olmalıyız. Türkiye, bölgemizde çok önemli bir ülke ve NATO’nun saygı duyulan bir üyesidir. Sabırlı olmalıyız, haritayı doğru okumalıyız ve iki ülkemiz arasında geçici gerginliklere kurban olmamalıyız” uyarısını da yaptı.İran’ın Hizbullah’ı finanse ettiğini, Suriye üzerinden Hamas ve Hizbullah’a silah gönderdiğini ve şimdi Latin Amerika’da istikrarsızlık yaratmaya çalıştığını söyleyen Peres, “Türkiye için fazla aktif bir biçimde İran’ın gündeminde yanında yer alarak dünyadaki konumunu zedelememin ve itibarına zarar vermenin çok zor olacağını düşünüyorum” şeklinde konuştu.


İm (Kod): Tümünü seç
http://haber.gazetevatan.com/Peresten_Turk_ordusuna/272411/30/Dunya




Büyük Devrimci yazdı:İstiklâl ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler.

Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dagıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.
İşgâlciler ölmeli! :turkiye:

"Bir ülkenin nüfusunun yarıya yakın bölümünün bir bölgede, dörtte birinin bir şehirde yaşaması, başlı başına tezgahtır."
Kullanıcı küçük betizi
bezgin
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 1394
Kayıt: Prş Eki 30, 2008 1:35

Re: TSK'nin Tasfiyesi

İletigönderen bezgin » Sal Kas 24, 2009 22:27

Atalay, "Mesela polisle ilgili bir sikayet geldi" diye baslarken, Ciandarli "polis, jandarma" diye araya ekleyiveriyor. Aman dikkat, yargiyi da devreden cikaracak degisikliklerin zihinsel altyapisi hazirlaniyor.

İşgâlciler ölmeli! :turkiye:

"Bir ülkenin nüfusunun yarıya yakın bölümünün bir bölgede, dörtte birinin bir şehirde yaşaması, başlı başına tezgahtır."
Kullanıcı küçük betizi
bezgin
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 1394
Kayıt: Prş Eki 30, 2008 1:35


Şu dizine dön: TESEV

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x