Türkiye'nin Dünya Birinciliği[!..]

Türkiye'nin Dünya Birinciliği[!..]

İletigönderen faruk haksal » Pzr Tem 03, 2011 13:12

Türkiye’nin Başbakanı göğsünü gere gere açıklıyor:
- Türkiye, geçtiğimiz yılın ilk çeyreğinde büyüme hızında Dünya rekoru kırmıştır. Türkiye Çin’i gerisinde bırakarak ulaşmıştır bu düzeye…
Ama Başbakan bu aynı Türkiye’nin işsizlikte, asgari ücret seviyesinde ve yoksulluk sınırında Dünya’nın kaçıncı sırasında yer aldığından söz etmemektedir.
Ve konuşmasının devamında da oldukça ilginç bir açıklama yapmaktadır:
- Yılın ilk çeyreğinde % 11 olan bu oran, yıl sonunda % 7 civarında olacaktır…
Demek ki bu ilk çeyrek ülke açısında olağanüstü bir dönemi yansıtıyor.
Ve yine demek ki % 11, sonraki çeyreklerde hayli düşecektir ki, yıl sonundaki ortalama % 7 olabilsin…
Üstelik bu da iyimser bir tahminden ibarettir.
Konuyu daha da açabilmek için bu noktada bazı gerçekleri alt alta yazarak bir kez daha düşünmemiz gerektiğine inanıyoruz:
1.- Türkiye’nin dış ticaret açığı 44 Milyar Dolar’a ulaşmıştır.
Bu ne demektir?..
2.- Türkiye ürettiğinden çok fazlasını tüketmekte ve ekonomik politika her geçen gün daha da artarak devam etmektedir.
3.- Türkiye’de işsizlik dayanılmayacak bir seviyeye ulaşmıştır.
Nüfusun önemli bir yüzdesi işsizdir.
4.- Türkiye’de asgari ücret olağanüstü düşük bir çizgide seyretmektedir.
Yoksulluk sınırı yüz kızartacak bir seviyededir.
5.- Devletin kar getiren önemli ve aynı zamanda stratejik ehemmiyet arz eden tesisleri, kurumları ve işletmeleri yok pahasına elden çıkartılmış, özelleştirilmiştir.
Türkiye ekonomisi dipsiz bir kuyunun içinde debelenip durmaktadır.
Hal böyle iken bu ülkenin Başbakanı kürsüye çıkıp, büyüme hızında Dünya birincisi olunduğunu söyleyebilmektedir.
Başbakan’ın bu tavrının gerçek nedenleri ne olabilir?..
1.- Başbakan, ekonomideki kötü gidişin önünü almak istemekte, çevresine moral vererek oluşma riski yüksek olan panik havasını dağıtmak istemektedir.
2.- Başbakan, hitap ettiği insanların önlerine konacak her dolmayı yutup, hazmedebilecek nitelikte olduklarını zannetmektedir.
3.- Başbakan, sayı saymayı bilmemektedir…
4.- Ya da Sayın Başbakan Türkiye halkı hakkında Aziz Nesin usta gibi düşünmektedir…
Ama bizler şu kadarını bilebilecek bir düzeydeyiz:
1.- Türkiye’nin borcu, ödenilerek tükenecek sınırı çoktan aşmıştır.
Ve işte bu yüzden Türkiye sınır ötesi politikaların karakolluk görevine talip olan bir dış politikanın peşindedir.
2.- Bir insanın ya da ülkenin borç ödeyebilmesi için tükettiğinden çok üretmesi lazımdır. Harcadığından çok kazanması gereklidir.
Oysa Türkiye ürettiğinden çok tüketmekte; kazandığından çok harcamaktadır.
3.- Bir ülke kendi sanayini, tarımını ve öz kaynaklarını dış ülkelere karşı korumak ve emperyalist ülkelerin koşulsuz bir pazarı olmaktan ciddiyetle sakınması gereklidir.
Bu ekonomik, siyasal ve maddi gerekliliklerin rotasına girmeden, mirasyedi bir hovardalıkla har vurup harman savurarak bir ülkenin kalkınması mümkün değildir.
Büyümesi gerçekçi değildir.
Bağımsız, başı dik, özgür bir ülke olabilmesi asla olası değildir.

soruyusormak@gmail.com

LÜTFEN “TIK”LAYINIZ:
http://www.soruyusormak.com
http://www.dnm-ler.com
http://www.kitlecizgisi.com
Faruk Haksal
Kullanıcı küçük betizi
faruk haksal
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 344
Kayıt: Pzt May 24, 2010 10:01

Şu dizine dön: Faruk HAKSAL

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x