Kendimi çok yalnız hissediyorum. Çok mu safım hatta çok mu gerçeklerden uzağım!
İnsanlar, çevrem çok mu akıllı! Ülkemi yönetenler çok mu zeki! Köşe yazarlarının büyük bir bölümü birer Einstein mı!
Böyle olsa gerek! Ben algılayamıyorum! Bu kadar güzelliği bir türlü göremiyorum!
Rasmussen özür dileyecekmiş! Türkiye istediğini almış! Türkiye, 1915te yaptıklarını kabul etmeliymiş! Kürtlere özerklik verilebilirmiş! Ermenilere sınırlarımızı açmalıymışız! Roj TV kapatılacakmış! Ruhban okulu da mutlaka bir an önce hayata geçmeliymiş! Kazanan hep Türkiye oluyormuş! Avrupa Türkiyeyi almalıymış!
Sevgili dostlar, Türkiyenin son bir hafta içinde düştüğü hallere üzülmekten evden çıkmaz hale geldim! İnanın canım hiçbir şey yapmak istemiyor! TV programlarına çağırıyorlar, gitmek içimden gelmiyor! Hatta kendi programıma bile çıkmaya ayaklarım gitmiyor!
Neyi tartışacağım! Ülkemin nasıl kandırıldığını mı! Yoksa nasıl aptal yerine konulduğumuzu mu! İnanmadığım büyük zaferleri mi anlatacağım! Ve en kötüsü kandırılmamıza, müstemleke havasında davranılmasına rağmen, bunların bir zafer havasında anlatılmasına mı seyirci kalacağım!
Sevgili dostlarım, hani Rasmussen özür dileyecekti! Hani Roj TV kapatılacaktı! Hani Türkiye her istediğini almıştı! Danimarkada Başsavcı açıklama yaptı; ...Bir TV kanalının kapatılması ile ilgili Rasmussen kim oluyor da söz veriyor, burası bir hukuk devleti...!
Rasmussen Türkiyeye geldi, bırakın özür dilemeyi hakaretin dozunu artırdı, kimse anlamadı! Kimse tepki vermedi.
Sevgili dostlar, Türkiyedeki konuşmasında ne dedi Rasmussen? Aynen aktarayım; Hiçbir dini sembolün, diğerlerini rahatsız edecek şekilde kullanılmasına izin veremeyiz, buna HZ. MUHAMMED de dahil! Evet, cümlesi aynen böyle! İşin en acısı onu dinleyen hiçkimse bahsettiğiniz kişi, iddia ettiğiniz-nitelediğiniz gibi sembol değil, İslam Dininin Peygamberi, benim dinimin Peygamberi, beni ben yapan inancım diyemedi!
Özür dilemeyi bırakın, adam hakaretin dozunu daha da artırdı! Peki biz ne karşılığında bu arkadaşı NATO Genel Sekreteri yaptık! Sözler neydi! Hani Türkiye kazanmıştı! Bir not düşeyim; Batı dünyasında Rasmussenin siyasi özelliği veya prim yapma nedeni ne biliyor musunuz! Dikkatli bakarsanız, görebilirsiniz; İslama ve Türklere karşı verdiği savaş! Adam, İslam-Türk karşıtı olarak Avrupada prim yapıyor, Türkiyenin üniter yapısını kabul etmediğini söylüyor, biz arkadaşı NATO Genel Sekreteri yapıyoruz! Sadece kuru bir söz aldık diyerek!
Aynı acı noktalar Obamanın satır aralarında da vardı. TBMM kürsüsünden 1915 olaylarını kabul edin dedi, hiçkimse çıkıp da; Ey Obama, senin konuştuğun kürsü Türkiye Cumhuriyeti Devletine ait Parlamentonun, bu devlet 1915te yoktu, 1915 ve sonrasında Ermenilerin yer değiştirmesi ile ilgili kararlara imza atan Osmanlı Genel Kurmay Başkanı bile Almandı, bu konunun yeni Türkiye Cumhuriyetinin Meclis çatısı altında yeri yok diyemedi!
Sevgili dostlar, uzun lafın kısası: ülkem adına çok ama çok üzülüyorum! Almadan vermeye! Olmayan Avrupa Birliği projesi adı altında kandırılmaya, yuvarlak laflar ile oyalanmaya, bizi yönetenlerin bilerek kanmasına ve bunu içeride bazı köşe yazarları ile birlikte zafer gibi satmalarına dayanamıyorum! Ülkem adına çok ama çok üzülüyorum! Ama elden ne gelir!
Yiğit Bulut-Vatan Gazetesi
''Alıntıdır''