Umutsuzluk, Karamsarlık Yazmaz Devrimcinin Kitabında...

Umutsuzluk, Karamsarlık Yazmaz Devrimcinin Kitabında...

İletigönderen İrfan Tuna » Sal Haz 14, 2011 12:04

UMUTSUZLUK, KARAMSARLIK YAZMAZ DEVRİMCİNİN KİTABINDA…

SEÇSİS ile gerçekleştirilen bir seçimi daha geride bıraktık. Hile, hurda, sahtekârlık yapıldı mı yapılmadı mı, bunu ispat etmek uzmanların ve muhalefetin görevidir. Biz günler öncesinden bu konuya dikkat çekmiştik. Muhalefet adam gibi muhalefetse, adam gibi muhalefet yapacaksa fazla basılan o 17 milyon oy pusulasının nerede olduğunu, niçin 5 yılda nüfusun 10 milyon arttığını sorar, gerçekleri açığa çıkarır.

Bizim bildiğimiz gerçek şudur: 12 Haziran 2011 seçimi ABD, AB, AKP, PKK ve cemaatlerin gölgesinde yapılmıştır. 2002’de halkımızın başına geçirilen “ılımlı İslam çuvalı” hâlâ yerinde durmaktadır. Bu yüzden, ne yazık ki çevresini ve gerçekleri göremiyor.

Televizyonlarda, gazetelerde, evlerde, okullarda, mahallelerde, sokaklarda, köylerde yaygınlaşan emperyalist kültür ve din istismarı insanlarımızın üzerine kara bulutlar gibi çökmüştür. Etkisini giderek daha da artıyor.


Ekonominin, yoksulluğun, işsizliğin de önüne geçmiştir.

Üretici bir yandan fındığını, mısırını, tütününü, buğdayını, şeker pancarını eskisi gibi üretemediğini, satamadığını, perişan olduğunu söylüyor, bir yandan gidip AKP’ye oy veriyor. Bir yandan ABD’den nefret ediyor, (anketlerde bu nefretin oranı 80’lerde, 90’larda) bir yandan ABD’nin emrinde kurşun asker gibi hizmet yapan bir partinin arkasından koşuyor.

Çünkü AKP Medyayı, iletişim araçlarını en etkili ve yaygın bir biçimde kullanmasını biliyor. Oy oranı nasıl yükseltilir, halk nasıl uyutulur, ağababalarından bunun dersini aldı, en iyi bir biçimde kavradı, öğrendi ve uygulama alanına soktu. Yıllardan beri bu işin pratiğini yapıyor. Yeni yeni buluşlar çıkarıyor ortaya.


Elbette devlet memurlarının bu seçimdeki katkısını da yadsıyamayız. Hükümet, devlet olanaklarından sonuna dek yararlandı.

Valiler, kaymakamlar, emniyet müdürleri gönüllü fedailer gibi çalıştılar. Gazeteler, televizyonlar durmadan iktidarın propagandasını yaptılar. Halka hiç göz açtırmadılar. Düşünmesine fırsat bile vermediler.

Oluk oluk para aktı.

Ama sol bocaladı. Orhan Veli’nin deyişi ile “Sol elim, Acemi elim, Zavallı elim!” Şaşırdı. “Tereciye tere satma”ya kalktı. Uzmanı olmadığı alanlarda “ustalık” gösterilerine girdi. “Türban” dedi. “Türban sorununu en iyi ben çözerim” dedi. Şimdi bu girişimin sonucunda türban takmayanlar bile baskı altında kalarak türban takmak zorunda kalacaklar üniversitelerde. Sonra,“Kürt Açılımı, özerk bölge, Dersim…” dedi. Tekkelerin, zaviyelerin öneminden söz etti. İnönü’lere, Atatürk’lere hesap sormaya kalktı. AKP tam “Habur olayı” ile yıkılmışken, sendelemişken, sersemlemişken, anketlerde düşüşe geçmişken elinden tuttu, ayağa kaldırdı.

Sonunda kazanan yine AKP ile BDP oldu. Dünyada ve Türkiye’de ender görülen bir olay olarak AKP üçüncü kez ve yüzde elli gibi bir oy oranı ile yeniden iktidara geldi.

Böylece tek parti, tek adam dönemine girdik. Sultanlık yeniden canlandı.

Artık o ünlü deyişi ile Başbakan “istediğini asar, istediğini keser”, ayağa kalkmayan, önünde iki büklüm olmayan generalleri, gazetecileri dilediği gibi dört duvar arasına atar.

Nasıl olsa, Yargıtay arkasında. Danıştay, Anayasa Mahkemesi arkasında. HSYK, özel yargıçlar, özel savcılar arkasında. Ordu bertaraf edilmiş durumda…

Ama bu seçimden asıl kazançlı çıkan birisi varsa o da Amerika Birleşik Devletleridir. Türkiye gibi güçlü bir ülkenin desteği ile bundan böyle artık o, isterse22 değil, 32 devletin sınırlarını bile değiştirebilir.

Zaten Amerika, BOP harekâtına son aylarda iyice hız verdi. Libya ateş altında. Suriye kaynıyor. Göçmenler ülkemize sığınıyor. Bu filmi daha önce de seyretmiştik. “Çekiç Güç” konuşlanmıştı bir zamanlar Kuzey Irak’a ve PKK daha da palazlanmıştı

Sıra Türkiye’ye geliyor şimdi. Gündemde yeni anayasa ve Federatif bir Türk devleti var. Sevgili yurdumuz adım adım kardeş kavgasına doğru yol alıyor.

Ne var ki bu işler ABD’nin ve AKP’nin zannettiği kadar kolay olmayacaktır.

AKP yüzde 50 oy da alsa diken üzerine oturmuştur. Gelecekte onu bir yığın sorun beklemektedir. Bunların başında bütçe açığı gelmektedir. Sonra üretimsizlik, işsizlik, etnik çatışma kapıdadır. Din büyüsüne, din uykusuna dalan yığınlar bir zaman gelecek, başlarından çuvalı atıp, gaflet uykusundan uyanacak, “tehlikenin farkına varacaklardır. Aç ve işsiz olduklarını anlayacaklardır… AKP, üniversitelerde, resmi kurumlarda türbanı yerleştirmeye çabalarken hiç beklemediği bir zamanda karşısında yığınları, bilinçlenmiş, örgütlenmiş, toparlanmış Atatürkçüleri bulacaktır ve “sadaka ekonomisi”nin derde deva olmadığını görecektir.

Bu yeni yapılanma ve 12 Haziran seçimi karşısında Atatürkçü dostlarımıza söyleyeceklerimiz ise çok kısa ve özdür:

  • Paniğe, bozguna, telaşa kapılmaya hiç gerek yoktur. Çünkü umutsuzluk, karamsarlık yazmaz devrimcinin kitabında


Böyle bir sonuç dünyanın sonu demek değildir. Daha yapacak çok işimiz var… Analarımız, babalarımız, yaşlılar ortaya çıkan her kötü olayda bir “hayırlı gelişim” aramaya, dersler çıkarmaya çalışırlar. Biz de bu doğru yöntemi izleyerek yeni çözümler, yeni yöntemler geliştirmek zorundayız.

Elbette, ulusalcılar, Kemalistler, devrimciler, 9 yıldan bu yana çok önemli mevziler yitirmişlerdir. Bunların başında yüksek yargı ve Cumhuriyet kurumları gelmektedir.

Elbette bu son seçimden sonra ABD emperyalizmi ve ılımlı İslam ülkemizde daha özgür ve daha cesur adımlar atabilecek, dilediği gibi at koşturacaktır. Hepsinden önemlisi AKP, “Halk beni destekledi, bundan sonra ben dilediğimi yaparım. Anayasanın değiştirilemez maddelerini de değiştiririm, Atatürk milliyetçiliği, Atatürk ilke ve inkılâplarını da kaldırırım, federasyona da giderim. Kimse bana karışamaz…” diyecektir.

Diyecektir demesine ama bizim de bir çift sözümüz vardır ona:

Türkiye yedi düvele karşı kanla, canla, başla gerçekleştirilen bir mücadelenin sonucunda, şanlı bir “Kurtuluş Savaşı” ile kurulmuş, yüce bir ulustur. 1923 Cumhuriyet devriminin ürünüdür. Tarihi kökleri olan yedi bin yıllık bir devlettir.

Kimse bu vatanı sokakta bulmamıştır ve onun parçalanmasına da göz yummayacaktır. ABD’ye, AB’ye ya da PKK’ya göz göre göre teslim edilmesine, asla izin vermeyecektir.

AKP’ye hatırlatırız: Hitler de büyük oy oranları ile tam dört kez iktidara gelmişti. DP, AP, DYP, ANAP yüzde 50’leri de aşan oylarla hükümet olmuşlardı. Ama yüksek oy yıkılmaktan kurtaramadı onları…


Ali Eralp -14 Haziran 2011 - Güncel Meydan
Uyanacağız, uyandıracağız... Bilinçleneceğiz, bilinçlendireceğiz... Ne ülkemizin , ne de bölgemizin zenginliklerini küresel haramilere ve onların uşaklarına yağmalatmayacağız, soydurtmayacağız... ENİNDE SONUNDA ALİ KEMALLER DEĞİL, MUSTAFA KEMALLER KAZANACAK...
Kullanıcı küçük betizi
İrfan Tuna
Üye
Üye
 
İletiler: 1059
Kayıt: Pzt Nis 06, 2009 12:23

Şu dizine dön: Ali ERALP

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x