Üniversite sınavında hile yapmak ve o korkunç şüphe

Üniversite sınavında hile yapmak ve o korkunç şüphe

İletigönderen Çetin Taş » Sal Nis 05, 2011 9:01

Her ne kadar medya genelinde hak ettiği şekilde vurgulanarak verilmiyor olsa da haberi duymuşsunuzdur. YGS (bizim zamanımızda adı ÖSS idi) sınavında soru kitapçıklarında cevap şıklarının şifreli olduğu ve bu durumun da hepimizin gayet iyi bildiği her taşın altından çıkan malum cemaatin dershanelerinde öğrencilere önceden duyurulduğu iddia ediliyor. İddia diyorum ama ortada somut olan pek çok şey var. Basına ÖSYM’ nin dağıttığı kitapçık ile ortaya çıkan bu durum, ÖSYM’nin “bu kitapçık basına dağıtılan kitapçık, sınav kitapçıklarında böyle bir durum yok” diyerek yaptığı açıklamaya rağmen endişeleri gidermedi, gideremedi. Nasıl gidersin ki? Adlarının açıklanmasını istemeyen malum dershanenin öğrencilerinin iddiaları yenilir, yutulur cinsten iddialar değil. Sınav sorularının bir kısmının önceden öğrencilere dağıtıldığını, en başarılı öğrencilere soruların dağıtıldığını, soruları okuduktan sonra yakın talimatı verildiğini, dershane öğretmenlerine bu durum ile ilgili soru sorduklarında, “korkmayın, sınav falan iptal olmaz, biz ne skandallar gördük” dendiğini iddia ediyor malum dershane öğrencileri.
Ayrıca yurdun çeşitli yerlerinden başka soru kitapçıklarında da aynı yöntemle (Medyan yöntemi) sınav sorularının çözüldüğüne yönelik iddialar gelmeye devam ediyor.
Bu sınavda bir başka dikkat çekici olan da, İstanbul Eyüp Silahtarağa İlköğretim Okulu’nda tamamen kız öğrencilerin sınava girmesi idi. Ne istatistiksel olarak, ne de mantıken bu şekilde bir ihtimal olamayacağına göre, haremlik-selamlık sınav uygulamasının doğrudan ÖSYM tarafından yapılmış olduğu anlaşılıyor. Bundaki amaç neydi, neden yapılmıştır? Kesinlikle bir anlamı olması gereken bu durumun araştırılması ve sonucun netleştirilmesi gerekir. Ayrıca koskoca bir okulda sınava girecek öğrencilerin dağılımını cinsiyete göre bu kadar net belirleyebilen bir sistemin, pekala kişiye özel soru kitapçığı belirleme ihtimali de bulunuyor.
Üst üste yaşanan bu şaibeli durumlardan sonra sizce sıradan vatandaş, böyle bir ihtimal ile ilgili olarak, “Yok canım, kesinlikle öyle bir şey olmaz, olamaz.” diyebilir mi? Ya da bırakın sıradan vatandaşı, geleceğini şekillendirecek sınava bu yıl giren yaklaşık 1 milyon 700 bin öğrencinin herhangi birisi, “Olmaz canım öyle şey.” Diyebilir mi bu kadar haberden ve iddiadan sonra? İkna olabilir mi? Zaten bu konuda sayın cumhurbaşkanımızın, sayın devlet bakanımızın veya başka herhangi bir devlet büyüğümüzün ikna olması değil önemli olan. Önemli olan o 1 milyon 700 bin öğrencinin (tabi eğer iddialar doğru ise cemaatin soruları verdiği öğrenciler hariç)ikna olmaları, olabilmeleridir…
Ülkemizin son birkaç senedir üzerine çöken karanlık bulut, bu son YGS skandalı ile benim kafamda korkunç bir şüphe ortaya çıkarttı. Bu şüphe öyle bir şüphe ki bir yandan içimi kemiriyor fakat bir yandan da yıllardır düşündüğümde içinden çıkamadığım, ne olduğunu bulamadığım, eksik olan bütüne ait birkaç parçayı daha yerine oturttu. Artık çok uzun yıllardır üniversite sınavları öncesinde, sırasında ve sonrasında ciddi hileler yapıldığından şüpheleniyorum.
Lise yıllarıma gidiyorum. Babamın bana ve kardeşime derslerimiz ile ilgili kızdığı zaman söyledikleri geliyor aklıma: “Bakın İmam Hatiplilere! Bakın filanca dershanenin öğrencilerine! Arslan gibi çalışıyor çocuklar. Doktor, avukat, mühendis oluyorlar. İyi de eğitim alıyorlar demek ki.” şeklinde konuşurdu babacığım. Ben de içimden hep derdim, “Yahu gerçekten de iyi eğitim alıyorlar demek ki.” Hele Kadıköy Anadolu Lisesi’ni bitirip ilk sene istediğim üniversiteye giremeyip açıkta kaldığımda, benimle aynı okuldan mezun olan başka pek çok açıkta kalan arkadaşımı da görünce; bu imam hatiplilerin, bu malum cemaat dershanesi öğrencilerinin başarılarına imrenmiştim. Özellikle cemaat dershanelerindeki öğrencilerin kamplarda namaz kıldığını, dini kitaplar okutulduğunu bu dershanelere giden arkadaşlarımdan duymuştum.
Ama “olsun” diyordum, diyorduk hepimiz.
“Helal olsun” du adamlara.
Şimdi diyorum ki, “Yoksa?!”….Evet, “Yoksa o zamanda mı hile yapıyorlardı?”
Cemaat dershanelerinden birine giden matematik mühendisliğinde okuyan arkadaşımın, “sınavdan birkaç gün önce matematik sorularını bize dağıttılar.” Sözleri geliyor aklıma ve ürperiyorum. O zaman, “Hadi ya, gerçekten mi?” diyerek geçiştirdiğim geliyor aklıma. Tüylerim diken diken oluyor. İnanmamıştım o zaman bu arkadaşın dediklerine. Çünkü nasıl olurdu? Nasıl devlet, bana öğretilen o yüce devlet; kendi çocukları arasında böylesine bir ayrım yapılmasına izin verirdi? Nasıl milyonlarca çocuğunun geleceklerini belirleyen bu sınavda böylesine bir adaletsizliğe izin verirdi? Olamazdı böyle bir şey. Arkadaş sadece kendince ilgi çekmek için yalan söylüyordu. Olurdu böyle şeyler. Ben de daha önce çok fazla kız arkadaşım olmamasına rağmen soranlara, “Ohoooo, bir sürü oldu.” Dememiş miydim, demiyor muydum? Onun gibi bir şeydi herhalde…
Değilmiş. Şüphenin insan aklı için, beyni için ne derece güçlü bir kemirgen olduğunu şu YGS skandalı patlak verdiğinden beri daha da iyi anlıyorum. Aklımda hep aynı soru dolanıyor, kendimi alamıyorum bu soruyu kendime sormaktan. Yoksa o imam hatipliler, imam hatip Anadolu liseliler(Ne demekse imam hatip Anadolu lisesi? Ne gerek vardı ise? Neyse ap ayrı tartışma konusu bu imam hatipin Anadolu lisesi olanı?), yoksa son yıllarda hep dereceye öğrenci ve hatta öğrenciler sokan o malum dershane ve bu dershanenin sınavı kazanan diğer öğrencileri…Hep böyle hile ile, hurda ile mi girmişlerdi üniversiteye?
Bu hile-hurda şüphesinin ortaya çıkması sonucunda adı ortada en çok gezen malum cemaat biliyorsunuz bir tarikate mensup insanlardan oluşuyor. Tarikat ne demek? En çok söylendiği şekli ile hakikat yolu, yolcuyu varması gereken noktaya götüren yol, Allah’a giden yol anlamlarına geliyor.
Peki ben ortalığı bu kadar bulandıran bu durumdan sorumlu olanlara, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak soruyorum:
Böyle mi hakikatin yoluna gidiyorsunuz?
Böyle mi yolcuyu (herhalde sizin öğrencileriniz oluyor bu yolcular) varması gereken noktaya götürüyorsunuz?
Böyle mi Allah’a gidiyorsunuz?
Üniversite sınavında hile yaparak, bu ülkenin milyonlarca gencinin kaderiyle oynayarak mı buluyorsunuz hakikati? Böyle mi gidiyorsunuz Allah’a?

Ey, yüce Atatürk’üm. Neden tarikatleri, tekkeleri, zaviyeleri kapattığını 2011 yılının Nisan ayında dosta ve düşmana bir kez daha ispat ettin ya…Büyüksün Ata’m…

Not: Bu yazı Objektif Bakış isimli haber sitesinde ki köşemde yayınlanmıştır.
Bu siteyi, cemaat, site sahibinden satın almış arkadaşlar, artık Habernot.com'da yazıyorum, bilginize.
Kemalistim.Vatanımı her şeyden çok seviyorum.
Kullanıcı küçük betizi
Çetin Taş
Üye
Üye
 
İletiler: 2354
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 22:02

Şu dizine dön: Sizin Makaleleriniz

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x