Uzlaşma Komisyonu'nun Varlık Nedeni ve Zeytinyağlı Yalancı Dolma...

Uzlaşma Komisyonu'nun Varlık Nedeni ve Zeytinyağlı Yalancı Dolma...

İletigönderen faruk haksal » Cum Kas 04, 2011 11:49

Gazetelerin genel yayın yönetmenleri ile yaptığı toplantıda TBMM ve Yeni Anayasa Uzlaşı Komisyonu başkanı Cemil Çiçek şunları söylüyor:
- Komisyonun oluşturduğu metin önce siyasi partilere, sonra da sivil toplum kuruluşlarıyla cemaatlere sunulacak ve onlardan görüş alınacak…
Demek ki, Yeni Anayasa’yı oluşturan toplum katmanları arasında artık [resmen] cemaatler de var…
Cemaatler, toplum içindeki din tabanlı örgütlenmelerdir.
Atatürk Devrimleri ile yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin laik toplumsal yapısından sökülüp atılan yapılanmalardır.
Ama 2011’in Türkiye’sinde bu yapılanmalar yeni Türk Anayasa’sını oluşturan müstakil bir güç olma düzeyine ulaştırılmıştır.
Bu oluşumu sağlayan siyasi parti ise, “laiklik karşıtı eylemlerin odağı” olduğu Anayasa Mahkemesi kararı ile tespit edilen bir diğer güçtür.
Anayasa Uzlaşı Komisyonu adı verilen ve Meclis’te grubu bulanan her siyasi partinin eşit sayıda temsilci vermesi ile olaşan çalışma grubunun başkanı olan Cemil Çiçek’in daha sonra söylediği bir söz de hayli düşündürücüdür:
- Anayasa çalışmalarında ortak mutabakat olmadıkça metin oluşturulmayacaktır!..
Söz ilginçtir.
Uzaktan bakıldığınca da oldukça demokratik, katılımcı ve özgür bir çalışma tarzıdır.
Ama sözün ilginç olma vasfı işte bu kanıyı uyandırma özelliğindedir.
Bu sözü duyan ya da okuyan her kişi, anılan komisyonda oluşturulacak metinlerin her siyasi partinin onayı ile ve müşterek bir mutabakat sonucunda oluşacağını düşünecektir.
Bu yoldan gidilince varılacak mantıki sonuç, Anayasa’nın Meclis’te grubu bulanan tüm siyasi partilerin ortak iradesi ile meydana geleceği konusundaki yanılgıdır…
Hayır, öyle olmayacaktır…
Gerçek bunun tam tersidir.
Gerçi komisyondan TBMM’ne gelecek olan metin, büyük bir olasılıkla böyle bir niteliği taşıyacaktır.
Ama sonrası?..
Sonrası yeni Anayasa metninin tam tersine bir mekanizma ile TBMM’den geçecek olmasıdır.
Yani… Komisyondan Meclis’e gelen metin AKP’nin çoğunluk oyları ile yasalaşacaktır!..
Bir metnin, tüm siyasi partilerin mutabakatı ile kabul edilebilmesi için TBMM’den oybirliği ile geçmesi gerekir.
Komisyondaki usulün TBMM’de de uygulanması gerekir.
Peki niçin komisyonda başka ve TBMM’de başka yöntemler uygulanmaktadır?..
İşte altını çizmeye çalıştığımız Şark Kurnazlığı bu noktada imdada yetişmektedir.
Anayasa Komisyonu’nun çalışmaları aylar sürecektir. Bu uzun süre içinde dışarıya karşı tam bir mutabakat ve eşitlik görüntüsü sunulacaktır.
Demokrasinin en ileri biçiminin uygulandığı izlenimi verilecektir.
Sonra?..
Sonra TBMM dilediği gibi bu metni çar/çur edecek ve bir çırpıda kaldırılan blog oylarla Türk demokrasisi yeni bir oldu/bitti ile karşı karşıya gelecek ve muhtemelen bir gece yarısı yeni Anayasa metni oylanmış olacaktır…
Ve bu arada yandaş medya eli ile bir söylem yayılacaktır:
- Meclis iradesi her şeyin üzerindedir. Bu ilke, milli egemenliğin zorunlu bir gereğidir.
Peki ne gerek vardı “uzlaşı” komisyonunun aylarca süren mesaisine ve vitrine yerleştirilen uzlaşma görüntüsüne?..
Vardı!.. Hem de çok büyük gerek vardı…
Çünkü Türkiye halkına yutturulacak bu yeni lokmanın, tüm siyasi partilerin aylarca süren çalışmaları sonunda oluşturulduğu konusundaki bir izlenimin propagandasına büyük ihtiyaç vardır.
İşte maliyeti oldukça yüksek olan bu “çalışma ortamı”nın gerçeği ve gerekçesi budur.

farukhaksal@superonline.com

LÜTFEN “TIK”LAYINIZ:
http://www.soruyusormak.com
http://www.dnm-ler.com
http://www.kitlecizgisi.com
Faruk Haksal
Kullanıcı küçük betizi
faruk haksal
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 344
Kayıt: Pzt May 24, 2010 10:01

Şu dizine dön: Faruk HAKSAL

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 4 konuk

x