1. yüz (Toplam 1 yüz)

Yörük anasından çakma derneklere tarihi ayar: “Poşu takmakla Yörük olunmaz!” / Yusuf YAVUZ

İletiGönderilme zamanı: Çrş Tem 24, 2013 13:19
gönderen Balasagun
Yörük anasından çakma derneklere tarihi ayar:
‘Poşu takmakla Yörük olunmaz!’

Resim

Sarıkeçililer Derneği Başkanı Pervin Çoban Savran, geçtiğimiz günlerde Konya’nın Hadim ilçesine bağlı Beyreli köyü civarında Sarıkeçili develerine yapılan silahlı saldırının ardından yaptığı açıklamada, “Yörüklerin binlerce yıllık varlığı yok edilme aşamasına gelmiştir” dedi. Gezi olaylarına da değinen Savran, “Gezi Parkı, yıllardır ülkenin dört bir yanında sürdürülen yıkıma karşı direnen halkın kalp atışı oldu” görüşünü savundu.

HER YIL BİN KİLOMETRE YÜRÜYEN GÖÇ KERVANI

Resim

Sarıkeçililer, Anadolu coğrafyasının yaşayan kültür hazinelerinden biri. Ancak son yıllarda çeşitli baskılar sonucu giderek daralan yaşam alanları yüzünden varolma savaşımı veriyorlar. Kışı Mersin sahillerinde, yaz aylarını ise Konya ve Karaman bölgesindeki yaylalarda geçiren Sarıkeçililer, binlerce yıllık göçebe yaşamı sürdüren son topluluk. Mersin-Konya arasında Torosları aşarak yaklaşık 500 kilometre yolu 2 ayda kateden Sarıkeçililer’in göçü ilkbahar ve sonbaharda yılda iki kez tekrarlanıyor. Keçi yetiştiriciliği yaparak geçimlerini sağlayan ve Sarıkeçililer, bir yandan yerleşik yaşama geçmeleri için iskan baskısıyla karşı karşıya kalırken, diğer yandan da mera ve ormanlara yönelik yasal düzenlemelerin getirdiği yeni sonuçlardan etkileniyorlar.

DEVELERE HER ŞEYİ PARA OLARAK GÖREN ZİHNİYETİN KATLİAMI

Resim

Geçtiğimiz günlerde Konya Hadim’e bağlı Beyreli köyü yakınlarında su içmek için dereye gelen 13 Sarıkeçili devesine silahlı saldırıda bulunulması ise yaşadıkları zorlukları gözler önüne serdi. Biri ağır 5 devenin yaralanmasına, bir devenin ise ölümüne neden olan saldırıyla ilgili adli sürecin devam ettiğini belirten Sarıkeçililer Derneği Başkanı Pervin Çoban Savran, olayın ardından kamuoyundan destek gördüklerini ancak yetkililerin hiç bir desteğini göremediklerini belirterek, “Bu olay, bilinçsizce verilen kredilerin yarattığı bir sonuçtur. Doğayı ve canlıları tanımayan, her şeyi yalnızca para olarak gören bilinçsiz kişilere verilen kredilerle hayvancılık yapmaya kalkışan zihniyetin yarattığı bir katliamdır” diye konuştu.

‘HER YER BETON MEZARLIĞI OLDU’

Geçtiğimiz günlerde Mecliste kabul edilen Torba Yasa’ya eklenen önergeyle meraların imara açılmasını da eleştiren Savran, “Meraların imara açılması doğru değil. Meralar yalnızca insanların konut yapması için değil. Bu girişimden meralar çok büyük zararlar görecek. Her yer beton mezarlığı oldu. Böyle devam ederse hayvanların özgürce yaşayabileceği bir yer kalmayacak” görüşünü savundu.

‘YÖRÜKLER BU ÜLKENİN TEMEL TAŞI’

Doğada yaşayan tüm canlıların özgürlüğünün kısıtlanmaması gerektiğini vurgulayan Savran, şöyle konuştu: “Meralara yönelik baskılar ve hayvanlarımıza yapılan saldırılar, insanımızın kültürüne yönelik yozlaştırma girişimleri, Yörüklerin binlerce yıllık varlığını yok etme aşamasına gelmiştir. Başta yetkililer olmak üzere bu konuda tüm kamuoyunun bir an önce harekete geçerek gerekli adımları atmasını bekliyoruz. Unutulmamalıdır ki Yörükler bu ülkenin temel taşı, Anadolu kültürünün köşe taşıdır.”

‘OTLATMA PLANINDA SARIKEÇİLİLER İKİNCİL PLANA ATILDI’

Sarıkeçililer’in usun süredir beklediği otlatma planlarının Mersin’in ardından Konya bölgesinde de yapıldığını ancak planda yerleşik olarak yaşayan üreticilere öncelik tanındığına işaret eden Savran, “Sarıkeçilierin kadim hakları ikincil plana atıldı. Bu konudaki itirazlarımızı yazışmalarla ilgili kurumlarla ilettik” dedi.

‘POŞU TAKMAKLA YÖRÜK OLUNMAZ’

Türkiye’de tabelasında “Yörük” yazan birçok derneğin bulunduğunu ancak bu derneklerden bazılarının Yörüklüğe yarardan çok zarar verir hale geldiği görüşünü savunan Savran, “söz konusu derneklerin yöneticileri Yörüklüğü kullanarak kişisel çıkarları uğruna içinden geçtiğimiz dönemde had safhaya ulaşan yıkımın bir parçası olmak için adeta yarış içine girmişlerdir. Dernek başkanı kimliğini kullanarak taş ocağı ruhsatı alan yöneticiler var. İnsanın özgür iradesine gölge düşüren davranışlar var. Bu bizleri oldukça üzüyor. Boynuna poşu bağlayıp deve süslemekle Yörük olunmaz. Oldukça zorlandığımız bu dönemde tabela Yörüklüğü istemiyoruz. Bu tutumlar Yörük kültürüne büyük zararlar veriyor” görüşünü savundu.

SARIKEÇİLİLER DOSYASI DÖRT YILDIR UNESCO’DA BEKLİYOR

Geçtiğimiz yıl yürürlüğe giren Torba Yasa’ya eklenen 47. madde Sarıkeçililer’in iskân edilmek istendiğini anlatan Savran, bunun için Karaman şehir merkezinde bulunan ve halk arasında ‘Sarı Evler’ olarak anılan bölgenin seçildiğini ancak iskân edilmenin sorunlarını çözmeyeceğini dile getirdi. UNESCO ‘Somut Olmayan Kültürel Miras (SOKÜM) Programı çerçevesinde Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Sarıkeçililer için hazırlanan dosyanın dört yıldır görüşülmeyi beklediğini anımsatan Savran, konuyla ilgili yetkililerin gerekli adımları hızlandırmalarını talep etti.

‘GEZİ PARKI YIKIMA DİRENENLERİN KALP ATIŞI OLDU’

Gündemdeki Gezi Parkı olaylarına da değinen Savran, “insanların yaşamı uzun süredir kredilerle, işsizlik korkusuyla ipotek altına alınmıştı. Halk, karşı çıktığı uygulamalara bırakın tepki göstermeyi kendi arasında bile konuşamıyordu. İnsanların düşünceleri hafife alınıyordu. Ancak Gezi Parkı, yıllardır ülkenin dört bir yanında sürdürülen yıkıma karşı direnen halkın kalp atışı oldu. Gezi olaylarıyla birlikte insanlar haklarını savunabileceklerinin farkına vardı” değerlendirmesinde bulundu.

Gazeteci-Yazar Yusuf YAVUZ