Ermenistan’da Türk aday var mı? / Ahmet GÜRSOY
Gönderilme zamanı: Pzt Nis 13, 2015 19:30Ermenistan’da Türk aday var mı?
Türkiye’de her şeyin savunucusu var. “Falanca köyün Ermenileri nerede” diye yazı yazılabiliyor, Van’ın bilmem neresindeki köyden ayrılmak zorunda kalan bir Ermeni’nin hayat öyküsü, dram haline getirilip Türkiye’deki gazetelerde yayınlanabiliyor.
Dahası da var.
Türkiye’de 1915 olaylarını soykırım olarak nitelendirenler bile var.
Taşnak ve Hınçak komitelerinin savunuculuğunu yapanlar da.
Peki tamam.
Buraya kadar her şey normal diyelim...
Gelelim karşıya...
Mesela Ermenistan’da hangi Türk, Ermenistan parlamentosunda ve hangi Ermeni partisi tarafından aday gösteriliyor?
Bırakın 1915’i, daha düne bakın.
Han Kenti’nin mazisi çok eski değil. Yüzlerce Azerbaycan Türkünün sefaletine kim insani bir ses veriyor?
Yaşadığı toprakları terk etmek zorunda kalanların dramı canlı ve yaşanan bir gerçek.
Türkiye’deki hangi Ermeni kimlikli gazeteci bunları yazıyor. Mesela Taraf gazetesinin köşesinden dramatik etnik Ermeni hikâyeleri yazan arkadaşlar, bunları hiç görmüyor mu?
Görmüyor.
Niye ve neden görmüyor?
İnsanlık dramı içlerini sızlatmıyor mu?
Ermeni vicdanını incitmiyor mu?
Bu dünyada bir tek Türk vicdanı mı Ermeni nazı, acısı, iniltisi çekecek? Bir tek biz mi tarihin kötü çocuğuyuz?
Halen Ermenistan dediğiniz toprakların geçmişi Türk toprakları. Ruslar, hem kendileri hem de kendine yakın saydıklarını, Türk toprakları üzerinde yaşatıyor. Dünya, apaçık katliama değil, yıllar öncesinin ihanetle bütünleşmiş Birinci Dünya Savaşı’nın şartlarına gönderme yapıyor.
Mesela Papa Hazretleri yaşanan gerçekliği hiç fark etmiyor da 1915 olaylarına kadar gidip orada bir Ermeni katliamı var demeye getiriyor sözü. İyi de bir de yaşanan gerçeklik var. İşgal altındaki arazilerin sahipleri, tren vagonlarında yaşıyor. Katledilenlerin görüntüleri kameralarla kayıt edilmiş durumda. Üstelik katledenler, 7-11 yaşındaki çocukları kafasından duvara nasıl çivilediklerini açık açık yazıyor.
Hem de bu çağda.
Hem de içinde var olduğumuz gerçeklik dünyasında.
Seçimlerde Ermeni aday gösterilmesine bir itirazım yok. Ben, insanların Ermeni diye kınanmasına da karşıyım. Çünkü hiç kimse etnik kimliğini seçemez.
Ayrıca, etnik kimlik de suç değildir.
Ancak, evrensel doğrular da var.
İnsan hakları, uluslararası hukuk, ma’şeri vicdan dediğimiz değerler var.
Siz, Ermenistan’ın işgal ettiği toprakları hiç görmeyeceksiniz, orada yapılan katliamları hiç duymamış gibi yapacaksınız, tam bir vicdan körelmesiyle, 1915’e algıları yöneltip üstelik de tek taraflı olarak sadece göç sırasında ölen Ermenileri zumlayıp, onların üzerinden Türk Milletini suçlayacaksınız.
Peki, 1915’lerde basılan onlarca köy, koparılan onlarca Türk’ün kafası ne olacak?
Binlerce masum Türk’ün, onların komşularının ihanetine uğramalarının hiçbir kıymeti yok mu? Şu yerli Ermeni ve Ermenici olanlara soruyorum: Bizim katledilen atalarımızın hesabını kim verecek?
Ahmet GÜRSOY, 13 Nisan 2015
ahmetgursoy.028@gmail.com
Dahası da var.
Türkiye’de 1915 olaylarını soykırım olarak nitelendirenler bile var.
Taşnak ve Hınçak komitelerinin savunuculuğunu yapanlar da.
Peki tamam.
Buraya kadar her şey normal diyelim...
Gelelim karşıya...
Mesela Ermenistan’da hangi Türk, Ermenistan parlamentosunda ve hangi Ermeni partisi tarafından aday gösteriliyor?
Bırakın 1915’i, daha düne bakın.
Han Kenti’nin mazisi çok eski değil. Yüzlerce Azerbaycan Türkünün sefaletine kim insani bir ses veriyor?
Yaşadığı toprakları terk etmek zorunda kalanların dramı canlı ve yaşanan bir gerçek.
Türkiye’deki hangi Ermeni kimlikli gazeteci bunları yazıyor. Mesela Taraf gazetesinin köşesinden dramatik etnik Ermeni hikâyeleri yazan arkadaşlar, bunları hiç görmüyor mu?
Görmüyor.
Niye ve neden görmüyor?
İnsanlık dramı içlerini sızlatmıyor mu?
Ermeni vicdanını incitmiyor mu?
Bu dünyada bir tek Türk vicdanı mı Ermeni nazı, acısı, iniltisi çekecek? Bir tek biz mi tarihin kötü çocuğuyuz?
Halen Ermenistan dediğiniz toprakların geçmişi Türk toprakları. Ruslar, hem kendileri hem de kendine yakın saydıklarını, Türk toprakları üzerinde yaşatıyor. Dünya, apaçık katliama değil, yıllar öncesinin ihanetle bütünleşmiş Birinci Dünya Savaşı’nın şartlarına gönderme yapıyor.
Mesela Papa Hazretleri yaşanan gerçekliği hiç fark etmiyor da 1915 olaylarına kadar gidip orada bir Ermeni katliamı var demeye getiriyor sözü. İyi de bir de yaşanan gerçeklik var. İşgal altındaki arazilerin sahipleri, tren vagonlarında yaşıyor. Katledilenlerin görüntüleri kameralarla kayıt edilmiş durumda. Üstelik katledenler, 7-11 yaşındaki çocukları kafasından duvara nasıl çivilediklerini açık açık yazıyor.
Hem de bu çağda.
Hem de içinde var olduğumuz gerçeklik dünyasında.
Seçimlerde Ermeni aday gösterilmesine bir itirazım yok. Ben, insanların Ermeni diye kınanmasına da karşıyım. Çünkü hiç kimse etnik kimliğini seçemez.
Ayrıca, etnik kimlik de suç değildir.
Ancak, evrensel doğrular da var.
İnsan hakları, uluslararası hukuk, ma’şeri vicdan dediğimiz değerler var.
Siz, Ermenistan’ın işgal ettiği toprakları hiç görmeyeceksiniz, orada yapılan katliamları hiç duymamış gibi yapacaksınız, tam bir vicdan körelmesiyle, 1915’e algıları yöneltip üstelik de tek taraflı olarak sadece göç sırasında ölen Ermenileri zumlayıp, onların üzerinden Türk Milletini suçlayacaksınız.
Peki, 1915’lerde basılan onlarca köy, koparılan onlarca Türk’ün kafası ne olacak?
Binlerce masum Türk’ün, onların komşularının ihanetine uğramalarının hiçbir kıymeti yok mu? Şu yerli Ermeni ve Ermenici olanlara soruyorum: Bizim katledilen atalarımızın hesabını kim verecek?
Ahmet GÜRSOY, 13 Nisan 2015
ahmetgursoy.028@gmail.com