1. yüz (Toplam 1 yüz)

Dikkat! Eyalet için "evet" diyecekler / Saygı ÖZTÜRK

İletiGönderilme zamanı: Sal Mar 21, 2017 2:28
gönderen Oğuz Kağan
Dikkat! Eyalet için "evet" diyecekler

Suriye'nin El Bab ilçesinin askerlerimiz tarafından “kontrol altına alınması”ndan sonra, Cumhurbaşkanı, Başbakan sıranın Rakka ve Münbiç'e geldiğini belirtiyorlardı. Ancak, bu konuda hiçbir ilerleme olmadığı gibi, askerimizin ne yaptığını da bilen yok.

“Bilen yok” çünkü Genelkurmay Başkanlığı'nın günlük, haftalık kamuoyunu bilgilendirme amaçlı raporları da artık yayımlanmıyor. Bu, askerimizin Münbiç'e girme gibi bir durumunun olmadığını, tuttuğu bölgede kaldığını gösteriyor. Türkiye, Münbiç'e nasıl girsin? Her tarafı ABD, Rusya, Suriye askerleri tarafından kuşatılmış.

UÇUŞLARI YASAKLARSA

Münbiç'e saldırının yapılabilmesi için hava desteği gerekiyor. Bu destek olmadıkça, gerçekçi olalım askerimizin de yapacak bir şeyi yok. ABD, Rusya ya da Suriye “Türk savaş uçaklarına hava sahasını kapattık” açıklaması yaparsa, uçaklarımız Suriye üzerinde uçabilir mi?

Bazen siyasilerimiz coşuyor ama askerler bu söylemleri doğru bulmuyor. Evet, asker hükümetin emrinde ama hükümetin her yaptığı ya da yetkililerinin her söylediği de doğru değildir. İşte, gerçek durumu asker söylese, bu kez askeri azarlıyorlar. O yüzden açıkçası herkes bu dönemde sessiz kalmayı tercih ediyor, her emri de yazılı istiyor.

PKK ile yurtiçinde devam eden mücadelede, teröristler öldürüldüğünde İçişleri Bakanlığı, “Şu kadar terörist etkisiz hale getirildi” diyor. Ama, şehit verildiğinde bu üzücü durumu açıklamayı da Genelkurmay'a bırakıyorlar. Ortada bir başarı olduğunda İçişleri Bakanlığı'nın, şehitler verildiğinde ise sorumluluk askere yıkılıyor… Bu da, Süleyman Soylu'nun İçişleri Bakanlığı döneminin uygulaması oldu.

MADALYONUN DİĞER YÜZÜ

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof.Dr. Metin Feyzioğlu başta olmak üzere Anayasa değişikliğiyle eyalet sistemine geçilebileceğini sürekli gündemde tutuyor, bir çok konuşmacı gibi uyarı görevlerini yapıyor. Bu durumun farkında olmayanlar, olup da bunu ortaya dökmeyenler de var.

Kürt kökenli vatandaşlarımızın Anayasa halk oylamasında “Hayır” oyu kullanacaklarını öne sürerek aslında hedef şaşırtıyorlar. Hatta bu çevreler Kürt kökenli vatandaşlarımızın bir devlet kuramayacağını da ileri sürüyor. Kürtlerin ayrı, PKK'nın ayrı olduğunu söyleyenler, şimdi işlerine geldiği için Kandil'de bulunan teröristlerin de “Hayır” diyeceğini öne sürüp, başta söyledikleriyle çelişiyorlar. Terörün en azgın döneminde Diyarbakır'da gazetecilik yapan, PKK davalarını izleyen, bütün gazetecilerin şehri terk ettikleri dönemde Diyarbakır'dan ayrılmayan Raşit Kısacık'a, bölgedeki PKK dışındaki illegal parti ve legal sivil toplum örgütlerinin ne düşündüğünü sordum. Geniş bir araştırma yaptıktan sonra Raşit Kısacık şunları anlattı:

“22 Arap Devleti var. Avrupa'da sayıları 200 bin, 500 bin ve hatta Andora (İspanya ve Fransa sınırında) gibi nüfusu 60 bin olan milletler devlet sahibidir. Sayıları hiç de az olmayan Kürtler niye bir devlet sahibi değil? Devlet olan bu milletler önce bulundukları ülkelerde federalizmi savunmuş, bazıları kantonlar oluşturmuş, daha sonra devlet olma olanağına şu veya bu şekilde kavuşmuşlardır. Biz Kürtlere de eyalet sistemini, daha sonra da büyük ihtimalle kanton olma olanağı sunan kesime elbette ki ‘evet' oyu vereceğiz. Varsın bizi ‘hayırcı'lıkla suçlasınlar. Şimdi siz karar verin bakalım Kürtler ‘evet'” mi, ‘hayır” mı diyecek?”

EKSİK ÖDENEN OPERASYON PARASI

Fırat Kalkanı Harekatı'na katılan askerlere günlük 122 lira operasyon ödeneği verilmesi gerekiyor. Ancak, ödenek yakın döneme kadar bir türlü verilmiyordu. Bu köşede, sorunu aktardıktan sonra ödemeler başladı ama onu da eksik veriyorlar. Her şeye para bulan Devlet, Suriye'de bulunan askerinin parasını düzenli bir biçimde ödemiyor.

Harekatta bulunanların derdi günlük 122 lira, askerlik mesleğini seçenler için ön planda değildir. Ama hak ediliyorsa, yasal haklarının da eksiksiz ödenmesi gerekiyor. Kanun Hükmünde Kararname Ekim ayında yayımlanmıştı. Tazminatlar ise 1 Kasım'dan itibaren Suriye'de geçen süre hesaplanarak veriliyor.

Oysa, Fırat Kalkanı Harekatı 24 Ağustos'ta başlamıştı. Askerimiz ilerlemese de halen Suriye'de. 1 Kasım öncesi 68 günlük tazminatın verilmemesi, operasyonun ilk günü Cerablus'tan harekata katılan ve üç- dört hafta sonra şehit olanların, gazilerimizin haklarının yenilmesi demektir. Hiç değil, bunu yapmayın ve askerimizin hakkını verin…

Saygı ÖZTÜRK, 21 Mart 2017
saygi@sozcum.com