1. yüz (Toplam 1 yüz)

Şu Rıza Sarraf bir konuşursa / Savaş SÜZAL

İletiGönderilme zamanı: Cum Eki 20, 2017 12:21
gönderen Oğuz Kağan
Şu Rıza Sarraf bir konuşursa

Daha önce de dikkat çekmeye çalıştım. Ankara’daki iktidarın çevresinde kurulan çember daralıyor ve cendereye dönmeye başlıyor. Türkiye'nin etrafında bulunan sınır komşularımızdan tutun da, sınır ötesi ve hatta okyanus ötesi bir çok uluslararası alanda, fonksiyonu olmayan, adam yerine konmayan ülke durumuna geldik, getirildik. Kimse artık fikrimizi sormuyor, kimse önerilerimizi dinlemiyor ve hatta sesimizi bile duymak istemiyor, kimse asrın liderini davet edip görüşmek istemiyor. Sadece talimat getiren heyetler geliyor gidiyor Ankara’ya. Şimdi de başkentte böylesine bir heyet var.

Suriye, Ankara tarafından desteklenen kendilerini muhalif diye tanımlayan radikal İslamcı unsurları bir bir yok ediyor. Bu yok edilen unsurları da, sağ olsun asrın lideri, alıp ülkemize yerleştiriyor. Dünyada ne kadar ipten kazıktan kurtulmuş katil ve kanun kaçağı figürü varsa bizde. Olay aynı Fidel Castro’nun 1980 yılında ülke hapishanelerinde bulunan suçlular ve homoseksüelleri Küba’nın Mariel limanından motorlara bindirip toplu halde ABD’ye göndermesine benziyor. O tarihte Amerikan yönetimi Küba yönetiminin insan hakları ihlali yaptığı ve özgürlük, demokrasi olmadığından şikâyet edince, Castro'da hapishanelerinde bulunan binlerce sabıkalıyı Amerikan kıyılarına boşaltmıştı. Yıllarca ABD bu sabıkalılarla mücadele etmek zorunda kalmıştı. Bence hâlâ ediyor.

İşin kötüsü, ABD’ye yalnızca Küba bağırsaklarını boşaltmıştı, bize ise İslam ülkelerinde ne kadar ipini koparmış radikal dinci varsa geldi. Orta Asya'da, Asya'nın Güneyi ve doğusundan, Afrika'dan ve hatta Avrupa'ya göç etmiş ama batı kültürüne entegre olamamış kültürün kustuğu kişilerin hepsi bu bölgeye yığıldı. Asrın lideri Suriye ordusu önünden kaçan bunları ülkeye getirterek senin ödediğin vergi ve senin paranla maaşa bağladı, sağlık hizmeti ve konaklama verdi, senin bulamadığın işlere yerleştirdi, ülkemize yerleştiler. Kendi cebinden ve iktidara geldiğinden bu yana yaptığı servetinden tek kuruş vermedi. Yakışır. Bakın Türkiye’nin her yerinde artan işsizlik ve suç oranlarına. Bakın pahalılığa, eğitim ve sağlık hizmetlerindeki kalitesizliğe. Suriyeli bir aile benim ülkeye 30 sene hizmet etmiş emeklimle eşit maaşı alıyor.

Şimdilerde ise har vurup harman savurdukları ve her gün utanmadan altını oydukları Atatürk Türkiye’sinde sıfırı tüketmiş durumdalar. Ne diyor Başbakan 2018 zor geçecek. Farkında değil, halka ve emekliye son 15 yılda, hangi yıl kolay geçti ki? Onlar bizi söğüşledi, biz bedelini ödedik. Ölen gençlerimizde cabası.

Dün ABD ile Türk heyetleri bir araya gelmiş ve Amerikalılar, dört maddelik bir anlaşma planı vermiş bizimkilere. Anladığım kadarıyla Ankara bu anlaşma planını kabul etmemiş. Ancak iktidar yetkililerin açıklamalarında da çelişkiler var. Dışişleri Bakanı anlaşamadık derken, külliyenin sözcüsü Kalın anlaştık diyor. Belli ki görüşmeler Dışişleri Bakanının dışında gelişiyor. Bakalım nerden nereye uzanıp nerede duracak?

Türkiye’de herkes Irak Kürt lideri Barzani’nin Irak ordusu karşısında ne kadar kolay ve çabuk, Kerkük’ten çıkıp olması gereken sınırlara çekildiğini konuşuyor. Şimdi bu kolay ve hızlı çekilmeyi, reisin şiddetli nutkuna, Irak ordusunun gücü, kuvveti ve savaş üstünlüğüne bağlayanlar konuşuyor ekranlarda. Reisin öyle kuvvetli bir nefesi var ki, "Bir ey" çekti mi dağlar taşlar dümdüz oluyor. (Ekonomi hariç). Ama ben bu kadar işlerin kolay halledildiğine inanan bir kişi değilim. Ben bu gelişmenin, Barzani gibi sinsi bir tilkinin, yıllardır ABD’nin ve İsrail’in müttefiki yandaşı, kuklası, usta bir oyuncunun yeni bir oyunu olduğunu sanıyorum. Belki Washington, Moskova ile enerji anlaşması imzalayan bu yanardöner Kürt liderine uygun zamanı beklemeyi önerdi. Bilmiyoruz, bekleyip göreceğiz.

Oysa son günlerde başka bir oyun gölgelerden güneş ışığına çıktı. Rıza Sarraf olayı konusuna daha önce ilgi göstermeyen Amerikan basını, olayı birinci sayfalarına taşıdı. Aynı durum televizyonlarda da oldu. Mesela CNN’de (CNN Türk’ü kastetmiyorum, o kanal yandaş takıma katıldı) yayınlanan bir mülakatta, görevden alınan savcı Bharara, asrın liderinin kendisinin görevden alınması konusunda Trump'a telkinde bulunduğunu açıkladı. Obama yönetimi sırasında, özellikle Başkan yardımcısı Biden’dan reis, bu işin hal olması için ısrarcı olmuş. Hatta konu o kadar aile meselesi haline getirilmiş ki, eşleri dünya meselesi konuşup kahve içerken, Biden’ın eşinden Emine hanım ricacı olmuş. Melun ve hain Amerikalı gazetecilerin yazdığına göre Emine Hanım bayan Biden’a Rıza Sarraf’ın iyi bir çocuk olduğunu ve “kocana söyle de Rıza’yı salıversinler” dediğini bile yazdılar. Şu papazla takas konusuna girmiyorum bile o konu bayatladı.

Anlaşılan Rıza Sarraf olayı bilinen ve açıklanandan çok daha fazla tehlikeli külliye için. O kadar Trump’a ulaşmak için tutulan lobiciler falan artık saklanamaz boyutlarda. İşin garibi duruşmalar başlamadan önce Rıza’nın salıverilmesi sağlanmazsa, Rıza’nın ötmeye başlayacağı konusunda Washington ve New York’ta dolaşan söylentiler var. Acaba neler anlatacak ki? Zafer Çağlayan'ın saati mi yoksa Egemen Bağış'ın ağabeyliğini mi? Tüm bunları bugüne kadar konuya ilgisiz kalan Amerikan basınında son günlerde yaşanan heyecan ve ilgi.( Bu arada Rıza Sarraf'ın akladığı para ve dağıttığı rüşvet miktarı dudakları uçuklatıyor. Meraklısı için Sarraf iddianamesinde var sayılar)

Şimdi diyebilirsiniz ki, Kerkük mü önemli Rıza mı? Bence tabii ki Rıza. Veya sorabilirsiniz İdlip mi ülkenin gündemi yoksa Halk Bankası genel Müdür yardımcısı mı? Bence gene Rıza ve banka müdürü. Çünkü artık iç ve dış konular birbirine geçti ve doğrular yanlışa yanlışlar doğruya döndürülmeye çalışılıyor. Sonuçta önümüzdeki ay New York’ta jürili duruşmalar başlayacak. Eğer Rıza, Amerikalıların tabiri ile “Plea Barganing” yani cezası azalsın diye itirafçı olmazsa bir daha güneş yüzü görmeyecek. Adam genç. Şarkıcı bir kadınla evlenmiş. Hayat uzun. Bizimkiler sayesinde koca birde servet yaptı. Neden hapishane köşelerinde çürüsün? Bence birkaç duruşma sonrası olayı bağlar. Tabii o zamana kadar asrın lideri Allah sağlık ve afiyet versin ülkenin başında kalırsa.

Savaş SÜZAL, 19 Ekim 2017

Re: Şu Rıza Sarraf bir konuşursa / Savaş SÜZAL

İletiGönderilme zamanı: Pzt Eki 23, 2017 15:38
gönderen Gönül Pınar Atacı
Muhteşem bir analiz ve sentez. Teşekkürler sayın Savaş SÜZAL. Sağolun varolun.