1. yüz (Toplam 1 yüz)

Yargıya Güven! / Levent BULUT

İletiGönderilme zamanı: Pzr Kas 12, 2017 9:16
gönderen Oguzhan34
Fatih Sultan Mehmet, İstanbul'da bir Rum'dan talepte bulunur. Der ki:
"Orada cami yapacağım, arazini bana satmanı istiyorum."
Fatih o arsanın bedelinin çok çok üstünde bir bedel ödemek istemesine karşılık, Rum bir türlü arsasını satmaya yanaşmaz…
Fatih: "O kadar fazla para verdiğim hâlde bu adam arazisini vermiyor. Demek ki bunu inadından yapıyor, nefsanî davranış bu. Ben cami yapacağım ve benimki nefsanî değil ruhanî" diyor.
Bastırıp alıyor adamın arsasını ve camiyi yapıyor.
Adam perişan, üzgün… Karşısında cihan padişahı var.Son adam her şeyin üstü…
İki dudağının arasında her şey, diye düşünüyor…
Vurun kellesini dese kim kurtarabilir kendisini.
Derdini bir arkadaşına anlatıyor.
Arkadaşı diyor ki: "Gidersin kadıya, adaletsizliği anlatırsın. Padişah da olsa o hesabı görür."
Adamcağız hiç inanmıyor ama, "Hadi gideyim mahkemeye." diyor.
Kadıya müracaat ediyor.
Mahkemede karşısında Fatih'i gören Rum şaşırıyor.
Fatih Sultan Mehmet'in adamın arsasını zorla iktisap etmekten elinin kesilmesi konusunda bir karara varılıyor.
Deniyor ki: "Bunun bedeli şu kadar altın, bu kadar altına karşılık, onun elinin kesilmesinden vazgeçiyorsan, Padişah ödemese bile, onu sana beytü'l-mal öder. Razı mısın?"
Adam tüm bu yaşananlar karşısında, hayrete düşüyor "Nasıl razı olmam ki…" diyor ve davasından bedelini de alarak vazgeçiyor.
***
Görüldüğü üzere adaletin olduğu bir ülkede padişah, gayrimüslimin arsasına bedelinden çok fazla para ödemiş ve cami yaptırmış olmasına rağmen, adam rıza göstermedi diye mahkeme önünde hesap verebiliyor..
Peki, şimdi soralım: Bu olay günümüzde yaşansa ne olurdu? Düşünün; ülke yöneticilerinden biri her hangi bir arsaya bedelini vererek bir cami yaptırmak isteyecek, arsanın sahibi vermeyecek. Yetmezmiş gibi üstüne gidip mahkemeye şikâyet edecek. Mahkeme cami yaptırmak isteyeni haksız bulacak.
Vay anam vay... Kıyamet kopmaz mı?!
Gayrimüslimin ne geziciliğini, ne CeHaPe zihniyetçiliğini, ne FETÖ'cülüğünü bırakırlardı. Hatta ajanlıkla suçlanır, dış güçlerin, faiz lobicilerinin büyüyen Türkiye'yi kıskandığından dem vurulurdu. Hadi diyelim ülkemizde hâlâ vicdanlı savcılar, hâkimler var, bir hâkim şikâyetçiyi haklı buldu ve cami yapımını durdurma kararı aldı. Hayal edebiliyor musunuz başına neler gelebileceğini? Hâkim istediği kararı alsın, anında bir KHK ile o arsayı kamulaştırma kapsamına alıp istediklerini dikerlerdi. Hatırlayın Danıştay, 'enerji tasarrufu' gerekçesiyle hayata geçirilen yaz saati uygulamasının 'sürekli hâle gelmesine' dair bakanlar kurulu kararının yürütmesini durdurmuştu. Hükümet ise bir KHK ile yaz saati uygulamasını kalıcı kılmıştı.
***
Ülkemizde yaşananlar karşısında artık yargı bağımsızlığı ciddi olarak tartışılıyor. Örneğin; Büyükada'da tutuklanan insan hakları savunucularının serbest bırakılmasını Alman Der Spiegel dergisi, Eski Almanya Başbakanı Gerhard Schröder ile Erdoğan arasındaki gizli pazarlığın sonucu olduğunu ileri sürdü. Oysa havuz medyasında ne manşetler atılmıştı. Hatırlayın:
- Belgeler hainliği kanıtlıyor, işte masadaki ihanet haritası!
- Arkalarında CIA var, arkalarında İngiliz istihbaratı var!
- Sokakları karıştıracaklardı, Gezi benzeri kalkışma planlıyorlardı!
- Büyükada'da bir otelde kan donduran darbe toplantısı!
***
Eeee hani bunlar kalkışma planlıyorlardı? Kesin suçlayıcı manşetlerle havuz medyasında hedef gösterildiler ama serbest kaldılar. Serbest kalmalarına bir sözüm yok olamaz. Zira gayet tabiki suçsuz oldukları mahkemede ortaya çıkabilir. Kafaları karıştıran Alman dergisinin iddiası oldu. Ha keza bir başka olay ABD ile vize sorununda yaşandı. ABD Büyükelçiliği vize başvurularını sınırlı bir şekilde alacağını duyurup "Bundan sonra Türk hükümeti bizim yerel bir çalışanımızı gözaltına alma ya da tutuklama niyeti önceden Amerikan hükümetine bilgi vermeyi taahhüt etmiştir" denildi.Türkiye bu açıklamayı reddederek "Bir güvence verilmesi söz konusu değildir" dedi. Yargı bağımsızsa ve bağımsız bir ülkeysek zaten olması gereken de budur. ABD bu açıklamasını neye dayanarak yaptı bilmiyorum ama artık şunu görmek gerek.
Ver imamı al papazı mantığında hareket edip Türk yargısı bağımsızdır demekle, ne yazık ki yargıya güven sağlanamıyor.

Levent Bulut