1. yüz (Toplam 1 yüz)

Besle Kargayı Oysun Gözünü! / Özgen ACAR

İletiGönderilme zamanı: Sal Ara 05, 2017 12:20
gönderen Oğuz Kağan
Besle Kargayı Oysun Gözünü!

“‘Sarraf’ Adlı TV Dizisi!” başlıklı geçen haftaki yazım, “ABD’deki Rıza Sarraf davası, renkli, gizemli bir TV dizisine dönüşmeye başladı” cümlesi ile başlıyordu.

İran’dan gelen bir “tveet” ise şöyleydi: “ABD’de Sarraf davası tipik bir Türk dizisi oldu!” Gerçekten bir Türk yapımcı, iyi bir polisiye senaryo yazarı ile anlaşıp bu olayı başından bu yana, dikkatle izleyip bir TV dizisi yaparsa, değil Türkiye’de, dünyada izlenme rekorları kırar…

* * *

Bu olayda benim anlayamadığım çeşitli noktalar var… CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bazı belgeleri açıklıyor. Anında AKP Reis-i Umumisi, belgeleri görmeden incelemeden “sahte” diye demeç veriyor!

Devletin, halkın ortak malı olan TRT, CHP’nin açıklamasını yayımlamadan, AKP Reis-i Umumisi’nin demecini yayımlıyor. Aynı durum, öteki çıkardaş yayın organlarınca da uygulanıyor.

Temel kural, önce ana haberi tam ve doğru ver, sonra yankıları yayımla, değil mi? Bu kural TRT ve çıkardaş yayınlarda geçerli değil!

* * *

Sarraf, “İran’a yönelik” ambargoyu delmek ve kara para aklamak suçlamasıyla” ABD’de tutuklandı, sonrasında suçlarını itiraf ederek tanık oldu!

AKP Reis-i Umumisi, bir zaman “Türkiye’nin, Amerika’nın İran’a uyguladığı ekonomik yaptırımları ihlal etmediğini” söylemişti.

Sarraf davasından sonra, 2-3 gün önce “Ama ambargoyu asıl ABD deldi!” dedi, “ABD’li Boeing ile İran arasında uçak satış anlaşmalarını” örnek gösterdi. “Ama sen de yaptın!” gibilerden dolaylı bir itiraf değil mi?

* * *

“Nev Yorklu savcıların gıyabında” dava açan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, şimdi de Sarraf hakkında, “TC Devleti’nin güvenliği, iç ya da dış siyasal yararları bakımından gizli kalması gereken bilgileri, yabancı devlet lehine siyasal ve askeri casusluk maksadıyla sağladığı” gerekçesiyle soruşturma başlattı.

Bununla da kalmadı, Sarraf’ın ve yakınlarının “mal varlıklarına el koyma kararını” çıkardı. Peki, Sarraf’tan rüşvet alan bakanların mal varlıklarına neden el koyulmuyor?

Kılıçdaroğlu soruyor: “Sarraf’a devletin gizli belgelerini kim teslim etti ve belgeler verilirken hükümette kim vardı? Sen devleti yönetiyorsun, o zaman çık bunların tamamını millete anlat. Kendisine, salıya kadar izin veriyorum!”

Bakalım bugün sorumuzun yanıtı ile ne gibi gelişmeler olacak?

* * *

Savcılık, “belgeleri” ABD’ye götüren, biri eski CHP milletvekili olan, iki kişi hakkında gıyabi tutuklama kararı da çıkardı. Ayrıca, ABD’li savcılar hakkında dava açmamış mıydı? Sarraf’ın mal varlığına el koymamış mıydı? Oysa AKP Reis-i Umumisi “belgelerin sahte olduğunu” söylemedi mi?

“Belgeler sahte” diyen AKP Reis-i Umumisi mi, İstanbul Savcılığı mı, yoksa Nev York savcıları mı daha iyi biliyor? “Sahte” ise, neden bu davaları açıyor?

Sarraf’a “sır belgeleri” verenler, “törenle ödül de” vermişlerdi. Neden onlar hakkında soruşturma yapılmıyor?

* * *

Nev York’ta bülbül gibi öten Sarraf, “İlgili ticari işlemlerin AKP Reis-i Umumisi’nin talimatıyla yapıldığını” öne sürdü!

Davanın yargıcı Richard Berman, “birçok şeyi etkileyebilecek bir ses kaydı olduğunu” söyledi ve bu ses kaydını sunmadan önce savcılıktan “davanın selameti” açısından “doğrulanmasını” istediğini söyledi.

Üç bakanın belgelerine “sahte” demeyip uzaklaştırıldıklarında, kendi ses kaydına “montaj” diyerek yırtanlar, bu ses kaydı açıklanınca bakalım ne diyecekler?

* * *

Vezir-i Azam şöyle konuştu: “Sarraf, inşallah içinde bulunduğu yanlıştan, hatadan döner! Zaten kendisi de hapisten çıkmanın en kolay yolu ‘satmak’ ve ‘Satarım alıcısı olursa!’ diyor? Buradan açıkça ifade ediyorum. Bu dava hukuki olmaktan çıkmış, tamamen siyasi şekle dönüşmüştür. Amaç Türkiye’yi sıkıştırmaktır. Türkiye’yi zora sokmaktır!”

Ülkeyi yönetip bu duruma düşürenler neden “zora” sokulmuyor da 80 milyon Türk zora sokulmak isteniyor? Yoksa bazı yöneticileri zor günler mi bekliyor? İşimiz inşallah ile maşallaha kaldı!

* * *

Tutukluyken, salata yüzünden bir başka tutukluyla kavga eden, bir başkasının ayakkabısını satın aldığı için “hücreye” de konulan Sarraf, “kendisine alkol getirmesi ve cep telefonunu kullandırması için bir gardiyana rüşvet verdiğini de” mahkemedeki duruşmada kabul etmiş!

Alışmış kudurmuştan beterdir! Sarraf rüşvet verme alışkanlığını orada da sürdürüp, bülbül gibi öttükçe ötüyor! TV dizimiz sürüyor…

Özgen ACAR, 5 Aralık 2017