1. yüz (Toplam 1 yüz)

Sandık kurulları için seferberlik / Çiğdem TOKER

İletiGönderilme zamanı: Cum May 18, 2018 11:02
gönderen Oğuz Kağan
Sandık kurulları için seferberlik

Ne adayların miting performansı, ne vaatler ne başka bir şey. İçinde bulunduğumuz şu günlerde, 24 Haziran sabahı için, altı kişilik sandık kurullarında boş koltuk kalmamasını sağlamaktan daha öncelikli konu yok.

Üstelik bunu yapmak için zaman çok dar. 1 Haziran’a kadar.

Zaman baş döndürücü hızda akarken gözden kaçıyor:

Bu seçim sadece OHAL altında değil, AKP lehine işleyecek/işletilecek “yeni” kurallarla yapılacak. Ve eğer -MHP dışındaki- muhalefet partileri, bu sisteme yönelik güçlü bir hazırlık yapmazsa, seçim günü Türkiye genelindeki bütün sandık kurullarının AKP etki ve gölgesinde görev yapma olasılığı yüksek.

* * *

Bu işe kafa yoran, çabalayan gönüllü yurttaş grubuyla görüştüm. Seslerinin duyulmasını istiyorlar. Konu biraz teknik görünse de anlatmak gerekiyor.

Adım adım gidelim:

- Sandık kurullarının nasıl oluşacağı, görev ve yetkileri 135 sayılı YSK genelgesiyle ilan edildi. Buna göre sandık kurulları 1 başkan, 6 asil, 6 yedek üyeden oluşacak. 5 üyeyi siyasi partiler verecek.

- Burada kriter son seçime katılmak üzerinden belirlendi. İYİ Parti’nin sandık kurullarına üye verme hakkı bulunmuyor. Ve bu temel bilgi az biliniyor.

- Gelelim düğüm noktasına: Bazı siyasi partiler sandık kurulu için üye bildirmez, ya da bildiremezse İlçe Seçim Kurulu o partinin üyesinin yerine, en yüksek oyu alan partiden birini atayabilecek.

- Seçim günü, her sandıkta seçimin başlamış sayılması için dört kişinin varlığı yetiyor.

Bir başkan üç üye. Ve sandık kurulu başkanları ilk kez atanmış kişilerden oluşacak. İlk kez.

Kim oturacak?

135 sayılı genelge ile ilk kez ortaya çıkan iki soru işareti:

- Sabah erkenden, diyelim ki başkan, atanmış üye, AKP üyesi ve MHP üyesi ile dört kişi toplandı. Sandık kurulu başkanı, “Dört kişi olduk, yemin edip başlayalım” diyecek mi?

- Veya dört kişiden kalan iki boş koltuğu kendisi mi dolduracak?

Üsküdarlı okurlarımız, 135 sayılı genelgenin kuralları üzerinden örneği ilçelerinden veriyor:

1 Kasım 2015 seçim sonuçları: AKP yüzde 47.9, CHP yüzde 33.7, MHP yüzde 9.5, HDP yüzde 6.5, SP yüzde 0.8

Bu sonuçlara göre sandık kuruluna üye vermeye hakkı olan 5 parti AKP, MHP, CHP, HDP ve SP. Referandumda Üsküdar’da toplam 1019 sandık vardı. Bu sayının aynı kalacağı varsayımı altında ittifak yapan AKP ve MHP 1019 sandık için üye verecektir.

CHP’nin de 1019 sandık için asil ve yedek üye bildirme sorunu olmayacak.

Şimdi geliyoruz en kritik yere. Düğüm noktasına:

Üsküdar örneği üzerinden HDP ve SP’nin 1019 sandık kurulu üyeliğinin tamamına yetecek gönüllü sayısını bulması kuşkulu görünüyor. Diyelim ki sadece 519 sandık için ilçe seçim kuruluna üye bildirirse, işte bu genelgeye göre Üsküdar İlçe Seçim Kurulu 600 sandığa AKP’den üye atayabilecek.

Böyle bir kompozisyonun güvenli bir sayım döküm işlemi yapacağına itimatı yüzde 100 mü?

Gönüllü olmak şart

Peki çare ne?

Çare, hafızalarda taze iki örnekteki “demokrasi” yaklaşımını benimsemek.

CHP’den 15 milletvekilinin demokrasi için İYİ Parti’ye geçişi, 100 bin imzayla cumhurbaşkanı adayı olmak isteyene ayrım gözetmeden imza vermek gibi.
Parti ayrımı gözetmeden. Burada da gücü olan muhalefet partisinin kimlik ve ideoloji ayrımı yapmaksızın sandık kurullarında boş koltuk kalmamasını sağlamak üzere görevlendirme yapması.

“Bir CHP’linin, kurul üyesi bildiremeyen HDP ya da SP yerine sandık kurulu üyesi olması, onu HDP’li, SP’li yapmaz” diyor okurlar ve şöyle izah ediyorlar:

“Önceki seçimlerde müşahitlik yaparken, hangi partinin müşahit kartını taşıdığımızı önemsemedik. Tek önemsediğimiz oyumuzu korumaktı. 24 Haziran’da boş kalabilecek sandık kurulu üyelikleri için, parti, kimlik ayrımı yapmadan gönüllü olmamız gerekiyor. Aksi halde boş kalacak binlerce sandık koltuğuna AKP’lilerin atanması kuvvetle muhtemeldir.”

Seçim günü sandık kurullarında, ülke genelinde AKP’li görevlilerin çoğunlukta olduğu bir kompozisyon teorik olarak mümkün.

Bu olasılığı daha adil bir denkleme oturtmak içinse 14 gün var.

Çiğdem TOKER, 18 Mayıs 2018