1. yüz (Toplam 1 yüz)

İşbirlikçi İstihbarat ve küresel kaplama / Prof. Dr. Sait YILMAZ

İletiGönderilme zamanı: Cmt May 19, 2018 15:38
gönderen Oğuz Kağan
İşbirlikçi İstihbarat ve küresel kaplama

Soğuk Savaş süresince CIA, analitik süreçler ve ikaz istihbaratı konusunda sınırlı kabiliyetlere sahipti. 1990’lardan sonra küresel tehditler karşısında, eski tip istihbaratçılar için kör bölgeler ortaya çıktı. Artık ellerindeki analitik lensler işe yaramıyordu. Buna çare bulmak için önce 2004 yılında CIA ve RAND Corporation birlikte bir çalışma yaptı. Analizcilerin sürekliliği olan, daha serbest, yaratıcı ve işbirliği olan bir ortamda varsayımlarını sorgulaması ve düşüncelerinin aynı geçmiş, eğitim veya milliyetten gelmeyen uzmanlar tarafından denetlenmesinin uygun olacağı düşünüldü. Kendi kaynaklarınız ile büyük resmi anlamanız küresel bilgi ortamında oldukça küçük bir yer kaplar, diğer bölümlerde sözsüz anlama, açık kaynak bilgileri ve gizli bilgiler vardır. Küresel genişlikte kaynaklardan yararlanma fikri eskisine göre bu yeni bir paradigma idi ve bir ad bulundu; “işbirlikçi istihbarat”. CIA, işbirlikçi istihbarat paradigmasını denemeye başladı. Buna açık istihbarat ve uydu istihbaratının öne çıktığı ‘küresel kaplama’ konsepti eklendi. ABD’in sembolü olan ve küresel gözetlemeyi temsil eden ‘kartal’ artık hem görecek hem anlayacaktı.

Neden işbirlikçi istihbarat? Küresel Kaplama konsepti...

Geleneksel istihbarat kontrollü giriş yapardı, dış ülkelerle sınırlı ilişki vardı ve genellikle sert hedeflere odaklanırdı. Geleneksel paradigma, sert hedeflerin niyetleri ve kabiliyetleri için belirli bilgiler peşindeydi. İşbirlikçi model ise uzmanların görebileceği çeşitli konular, anomaliler ve diğer öngörüleri tarıyor. İşbirlikçi model, “(bilimsel) anlama yönetimi” ve “yenilikçilik” isteyen akademi ve iş dünyasından faydalanır. Çünkü onlar farklı perspektifleri olan insanları bir araya getirir, öngörü ve uzmanlıklarını saygın bir yolla birleştirir. Birçok yeni fikir, eski ya da mevcut bilgilerden doğmuştur yani tamamen yeni değildir ama yeni öngörüler sağlar. İskoç yenilik uzmanı David Robson, Aralık 2006’da istihbaratçı dinleyicilerine şöyle demişti; “Bütün akıllı insanlar sizin için çalışmıyor ya da siz onları işe almak istemezsiniz ama araştırmalar gösteriyor ki kimse herkes kadar akıllı değildir. Daha açık, daha şebeke merkezli bir model, şebekenin gelişmesinden daha hızlı bir şekilde sizin anlamanızı geliştirecektir.” CIA’nın “Ulusaşan İlişkiler Ofisi”, yeni işbirliği yöntemlerini test etmek için İşbirliği Laboratuarı (CoLab) kurdu.

1997 yılında artık “geleneksel roller ile ani çıkan krizlere çözüm getirilemeyeceği” değerlendirmesi yapılarak, “küresel kaplama” kararı verilmişti. Küresel kaplama konsepti çerçevesinde açık kaynak istihbaratı, ana toplama kaynağı olarak belirlendi. Öte yandan, sosyal medyanın hızlı gelişimi ile geleneksel medya kaynaklarından (gazete, tv vb.) çeşitli sosyal medya vasıtalarına (Facebook, Twitter, Youtube vb.) odaklanıldı ve alan genişletildi. Sosyal medya vasıtası ile çeşitli halkların nabzı tutularak daha fazla uyarı kabiliyeti ve ufuktaki konuların daha iyi algılanması hedeflendi. Küresel kaplama, bununla da kalmadı ülke içi ve dışındaki akademisyen ve özel sektör uzmanlarına el atarak alternatif bakışlar temin etmeyi ve bilgi üssü alanını genişletmeyi hedefledi. İstihbaratçılar ile bilim adamları ve iş dünyası arasında yeni teknolojileri de kullanarak daha hızlı ve akıllı grup çalışmaları yapmanın yolları araştırılıyor. Wiki sayfaları da bu tür amaçlara hizmet ediyor; bilgiyi yaymak ve toplamak. Her şeyden öte işbirlikçi istihbarat modelinin tüm dünyaya yayılması için bir kültür oluşturuluyor.

ABD ve Akademisyenler...

ABD Dış İşleri Bakanlığı ve CIA, 70 yıldır üniversitelere kendi görevlilerini yerleştirmektedir. Bu görevliler bir yandan eleman örgütlerken, bir yandan da CIA ile akademisyenleri arasında eşgüdüm sağlamaktadır. Amerikalılar, özellikle emperyalizm ve yönetici sınıfın sömürüsü üzerine yayınlar yapan, dergiler çıkaran düşünce merkezleri ile çalışır ve sınıfsız kimlik politikaları, post-modern teori çalışmaları, etnik-ırkçı çatışmalar hakkında özel sayılar yayınlarlar. ABD, müttefiklerinin ve onlarla müşterek yürüttükleri projelerin deşifre olmasını istemezler. Bu yüzden, İngiltere ve İsrail üzerinde en az çalışılan ülkelerdir. Anglo Amerikan narkotik ağları akademik olarak asla çalışılmaz. “Şiddet” ve “Otoritercilik” üzerine hazırlanan akademik raporların asıl amacı, ABD’nin uyguladığı ekonomik yaptırımların, halkın fakirleştiğinin ve bir darbeye ihtiyaç olduğunun propagandasını yapmaktır. Bu taktikler özellikle Latin Amerika, Orta Doğu ve Güney Asya’da 70 yıldır test edilmiştir.

Amerikan hükümeti ve elçilikleri diğer ülkelerde destekledikleri projeler, burslar, konferans ve sempozyum davetleri hatta öğle yemekleri ile size sorguya çeker, istihbarat elemanları ve yerel işbirlikçilerle ulaşamayacakları bilgileri akademisyenlerin ağzından ve çoğu kez raporlarından alırlar. Amerikalı resmi yetkililer ve istihbarat analizcileri bu sorgulamaları (debriefing) dört gözle beklerler. Tabii ki tüm akademisyenler muhbir değildir ama bilerek ya da bilmeyerek ülkenizdeki siyasi gelişmeler, muhtemel politikalar, partiler, liderler ve nihayet halkın tutumu ile ilgili çok değerli bilgiler sağlarlar. Böylece Amerikalı analizci nerede bozucu faaliyet yapabileceğini, kimleri kullanabileceğini ve destek olması gerektiğini belirler. Kasım 2005’de Harvard Üniversitesi sponsorluğunda yoğun atölye çalışmaları yapıldı. CIA’nın Küresel Gelecekler Ortaklığı, 20’den fazla ülkeden 120 uzmanı davet etti. Üç günlük çalışma sonucunda ayrı bir Küresel Gelecekler Forumu (GFF) oluşturulması kararlaştırıldı. Bu forum, küresel güvenlik sorunları konusunda işbirliği yapılması için açık, çok taraflı ve çok sektörlü bir şebeke oluşturacaktı. GFF, ABD Dış İlişkiler Konseyi (CFR) içine kaydırıldı ve CFR Konseyi adını aldı. CFR Konseyi’ne bağlı olarak 120 ülkede (Türkiye’de Global Relations Forum) bağlı forumlar kuruldu.

Sonuç

Akademisyenler ve istihbarat analizcileri aynı ailenin üyeleri, kuzenleridir. Akademik çalışmanın üretimi ile bitmiş istihbarat analizinin üretimi benzerdir; kişinin bilgi toplama (araştırma) kabiliyeti, bu bilgiyi değerlendirmesi (düşünme) ve bulgularını aktarması (yazma ve konuşma) ile ilgilidir. Ancak, aynı zamanda aralarında büyük fark da vardır. Akademisyenler, istihbaratın pratiği için gerekli anlama ve açıklama için bilgiyi geliştirme, doküman haline getirme ve dağıtımında iyidirler. İstihbaratta pratik tecrübesi önemlidir ama birkaç akademisyenin de bu pratik için söyleyecek sözü vardır. İşbirlikçi istihbarat çalışmaları, ABD’nin küresel kaplamaya geçmiş istihbaratı içinde özellikle akademik dünyada açık kapsamlı çalışmalar ile ülke güvenliğimizi tehdit etmektedir. Seçilen akademisyenler genellikle ılımlı ya da radikal muhaliflerdir ve muhtemelen siyasi ya da kişisel (istismar edilebilecek) hassas tarafları vardır. Sanıldığının aksine özellikle solcu, anti-emperyalist gözüken kişilere yaklaşılır. Özetle akademik muhbirler, ABD’nin tek dünya hükümeti hedefine hizmet etmekte ve Amerikan istihbaratının profesyonel operatörlerinin ölümcül işlerini takviye etmektedirler.

Prof. Dr. Sait YILMAZ, 19 Mayıs 2018